X

Bütünden kopmadan hem içsel hem dışsal amacımıza nasıl yaklaşırız?

İnsan bilincinin evriminde önemli bir sürecin ortasındayız. Dünya yeni bir bilince uyanıyor. Şu anda yaşanan süreç yeni bir felsefe, inanç sistemi, din, mitoloji ya da ruhani bir ideoloji değil. Bunun tam aksine eski inanç sistemlerinin veya ruhani ideolojilerin de sonundayız gibi görünüyor. İnsan bilinci yükseldikçe hayatın anlamı, yaşam amacı, mutluluk gibi kavramları kişiler hayatlarına almak istiyor. Bunu isterken de mevcut dünya düzeninin mutluluk ile ilgili dayatmaları nedeniyle bütünden anlamsız bir kopuş eğilimindeler. İnsan bilincinin geldiği bu son noktada bütünden kopmadan içsel amacımıza uygun ve dışsal amacımıza da hitap eden farklı bir yaklaşıma ihtiyacımız var.

Öncelikle içsel amaç ve dışsal amacımızı tanımlayacak olursak, insanlığın süper gücü “farkındalık”tır. Ve insanın ana amacı o gücü bu dünyaya getirmektir. Yani eylemlerimize bilinç gelmesini sağlamaktır. Amaç genellikle gelecek ile birlikte anılan bir kavramdır. Ancak burada bahsettiğim amaç sadece bu anda, zaman kavramını inkar ederek bulunabilen farklı, daha derin bir amaçtır. Burada bahsettiğim psikolojik bir zaman algısı. Bizler geçmiş ve gelecekle o kadar meşgulüzdür ki şu anla kaçınılmaz bir uyumsuzluk içinde yaşarız hayatımızı. Güzel şeyler barındırsa da, geçmişi düşünmek yük ve alışkanlık barındırır, gelecek ise kaygı ve korku barındırır. Geçmişi ve geleceği şu andan daha değerli kılarsak kendimizi bu anı olması gerektiği gibi yaşamaktan alıkoyarız.

Geldiğimiz bu noktada, mutluluğumuzun olaylara, kazançlara ve başarılara bağlı olduğu algısındayız. Doyumu gelecekten bekleme eğilimimiz bundandır. Gelecek olan yeni iyi şeylerle ilgili beklentimiz… Bu ana ise olması gereken ama eksik kalmış gibi bakarız. Bütünü, hayatımızın özündeki derinliği ve anın mükemmelliğini gözden kaçırırız. Hayattaki en mühim ve anlamlı olan ilişkimiz “şimdi” ile olandır. Şimdi ile ilişkimiz bozuk ise, bu bozukluk hayatımızın her anına yansıyacaktır. Bu anın dostunuz mu düşmanınız mı olacağına siz karar verebilirsiniz. Çok uzun süredir devam eden genel mutsuzluk halini sonlandırmak için işe kendimizle başlamalıyız. İçsel doğamızın ve bilinç durumumuzun sorumluluğunu almaktan biz mesulüz. İçinize dönüp bakıp memnuniyetsizliği görürseniz bile bu sizin bu konuda farkındalık oluşturduğunuz anlamına gelir. Mutlulukla ilgili düşüncelerinizi, zihinsel etiketlerle, kelimelerle, şemalarla ve kalıplarla sınırlandırmazsanız ve “şimdi”nize dostça yaklaşırsanız çok geçmeden hediyelerini alırsınız. İçsel amaç kavramına tekrar gelecek olursak, aslında bizler bu amacı bu gezegendeki bütün insanlıkla paylaşıyoruz. Çünkü içsel amacımız, yani bilinçli bir yaşam, bütünün amacının önemli bir parçası.

İnsanlar “şeyler”e bağımlıdır. Ve bu bağımlılıktan kurtulmak imkansızdır. “Şeyler”e olan bağımlılık, o “şey”i kaybetmekten korkunuzla doğru orantılıdır. Kaybetmekten korktuğunuz, endişe duyduğunuz her “şey”e bağımlısınız demektir. Öncelikle bu bağımlılığı da farkındalıkla kabul etmek iyi bir başlangıç olacaktır. Bu içsel amacımızın, yani bilinçlenmenin başlangıcıdır.
Bir diğer bilinç ise kendin olabilmek. Kendimiz olabilmek demek zaten olduğumuz kişiye ağırlık, etiket yüklemeyi bırakmaktır. Başkalarının sizi tanımladıkları ile ilgilenmemek, kendi varlığınızı olduğu gibi ortaya koymanın anahtarıdır.

Dışsal amacımız, yani ikincil amacımız ise zamandan zamana değişebilen, insandan insana değişen bir çeşitliliktedir. Aslında içsel amacımızı bulmak ve onunla uyumlu bir şekilde yaşamak dışsal amacımızı tatmin etmenin temelidir. Gerçek yaşamsal doyumu ancak böyle elde edebiliriz. Dışsal amacımız hayatta bu anda attığımız adımlardan meydana gelir. Yani kısacası gelecekte bizi bekleyen şeyler, içsel amacımız, yani bilinç halimizin düzeyine ve bu anda attığımız adımın kalitesine bağlıdır. Dış amacımız ise o eylemden ne sonuç elde etmek istediğimizdir. Ne kadar çabalarsanız çabalayın içsel seviyede, yani farkındalık düzeyimizde bir değişiklik yok ise eylemelerin azlığı çokluğu hayatımızda bir şeyi değiştirmez. Sadece aynı şeyleri farklı formlarda yaşamaya devam ederiz. Bununla beraber kaygı ve stres gibi durumlarla karşılaşırız.

Mutsuzluğun nedeni durumlar değildir, o durumla ilgili düşüncelerimizdir. Yaparken hoşlanmadığımız şeyler de olacaktır. (Burada yapmaktan nefret ettiğimiz, tiksindiğimiz şeylerden bahsetmiyorum.) Bunu farkındalıkla, gereklilik nedeni ile yapıyorsak, “şimdilik” yapıyoruzdur. Dolayısıyla büyük amacımız için yine isteyerek yapmış oluruz. İşte bu da hayatımıza genişlemeyi getirecek farkındalığımız için manevi bir alıştırma gibi bir araç olacaktır. Kendinizi, çağlamak için daha büyük kaynaklara ulaşmak amacıyla nehirde akan su olarak düşünün. Bütünle genişleyen, bütünle birleşmiş olarak…

Yaşamın yeni sırrı gerçekliğinizle uyum içinde olmak ve hayatla bir olmaktan geçer. Olanlara direnç gösterirseniz mutluluğunuz dünyanın merhametine kalır ve mutluluğunuza veya mutsuzluğunuza evren karar verir. Bu anda yaşamayı başardığınızda bilinçli yaşam, yani içsel amacınızla uyumlu ve dışsal amacınızı besleyen hayatın, sizin aracılığınızla neler yapacağını görürsünüz. O zaman bilinçli bütün, hayatın tümü sizin aracılığınız ile dünyaya hükmeder.

İlginizi çekebilir: Karar verme anlarınızı kolaylaştıracak birkaç ipucu

Pınar Ezici: Çukurova Üniversitesinde sosyal bilimler davranış alanında yönetim üzerine doktora yapmakta olan, Pınar Ezici, almış olduğu profesyonel koçluk eğitimi ile, koç ve mentor olarak bireylere, yöneticilere ve firmalara koçluk hizmeti veriyor. Bununla birlikte, eğitmen koç olarak, kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, yeni bakış açıları kazandıran bir vizyon ve perspektif gelişimi, değerlerine uygun yaşam kurmalarını ve yaşam amaçlarını bulmalarını sağlayan koçluk eğitimleri veriyor, Points of You yetkinliğinde koçluk ve kişisel gelişim atölyeleri düzenliyor ve gönüllü sosyal yardım projelerinde yer alıyor. Yönetim alanındaki eğitimi, uzmanlığı ve deneyimini birleştiren Pınar Ezici, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor ve kurum içi koçluk uygulamalarında görev alıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale