X

Çok fazla şeker tüketiminin vücudunuzda 8 olumsuz etkisi

Bayramda baklavasız, akşam yemeği sonrası tatlı atıştırmalıksız ve sonbahara özel kurabiyelerin yapılmadığı aşırı şekersiz bir hayat düşünmek zor değil mi? Şekeri tamamen hayatımızdan çıkarmak oldukça imkansız ama dikkatli tüketmek elimizde. Amerikan Kalp Derneği, kadınların günde 6 çay kaşığından, erkeklerin ise 9 çay kaşığından fazla şeker tüketmemesi gerektiğini öneriyor. Yani, günlük ideal şeker miktarı 25–36 gramı geçmemeli. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise günlük şeker tüketiminin en fazla 50 gram, tercihen 25 gramı geçmemesini tavsiye ediyor.

Ama bunu pratikte hayata geçirmek düşündüğünüzden çok daha zor. Çünkü bir bardak kolada 28 gram şeker var. Meyveli yoğurtların bir paketinde ise 10-20 gram arası şeker içerebiliyor. Yani çoğu zaman farkında olmadan önerilen miktarın iki katı kadar şeker tüketiyoruz.

Aslında yediğimiz şekerin büyük kısmı bilinçli olarak değil, “gizli şeker” olarak geliyor. Çünkü neredeyse her şeyde hem doğal hem de işlenmiş şeker var.

Farkında olmadan tükettiğimiz gizli şekerler

Şeker sadece tatlılarda değil; farkında olmadan günlük besinlerimizde de karşımıza çıkıyor. Paketli ürünlerin etiketlerinde şeker, birçok farklı isimlerle yer alır. Bu yüzden bir yiyeceğin “az şekerli” olduğunu düşünseniz bile aslında yüksek şeker içerebilir. İşte sıkça rastlanan gizli şeker türleri:

  • Sukroz: Tatlı yaparken, çaya dökmek için evde kullandığımız şeker.
  • Glukoz / Dekstroz / Glukoz şurubu: Hazır meyve suları, reçeller, hazır soslar, hazır tatlılarda sıkça kullanılır.
  • Fruktoz: Meyve şekeri; bazı meyveli yoğurtlar ve enerji barlarında bulunabilir.
  • Mısır şurubu / Yüksek fruktozlu mısır şurubu: Gazlı içecekler, hazır meyve suları, bazı atıştırmalıklarda kullanılan yüksek oranda işlenmiş şeker şurubudur.
  • Maltoz: Ekmek ve alkolde sıklıkla bulunan malt şekeridir.
  • Laktoz: Süt ve süt ürünlerinde doğal olarak bulunan süt şekeridir.
  • İnvert şeker: Sakkarozun parçalanmasıyla oluşur ve bazı paketli tatlı atıştırmalıklarda kullanılabilir.
  • Bal, akçaağaç şurubu, agave şurubu, pirinç şurubu: Doğal tatlandırıcı gibi görünse de şeker içerir; granola, meyveli yoğurtlar, kahvelerde kullanılabilir.

Şeker yediğimiz ya da içtiğimiz çoğu şeyde; hazır soslarda, ekmekten meyveli yoğurda kadar pek çok üründe gizli olabilir. Ürün etiketleri okumak, hangi şekeri tükettiğiniz bilinci sağlar ve şeker tüketiminizi farkına varmanıza etki edebilir.

1.Kilo alımı ve sürekli acıkmak

Şeker, sadece hızlı kilo aldırmakla kalmaz, aynı zamanda sizi sürekli aç hissettirir. Bunun nedeni, şekerin kan glukozunu kısa süreliğine fırlatması ama lif eksikliği yüzünden tok kalmayı sağlayamamasıdır. Sonuç? Sürekli atıştırmak, fazla yemek ve tabii ki kilo artışı. Yani sık acıkıyorsanız, fazla şeker tüketiyor olabilirsiniz.

2.Sivilceler

Tatlı krizlerinin görünür bir yan etkisi de cildimizde kendini gösterir. Şeker insülin seviyenizi yükseltir ve IGF-1 adı verilen bir hormon devreye girer. Bu ikili yağ bezlerini ve keratini uyarır; gözenekler tıkanır, sivilceler ve iltihaplar ortaya çıkar.

3.Tatlı krizleri ve ruh hali değişimleri

Kan şekerinizin ani yükselip düşmesi, tatlı krizlerini kaçınılmaz hale gelir. Bazı insanlar bu iniş çıkışlardan ruh hali dalgalanmaları, ani yorgunluk veya sinirliliğe sebep olabilir.

4.Zayıf bağışıklık sistemi

Fazla şeker, bağırsak dengenizi bozar. Basit şekerler ince bağırsakta tam olarak emilemeyince kalın bağırsakta bakterilere besin olur. Bu bakteriler lipopolisakkarit adı verilen endotoksinler üretir; kana karıştığında ise sessizce iltihaplanmaya ve bağışıklık sistemini zayıflatır.

5. Hızlandırılmış yaşlanma

Şekerin vücutta bıraktığı izlerden biri de yaşlanmayı hızlandırmasıdır. Yüksek şeker, ciltteki kolajen ve elastin lifleri üzerinde etki ederek AGE (İleri Glikasyon Son Ürünleri) oluşumunu tetikler. Uzmanlara göre bu süreci bir tür “karamelleşme” gibi düşünebiliriz; kolajen lifleri idealde paralel olmalı, ancak fazla şeker çapraz bağlar oluşturarak dokuların sert ve kırılgan hale gelmesine yol açar. Zamanla vücut kendini onarmakta zorlanır, kolajen kalitesi düşer ve cilt elastikiyetini kaybetmeye başlar.

6. Enerji düşüşü

Şeker; geçici bir enerji patlaması sağlasa da, ardından enerjinizi düşürür. Fazla şeker uyku kalitenizi bozabilir ve bu nedenle ertesi gün kendinizi yorgun ve halsiz hissedebilirsiniz.

7. Sindirim sorunları

Mideniz ve bağırsaklarınız da fazla şeker tüketiminden etkilenir. Şişkinlik, düzensiz bağırsak hareketleri, kabızlık veya bazen ishal gibi sorunlar şekerin fazla tüketilmesiyle ilişkilendirilebilir.

8. Beyin sisi

Fazla şeker tüketmeniz konsantrasyonunuzu zorlaştırabilir. Zihinsel olarak bulanıklık hissedebilir veya baş ağrısı yaşayabilirsiniz.

Sağlık açısında çok fazla şeker tüketmenin riskleri nelerdir?

Belirli bir beslenme alışkanlığınız varsa veya bilinçli şeker tüketiyorsanız, elbette beslenme düzeninize dikkat etmenize gerek yoktur. Ancak sürekli olarak çok fazla şeker tüketmek sağlık açısından oluşturabileceği riskler ise şöyledir:

  • Şeker yükselmesi ve düşmesi sebebiyle sürekli yorgun hissetme
  • Kilo alımı
  • Tip 2 diyabet, kalp hastalığı ve karaciğer yağlanması gibi kronik hastalık riskinin artması
  • Diş çürükleri ve diş eti sorunları
  • Sivilce, iltihap ve diğer cilt problemleri
  • Anksiyete veya depresyona yol açabilecek ruh hali değişiklikleri
  • Zayıf bağışıklık sistemi
  • Bağırsak sağlığının bozulması

Vücudunuzdaki fazla şekeri nasıl azaltabilirsiniz?

Aslında sihirli bir “şeker detoksu” yaparak vücudünüzdaki şeker oranını azaltamazsınız. Çünkü vücut kendini dengelemekte zaten oldukça başarılı. Ama bu süreci desteklemek ve daha sağlıklı hissetmek için yapabileceğiniz şeyler var. 

Öncelikle gün içerisinde bol su içmek, böbrek ve karaciğerin doğal temizleme işlevini güçlendirir. Lif ve protein açısından zengin besinler tüketmeniz de kan şekerinizi dengelemenize yardımcı olacaktır. Brokoli, karnabahar ve kara lahana gibi sebzeler karaciğerin şekeri işlemesine yardımcı olur. Düzenli egzersiz, sağlığınız için en önemli etkenlerden biridir. Bu nedenle kısa bir yürüyüş ya da hafif bir hareket bile vücudunuzun fazladan şekeri enerjiye dönüştürmesine yardımcı olur.

Şeker tamamen hayatınızdan çıkarmanız gereken bir düşman değil; önemli olan onu bilinçli ve dengeli tüketmek. Yeme tercihlerinizde küçük değişiklikler ve farkındalık, hem enerjinizi hem de sağlığınızı korumanıza yardımcı olabilir. Tatlı keyfini yaşarken bedeninizi de ön planda tutmak mümkün.

Kaynak: vogue.com

İlginizi çekebilir: Şeker, ruh sağlığını nasıl etkiler?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale