X

Çağın hastalığı: Sosyal medya, sosyal anksiyete bozukluğunu artırıyor

Sürekli işleyen parmaklar, bitmeyen mesajlar, adeta ikinci bir organ gibi kulağa yapışmış telefonlar… Chat yapıyoruz, snap atıyoruz, selfie yapıyoruz. Kısacası gün içinde dünyayla ne kadar iletişim halinde olduğumuzu göstermek için birçok şey yapıyoruz. Bilim insanları ise sessizce incelemeler yapıp, tespitlerde bulunuyor: Hepimiz gün geçtikçe sosyal açıdan kaygılı insanlara dönüşüyoruz.

Peki bu ne demek oluyor?

Yavaşça başınızı telefonunuzdan kaldırın. Emin olun bunu yapabilirsiniz. Etrafınıza bir bakın. Ne görüyorsunuz? Ellerimizdeki elektronik cihazlarla etrafta uçuşan sosyal kelebekler gibi görünüyoruz. Ancak biraz daha dikkatli baktığınızda aslında başka bir şeyi görmeye başlıyoruz; o da saklandığımız gerçeği. Artık insanlık ayan beyan, açık alanda saklanmanın formülünü buldu. Nasıl da zekice değil mi? İnsan akıllı bir varlık. Ancak kendi insani duygularımızdan kaçamayacağımızın farkına varma konusunda başarısız olduk. Duygularımız bir şekilde dışarı fırlayıp koşmanın yolunu buluyor. İnsan davranışları ise düşünceler ve duygularla şekilleniyor. Robota dönüşmediğimiz sürece bunu aşmak mümkün değil. İnsani özelliklerimizi hiçe sayarak ilerleyemeyiz.

Sosyal anksiyete bozukluğu

Sosyal anksiyete bozukluğu veya sosyofobi, sosyal ortamlarda aşağılanma veya utanma korkusu anlamına geliyor. Sosyal anksiyete bozukluğunu utangaçlıkla karıştırmamak gerekiyor. Sosyal anksiyete derin bir korkuya neden oluyor ve kişiyi sosyal ortamlardan sakınma, sosyal hayatta bir şey söyleme veya yanlış bir şey yapma korkusu olarak ortaya çıkıyor. Sosyal anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler, kaygılı duyguları yüzünden kendilerini izole etme eğilimi sergiliyor. Grupça yapılan tartışmalara katılmama, grup içinde fikir veya öneri sunmama, sohbetlere dahil olmama bunun en belirgin özellikleri.

Sosyal medya bizi felce uğratıyor

Kendimizi böyle bir duygu durumu içinde bulduğumuzda, yani etrafımızdaki kişilerle etkileşim kurma konusunda yoğun bir kaygı hissettiğimizde sosyal medya saklanmak için çok güzel bir teklif olarak karşımıza çıkıyor. Sosyal medyaya sığınarak saklandığımızda ise anksiyete duygusundan da kaçmış oluyoruz. Oysa bu kaçış, gerçekte bizi felce uğratıyor, işlevsiz kılıyor. Tabletler, telefonlar, bilgisayarlar sosyal olarak rahatmışız gibi davranmak için bir çıkış yolu sunuyor. Ama gerçekte sosyal olarak pek de rahat olmuyoruz. Sosyal medya ise teknolojik bir kaçış bileti. Bu kaçış biletini kullanarak sosyal anksiyeteyle mücadele mekanizması devreye giriyor.

Sosyal becerilerimizi daha az kullandıkça, bu beceriler köreliyor. Çok kısa süre içinde ise elektronik aletlerin arkasında gizlice yaşayan varlıklara dönüşüyoruz. Kendini sosyal açıdan izole etme eğilimi ise sosyal anksiyeteyi güçlendiriyor ve depresyona davetiye çıkarıyor.

Sosyal medya yüzünden kendimizi zihinsel mutluluğumuzu azaltan aletlere teslim ediyoruz. Steve Jobs, 2010 yılında verdiği bir röportajında, çocuklarının teknoloji kullanımını sınırlandırdığını söylemişti. Aslında hepimiz Silikon Vadisi’nin “bilgelerinden” kendimize dersler çıkarabiliriz. Bugünün sosyal medyasını yaratanlar, kendi çocuklarını ve gençlerini sosyal medyadan uzak tutmaya çalışıyor.

Sosyal anksiyeteden korunmak için nereden başlayabilirim?

Eğer siz de sosyal medyanın size verdiği zarardan ve sosyal anksiyeteden korunmak istiyorsanız ancak nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız, işte size ufak bir yol haritası:

  1. Telefon kullanımınızı sınırlandırın.
  2. Kendinizi kaygılı ve endişeli hissettiğinizde telefonu elinizden bırakın ve hareket etmeye başlayın. Hareket etmek ve ellerinizi başka şeyler için kullanmak, beynin vites değiştirmesine yardımcı olur.
  3. Ufak gruplarla sosyalleşmeye çalışın. Göz teması kurmayı ve yanınızda telefon olmadan ufak konuşmalar yapmayı deneyin.
  4. Zaman zaman sosyalleşirken herkesin kendini gergin hissedebildiğini unutmayın. Tek başınıza değilsiniz. Sizin gibi hisseden başkaları da var.
  5. Kendinizi aşırı gergin ve endişeli hissediyorsanız, yardım almaktan çekinmeyin. Davranışsal terapi bu anlamda çok işinize yarayabilir.

Şunu unutmayın; hayatınız sosyal medyada topladığınız beğenilerden ibaret değil, sosyal medya gerçek hayatın kendisi değil. Sosyal medya bir çeşit modern zaman sanatı. Herkes resmi istediği şekilde boyuyor. Derin nefes alın ve hayattaki gerçek başarısızlıklarınız, mükemmel olmayan taraflarınızla harika göründüğünüzü unutmayın.

Kaynaklar:
PsychCentral
Bridge Mind Body

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale