Bulimiya nervoza nasıl bir yeme bozukluğudur? Belirtileri nelerdir ve nasıl tedavi edilir?

Bulimiya nervoza, kendini tıkanırcasına yeme tekrarları, ardından kalorileri “telafi etme” ve “geri alma” çabasıyla birtakım tehlikeli davranışlar şeklinde gösteren ciddi bir rahatsızlıktır. Bulimiya ile yaşayan insanlar düzensiz yeme alışkanlığına hapsolmuş hisseder ve bu kısır döngüden çıkmakta zorlanırlar.

Yeme bozukluğu olan atletler üzerine yaptığı çalışmalarla bilenen Dr. Deanne Pearson, yeme bozukluklarının kişinin karakteri üzerinde nasıl yıkıcı bir etki yarattığını şöyle açıklıyor:
“...bu ‘canavar’ [yeme bozukluğu] kişiyi ele geçirir… düşüncelerini denetler ve kendisine söylenenleri algılayış biçimini çarpık bir şekilde yorumlamasına neden olur. Özellikle ebeveynler yeme bozukluklarının bu yönüne bir türlü anlam veremez. Söyledikleri hiçbir şeyin çocuklarını etkilemediğinden yakınırlar. Her sözleri bir reddedişle sonuçlanıyordur. Ama ebeveynlerin ve yeme bozukluğu yaşayan kişiye yardım etmeye çalışanların unutmaması gereken bir şey var: İyileşmeyi reddeden hastanın kendisi değil, yeme bozukluğunun o kontrolcü yapısı. Kişi, ne tür bir yeme bozukluğuyla mücadele ederse etsin aslında derin bir kuyuda çırpınıyordur ve oradan çıkması için sevgiye, anlayışa ve sabıra ihtiyacı vardır.

Bulimiya nervozanın türleri

Bulimiya nervoza kendini farklı yollarla açığa vurabilir:

  1. Tıkanırcasına yeme davranışından sonra kişi kasten kusar. Yine, aşırı miktarda müshil, idrar söktürücü ya da lavman sıvısının kullanımı da bulimiyanın bu türünde görülür. Kısacası, alınan kalorileri vücuttan uzaklaştırma çabası vardır.
  2. Kilo alımını engellemek ve alınan kalorileri yakmak için başka yollar izlenir. Aşırı derecede egzersiz ya da sağlığa dikkat edilmeden uzun sürelerle yapılan oruçlar/kısıtlayıcı yeme davranışları örnek gösterilebilir. 

Bulimiya nervozanın başlıca sebeplerine geçmeden önce altını çizmemiz gereken önemli bir nokta var. Bulimiya nervoza ile tıkanırcasına yeme bozukluğu birbirinden farklıdır. Amerikan Psikiyatri Birliği Ruhsal Bozukluklar için Tanı ve İstatistikler Kitapçığı’na (DSM-V) göre, bu ikisini birbirinden ayıran en bariz unsur, bulimiya nervozalı kişinin tıkanırcasına yeme davranışından sonra yukarıda saydığımız yöntemlere başvurarak bir tür “telafi” çabasına girmesi; öte yandan tıkanırcasına yeme bozukluğu olan birinin genelde müshil ya da idrar söktürücü gibi ilaç kullanımı, kendini kusturma ya da aşırı egzersiz yapma davranışlarında bulunmamasıdır.

Bulimiya nervozanın nedenleri

Bulimiya nervoza gibi yeme bozukluklarının birçok faktörün bir araya gelmesiyle tetiklendiğini söyleyebiliriz. Bu yazının kapsamında üç ana başlığı ele alıyoruz.

Psikolojik faktörler

Kişinin kendine verdiği değer ve bedenine, görünüşüne bilhassa kilosuna yönelik algısı bulimiya nervozanın ortaya çıkmasında son derece önemli bir faktördür. 

İzlediğimiz programlardan okuduğumuz gazete ve dergilere kadar birçok mecrada kadınların fiziksel güzelliğe ve özellikle incecik bedenlere indirgendiğini görüyoruz. Önümüze konan bu gerçek dışı idealler ne yazık ki pek çok kadının kendine yönelik bakış açısını olumsuz etkilemektedir. “Yeterli miyim?” “Neden daha çekici değilim?” gibi soruların baskısıyla kendini başkalarıyla kıyaslamasına neden olmaktadır.

Beden algısıyla ilgili sorunların yanı sıra bulimiya nervozalı hastaların yemek yemeyi boğucu hislerden ve yakın çevrenin baskılarından kurtulmak için bir yol olarak gördükleri, dolayısıyla kızgın, üzgün ya da stresli olduklarında kuvvetli bir yeme dürtüsü duydukları söylenebilir. Kaygı bozukluğu yaşayan ya da depresyonda olan kişilerde de yeme bozukluğu gelişmesi riski yüksektir.

Çocukluk travmalarının ya da cinsel istismarın da bulimiya nervozaya yol açan nedenlerden olduğu bilinmektedir.

Genetik faktörler

Genlerin bu rahatsızlıkta etkili olduğu yönünde savlar vardır. Aile geçmişinde bulimiya nervoza gibi yeme bozuklukları, ruhsal rahatsızlıklar veya madde kullanımı görülen kişilerin bulimiya nervozaya yakalanma riski ailelerinde bu tür rahatsızlıklar bulunmayan kişilere göre dört kat daha fazladır. Öte yandan, mevcut çalışmalar bu durumun kalıtsal mı yoksa çevresel etkiler sonucu benimsenen davranışlardan mı kaynaklandığını henüz kesin olarak söyleyememektedir. 

Hormonlar

Hormon düzeylerindeki değişimler de bulimiya nervozanın gelişmesinde rol oynayabilir.

Yetişkinliğe geçiş aşamasında olan gençler, çevreden kaynaklı etmenlerin ve hormonlarındaki değişimlerin bir araya gelmesiyle yeme bozuklukları yaşama riskine daha fazla maruz kalmaktadır.

Ayrıca, bulimiya nervozalı kişilerde beyindeki (serotonin, noradrenalin ve dopamin gibi) sinir ileticilerin ve östrojen gibi hormonların anormal düzeylerde yoğunlaştığı görülmüştür. Bu durumun hastalığa neden olabileceği yönünde bir teori ortaya konsa da henüz bilimsel kanıtlara ulaşabilmiş değiliz.

Bulimiya nervozanın fiziksel belirtileri

  • Kilo değişikliği
  • Deri altı yağ tabakasında kayıp
  • Düşük kan basıncı
  • Sürekli üşüme hali
  • Diş minesinin aşınması, çürük oluşması
  • Karın ağrısı ya da bağırsaklarda sancı
  • Yutma zorlukları
  • Ellerde ya da parmak uçlarında morluk, nasır, yara ya da benzeri tahribatlar
  • Göz damarlarında çatlaklıklar (kusturma davranışının etkisi)
  • Tükürük bezlerinin şişmesinden dolayı ağız kenarlarında torbamsı bir görünüm
  • Kızarıklık ve sivilceler
  • Ağız kuruluğu. 

Davranışlardaki belirtiler

Yukarıda saydığımız fiziksel belirtilerin yanı sıra bulimiya nervoza kişinin davranışlarını da etkiler:

  • Sürekli olarak çirkin ya da şişman olduğundan yakınma
  • Başkalarının önünde yemekten kaçınma
  • Birden vejetaryen ya da vegan beslenmeye başlama (kişi bu beslenme şekillerini yiyecek çeşitliliğini kısıtlamanın bir bahanesi olarak kullanıyor olabilir)
  • İştahı kestiğine inanıldığından sigaraya başlama
  • Kendini kesme gibi zarar verici davranışlara yönelme
  • Yemekler sırasında ya da yemeklerden hemen sonra lavaboya gitmeyi alışkanlık haline getirme
  • Şeker hastalarının insülin almaktan kaçınması
  • Gizli bir şekilde yemek yeme 

Tedavi

Görüldüğü gibi bulimiya nervoza son derece ciddi bir rahatsızlıktır ve tedavi edilmediğinde geri dönüşü olmayan bir tahribat yaratır. Tedavinin amacı, öncelikle hastalığın yarattığı herhangi bir komplikasyonu gidermektir; uzun vadede ise kişiyi tıkanırcasına yeme rutinlerinden ve bunun takip ettiği “telafi edici” davranışlardan kurtarmaktır. 

Tedavi sonunda ayrıca;

  • yiyeceklerle sağlıklı bir ilişkinin kurulması,
  • kişinin kendine değer vermesi,
  • düzenli beslenme alışkanlığının kazandırılması,
  • hastalığın bir daha tekrarlanmaması amaçlanır. 

Tıbbi tedavi

Tedavi planında öncelikle olası komplikasyonlara müdahale edilir. Doktor, hastanın durumunu göz önüne alarak hastane yatışının gerekip gerekmediğine karar verir ve beslenme, terapi, destek grubu gibi tavsiyelerin yer aldığı uzun vadeli bir iyileşme planı oluşturulur. Tek bir yaklaşımdan ziyade birden fazla tedavi yönteminden birlikte yararlanıldığında iyileşme şansı daha yüksektir. 

Anti-depresan tedavisinin tıkanırcasına yeme ve kusma gibi davranışları azalttığı kanıtlanmıştır fakat ilaca devam edilmediğinde hastalığın nüksetme oranı bir hayli yüksektir. 

Beslenme tedavisi

Bulimiyayla mücadele eden kişilerin beslenme hatalarını fark etmesi ve sağlıklı beslenme rutini oluşturması çok önemlidir. Tedavi olmak için hastaneye başvuran kişilerde özellikle C ve D vitaminlerinin eksikliği ile kalsiyum ve elektrolit düzeylerinde dengesizlikler saptanabilir. Ayrıca, kişi kaotik beslenme düzeninden dolayı gıdasız kalmıştır. Bu nedenle, dengeli ve yeterli bir beslenme tedavisine zaman kaybetmeden başlanması gerekir. 

Gıdasızlığın giderilmesi amacıyla başvurulan yeniden besleme tedavisi yalnızca kilo alımı olarak görülmemelidir. Vücuttaki eksikliklerin giderilmesi ve nihayetinde kişinin normal yeme davranışları kazanması da amaçlanır. Vücut ağırlığı (endekslere ya da kişinin bedensel yapısına göre) düşük olmasa bile tıkanırcasına yeme/kusma döngüsü dışında hasta dengeli, yeterli bir beslenme geçmişine sahip değildir. Vücuttaki eksikliklerin giderilmesi için yeterli kaloride, protein ve yağ oranları yüksek 3 ana 3 ara öğünden oluşan bir yeme planı oluşturulmalıdır. Yeme planı tedavinin en kritik ayaklarından biridir.

Bulimiya nervoza tedavisi uzmanı Judith Asner’a göre plan; kahvaltı, öğlen ve akşam yemeği ile aradaki öğünlerden oluşmalı ve öğün saatleri günlük faaliyetlere göre planlanmalıdır. Bazı durumlarda yeme planı dışına çıkılması gerekebilir. Kişi bu yüzden kendini suçlamamalıdır. Yeme planından neden saptığı, nasıl hissettiği, ne gibi sonuçlarla karşılaştığı üzerine düşünerek ileriye yönelik farkındalık oluşturabilir. Ayrıca, bu süreçte kişiye yiyeceklerine ve porsiyonlarına karar verme konusunda ailesinin ya da herhangi bir yakınının destek olması, kişi düzenli ve yeterli beslenme alışkanlığı kazanana kadar bu desteğin sürdürülmesi beklenir. 

Psikolojik tedavi

Bulimiya nervozayla ilişkili davranışların çoğu yeme düzeni ve yiyeceklere olan saplantıyla kendini gösterse de tedavide hastalığın temelindeki psikolojik nedenlerin araştırılması önemlidir. Diğer bir deyişle, bulimiya tedavisinin önemli bir parçasını da psikolojik destek oluşturur. Bu noktada, terapilerin özellikle yeme bozukluğu konusunda uzmanlaşmış bir klinik psikologla yürütülmesi tavsiye edilir.

Kaynaklar:
eatingdisorder.org
healthyplace.com
healthyplace.com – strategies for recovering from bulimia
promises.com
https://dsm.psychiatryonline.org/doi/book/10.1176/appi.books.9780890425596
aliferecovered.wordpress.com – bulimia
Medical News

İlginizi çekebilir: Yiyeceklerle savaşmayı bırakın: Özgürlüğe doğru 5 adım

Burcu Uluçay
Sözcüklerle, cümlelerle dahası dille uğraşmayı hep sevdim. Bunun üniversitede mütercim tercümanlık okumamda önemli bir payı oldu. 2012’de Marmara Üniversitesi’nden mezun olduğumda bir sene kadar ... Devam