X

Çakralar: Renk, Aromaterapi ve Yoga Pozları ile Aktivasyon

Çakralar (ChakrasSanskritçe döngü, girdap anlamına gelen, vücudumuzun 7 farklı kısmında bulunan enerji bölgelerinin, gökkuşağının 7 rengi ile sembolize edilen psikospiritüel ana bağlantı noktalarıdır. Çakralar bedenimizde kapakçık görevi üstlenmekte; vücut, zihin ve ruh arasındaki dengeyi ayarlamakta ve enerjinin içeri ya da dışarı akışını düzenlemektedir.

7 çakra içine yapılan bir yolculuk, gökkuşağı üzerinde yapılan bir yolculuk gibidir. Her bir çakra, gökkuşağındaki ilgili renklerle ilişkilidir ve duygularımızın değişimine göre vücudumuzdan yayılan bu renklerin parlaklığı, bulanıklığı, doygunluğunun farklılaştığı kabul edilmektedir.

Çakra renkleri

Renkler basit; fakat derin anlamlar içeren ve duygular üzerinde etkisi yadsınamaz frekans, titreşim ve dalgalar bütünüdür. Renkler ve duygular arasında belirgin bir bağlantı olduğu kabul edilmekte ve hatta konu ile ilgili olarak renk psikolojisi teması altında birçok çalışma yapılmaktadır. Örneğin kırmızı, turuncu gibi sıcak renkler insanda heyecan, tutku gibi duyguları hareketlendirirken; mavi, mor gibi soğuk renkler huzur, sakinlik hisleri uyandırabilir.

Çakralar, omurganın en alt ucundan başlayarak kafamızın tepe noktasına doğru yükselerek dizilmektedir. Çakraların fonksiyonları vücudumuzun ruhsal, zihinsel, duygusal ve fiziksel enerji döngüsünü sağlıklı bir düzen ve dengede tutmaya çalışmaktır.

Çakralar nasıl açılır?

Yoga egzersizleri yapmak, fiziksel olarak bizlere güç ve esneklik kazandırmasının yanında; duygusal, manevi ve psikolojik sağlığımıza da tesir etmektedir. Asana adı verilen pozlar ile çakralar çalıştırılacağı gibi, bütün bir sistemin işleyişi de etkilenmektedir. Çakralarınızı aktive etme ve dengelemeye başladıkça, vücut içindeki enerji akışı düzenlenmiş olacak, üzerinizde oluşan tıkanıklıklar engellenerek, özgüveniniz yükselecek ve iç huzurunuza kavuşmuş hissedeceksiniz.

Bu yayında, vücudumuzda bulunan ana çakraları tanıyacak; hangi çakranın hangi renk ile ifade edildiği üzerinde durularak; aromaterapik yağlar ve fiziksel egzersizler ile çakraları aktifleştirmeye ve dengelemeye yönelik öneriler ve uygulamaları değerlendireceğiz.

1. Kök Çakra / Root Chakra / Muladhara

Birinci çakra olarak kabul edilen kök çakranın rengi kırmızıdır. İçgüdüler, güvenlik, hayatta kalma ve temel insani ihtiyaçlarla ilgilidir. Omurganın en alt noktasında bulunur. Kök çakra; fiziksel olarak cinselliği, zihinsel olarak sabitliliği, duygusal olarak duyarlılığı ve ruhsal olarak güven duygusunu yönetmektedir.

Aromaterapi:

Tarçın, zencefil, sakız veya silhat gibi bitki özlü yağlar ile masaj yapmak, kök çakrayı çalıştırmayı destekleyecektir.

Fiziksel egzersiz:

Kök çakrayı çalıştırmak için çıplak ayak ile topraklanmak faydalı olabilir. Doğa yürüyüşleri, squat egzersizleri, yere köklendikten sonra öne eğilerek yapılabilecek yoga pozlarına odaklanılabilir. Örneğin Uttanasana (standing forward bend), Upavistha Konasana (wide-angled seated forward bend), Malasana (garland pose) vb.

2. Sakral Çakra / Sacral Chakra / Svadhishthana

İkinci çakra olarak kabul edilen sakral çakranın rengi turuncudur. İlişki, şiddet, bağımlılık, temel duygusal ihtiyaçlar ve zevkler ile ilgilidir. Kuyruk sokumu ve üreme organları yakınında bulunur. Sakral Çakra; fiziksel olarak üreme, zihinsel olarak yaratıcılık, duygusal olarak neşe ve ruhsal olarak heves ve çoşkuyu yönetmektedir.

Aromaterapi:

Mandalina, portakal, sandal ağacı, sedir ağacı gibi bitki özlü yağlar ile masaj yapmak, sakral çakrayı etkinleştirmeyi destekleyecektir.

Fiziksel egzersiz:

Sakral çakrayı çalıştırmak için hulahop çevirmek ya da dans etmek faydalı olacaktır. Kalça açıcı yoga egzersizleri ile bu çakrayı aktive edebilirsiniz. Örneğin; Eka Pada Rajakapotasana (one-legged king pigeon pose), Trikonasana (triangle pose), Natarajasana (Dancer’s Pose) vb.

3. Güneş Sinir Ağı / Solar Plexus / Manipura

Üçüncü çakra olarak kabul edilen Solar Plexus çakrasının rengi sarıdır. Metabolizma, sindirim sistemi, korku, heyecan, içe dönüş, temel ve karmaşık duygu değişimleri, özsaygı ve özgüven gibi konularla ilgilidir. Karın boşluğunda bulunur ve yayılımı Güneş’e benzetildiği için Solar Plexus olarak adlandırılır. Solar Plexus; fiziksel olarak sindirim, zihinsel olarak kişisel güç, duygusal olarak açık sözlülük ve ruhsal olarak da büyüme ve gelişim konularını yönetmektedir.

Aromaterapi:

Mür, günlük ağacı, limon, köknar ağacı gibi bitki özlü yağlar ile masaj yapmak, Solar Plexus çakrasını etkinleştirmeyi destekleyecektir.

Fiziksel egzersiz:

Solar Plexus’u çalıştırmak için dans etmek faydalı olacaktır. Üst karın bölgesini çalıştıran yoga pozları yapmak, bu çakrayı aktive etmek için tercih edilebilir. Örneğin Urdhva Prasarita Padasana (upward extended feet pose), Dhanurasana (bow pose), Navasana (boat pose) vb.

4. Kalp Çakrası / Heart Chakra / Anahata

Dördüncü çakra olarak kabul edilen kalp çakrasının rengi yeşildir. Göğüslerin arasında, timüs bezi üzerinde ve vücudun tam merkezinde bulunur. Merhamet, hassasiyet, koşulsuz sevgi, denge, reddetme ve refah duyguları ile ilişki içindedir. Bağışıklık sistemi, endokrin sistemi, kalp ve solunum yolları gibi konularla ilgilidir. Kalp çakrası; fiziksel olarak dolaşım, duygusal olarak kendine ve başkalarına karşı duyulan koşulsuz sevgi, zihinsel olarak tutku ve ruhsal olarak da fedakarlık konularını yönetmektedir.

Aromaterapi:

Bergamot, biberiye, nane, çay ağacı gibi bitki özlü yağlar ile masaj yapmak, kalp çakrasını etkinleştirmeyi destekleyecektir.

Fiziksel egzersiz:


Kalp çakrasını çalıştırmak için sırtüstü yüzmek faydalı olacaktır. Şınav çekmek, kalp açıcı yoga pozları yapmak kalp çakrasının aktifleşmesi için tercih edilebilir. Örneğin Ustrasana (camel pose), Urdhva Mukha Svanasana (upward facing dog), Gomukasana (cow-face pose) vb.

5. Boğaz Çakrası / Thorat Chakra / Visuddha

Beşinci çakra olarak bilinen boğaz çakrasının rengi mavidir. Bu çakra, tiroid bezlerine paralel bir konumda, boğaz kısmında bulunur. Dinleme, konuşma, büyüme, kendini ifade etme gibi konularla ilgilidir. Fiziksel olarak iletişim, duygusal olarak bağımsızlık, zihinsel olarak akıcı düşünme ve ruhsal olarak güvenlik duygusu konularını yönetmektedir.

Aromaterapi:

 

Lavanta, papatya, ekinezya, kişniş gibi bitki özlü yağlar ile masaj yapmak, boğaz çakrasını etkinleştirmeyi destekleyecektir.

Fiziksel egzersiz:

Boğaz çakrasını çalıştırmak için boyun ve ses egzersizleri yapmak tercih edilebilir. Boyun kısmını etkileyen geriye bükülme ağırlıklı yoga pozları da faydalı olacaktır. Örneğin; Matsyasana (fish pose), Setu Bandha Sarvangasana (bridge pose), Purvottanasana (upward plank) vb.

6. Üçüncü Göz / Third Eye / Ajna

Altıncı çakra olarak bilinen Üçüncü Göz’ün rengi çivit mavisidir. İki kaşın arasında, epifiz bezi ile ilişikte bir konumdadır. Kendini anlama, düşleme, algı, sezgi, durugörü gibi psişik konularla ilgilidir. Üçüncü Göz; mental olarak görsel bilinç ve duygusal olarak sezgisel berraklık konularını yönetmektedir.

Aromaterapi:

Vanilya, hindistan cevizi, okaliptüs, yasemin gibi bitki özlü yağlar ile masaj yapmak, Üçüncü Göz’ü etkinleştirmeyi destekleyecektir.

Fiziksel egzersiz:

Üçüncü Göz’ü çalıştırmak için tai chi yapmak, düşlemek, farkındalık arttırmak için hayal kurmak faydalı olacaktır.  Alın kısmını aktif olarak kullanacağınız yoga pozları ile Üçüncü Göz’ün harekete geçirilmesine yardımcı olabilirsiniz. Örneğin; Balasana (child’s pose), Garudasana (eagle pose), Vajrasana (thunderbolt pose) vb.

7. Taç Çakra / Crown Chakra / Sahasrara

Yedinci ve son ana çakra olan taç çakranın rengi menekşe morudur. Başımızın tepesindeki en yüksek ve orta noktada bulunur. Vücudun; beyin, kafatası, beyin zarı ve hipofiz bezi gibi kısımları ile ilişkidedir. Bütün çakraların konum olarak en üzerinde bulunması ile saf bilinç, aydınlanma ve ruhsal gelişimin en üst seviyesine ulaşma durumu ile sembolize edilmektedir.

Taç çakra; fiziksel olarak meditasyon, zihinsel olarak evrensel bilinç ve birlik, duygusal olarak varoluş konularını yönetmektedir.

Aromaterapi:

Ylang ylang, gül, portakal çiçeği, günlük ağacı sakızı gibi bitki özlü yağlar ile masaj yapmak, taç çakrayı etkinleştirmeyi destekleyecektir.

Fiziksel egzersiz:

Taç çakrayı aktive edebilmek için tai chi ve meditasyon yapmak önerilmektedir. Zemine köklenip, rahat ve meditatif yoga pozları tercih edilmesi de faydalı olacaktır. Örneğin; Vrksasana (tree pose), Padmasana (lotus pose), Savasana (corpse pose) vb.

Kaynak:

Auro Cacia: Chakra Balancing / Chakra Color Therapy

Chakra Anatomy: Chakra Colors

Yoga Journal: Article / Yoga Poses for the Chakra System – Beginners

Jiva Yaşam Atölyesi: Hatha Yoga Eğtimenliği Ders Kitapçığı

Gözde Kızılkan: Gözde; İstanbullu bir mimar, şehir plancısı, gezgin, yogini, sanat ve sporsever. Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra, lisans eğitimini Almanya’da bulunan Bauhaus Üniversitesi’nin mimarlık bölümünde tamamladı. Daha sonra aktif olarak profesyonel iş hayatına atıldı ve bu sırada İstanbul Teknik Üniversitesi’nde şehir planlama yüksek lisans programına kayıt oldu. Sokak sanatları ve kent yaşamına etkileri üzerine hazırladığı tez konusu kapsamında Yeldeğirmeni semti ve Mural Istanbul festivalini çalıştı ve yüksek mimar/şehir plancısı olarak mezun oldu. Her türlü spor dalı, kültür ve sanat etkinlikleri, seyahat, doğa, yoga, hayvanlar ilgi duyduğu alanlar olup araştırmak, keşifler yapmak ve bunları paylaşmak sevdiği uğraşlar arasındadır. http://gozdekizilkan.blogspot.com.tr/

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale