X

Çocuklarda bilinçli yeme (mindful eating) nasıl geliştirilir?

Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz ‘mindful eating’ yani bilinçli yeme, yemek sırasında daha dikkatli ve daha anda olarak yiyeceklerin tadını, dokusunu, kokusunu, vücutla olan etkileşimini fark ederek yemeyi amaçlayan bir yaklaşım. Ve yalnızca yetişkinler için değil, çocuklar için de oldukça önemli olan bir yeme alışkanlığı. Özellikle günümüzde bebeklerin veya küçük yaş grubundaki çocukların ellerinde tablet olmadan masaya neredeyse hiç oturmadıklarını göz önünde bulundurursak ‘mindful eating’in çocuklar için kritik önemi de açığa çıkmış oluyor.

Bilinçli yeme, çocukların yemek yerken düşüncelerini, duygularını, bedensel hislerini ve çevrelerini yargılamadan fark etmeleri için harika bir pratik olmasının yanı sıra sağlıklı beslenme alışkanlıklarının da en önemli anahtarlarından biri.

Peki, çocuklarda bilinçli yeme alışkanlığını geliştirmek için neler yapılabilir? Bu konuda hem ebeveynlere hem de öğretmenlere fazlasıyla iş düşüyor. Hele ki okul zamanlarında çocuklar evde sadece akşam öğününü yerken, okulda kahvaltı, öğlen ve ara öğün olmak üzere 3 kez yemek yiyebiliyorlar. Bu nedenle ebeveynler kadar eğitimcilerin de bu konuda dikkatli davranması çok önemli. Gelin, çocuklarda mindful eating’i geliştirmeye yardımcı ipuçlarından önce bilinçli yemenin faydalarına kısaca göz atalım. Mindful eating:

  • Sağlıklı beslenme alışkanlarının gelişmesine,
  • Doyma ve açlık kontrolünün yapılmasına,
  • Besinlerin daha iyi emilmesine,
  • Duygusal yeme ile başarılı bir şekilde baş edilmesine,
  • Daha sağlıklı bir sindirim sisteminin gelişmesine ve
  • Keyifli yeme deneyimlerinin sayısının artmasına yardımcı olur. Tüm bunların yanı sıra adından da anlaşılacağı üzere zihinsel odaklanmayı ve dikkat becerilerini de iyileştirir.

Diğer yandan, erken yaşlarda geliştirilen bilinçli yeme alışkanlığı, ilerleyen yaşlarda da bu sağlıklı beslenme pratiğinin devam etmesine zemin hazırlar. Şimdi gelelim çocuklarda bilinçli yeme alışkanlığını geliştirmeye yardımcı ipuçlarına… Hepsi çok pratik ve kolayca uygulanabilir öneriler. İşte işinizi kolaylaştıracak yöntemler:

Rol model olun

2019 yılında yapılan bir araştırma, düzenli olarak bilinçli yeme uygulayan annelerin daha sağlıklı yeme alışkanlıklarına sahip olduğunu ve bunun çocuklarının üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu ortaya çıkarıyor. Çocukların bilinçli yeme alışkanlığı kazanmaları için gözlemledikleri yetişkinlerin onlara başarılı birer örnek olmaları gerekiyor. Yemek masasında oturmuyor, sürekli bir şeyler izleyerek yemek yiyor, telefonla konuşurken bir şeyler atıştırıyor ya da öğünlerinizi çok hızlı tüketiyorsanız, bu olumsuz davranışlar kötü örnekler olacaktır.

Açıklayın ve örneklerle gösterin

Mindful eating’in ne anlama geldiğini çocuklara açıklayın. Bu alışkanlığın onların sağlıklı gelişimlerine katkı sağlayacağını ve yiyeceklerin tadına daha fazla varabileceklerini söyleyin. Özellikle küçük yaş gruplarında bu tür anlatımlar soyut kalabilir ve vermek istediğiniz mesaj yerine ulaşmayabilir. Bu nedenle örneklerle göstermenizde fayda var. Mümkün olduğunca birlikte yemek yerken bilinçli yeme pratiklerini uygulayın. Yavaş yemek, dikkati yemeğe vermek, yeterince çiğnemek gibi davranışlarla somut örnekler oluşturun.

Görsel yardımcılardan destek alın

Farklı renkte, boyutta veya dokudaki yeme-içme malzemelerini kullanmayı deneyin. Örneğin, bölmeli tabaklarda daha fazla çiğnenmesi gereken ve daha az çiğnenen yiyecekleri ayırabilirsiniz, saatleri okuyamayan küçük çocuklar için yelkovanın hareketini anlatabilmek için küçük renkli stickerlar kullanabilir ve yelkovan oraya gelene kadar çiğnemesi gerektiğini söyleyebilirsiniz. Bu tür pratikleri her öğünde yapmak zor görünebilir, ancak çocuklar mindful eating alışkanlığı kazanana kadar devam etmek, daha sonra sizin desteğinizin olmadan da yemeklerini daha bilinçli bir şekilde yemelerine yardımcı olacaktır.

Doğru sorular yönlendirin

Çocuklarınızın dikkatini doğru bir şekilde yiyeceklere vermesini sağlamak için birtakım sorular yönlendirmeyi deneyin:

  • Yiyeceklerin hangi renklerde?
  • Dokusu nasıl, sert mi yumuşak mı?
  • Sesi var mı, mesela keserken, ısırırken çıtırdıyor mu? gibi dikkatini yiyeceklere aktarabileceği sorular sorabilirsiniz.

Öte yandan, hem yemek zamanını daha eğlenceli hale getirmek hem de mindful eatingi desteklemek için çocuğunuza yemeğine dilini değdirmesini ama henüz çiğnemeye başlamamasını söyleyin. Dilini değdirdiğinde bir tat alıyor musun, ısırdığında tadı değişiyor mu, kaç farklı tat iç içe geçmiş… gibi soruları zenginleştirebilirsiniz.

Açlık / tokluk sinyallerini tanımlayın

Farkındalık ile yemeyi desteklemek için çocukların açlık-tokluk sinyallerini tanımlayabilmeleri çok önemli. Yemek yemeden önce ne kadar aç olduğunu sorabilir, doyma sinyallerinin beyne ulaşması için biraz beklemesi gerektiğini söyleyebilirsiniz. Örneğin, ikinci tabağı isteyip istemediğine karar vermesi için 15 dakika beklemesinin iyi olacağını öğretin. Yemeklerinizi aceleye getirmeyin, yeterince zaman ayırın. Aksi halde farkındalıkla yeme alışkanlığını kazandırabilmek çok zor.

Dikkat dağıtıcıları ortadan kaldırın

Yemek zamanlarında sakin bir ortam oluşturun. Televizyonu veya diğer dikkat dağıtıcı faktörleri kapatın. Çocuklar yemek yeme sürecine odaklanabilmek için sessiz ve rahat bir ortama ihtiyaç duyarlar, tıpkı yetişkinler gibi. Tabletle yemek yeme gibi bir alışkanlığın gelişmesine müsaade etmeyin, bu hem ekran bağımlılığını artırır hem de sağlıksız yeme alışkanlıklarının oluşmasına neden olur.

Son olarak çocuklarla çalışmanın bolca sabır ve özveri gerektirdiğini unutmayın. Tüm bu alışkanlıkların bir günde kazanılması pek mümkün değil; mümkün olduğunca pratik yapmanız ve tutarlılığa önem vermeniz şart. Bilinçli yemek yeme becerilerini öğrenen çocuklar, sağlıklı bir ilişki kurdukları yemeklerinin tadını çıkarır ve daha iyi beslenme alışkanlıkları geliştirir; bunu hep aklınızda bulundurun. Yemek masaları kaos ortamına dönse bile .

İlginizi çekebilir: Dünyanın en eski kültürlerinden özgüvenli çocuklar yetiştirmek için 3 ipucu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale