X

Büyük şehirlerin yarattığı stres faktörlerini azaltmanın yolları

Büyük şehirlerin lüksü, imkânlarından artık vazgeçmek imkansız hale geldi. Bu şehirlere ne kadar bağlansak da bize sunduğu yaşamın stresinden kaçamıyoruz. İstanbul da bunlardan biri. Öyle ki stres günümüzün en büyük sağlık sorunlarından biri haline gelmiş durumda. Günlük rutinimizde yer alan işe gitmek, arkadaşlarla bir kahve içmek için dışarı çıkmak bile bizi strese sokuyor. Trafik, bir türlü gelmeyen yaz, geldiği zaman da herkesi bezdiren yüksek sıcaklık ve nem, kalabalık, zamanımızı her şeye yetirmeye çalışmak, hepsi birer stres faktörü olarak karşımıza çıkıyor.

Yol arkadaşları bulun

Büyük şehirlerde belki de bizi en çok strese sokan, zamanımızı çalan şey trafik. Trafikten kaçış olmadığı gibi, bir yere ulaşmak için kullanılan her türlü yöntem, beraberinde başka stres faktörlerini de getiriyor. Otomobil sahipleri için benzin fiyatları ve park yeri birer stres kaynağı olurken, toplu taşıma kullananlar otobüslerin, metroların sıkışıklığından ve kısacık bir mesafe gitmek için birden fazla araç kullanmaktan yakınıyor. Oysa yol arkadaşlığı yaparak ulaşımda yaşadığımız tüm bu stresi azaltabiliriz. Trafikte geçirdiğimiz can sıkıcı zamanı yeni insanlar tanıyarak ve paylaşarak eğlenceli bir deneyime dönüştürmek mümkün. Aracımızdaki koltukların boş durmasının bize ne faydası var değil mi?

İstanbul’daki yeni “ridesharing” trendi de bunun için harika bir fırsat sunuyor. Böylelikle aynı yöne giden insanlar, mobil uygulamalar sayesinde buluşup birlikte yolculuk yapıyorlar. Bu uygulamalardan biri de Volt. Uygulama, hem yaşamımızı, ofisimizi, sitemizi paylaştığımız insanları bulma, tanıma imkanı sağlıyor hem benzin masrafına ortak buluyor hem de sabah kahvesine arkadaş bulmuş oluyor. Uygulamayı Apple Store‘dan, Google Store Apple Store‘‘dan ve kendi sitesinden indirmek mümkün.

 

Şehirden uzaklaşın

Şehir yaşamında her gün yaşadığımız türlü stresten kaçmanın en güzel yöntemlerden biri de şehirden uzaklaşmak. Haftada birkaç saati doğada, bol oksijenli temiz havada geçirmek hem zihin açıyor, mutlu ediyor hem de vücudu dinlendiriyor. Bütün hafta şehirdeki kirlilikten, kalabalıktan yorulan vücudumuz için parklar, ormanlar, sahiller bulunmaz nimet. İstanbul’dan biraz uzaklaşabilene Polonezköy, Ağva, Belgrad Ormanı,  “Yok ben yine de şehirde kalayım” diyene de Caddebostan, Moda, Yıldız Parkı… Kocaman plazalardan, otomobillerden, AVM’lerden kaçıp biraz nefes almak herkese iyi gelir.

İstanbul’un stresinden uzaklaşmak için Belgrad Ormanı güzel bir alternatif olabilir.

Egzersiz yapın 

Hayatımızdaki en önemli stres faktörlerinden biri de çalışma hayatı; toplantılar, raporlar, sıkışan programlar, mail yağmurları, bilgisayarın başında saatler geçirdikten sonra kamburlaşmış bir sırt…

İş yaşamındaki stresi azaltmak için güne kahvaltıyla başlamak lazım. Kahvaltı, tüm gün çalışacak olan beynimizi ve vücudumuzu hazırlıyor. İş yaşamındaki stresle baş etmek için bir diğer ipucu da egzersiz. Ofiste, hatta masanızda çalışırken kimse fark etmeden yapılacak minik egzersizler, tüm gün zinde kalmanızı sağlıyor. Hatta, yeni son dönemin “standing-desk” akımına katılıp ofisteki oturma sürenizi minimuma indirebilirsiniz. Arada kalkıp küçük bir yürüyüş yapmak, gerinmek de stresinizi alır. Siz bunları yaparken çevrenizdekilerin garip bakışlarıyla karşılaşırsanız strese girmeyin, onları da davet edin.

Ofiste çalışırken yapabileceğiniz birkaç hareket.

Uyku kalitenize özen gösterin

O kadar yoğun tempoda çalışıyoruz ki bazen 3-4 saatlik uykularla günümüzü geçirmek zorunda kalıyoruz. Ertesi gün bitmek bilmeyen bir yorgunluk, baş ağrısı, konsantrasyon eksikliğiyle geçiyor. Tüm bunlar hem fiziksel hem de yarattığı stres bakımından psikolojik zararlar veriyor.

Uzmanlar yetişkin bir insanın vücudunun toksinlerden arındırılabilmesi için geceleri 7-9 saat arası uykuya ihtiyacı olduğunu söylüyor. Belki her gün uykuya bu kadar vakit ayıramıyoruz ancak uyku öncesinde yapacağımız ufak değişikliklerle uyku öncesinde bedenimizin dinlenmesine ve kısa sürede daha kaliteli bir uyku uyumamıza yardımcı olabiliriz. İş saatlerinden sonra bilgisayar ekranına bakmamak, belli bir saatten sonra telefon ekranına da bakmayıp gözlerimizi dinlendirmek, rahatlatıcı bitki çayları içmek, yatmadan hemen önce yemek yememek, müzik dinlemek, ılık bir duş almak…

Uzmanlar yetişkin bir insanın vücudunun toksinlerden arındırılabilmesi için geceleri 7-9 saat arası uykuya ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale