X

Bol proteinli kahvaltılar: Yumurta ile yapabileceğiniz 7 farklı tarif

Kahvaltı, güne başlangıçta aldığımız temel bir yakıttır. Ne kadar iyi yakıt alırsanız o kadar iyi çalışırsınız. Kahvaltınızın sizi iyi hissettirmesi için dengeli ve proteinden zengin olması önemlidir. Kahvaltıya başlamadan önce şunu düşünmelisiniz, kahvaltıyı hızlıca, üzerinde düşünmeden yapıp gününüz hızlı mı geçsin istersiniz, yoksa bedeninizin neye ihtiyacı olduğunu düşünüp ona göre kaliteli hazırlanmış bir gün yaşamayı mı? Her gün kıymetli, her gün siz de kıymetlisiniz, o yüzden iyi bir kahvaltı vazgeçilmeziniz olmalıdır.

Burada aslında amacımız, kahvaltıları farklı tariflerle zenginleştirip güne harika lezzetler alarak başladığımızda aynı zamanda kaliteli protein alarak da başlıyor olmaktır. Çoğu zaman insanlar kahvaltı yapmaktan kaçarken aslında aynı kahvaltılardan kaçtıklarının farkında değillerdir. Sağlıklı kahvaltı alternatifleri sınırsızdır. Yumurta çok fazla tarife inanılmaz lezzet verir, peynir de öyle, sadece biraz hayal gücünüzü aktif hale getirmeniz gerekiyor.

Ben sizler için en sevdiğim kahvaltı alternatiflerini bir araya topladım, bu alternatifler ayrıca evde yemek olmadığında yine ilk koştuğum tarifler oluyor.

Yumurta salatası

1 kişilik- 18 g protein

  • 1 yumurta
  • 2 dilim beyaz peynir
  • 2 kırmızı biber
  • 1 yeşil biber
  • 1 avuç içi taze soğan
  • ¼ demet maydanoz

Yumurtayı hep aynı şekilde yemekten sıkılanlara harika bir alternatif diyebilirim. Üstelik yanınızda taşıması ve yemesi de kolay oluyor. Kırmızı ve yeşil biber, taze soğan dalları, maydanoz minik minik doğranır ve üstüne haşlanmış yumurtalar ve beyaz peynir minik minik doğranıp, bol karabiber eklenip, karıştırılıp servise hazır hale getirilir.

Sebzeli, yumurtalı muffin

2 kişilik- 20 g protein/kişi başına

  • 3 yumurta
  • 3 dilim beyaz peynir
  • 1 kase mantar
  • 1 kase bebek ıspanak
  • 1 kase taze soğan

Yumurtalar güzelce çırpılır, üzerine küçük küçük doğranmış mantar, bebek ıspanak, taze soğan ve sevdiğiniz baharatlar eklenip iyice karıştırıldıktan sonra muffin kaplarına bölünür ve en üstüne peynir rendelenir. Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında, 15 dakika üzeri kızara kadar pişirilir. İsterseniz akşamdan hazırlayıp sabah yanınıza da alabilirsiniz.

Avokadolu poşe yumurta

1 kişilik- 16 g protein

  • 2 yumurta
  • ½ avokado
  • ¼ limon suyu
  • 1 uzun dilim tahıllı ekmek

Yumurtanın sebzeli alternatifleri, protein kahvaltılarımızın en zengin halleri olarak karşımıza çıkıyor. Avokado son dönemin popüler meyvesi, omega-3’ten zengin olmasının yanı sıra az da olsa bir miktar protein içeriyor. Seven de var sevmeyen de, lakin nasıl yiyeceğimizi, nasıl buluşturmalar yapacağımızı öncelikle bilmemiz ve şans vermemiz gerekiyor.

İyice olgunlaşmış bir avokado, bir kaseye alınır, çatalla ezildikten sonra içerisine yarım limon suyu ve biraz karabiber eklenip karıştırılır.

Poşe yumurtası için küçük derin bir tencereye yarısına kadar su doldurulup kaynatılır. Su kaynadıktan sonra altı kısılıp yumurtalar tek tek kırılır. Kaç dakikada pişmiş bir yumurtayı tercih ettiğinize göre tencereden alınır.

1 uzun dilim tahıllı ekmek üzerine önce avokado sürülüp üzerine de yumurtalar eklenip servis edilir.

Badem unundan krep wrap

2 kişilik- 22 g protein/kişi başına

  • 2 yumurta
  • 1/2 su bardağı badem sütü/normal süt
  • 1 su bardağı badem unu
  • Vanilya
  • 2 ince dilim beyaz peynir
  • ½ demet maydanoz

Badem en sevdiğimiz bitkisel proteinlerdendir. Hem biraz karbonhidratlı, tatlı gibi bir şeyler olsun, hem de proteinden zengin olsun isteğimize harika bir cevap ise tabii ki kreptir. Üstelik en önemli protein kaynaklarımızdan yumurtaya ek olarak, badem unu ile yapıldığında protein miktarı katlanır. Ayrıca böyle tarifleri akşamdan hazırlayıp, wrap yapıp yanınızda da götürebilirsiniz. Farklı, lezzetli, doyurucu alternatif katmak adına kuru baklagil unlarından da deneyebilirsiniz, örneğin nohut, fasulye gibi…

2 yumurta çırpılır, 1 su bardağı badem sütü, 1,5 su bardağı badem unu, az tuz, vanilya ilave edilir. İyice karıştırıldıktan sonra geniş bir tavada krep şeklinde pişirilir. Kreplerin arasına beyaz peynir, yeşillikler konularak servis edilir.

Meyveli yulaflı yoğurt

1 kişilik- 18 g protein

  • 4 yemek kaşığı sade quark /yoğurt
  • 3 yemek kaşığı yulaf
  • 1 avuç yaban mersini /berry meyve
  • 10 tane çiğ badem
  • 2 yemek kaşığı chia tohumu

Bazılarımız güne daha tatlı ya da fresh alternatiflerle başlamayı seviyor. Kaşıkla bir şeyler yemeyi sevenlerin tercihi olarak bu tarifi ben de seviyorum. Daha yumuşak kıvamdan hoşlananlar için aşağıda vereceğim tarifi meyve ile yoğurdu smoothie yapıp da smoothi bowl şeklinde deneyebilirler.

Kaseye alınan quark yulaf ve chia ile karıştırılıp, üzerine yaban mersini ve badem eklenip servise hazır hale getirilir. Bu tarifte yoğurdu süt, hatta badem sütü ile değiştirebilirsiniz. Akşamdan saklama kabınızda hazırlayıp sabah evden çıkmadan tüketebileceğiniz gibi, işe giderken yanınıza da alabilirsiniz.

Kinoalı yumurtalı kase

1 kişilik- 16 g protein

  • 1 yumurta
  • 3 yemek kaşığı kinoa
  • 1 küçük kase bebek ıspanak
  • Taze yeşillikler
  • 1 küçük kase mantar
  • ½ avokado

Kinoa yeni nesil zengin protein kaynaklarından biridir. Kinoaya alternatif olarak karabuğday da kullanabilirsiniz. Hem protein, hem karbonhidrat kaynağı ile güne başlamış olursunuz.

Öncelikle 3 yemek kaşığı kinoa suda haşlanır. Az yağlı bir tavada önce doğranmış mantarların, sonra ıspanakların bir kısmı sotelenir. Kasenin en altı için de sevdiğiniz çeşitli yeşillikler doğranır. Önce yeşillikler, sonra ıspanak ve mantarlar yerleştirilip, bir tarafa kinoa, bir tarafa avokado, diğer tarafa da tavada kırılmış yumurta eklenir. Üzerine biraz limon ve baharatlarla afiyetle tüketilir.

Chia’lı yeşil omlet

1 kişilik- 20 g protein

  • 1 yumurta
  • 2 dilim beyaz peynir
  • 3 sap yeşil soğan
  • 1 avuç içi taze nane
  • 1 yemek kaşığı chia
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı

Minik doğranmış yeşil soğan yağlanmış tavada yavaş yavaş pişirilir. Sonra minik doğranmış peynirle yumurta çırpılır, chia da eklenip biraz daha çırpılır. Soğanlar pişince yumurtalı karışım üzerine dökülür. 2 dakika boyunca karıştırmadan pişmesi beklenir. Üzerine ince doğranıp biraz ezilen taze naneler eklenip servis edilir.

Deneyimlerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum, lezzetli kahvaltılarla sağlıklı geçen günler olsun…

İlginizi çekebilir: Evlerimizden kilo almadan çıkabilmek için: Porsiyon kontrolü sağlayacak 11 ipucu

Dyt. Buket Koçoğlu: Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden şeref öğrencisi olarak mezun oldum. O günden bu güne sofralara olabildiğince dokunmaya çalışıyorum. Beslenmede herkes için aynı doğruların olmadığına inananlardanım. Beslenme bir derya ve parmak iziniz gibi size özel... Hayatlarınıza bu denli özel bir alandan dokunup değiştirebilmek benim için çok değerli... Her yeni hayat yeni bir macera; yeter ki siz de bu işin sağlığınız için ne kadar önemli olduğu bilincine ve en önemlisi bu vücuttan başka gidecek yeriniz olmadığının farkına varın... Benimle bu muhteşem keşif sürecine var mısınız?

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

İlgili Makale