X

Bolluk bilmecesi: Yaklaşımımızla yaşamımızdaki bolluğu artırabilir miyiz?

“Zengin babayla, babamı ayıran en çarpıcı farklılıklardan biri de nasıl bir dünya gördükleriydi. Yoksul babamın gördüğü dünyada mali kıtlık vardı. ‘Sence para ağaçta mı yetişiyor?’ ya da ‘Sence ben para mı basıyorum?’ veya ‘Ben bunun parasını karşılayamam’ gibi sözler ederken bu görüşü yansıtıyordu.

Zamanımı zengin babanın yanında geçirmeye başladıkça, onun bambaşka bir dünya gördüğünü anlamıştım. Bol para dolu bir dünya görüyordu. ‘Para konusunda kaygılanma. Eğer doğru işi yaparsak, parayı her zaman buluruz’ ya da ‘Parasızlığa sığınıp istediğin şeyi almamazlık etme’ derken yansıttığı görüş buydu.

(…) Para yalnızca bir fikir olduğuna göre, sizin fikriniz yeterli para olmadığı yönündeyse, bu sizin gerçeğiniz olacaktır.
(…) Darlık çekilmesinin nedenlerini insanların yaklaşım farklılıklarının sonucu diye gören zengin baba, neden-sonuç ilişkilerini şöyle açıklamıştı:

Daha çok güvence istedikçe, yaşamında daha çok darlık olacaktır.
Daha çok rekabet ettikçe, yaşamında daha çok darlık olacaktır. İş bulmak, işinde yükselmek için rekabet edenler okulda da yüksek notlar uğruna rekabet edenlerdir.
Bolluğa ulaşmak için kişinin yeteneklerini artırması, yaratıcı ve yardımsever olması gerekir. Yaratıcı kişilerin mali ve iş yetenekleri çoktur, yardımsever kimselerin mali bolluğu artar.”

Zengin Baba’nın Yatırımcılık Kılavuzu, Robert T. Kiyosaki

Bolluk bilinci, para ile olan ilişkimizi belirleyen bir araçtır. Bolluk, yani bol diyebilmek, gücü, varlığı “yüksek veya yeterince” miktarda görebilme yeteneğimizi yansıtır. Bu yüzden tamamıyla kişiseldir ve dışarıdan herhangi bir etken ile bolluğa olan inancı değiştirmek bu yüzden pek mümkün değildir.

Bir kişi örnek olarak 1 milyon TL parası olduğunda kendini yoksul, diğer bir deyişle bolluktan yoksun hissedebilir, fakat aynı miktar, bolluk bilinci daha gelişmiş bir kişi için çok olanı ifade eder. Yani ikinci kişi bolluk bakış açısı ile bu miktarı çoğaltabileceğini, paranın var olduğunu ve ona her daim akacağını, kendisi dışındaki kişilere de yardım için bu bolluğu paylaşabileceğini, yani harcayabileceğini ve aslında bu miktarın daha fazla paraya yol olabileceğini bilir.

İşte burada verilen örnekte olduğu gibi bolluk bilinci kimileri için bardağın dolu kısmına odaklanma anlamına gelirken, diğerleri için sadece bardağın boş kısmını görmek gibi. Bu yüzden bu bilinçteki farkındalık seviyemizi geliştirmenin hepimizin hayatında önemli farklılıklar yaratacağına inanıyorum. Bu konuda daha önce de birçok kez farklı kaynaklardan edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmıştım. Bugün okuduğum ve yukarıda önemli bir bölümünü paylaştığım kaynakta karşıma çıkan anlatım, beni bir kez daha bolluk kavramı hakkında düşünmeye yönlendirdi.

Bu yazımda sizlerle birlikte bolluk kavramı ile ilişkili olarak her gün kullandığımız ifadelere odaklanalım istiyorum. Şimdi birkaç cümle kuralım. Okurken düşünmenizi rica ediyorum, hangi ifadeler size daha inandırıcı ve yakın geliyor:

Para bana uzak, para kazanmak için çok çalışmalıyım, parayı kim bulmuş ki ben bulayım, ben her daim az kazanacağım, ne kadar uğraşsam da para bana ancak ucu ucuna yeter, bu ayın sonunu nasıl getireceğim diye kara kara düşünüyorum, darlıkla sınanıyorum, darlık benim kaderim, asla bolluğa ulaşamayacağım.

veya

Para bana her daim yeterli miktarda, yeterli şekilde gelir, para paylaştıkça çoğalır, her zaman ihtiyacım olandan daha fazla paraya sahibim, hayatımda kazancım ve param katlanarak artar, çalışıyorum ve zevkle para kazanıyorum, çalışıyorum ve emeklerimin karşılığını yeterince para ile alıyorum, bolluk her yerde, bolluğun sınırı yoktur, hayat bolluk üzerine yaratılmıştır.

Peki bu ifadeleri okuduktan sonra hep birlikte şunu düşünelim: Bu ifadelerden hangisi daha doğru? Bir örnekle biraz daha yakından inceleyebiliriz… Elimizdeki paradan bağımsız olarak parayı bir arı gibi düşünseydik hangi çiçekten bal alırdı? Mis gibi kokular yayan çiçekten mi veya solmuş, kapanmış olandan mı? Yani bu arıyı çağıran, kucak açan ve onun beslenebileceği bir kaynaktan mı (para ile ilgili söylenen bolluğa dair çekici sözler) veya arıyı kaçıran, hatta dikkatini bile çekmeyen kaynaktan mı (sadece darlığa dayalı düşüncelerin bulunduğu sözler)?

İşte bolluk ile olan ilişkimiz tam olarak bu metaforla anlatılabilir. Para, bolluk inancı ile daha fazla akar, bolluk bolluğa kaynak olur. Dünyada hiçbir şey ama hiçbir şey bir diğerinden kıskanılacak, bir diğerine yetmeyecek şekilde yaratılmamıştır. Bolluk dünyanın temelidir, yeterince olmak bu dünyanın ve doğa ananın kanunudur. Bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, bolluk hakkında her gün ürettiğiniz sözlere ve düşüncelere odaklanmanızı isterim, siz bu arıyı kendinize çekmekte misiniz? Sizin çiçekleriniz bolluğu daha fazla çekebilmek için güzel sözlerle açıyor mu, bolluk anlayışı ile mis gibi kokular saçıyor mu?

Paraya olan yaklaşımınızı değiştirmekle bolluğu değiştirmek mümkün, çünkü bu dünya bolluk ile yaratıldı ve bollukla bize vermeye devam etmekte! Görmek için sadece bakmamız yeterli!

İlginizi çekebilir: Kelimeleri kullanma kılavuzu: Kelimeleriniz sizi yansıtır!

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale