X

Carnivore Diyeti nedir, nasıl yapılır, faydaları ve zararları nelerdir?

Sağlıklı yaşama ve fit görünüme sahip olmak için beslenme alışkanlıklarını değiştirmek karşımıza yeni çıkan bir fikir değil. Bu yüzden her yıl farklı bir diyet popüler hale geliyor ve ideal görünüme ulaşmanın “trend” bir yolu olduğu düşünülüyor. Son zamanlarda adından sıklıkla söz ettiren carnivore diyeti de bunlardan biri. Tamamen hayvansal gıdalara dayalı bir beslenme modeli sunan bu diyet kimilerine göre yüksek enerji veriyor, cildi güzelleştiriyor ve kilo kontrolünü kolaylaştırıyor. Kimilerine göreyse yeterli besin çeşitliliğini sunmadığı için sağlık sorunlarını tetikleyebiliyor.

Uplifers olarak bu yazımızda “Sadece et yiyerek yaşanır mı” dedirten carnivore diyetini bütün detaylarıyla inceleyeceğiz.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Carnivore Diyeti nedir?

Carnivore; Latince “carni” ve “vore”, yani “et” ve “yemek” kelimelerinden türeyen bir kavram. Yani etçil bir beslenme modelini benimsiyor. Dolayısıyla carnivore diyetini en basit şekilde tanımlamak istesek sadece et ve et ürünlerinin tüketildiği bir düzenden bahsetmemiz gerekir. Sebze, meyve ve tahıl gibi besinlerin tümünün rafa kalktığı bu diyette geriye sadece kırmızı et, tavuk, balık ve yumurta gibi hayvansal ürünler kalıyor.

Carnivore diyeti, aslında bir nevi ketojenik diyet olarak geçiyor. Çünkü karbonhidrat alımının tamamen kısıtlandığı bu diyette tıpkı ketojenik diyette olduğu gibi, kalori ihtiyacı glukozdan karşılanamıyor. Vücut, bu enerji açığını telafi etmek için yağ asitlerini kullanıyor ve devamında, kan dolaşımına keton parçacıkların salındığı ketosiz durumu yaşanıyor. Ancak ketojenik diyet günlük kalorinin %70’ini yağdan, %20’sini proteinden, %10’unu karbonhidrattan karşılanmasını önerirken carnivore diyet karbonhidrata hiç izin vermiyor. Bu nedenle fazla yağ ve karbonhidrat tüketmekten hoşlanmayan kişiler için yüksek proteinli bir alternatif olarak geçiyor.

Carnivore Diyeti nasıl yapılır?

Carnivore diyet, bilinen en ketojenik beslenme türlerinden biri ve oldukça katı bir plana sahip. Bu diyeti uygulamak için birçok besin türevini hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor. Örneğin; meyveler, sebzeler, baklagiller, kuru ve taze yemişler veya tohumlar tüketilemiyor. Ayrıca çay, kahve, bitki çayı ve maden suyu gibi içeceklerin tüketilmesi de önerilmiyor.

İdeal bir canivore diyette tüketilmesi gerekenler genel olarak şu şekilde:

  • Sığır, tavuk, hindi, kuzu gibi kırmızı etler
  • Ciğer, böbrek, işkembe, beyin gibi organ etleri
  • Somon, sardalya, uskumru, yengeç, ıstakoz gibi balık ve deniz ürünleri
  • Yumurta, kemik suyu, kemik iliği gibi hayvansal ürünler
  • Tereyağı, sert peynir ve yoğurt gibi düşük laktozlu süt ürünleri
  • Su

Carnivore diyet, süt ve süt ürünlerinin tüketimine izin verse de bu gıdaların sınırlandırılmasını öneriyor. Ancak porsiyon boyutları ve günlük kalori alımı bakımından belirgin bir kural ya da kılavuz bulunmuyor.

Carnivore diyet kilo vermeye yardımcı mı?

Carnivore diyetin, sağlık dünyasında neden bu kadar tartışmaya yol açtığı aslında sunduğu katı ve kısıtlı beslenme planı sebebiyle gayet anlaşılır. Fakat diyet savunucularına göre vücudu ketozis durumuna sokan carnivore beslenme biçiminin gözden kaçırılmaması gereken faydaları da yok değil.

Bunların başında; vücuttaki iltihaplanmanın azalması, ruh ve beyin sağlığının iyileşmesi, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesi geliyor. Ayrıca bu beslenme alışkanlığında menüler yüksek proteinli besinlerden oluştuğundan öğünler arası açlık yaşanmıyor. Bir diğer deyişle, çoğumuzun gün içinde sürekli mücadele ettiği bir şeyler atıştırma ihtiyacı ortadan kalkıyor ve vücut hızla kilo kaybediyor. Yüksek protein tüketiminin metabolizmayı hızlandırması ve enerji ihtiyacını karşılamak için doğrudan yağ asitlerinin kullanılması da bu süreci tetikliyor. Sonuç olarak kişi kendini daha enerjik ve fit hissederken, Tip-2 diyabet ve obezite gibi risklerden korunmuş oluyor.

Canivore diyetin zararları neler?

Gelelim zararlarına…

Carnivore diyetin en belirgin risklerinden biri elbette sürdürülemez bir beslenme biçimi oluşu. Beslenme planının sadece et ürünlerine dayanması ve son derece kısıtlayıcı olması, hem pahalı hem de besin çeşitliliği açısından fakir bir diyet olmasına yol açıyor. Pek çok uzmana göre bu kadar katı bir beslenme biçimini uzun vadede sürdürmek mümkün değil. Ayrıca aşağıdaki sorunların ortaya çıkma olasılığı var:

  • Liften yoksun olması sebebiyle kabızlık başta gelmek üzere kolon sağlığını tehdit edebiliyor.
  • Aşırı et tüketimi mide kanseri riskini artırabiliyor.
  • Katı ve kuralcı beslenme planı sonucu çeşitli yeme bozuklukları gelişebiliyor.
  • Pastırma gibi besinlerden gelen doymuş yağlar kalp sağlığını tehdit edebiliyor.
  • Yüksek protein böbrek üzerinde aşırı stres oluşturabiliyor.
  • Diğer besin kaynaklarından alınacak vitamin, mineral ve liflerin tüketilmemesi çeşitli sağlık sorunlarına kapı aralayabiliyor.

Carnivore diyet, karbonhidratların tamamen ortadan kaldırılmasını savunduğu için göbek yağında azalma, kan basıncında iyileşme ve kardiyovasküler sağlıkta iyileşme gibi erken faydalar sağlıyor. Ancak birçok uzman bu faydaların kalıcılığını tartışıyor. Ayrıca gerekli birçok besin maddesi açısından fakir olduğundan hamileler ve emziren anneler için kesinlikle önerilmiyor. Öğünlerin ekonomik olmaması ise sürdürülebilirliğini sorgulatıyor.

Özetle; sporcular ve protein yönünden zengin beslenmek isteyenler tarafından tercih edilen carnivore diyet, bazı durumlarda vücudu şekillendirme ve istenen kas kütlesine ulaşma amacıyla uygulanabilir. Ancak her şok diyet gibi, etobur diyet de hızlı ve geçici bir çözümden fazlasını sunmuyor. Eğer beslenme şeklinizi değiştirmek istiyorsanız, sağlığınız konusunda gerçekçi olmanız ve yemediğiniz besin gruplarının açığını doldurmak için takviyeler almanız çok önemli. Bu aşamada temel motivasyonunuzu belirlemeniz ve bir sağlık uzmanına danışmanız sizin için en iyisi.

Unutmayın, “her zaman en etkili diyet, sürdürülebilir olandır!”

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Kaynaklar: healthline, everydayhealth, health.harvard.edu

İlginizi çekebilir: Paleo diyeti nedir ve nasıl yapılır?

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale