X

Güçlü bireyler yetiştirmek için çocukları kontrol altında mı tutmalı yoksa özgür mü bırakmalı?

Çocuklarının güçlü, başarılı, kendi ayakları üzerinde duran, özgür bireyler olarak yetişmesi her ebeveynin en büyük temennilerinden biri. Kendi kararlarını alabilen, özgüveni yüksek yetişkinler olabilmeleri için çocukluk döneminde ebeveynlerinin tutumları çok önemli. Çocuk yetiştirmek konusunda birçok ebeveyn, “Güçlü bireyler yetiştirmek için çocukları kontrol altında mı tutmalı yoksa özgür mü bırakmalı?” sorusunun cevabını bulmakta zorluk yaşayabiliyor ya da hangi tutuma daha yakın olması gerektiğinden tam olarak emin olamayabiliyor. Haliyle zihinlerde şu soru beliriyor: Kontrol mü özgürlük mü?

Doğru cevap: Her ikisi de. Denge, tüm ilişkilerin temelini oluşturan önemli bir unsur. Elbette ki çocukların gözlemlenmesi, korunması, desteklenmesi gerekli ancak abartmamakta fayda var. Çocuklara sınırlar çizmenin önemi kadar özgürlüklerine alan açmak da şart. Çocukların hem kendilerini keşfetmelerine, başarma duygusunu tatmalarına, deneyimlerini zenginleştirmelerine imkan tanıyabilir hem de onları desteklediğinizi, koruduğunuzu hissettirebilirsiniz.

Dengeyi iyi kurun

Doğru müdahale etme miktarını tespit ederek, çocukları denge çerçevesinde yönlendirmek kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilen çocuklar yetiştirebilmenin ilk kurallarından. Bu denge içinde büyüyen çocuklar, hem baskı görmedikleri için özgür iradelerini keşfedebilir hem de anne ve babaları tarafından desteklendiklerini hissettikleri için daha güvenli davranabilirler. O yüzden, çocuklarınıza özgür hareket edebilecekleri kadar alan tanıyarak ve bir yandan da varlığınızı hissettirerek onlara güvende olduklarını göstererek başarılı bir denge kurabilirsiniz.

İhtiyaç anlarında orada olun

Çoğu ebeveyn, çocuklarının her anında yanında olma, her yanlışını düzeltme gibi bir tutum içerisinde olabiliyor. Tamamen koruma ve yardımcı olma içgüdüsüyle böyle bir yaklaşım ortaya çıksa da bunun pek doğru bir davranış biçimi olmadığını belirtmekte fayda var. Her şeyi onlar için hazır hale getirmek, problem çözme becerilerinin gelişmemesine ve bu nedenle gerçek hayatta karşılaştıkları zorluklarla baş etmekte güçlük yaşamalarına neden olabilir. Yemeğini yedirmek, ayakkabılarını bağlamak, eşyalarını toplamak gibi günlük hayatın içinde yer alan birçok rutini çocukların kendi başlarına yapmalarına imkan tanımak, “başarma” duygusunu deneyimlemelerine ve kendilerine olan güvenlerinin artmasına yardımcı olur. Ne güzel söylemiş Maria Montessori: “Bir çocuğa; tek başına başarabileceğine inandığı bir işte asla yardım etmeyiniz.”. Siz sadece ihtiyaç duydukları anlarda orada olduğunuzu hissettirin, yeter. Bırakın denemeyi, yanılmayı, başarmayı kendileri keşfetsinler. Daha özgür, bağımsız ve kendine güvenen bireyler olmaları için onları destekleyin.

Çocuklarınızı anlamaya ve onlarla uzlaşmaya çabalayın

Anlamak-anlaşılmak, her bireyin ihtiyacı. Çocuklar da tıpkı yetişkinler gibi anlaşılmak isterler. Zaman zaman görüşleriniz, beklentileriniz çocuklarınızınkilerle çatışsa bile, onların ihtiyaçlarına kulak vermek, anlamaya çalışmak ve konu ne olursa olsun heveslerini kırmadan saygılı davranmak, bağımsız ve kendine güvenen bireyler olma konusunda onları destekler. Bu, bırakın istediklerini yapsınlar demek değil; ancak, isteklerine saygı duymak, orta yolu bulmak, hem sizin hem de onun beklentilerine uyacak şekilde karşılık vermenize yardımcı olabilir. Bu noktada çocuğunuzu zorlamak ve onunla tartışmaya girmek yerine, ona kararınızı nedenleri ve sonuçları ile birlikte anlatarak uzlaşmaya çalışabilirsiniz.

Empatinin gücünden faydalanın

Öte yandan, ikili ilişkilerinin sağlam temellere oturabilmesi için en önemli anahtar noktalardan biri olan empati, çocuklarla kurulan iletişimde de oldukça kritik bir role sahip. Sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisi için, çocuklarla empati kurabilmek onların anlaşıldıklarını hissetmeleri için oldukça önemli. Kendilerini çocuklarının yerine koymayı başarabilen anne-babalar, çocuklarının içinde bulunduğu psikolojiyi daha iyi anlayarak buna göre hareket edebilirler. Böylece, birçok sorun teşkil eden durum riskli bir hal almadan çözüme kavuşabilir. Ailesinden alacağı bu güçlü destekle yetişen çocuklar, hem kendilerine hem de ebeveynlerine güvenen bireyler olarak yetişebilir. Bu da özgüveni yüksek yetişkinler olabilmeleri yolunda ilerlemelerini kolaylaştırır. Çocuklarınızın özgür, kendi ayakları üzerinde duran bireyler olarak yetişmelerini istiyorsanız öz güvenlerine yatırım yapmanız gerektiğini unutmamalısınız. Eylemlerine, davranışlarına, düşüncelerine müdahale etmeden, baskılamadan ve empati kurarak yaklaştığınızda hem özgürlüklerini zedelemez, sınırlarını ihlal etmez hem de kendi kararlarını almaları konusunda daha güvenli hissetmelerini sağlayabilirsiniz.

Gelecek kaygısını çok fazla abartmayın

Ailelerin çocuklarının gelecekleri ile alakalı bazı endişelerinin olması son derece normal olsa da aşırıya kaçan kaygı durumları olumsuz sonuçlar doğurabilir. Her ebeveyn, çocuğunu geleceğe sağlam şekilde hazırlamak ister; ancak sağlıklı, başarılı bireyler olarak çocuk yetiştirmek söz konusu ise en çok dikkat edilmesi gereken zaman ‘gelecekten’ önce ‘şu an’dır. Çocukları, salt gelecek endişeleri ile yetiştirmek onlarda yoğun strese, kaygı bozukluklarına, psikolojik sıkıntılara yol açabilir. Bir ebeveyn olarak yapılması gereken, şimdiki anın en nitelikli biçimde kullanılmasını sağlamaktır. Çünkü iyi bir gelecek, iyi yaşanmış bugünlerden meydana gelir.

İlginizi çekebilir: Çocuklarınızla iletişiminizi güçlendirerek gelişimlerini desteklemek için öneriler

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale