X

Çocuk kadar aileyi de etkileyen süreç: Sınav kaygısı

Sınavlar belli bir eğitimi tamamlamak için gereklidir, zaman zaman da bir eğitime başlamak için atılması gereken bir aşama olur. Bunun yanı sıra, sınavda gösterilen performans ileride alınacak eğitimin derecesini ya da potansiyel iş kollarının çeşidini ve kalitesini belirler. Bütün bu nedenler ülkemizdeki öğrencilerin lise ve üniversite sınavı gibi yüksek bir kaygı kaynağı ile karşı karşıya kalınmasına neden olmaktadır. Sınavın, giren kişinin mesleğini, toplumsal statüsünü, iş imkanlarını ve gelir düzeyini belirlemede çok önemli bir rol oynadığı düşünüldüğünde sebep olduğu kaygının nedeni daha iyi anlaşılabilir. Ancak bazen hem ailenin hem de çocuğun sınavın önemini abartarak, olumsuz sonuç olasılığını felaketmiş gibi algıladığını görüyoruz. Bu durumda sınav adeta bir ölüm kalım savaşına dönüşmektedir.

Sınava hazırlanan öğrencilerden sık sık işittiğimiz “Sınavı kazanamazsam hayatım biter,” “Annemi babamı hayal kırıklığına uğratırım,” “İstediğim bölüme giremezsem mutlu olamam,” “Kimse bana değer vermez” gibi sözel ifadelerin zaman zaman sınavın öneminin gerçek dışı boyutlara ulaştırdığını görmekteyiz. Bunun beraberinde de sınav öncesinde ve sınavlar sırasında yaşanan kaygının tüm performansı olumsuz etkileyerek bilinenlerin unutulmasına, kişinin donup kalmasına neden olacak kadar yoğunlaşması mümkündür. Kaygı bu düzeye ulaştığında da akademik başarının ve sınav performansının düşmesi kaçınılmazdır.

Sınav kaygısı nedir?

Sınav kaygısı, öğrencinin gerçek dışı olumsuz düşüncelerini artıran, yoğun bedensel uyarımlara yol açarak dikkati bölen, böylelikle verimli çalışmayı, öğrenmeyi ve öğrenilenlerin etkili biçimde kullanılmasını güçleştiren, yoğun bir uyarım durumudur.

Kaygı dört düzeyde kendini gösteren engelleyici bir durum olarak ifade edilmektedir. Fizyolojik düzeyde; çarpıntı, ateş basması, nefes darlığı, titreme, midede kasılma, baş ağrısı vb. durumlar yaşanmaktadır. Düşünce düzeyinde; panik duruma yol açabilecek olumsuz düşünceler, hayaller, imgeler, kuruntular ortaya çıkmaktadır. Davranış düzeyinde; birey, kaygısıyla ilişki içinde olan “olay”dan (ders çalışmak ya da sınava girmek) kaçınma davranışı göstermektedir. Duygu düzeyinde ise; kaygı, huzursuzluk, çaresizlik, gerilim, üzüntü olarak kendini gösterir.
Aşırı düzeyde bir kaygının öğrenmeyi olumsuz yönde etkilediği, çok düşük düzeydeki kaygının da öğrenmeyi güçleştirdiği, yapılan araştırmalarla belirlenmiştir. Orta düzeyde bir kaygı ise öğrenmeyi olumlu yönde etkilemektedir. Genelde yüksek kaygılı öğrenciler, düşük düzeyde kaygılı öğrencilere göre daha fazla başarısız olurlar.

Sınav kaygısı olanlar sıklıkla mükemmeliyetçidir. Küçük bir hatayı tam bir başarısızlık olarak yorumlama eğilimleri vardır. Performanslarının mükemmel olacağına inanmadıkları aktivitelerden kaçınmaya yatkınlardır. Kendini aşırı derecede eleştirme sık izlenir. Bunlara ek olarak, daha fazla ve sık onaylanmaya  ihtiyaç duyarlar.

Sınav kaygısının oluşmasında, bazı temel faktörler göze çarpmaktadır. Bunların başında ailenin beklentileri ve baskı düzeyi ilk göze çarpanlardandır. Okulun beklentileri ve kişinin bireysel özellikleri de önemli faktörler olarak öne çıkar.

Anne baba tutumları

Çocuğun akademik başarısı hem anne babaların hem de eğitimcilerin üzerinde önemle durdukları bir konudur. Sınava giren öğrencilerin ebeveynleri açısından bakıldığında da bu sınav ve sınav süreci çok önemlidir. Çoğu kez çocuk kadar aile de bu zor yaşam döneminden etkilenmektedir.

Anne baba tutumları bireyde kaygının ortaya çıkmasında önemli faktörlerden biridir. Özellikle, anne babanın beklentilerinin birey için ulaşılmaz olması, yargılanma ve eleştiri bireyde kaygı yaratan etkenlerden bazılarıdır. Sınava hazırlanan bir öğrencinin yaşadığı kaygıların büyük bir bölümü “Anneme babama ne diyeceğim?” ve “Çevreme karşı rezil olacağım” gibi gerçekçi olmayan düşüncelerden kaynaklanır. Sınava hazırlanan çocukların, çalışma isteğini artırmak ve onları çalışmaya güdülendirmek için kaygılarını artıran yaklaşımlardan kaçınmak gerekir. “Böyle giderse kazanamazsın,” “Ablan şu liseyi kazandı, bakalım sen ne yapacaksın,” “Senin tek sorumluluğun ders çalışmak, biz senin için nelere katlanıyoruz, senden beklentimiz ise sadece iyi bir yer kazanman” şeklinde ifadeler kullanmak çocuğunuzu ders çalışmaya teşvik etmeyeceği gibi, baskı altına girmesine, kaygısının yükselmesine ve potansiyelini kullanamamasına yol açar.

Birçok anne babada var olan kendi “ulaşamadıklarını” çocuklarında gerçekleştirme isteği nedeniyle aşırı baskı uygulaması, çocuğun kaygı düzeyini yükseltir ve sürekli başarısızlıkla yüzleşmesine neden olur. Üstelik çocuğun sahip olduğu kapasite ve beceri, anne babanın beklentilerini gerçekleştirmeye yetmeyebilir. Bu nedenle, ebeveynlerin çocukları ile ilgili gerçekçi değerlendirmeler yapması ve beklentilerini sınırlaması gerekebilir.

Sınavda başarılı olmak ve diploma sahibi olmak, yaşamın temel amacına hizmet eden araçlardır, amaç değildir. Sınavda başarılı olsa da, olmasa da ebeveynlerin çocuklarıyla olan duygusal ilişkilerinin gerilemesine izin vermemesi gerekir. Çünkü bazen sınava hazırlanma sürecinde yaşananlar, çocuk ve aile arasında çatışma ve uzaklaşmaya neden olabilmektedir.

Aileler ne zaman endişe etmelidir?

Sınav kaygısı yoğun olursa çocukta bazı ruhsal bozuklukların belirtileri gözlenmeye başlar. Çocuk depresif belirtiler gösteriyorsa (sık ağlama, uyku bozukluğu, iştah azalması/artması, umutsuzluk, vb.) veya aşırı kaygılıysa (sınavlara hazırlanırken yoğun bir kaygı içinde ise, sınavlarda evde yaptığının altında bir performans gösteriyorsa, ya da ders çalışmaktan kaçınıp sınavlara girmek istemiyorsa) bir uzmandan yardım almak gerekir. Her ne şekilde olursa olsun, sınav kaygısının öğrencinin duygusal ve akademik yaşantılarına olumsuz etki eden ve düzeyi arttıkça psikolojik sorunlara yol açan bir olgu olduğu gözden kaçırılmamalıdır.

Çocuk ve ergenlerde görülen sınav kaygısına Bilişsel Davranışçı Terapi ile destek olup, sınavlara yüklenen anlamı ve sınav ile ilgili çocuğun olumsuz düşüncelerini ele alma ve yeniden yapılandırma, sınav öncesi ve sınav esnasında hissedilen kaygı ile nasıl başa çıkılacağı, gevşeme teknikleri ve sınavlarda zaman yönetimi gibi konular üzerinde çalışılmaktadır. Bunun yanı sıra, terapi sürecinin en önemli amaçlarından biri de, çocuk ya da ergen görüşmesinin yanında, aile ile de görüşülerek anne ve/veya babanın çocuğu kaygılandıran yanlış yaklaşımlarının saptanıp düzeltilmesidir. Çocuğun kaygısı ile başa çıkabilmeyi öğrenmesi, hem akademik performansına hem de yaşam kalitesine olumlu bir şekilde yansıyacaktır.

 

İlginizi çekebilir: Davranışlarını anlamak için kendine sor: Çocukluğum yetişkinliğimi nasıl etkiliyor?

Uzman Klinik Psikolog Romina Kuyumcuoğlu: Romina Kuyumcuoğlu // Uzman Klinik Psikolog - Haliç Üniversitesi Psikoloji lisans eğitiminin ardından aynı üniversitede Klinik (Uygulamalı) Psikoloji yüksek lisansı yaparak uzmanlık eğitimini tamamladı. Akademik eğitimlerin yanı sıra çeşitli kurum ve enstitülerden mesleki eğitimler aldı. Bunlar arasında Bilişsel Davranışçı Terapi, Aile ve Çift Terapisi eğitimleri bulunmakta. Kuyumcuoğlu, bireysel psikoterapilerin yanı sıra çeşitli grup çalışmalarında yardımcı terapistlik yapmaktadır. Türk Psikologlar Derneği üyesidir. http://www.rominakuyumcuoglu.com/

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale