X

CLEAR hedefler: İş birlikçi, Sınırlı, Duygusal, Değerlendirilebilir ve Düzeltilebilir

Hedefler belirlemek, kişisel ve profesyonel başarıya ulaşmak için önemli bir adımdır. Hedeflerinizi belirginleştirmek, planınızı oluşturmak ve başarıya ulaşmak için size gereken motivasyonu sağlar.

Geleneksel olarak SMART (Specific, Measurable, Achievable, Relevant, Time-bound) hedefleri kullanılsa da, son zamanlarda CLEAR (Collaborative, Limited, Emotional, Appreciable, Refinable) hedefleri de popülerlik kazanmaktadır. CLEAR hedefleri, daha esnek ve insan merkezli bir yaklaşım sunar. Bu yazıda, CLEAR hedeflerinin ne olduğunu, nasıl belirlendiğini ve başarılı bir şekilde nasıl uygulanabileceğini keşfedeceğiz.

CLEAR hedeflerinin bileşenleri

Collaborative (İş birlikçi)

Hedefler, tek bir kişinin çabalarıyla sınırlı kalmamalı; takım çalışması ve işbirliğini teşvik etmelidir. İşbirlikçi hedefler, bireylerin birlikte çalışarak daha büyük ve daha etkili sonuçlar elde etmelerine olanak tanır.

  • Örnek: “Takım arkadaşlarımla birlikte projeyi zamanında tamamlamak ve her aşamada bilgi paylaşımı yapmak.”

Limited (Sınırlı)

Hedefler, belirli bir zaman dilimi ve kaynaklarla sınırlı olmalıdır. Bu, hedeflerin daha yönetilebilir ve ulaşılabilir olmasını sağlar.

  • Örnek: “Önümüzdeki 4 ay içinde yeni yazılım modülünü geliştirmek ve test etmek.”

Emotional (Duygusal)

Hedefler, kişisel ve duygusal olarak önemli olmalıdır. Bu, motivasyonu artırır ve hedefe ulaşma sürecini daha anlamlı kılar.

  • Örnek: “Toplum için anlamlı bir fark yaratmak amacıyla, gönüllü olarak haftada bir gün çevre temizliği etkinliklerine katılmak.”

Appreciable (Değerlendirilebilir)

Hedefler, küçük parçalara bölünebilir ve her bir parça değerlendirilebilir olmalıdır. Bu, ilerlemenin daha kolay izlenmesini ve hedefe ulaşmanın daha yönetilebilir olmasını sağlar.

  • Örnek: “Her hafta bir bölüm tamamlayarak, üç ay içinde kitabımı yazmayı bitirmek.”

Refinable (Düzeltilebilir)

Hedefler, değişen koşullara ve yeni bilgilere göre düzeltilebilir ve esnek olmalıdır. Bu, hedeflerin daha gerçekçi ve uyarlanabilir olmasını sağlar.

  • Örnek: “Projede ortaya çıkabilecek yeni gereksinimlere göre hedefleri düzenli olarak gözden geçirip güncellemek.”

CLEAR hedeflerinin belirlenmesi ve uygulanması

Adım 1: Hedefi belirleme

Hedeflerinizi belirlerken, iş birliği gerektiren ve sınırlı bir zaman diliminde tamamlanabilecek olanları seçin. Bu, hedeflerinizi daha ulaşılabilir kılacaktır.

Adım 2: Duygusal bağlantı kurma

Hedeflerinizin sizin için duygusal bir anlamı olduğundan emin olun. Bu, motivasyonunuzu artıracak ve hedefe ulaşma sürecinde sizi daha kararlı kılacaktır.

Adım 3: Hedefleri bölme ve değerlendirme

Hedeflerinizi küçük, yönetilebilir parçalara bölün. Her bir parçayı tamamladıkça ilerlemenizi değerlendirin ve gerektiğinde hedeflerinizi güncelleyin.

Adım 4: Esneklik ve düzeltilebilirlik

Hedeflerinizi düzenli olarak gözden geçirin ve gerektiğinde değişen koşullara ve yeni bilgilere göre düzeltin. Bu, hedeflerinizin daha gerçekçi ve ulaşılabilir olmasını sağlar.

CLEAR hedefleri, iş birliği, sınırlama, duygusal bağlantı, değerlendirme ve düzeltilebilirlik ilkelerine dayanır. Bu hedef belirleme yaklaşımı, daha esnek ve insan merkezli bir yöntem sunar. Hedeflerinizi belirlerken ve uygularken CLEAR prensiplerini dikkate almak, başarıya giden yolda size yardımcı olacaktır. İş birliği yaparak, hedeflerinizi sınırlayarak, duygusal olarak bağlanarak, değerlendirerek ve gerektiğinde düzelterek daha etkili ve anlamlı hedeflere ulaşabilirsiniz.

Bu yazıyı oluştururken, NASA’nın Jet Propulsion Laboratory’de çalışan ve Mars Science Laboratory’nin (Curiosity Rover) başarılı inişini sağlayan ekibin lider mühendislerinden biri olan Dr. Adam Steltzner’in ilham verici çalışmalarından ve CLEAR hedef belirleme modelinden esinlendim.

Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Adam_Steltzner

İlginizi çekebilir: GROW modeli düşünme yöntemi nedir, nasıl kullanılır?

Mustafa Direk: Merhaba, ben Mustafa. Şu anda İstanbul Üniversitesi Marka İletişimi bölümünde öğrenciyim. 10 yıllık eczane tecrübem sayesinde insanlarla iletişim kurma ve problem çözme becerilerimi geliştirdim. Ancak içimdeki merak, beni yeni alanlara yönlendirdi ve şu anda marka iletişimi alanında kendimi geliştiriyorum. Dijital içerik üretimi ve blog yazarlığı konusunda deneyimliyim ve içeriklerimle insanlara ilham vermeyi hedefliyorum. Kendini keşfetme ve farkındalık sürecine katkıda bulunacak yazılarımı takip edebilirsiniz. Bu yolculukta birlikte ilerlemek dileğiyle!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale