X

Böbrek taşından koruyacak 10 beslenme önerisi

Ülkemizde her 10 kişiden birinde böbrek taşı hastalığı göründüğünü biliyor musunuz? Üstelik, bu oran dünya ortalamasının üzerinde. Böbrek taşları, idrar yoluyla atılması gereken minerallerin veya diğer kimyasal maddelerin vücutta birikmesi sonucu oluşur ve genellikle ciddi ağrı, idrar yolu enfeksiyonları ve diğer sağlık komplikasyonlarına neden olabilir. Ancak, iyi haber şu ki, böbrek taşlarını önlemek veya riskini azaltmak için beslenme alışkanlıklarınızı düzenleyerek önemli bir adım atabilirsiniz.

Üroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murat Tuğrul Eren, böbrek taşlarını, temelde bir “atılım” problemi olarak tanımlıyor. Böbreklerin, suda çözünen ve vücudumuzda fazla oluşan maddelerin idrar oluşturarak dışarıya atılmasını sağlayan bir itrah organı olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Murat Tuğrul Eren “Böbrekten 50’ye yakın madde idrarda çözünerek atılmaktadır. Ancak bu maddeler içerisinde 7-8 tanesi fazla miktarda atılırsa idrarda çözünemez ve kristalleşebilirler. İşte böbrek taşı oluşmasının ana nedeni idrarda az çözünebilen bu maddelerin idrara fazla atılmasıdır.” diyor. Bu maddelerden en sık görüleni kalsiyum ve oksalat olarak kabul ediliyor; bunun dışında ürik asit, sistin gibi daha az sıklıkta görülen maddeler de idrara fazla atılıp böbrek taşı oluşturabiliyor. Ayrıca, bu kristalleşmeyi engelleyen sitrat gibi bazı moleküllerin de idrarda az bulunmaları böbrek taşı oluşumunu tetikleyebiliyor.

“Ailesinde böbrek taşı olanlar dikkat etmeli”

Böbrek taşlarının başlıca oluşma nedeni genetik olsa da beslenme gibi çevresel koşullar da etkili olabiliyor. Genetik yatkınlığı bulunan hastaların diyetlerine ve yaşam tarzlarına dikkat etmeleri tavsiye ediliyor. Tıp dünyasında, son yıllarda böbrek taşı oluşumunun, sadece böbrek kaynaklı değil, sistemsel hastalıkların sonucunda da oluşabilen bir rahatsızlık olduğuna dair bilimsel kanıtlar sunuluyor. Dolayısıyla metabolik sendrom gibi bazı bozuklukların genetik yatkınlığı bulunan hastalarda  böbrek taşı oluşumunun da artığına dair ciddi bilimsel kanıtlar mevcut. Dr. Öğr. Üyesi Murat Tuğrul Eren, böbrek taşı oluşumundan korunmak için faydası kanıtlanmış temel önlemleri şu 10 maddeyle sıralıyor: 

1. Metabolik sendromdan kendinizi koruyun

Öncelikle aşırı kilo, insülin direnci, yüksek kötü kolesterol ve düşük iyi kolesterol seviyeleri; kan basıncı artışı; karakterize diyabetten kalp damar hastalıklarına kadar çoğu ciddi hastalığın öncüsü olduğu kabul edilen metabolik sendrom, böbrek taşı oluşumunu tetikliyor ve bu nedenle bu hastalıktan korunmak gerekiyor. Tanı konulursa yaşam tarzı düzenlemeleri ve sağlıklı diyet ile metabolik sendrom hastalığı genellikle başarıyla tedavi ediliyor.

2. Sağlıklı beslenin

Sağlıksız hazır gıdalarla beslenme, aşırı şekerli besinler yeme, yağlı yemekler, hareketsizlik ve özellikle kalitesiz uyku düzeni hastalarda metabolik sendrom oluşturabiliyor. Göbek çevresinden kilo alan, kendini enerjisiz hisseden, halsizlik yorgunluk şikayeti bulunan hastaların mutlaka hekime başvurmaları tavsiye ediliyor. Sağlıklı beslenme deyince akla gelen Akdeniz diyeti metabolik sendromdan dolayısıyla böbrek taşından koruyan başarılı diyetlerin başında geliyor. Bunun dışında hazır ve işlenmiş gıdalardan kaçınmak, özellikle akşam 8’den sonra yemek yememek, yaz aylarında bol olan ve çok şeker ihtiva eden meyvelerden az tüketmek gerekiyor.

3. Ek vitamini doktor önerisiyle alın

Son zamanlarda çok popüler olan vitamin ve mineral takviyeleri doğru ve uygun kullanıldığında çok faydalı olsa da bilinçsiz kullanıldığında o oranda zarar verebiliyor. Örneğin aşırı C vitamini alımı böbrek taşı oluşumunu arttırıyor. Doğru takviye almanın yöntemi vücuttaki düzeyine ve vücudun ihtiyacına göre takviyeleri belirlemektir. Çoğu vitaminin ve mineralin düzeyleri artık kandan ölçülebiliyor ve bu düzeye göre takviye ihtiyacı ortaya çıkıyor. Fazla ve gereksiz takviyeler böbrek taşı oluşumunu artırabiliyor.

4. Fazla protein almayın

Aşırı protein alımı, böbrek taşı oluşumunu artırıyor. Örneğin vücut geliştirmek için egzersiz yapan özellikle genç hastalar, hızlı kas oluşturmak adına ticari olarak satılan protein tozlarını kullanıyor. Genetik yatkınlığı olan hastalarda bu aşırı protein alımı, taş oluşumuna veya var olan taşların büyümesine neden oluyor. Bu hastalar, kas kütlelerini belki daha hızlı arttırıyor ama böbrek taşı hastalığının sıkıntıları ile boğuşmak durumunda kalıyor.

5. Bol sıvı alın

Böbrek taşı genellikle az sıvı tüketimi, dolayısıyla vücutta oluşan zararlı maddeleri çözecek miktarda idrar üretilmemesiyle ilişkili. Yeteri kadar sıvı tüketmeyen kişilerin idrarı, maddelerden zengin ancak suyu az olan yoğun bir yapıya sahip oluyor. Bu idrarın içindeki bazı unsurlar önce kristalleşiyor, ardından da böbrek taşı haline geliyor. Bol miktarda sıvı tüketmek, bu nedenle önem taşıyor. Yaz aylarında daha da çok dikkat edilmeli.

6. Gazlı içeceklerden uzak durun

Çay, kahve ve kola gibi içeceklerin tüketimi mümkün olduğunca azaltılmalı. Bazen gıdalara eşlik eden, bazen ise sadece verdiği ani ferahlama hissi nedeniyle çok tercih edilen asitli içeceklerden uzak durmak gerekiyor. Yapılan klinik araştırmalar, fosfat içermeleri nedeniyle gazlı ve şekerli içeceklerin fazla tüketilmesi halinde böbrek taşı oluşma riskinin arttığını gösteriyor.

7. Az tuz tüketin

Özellikle böbrek taşı konusunda genetik yatkınlığı olan kişilerin günlük tuz tüketiminin 3 – 5 gram yani yaklaşık bir çay kaşığını geçmemesi tavsiye ediliyor. Tabi sebze, meyve ve ekmekte de tuz olduğunu göz önüne alarak bu hesabı yapmak gerekiyor. Yemekleri tuzsuz pişirmek, tabağımıza gelen yemeği ise tuz yerine baharat, bitki ve sirke gibi alternatiflerle çeşnilendirmek mümkün.

8. Oksalat içeren gıdalardan kaçının

Böbrekte taş oluşumu yönünden en riskli maddelerden biri de oksalat olarak kabul görüyor. Böbrek taşlarında en sık görülen taş cinsleri arasında ilk sırayı kalsiyum oksalat taşı alıyor. Bu nedenle ıspanak, pırasa, çilek, çikolata, fındık, ceviz ve kakao gibi gıdalar ile et, tavuk ve balık gibi hayvansal gıdaların da yüksek miktarda oksalat içerdiği için böbrek taşı hastaları tarafından mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekiyor. Tüketimi halinde de bol sıvı alınması tavsiye ediliyor.

9. Egzersiz yapın

Hareketsiz bir yaşam da böbrek taşı için iyi değil, yürüyüş ve egzersizin bu taşların oluşumunu azaltmada önemli olduğu biliniyor. Bu nedenle mümkünse düzenli egzersiz yapın, egzersiz yapamıyorsanız da günlük en az 9 bin adımlık yürüyüşler ile vücudunuzu hareket halinde tutun.

10. İyi uyuyun

Günlük uyku düzeninin sağlıklı olması, böbreklerin fonksiyonlarını da etkiliyor. Metabolizma, gün boyunca hasar gören böbrek dokusunu gece uyku sırasında onarıyor. Uykusuz kalmak, tüm organlar için olduğu gibi böbreklerin de bu yenilenme sürecini olumsuz etkiliyor. Bu nedenle mümkünse gece 23.00 gibi uykuya geçin ve 7-8 saat uyuyun.

Son olarak kapalı yöntem cerrahi girişimlerle hastaların böbrek taşlarını, en son teknolojileri kullanarak başarılı bir şekilde temizlediklerine değinen Dr. Öğr. Üyesi Murat Tuğrul Eren “Ancak çok sık nükseden böbrek taşlarının oluşmaması için elimizden geleni yapmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum” sözleriyle uyarıda bulunuyor.

İlginizi çekebilir: Bağışıklık sistemini güçlendirmek için nasıl beslenmeliyiz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale