X

Çizdim, küstüm, kırıldım: Oynamıyorum dediğimiz hayat, bugün yeni baştan

Hayata dair inançlarımıza bakış açımıza biraz derinden yönelelim istiyorum sizlerle bu yazımda. Vardır hepimizin bir “cinnet” anı… Vardır hepimizin “hayat beni neden yoruyorsun?” diye haykırdığımız zamanlarımız… Vardır hepimizin “ben bunu hak etmek için ne yaptım?” diye sorguladığımız zamanlarımız… İşte o anlarda saklıdır cevaplarımız… İşte o anlardır öyle büyük kararlar verdiğimiz, daha da bu yolu yürümüyorum dediğimiz… Ya da tam tersi ben bu yolu yürüyorum ve yürümekten de hiç ama hiç korkmuyorum dediğimiz… O anlardır bizim “dönüm noktalarımız”…

Ben biraz daha kendimize bakalım istiyorum, kolay olmayacak biliyorum ama biraz daha samimi sorular soralım kendi kendimize. En son çizdim, küstüm, kırıldım; hayat ben hep haksızlıklarla karşılaşıyorum dediğimiz zamana… Kendimizi “istediğimizin” neden bir türlü bize verilmiyor olduğunu düşünürken bulduğumuz anlara… Kendi kendimize “ben bunu hak etmiyorsam” kim hak ediyor diye sorguladığımız anlara…

Hayata kırılırız, hayata küseriz, hayata kızarız, hayata söyleniriz, hayata hayıflanırız, hayata pişman oluruz, hayata isyan ederiz… Gelin biraz daha yakından bakalım “hayat” gerçekte bize ne yapmaktadır? Doğaya çevirelim gözlerimizi, tek bir ağaç gördünüz mü yaprak döktüğü için “kötüye” giden? Tek bir çiçek gördünüz mü sarı açmadığı için çirkin diyebileceğimiz? Tek bir yaratılmış ile karşılaştınız mı “gerçekten” ihtiyacı olan şeylerle donatılmamış, bu özelliklerin kendine verilmemiş olduğu? Tek bir yağmur damlası kokladınız mı, içinde binlerce güzelliği toplamamış sırf “kar” formuna dönüşmemiş olduğu için “eksik” olan, bunu eksiklik sayıp fa hayata küsen, kırılan, çizdim diyen; hayatını değersiz gören?

Yine soralım kendi kendimize bizler, en soğuk kış gününde bile tek bir ağaç gördük mü halinden memnun olmayan, yağan karı kaldıramadığı için şikayet eden, onun güzelliğini görmek yerine ben buna daha fazla katlanamıyorum, niye istediğim güneş çıkmıyor diye kendi kendine hayıflanan?

Fakat bizler nasıl davranıyoruz? Bizler ne kadar sabır edebiliyoruz? Bizler için durum nasıl değişiyor? Doğal olanın olmasına bile izin vermeden “öyle mi, böyle mi, istedim olmadı, söyledim gelmedi, ısrar ettim duyulmadı” diye düşünmeyi tercih etmek yerine en son ne zaman “olan en hayırlıdır, ben tüm doğa ve bugüne kadar yaşadığım her şeyde olduğu gibi en iyi en hayırlı en doğru olanla sarmalandım” demeyi tercih ettik? Bizler en son ne zaman “tehlikede”, “eksik”, “azımsanmış”, “değersizleştirilmiş” hissetmek yerine en son ne zaman “gerçekten” özümüzün özüne vararak akışın güzelliğini fark edebildik?

İşte hayatta “oluşumuz” sadece baktığımız yere göre değişir. Bu bir projektörden çıkan ışık ile şekillenen görüntü gibidir. Eğer kırmızı ışık tutarsak, “görebileceğimiz” imaj kırmızı olur, eksiklik üzere odaklandığımızda aldığımız “eksiklik” görüşüdür. Ya mavi bir ışık tuttuğumuzda, bu ışığın güzelliğine, gözümüze düşenlerin muhteşemliğine odaklanırsak ortada “bir eksik” kalacak mıdır?

Hayatımızın eksik olması sadece “bizlerin” tanımladığımız bir durum değil midir? Bir ağaç olduğumuzu düşündüğümüzde, sırf şu anda ilkbahar mevsiminde değil diye kendini “değersiz” bir ağaç olarak görmek yoluna gider miydik? Büyümekten, açmaktan, can-ım ilkbahar güneşinin elbet bizi ısıtacağına inanmaktan vazgeçer miydik? Güvenmek yerine “tek başımıza kalmayı” inanmak yerine “hayıflanmayı” sabredip görmek yerine “terk edip gitmeyi” ve en önemlisi sevmek yerine “endişe etmeyi” seçebilir miydik?

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sen, hayatını hangi şekilde “bitirmektesin?”… Hangi cümlelerle kendi kendi değersiz olduğuna bu dünyada istediklerinin olmadığına duyulmadığına görülmediğine inandırmaktasın? İhtiyacın olan her şeyin ama her bir şeyin, sana tam zamanında geleceğine neden inanmıyorsun? Tüm kainatı bu muazzam “düzende” devam ettiren bir güç var ise, bu güç neden senden uzak dursun? Aynı “muazzamlığı” neden kendi hayatında görmekten kaçınmaktasın?

Bugün bir değişiklik yapalım, çizmeyi, küsmeyi, kırılmayı bir kenara bırakalım ve kendi kendimize yeniden düşünelim; her şey mükemmel ve her şey tam olarak olması gerektiği gibi. Ben bu hayatta bu dünyada bu zamanda her daim korunurum, gözetilirim, muazzam düzenin muazzam bir yapı taşı olarak nefes alırım, ay gibi güneş gibi dünya gibi kocaman bir evrenim var ve ben bu evrenin en değerli varlığıyım, benim hayatım bir tane, biricik ve çok kıymetli… Ben bugün, şu anda, hayatla barışığım…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale