X

Bobo karakterinin yaratıcısı, ünlü Karikatürist Serkan Altuniğne ile keyifli bir sohbet

Hepimizin yakından takip ettiği, özellikle pandemi döneminde Bobo karakteri ile içimizi ısıtan sevgili Serkan Altuniğne ile kariyeri, rutinleri ve Türkiye gündemi üzerine konuştuk.

Tanıdığımızın dışında, biyografilerin ötesindeki Serkan Altuniğne kimdir?

Yani ötesini berisini pek bilmiyorum ama işte o biyografilerin dışında evli, bir kedi bir köpek babası, Berlin’de yaşayan, günün önemli zamanını çizerek / yazarak geçiren, kalan zamanda kafasına göre takılan, keltoş bir birey.

Karikatüre ilginiz nasıl doğdu, çizmeye nasıl başladınız?

Karikatürle her karikatürist gibi küçük yaşlarda ilgilenmeye başladım. Henüz 9-10 yaşlarımdayken bildiğimiz anlamda mesaili bir iş yapmak istemediğime karar verdim. Tabii hayatla ilgili pek bir bilgisi olmayan biri olarak ne yapacağıma henüz karar vermiş durumda değildim. O sıralarda sürekli çizgi romanlar, efendime söyleyeyim mizah dergileri okuyarak zamanımı geçiriyordum. Sürekli de önüme gelen kağıtlara Conan, Örümcek adam, Süpermen, Muhlis Bey, En Kahraman Rıdvan falan çiziyordum. Bir gün kafama dank etti. “Ben bu işi yapmalıyım.” dedim. O dakikadan sonra zaten aramızın açık olduğu okuldan iyice uzaklaştım. O yüzden üniversite sınavına birkaç kez girmek zorunda kaldım. Sonuçta bir dönem yine de kaçamadım mesaili işten. İnşaat mezunu olduğum için inşaatta çalıştım, sonra reklam ajansı deneyimi derken karikatürist olmayı becerdim sonunda.

Çizmeye günün hangi saatleri başlıyorsunuz, her an elinde kalem kağıtla gezen biri misiniz? Çalışma programınızı biraz anlatır mısınız?

Her an elinde kağıt kalemle gezen biri hiç olmadım. Açıkcası çalışma tempom da sürekli değişiyor. Şu aralar (şu ara dediğim son 5-6 yıldır) sabah erken kalkıp, akşam 7-8’e kadar çalışıyorum. Ondan önce gündüz hiç çalışmaz, geceleri çalışırdım sabaha kadar. Açıkcası bazen beyaz yakalı olmak istiyorum. Çünkü mesainiz daha net. Benim ise kafama göre iş yapmadığım günler oluyor ama genelde Cumartesi, Pazar, bayram, seyran demeden sürekli çizdiğim dönemlerim daha çok. Arada senaryo çalışmalarım oluyor. O zamanlar daha boğucu geçiyor.

Her zaman yaratıcı, üretken ya da disiplinli olmayı gerektiren bir iş. Hiçbir şey yapmak istemediğiniz anlara nasıl çözüm buluyorsunuz?

Hiçbir şey yapmayarak o zamanları atlatıyorum. 🙂

Mesleğiniz hayata bakışınızı etkiliyor mu? Demek istediğim, çizimle uğraşmayan insanlara göre hayatı daha eğlenceli yaşıyor olabilir misiniz? Ya da zorlukların üstesinden daha rahat gelebiliyor musunuz?

Meslekle hayata bakış açısının arasında bir bağlantı olduğunu sanmıyorum. Başkasına göre hayatı daha eğlenceli yaşıyor muyum bilemem ama kendimce her günümü iyi geçirmeye çalışıyorum. Genelde bir şeyleri kafama takmamaya çalışan bir yapım var. Fakat takıldığım bir şey olursa da büyük kilitleniyorum. O zamanlar biraz zor geçiyor hayat hem bana hem çevreme…

Bobo ile kariyerinizin en ilgi gören günlerini yaşıyorsunuz desek katılır mısınız bu fikre? Hem Bobo çizimleri hem Bobo ile ilgili paylaşımlarınız çok seviliyor. Nasıl bir birliktelik sizinki? Bobo hayatınıza nasıl girdi; siz Bobo’yu çizmeye nasıl karar verdiniz?

Katılırım valla. 🙂 Bobo ile biz 13,5 yıldır ev arkadaşıyız. Kendisi en yakın arkadaşlarımdan biri. Oldukça huysuz bir arkadaş olmasına rağmen en az benim ona olduğum kadar bana düşkün kendisi. Günün ortalama 20 saatini beraber geçiriyoruz diyebilirim. Evde de zaten dibinizden ayrılmayan bir yapısı var. Ben nereye, o oraya yaşıyoruz. Bu 13,5 yılda da toplasanız 20-25 gün ayrı kalmışızdır. Genelde tatillere beraber çıkıyoruz ya da hiç çıkmıyoruz. Bütün hayatımızı Bobo’ya göre tasarlıyoruz diyebilirim. Ev seçerken bile “Hmm güzel ama 2. Kat ve asansör yok; Bobo’ya olmaz.” diyerek tutmuyoruz mesela.

Bobo hayatıma 2007 yılında girdi. Eşim Ezgi ile beraber girdiler hatta. Henüz 3 ya da 4 aylıktı. Köpek bakımı konusunda hiçbir fikrim olmayan bir dönemde bir anda Bobo ile yaşar buldum kendimi. Hatta Chow Chow denen cinsten bile kendisiyle birlikte haberdar oldum. Çok huylu bir köpek Bobo. Gerçekten Chow’ların tüm karakteristik özelliklerinin yanı sıra ek kendi huyları da var. Dolayısıyla zaten sürekli sizi eğlendirebiliyor birlikte vakit geçirirken. Doğal bir komikliği var. Ne yapsa komik oluyor aslında. 🙂

Ben ilk olarak Bobo’yu 2014 yılında Berlin’de çizdim. O sıralarda Bobo 7 yaşındaydı ve ben bu birlikteliğimizin sonsuza kadar sürmeyeceğini farketmeye başlamıştım. Bobo’dan sonra da Bobo’nun hayatımda olmasını istedim. Tarif edemiyorum size benim hayatımda ne kadar önemli ve boşluğu doldurulamaz olduğunu ama tahmin ediyorsunuzdur diye düşünüyorum. Evinde evcil dostlarıyla yaşayanlar beni anlayacaktır. Neyse, işte bu sebeple Bobo çizmeye başladım. 2014 yılından beri de çiziyorum. Ancak son 2 yıldır hemen her gün Instagram’da yeni bir macerasını yayımlıyorum. Bu tabii kendisine olan ilgiyi artırdı. Özellikle çizgi Bobo’nun gerçek bir karşılığı olduğunu öğrenince insanların alakaları daha da arttı. Tabii ikisinin birbirine karıştırılmasını istemiyorum asla. Çizgi Bobo ölümsüz ancak gerçek Bobo ile günün birinde ayrılmak zorunda kalacağız maalesef. İşte o kara gün geldiğinde çizgi Bobo beni tedavi edecek diye umuyorum. Ummak istiyorum. Bobo’yu çizmeye kısaca böyle karar verdim.

Şu sıralar ülke gündemi hayli karışık, sanırım yurt dışında yaşıyorsunuz. Uzaktan ülkeye bakınca ne görüyorsunuz? Gündemi izleyebiliyor musunuz?

Gündemi izlemediğin zaman var mı diye sorsanız daha iyi. 🙂 Maalesef uzakta da olsanız ülkenizden kopamıyorsunuz haliyle. Türkiye’de doğdum, büyüdüm, okudum; şimdiki insan haline gelişim Türkiye’de oldu. Ailem, arkadaşlarım, tuttuğum takım neredeyse hayatıma dair her şey orada. Dolayısıyla ‘Ben yurt dışında yaşıyorum amaann bana ne!’ diyemiyor tabii ki insan. Buradan bakınca ise içindeyken bize normal gelen, normalmiş gibi hissettirilmeye çalışılan pek çok şeyin normal olmadığını daha iyi anlıyorsun. Normal olan bizim yaşadığımız değilmiş diyorsun. Bu çok üzüntü verici. Her gün o kadar çok hadise, olay oluyor ve bunların hepsine o kadar hızlı alışıyoruz ki, Avrupa’da olsa aylarca tartışılacak mevzular bazen ülkemizde 2-3 saatte tüketilip yenisine ve daha acısına geçiliyor. Bu çok can sıkıcı.

Elbette ülkedeyken de başka bir hayatın mümkün olduğunu biliyordum ama yurt dışında yaşayınca başka bir hayatı yaşamanın o kadar da zor olmadığını öğrendim. Burada insanlar ülkemiz insanına göre birbirlerine hem daha tahammüllü hem de daha yapıcı. Elbette bu sadece insanla alakalı değil. Ülkenin yönetiliş tarzının ve demokratik yapısının da bunda etkisi var. Mesela Türkiye için oldukça sert ve radikal fikirleri olan, farklılıklara olabildiğince düşmanca yaklaşan birisi burada ise asla o şekilde davranmıyor. Bunun en büyük sebebi de ülkemizdeki siyasi atmosfer. Ülkemizde maalesef iktidar uzlaşmacı olmanızı istemiyor. Uzlaşır gibi olanlar varsa hemen ket vuruyor. Kendisi zaten kimseyle uzlaşmak istemiyor. Bu yüzden ülkemizin işinin bu kafa yapısıyla çok zor olduğunu düşünüyorum.

Kaleminiz sihirli bir değnek olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz?

Sihirdir, büyüdür, cindir, peridir bir takım dogmalardır öyle şeylere inanmadığım için buna cevap vermem zor maalesef. Zaten her şeyin tek bir insanın tek bir hareketiyle düzeleceğini de sanmıyorum. 🙂

Çizim yolculuğunuzda hevesinizi kıran şeyler oldu mu, yoksa şanslı mıydınız? İlk dönemlerinizden biraz söz etmek ister misiniz?

Hem hevesimi kıran şeyler oldu hem de çok şanslıydım. İsim vermeyeyim ama bir usta abimiz bir gün çok moralimi bozmuştu. Amatör gününde resmen kum çuvalı gibi yumrukladı beni. Perişan etti. Yıkılmış halde Leman Cafe’de otururken Soner Günday yanıma geldi. O zamanlar 18-19 yaşımdaydım. Bir bira ısmarladı, sonra çizimlerime baktı, “Saçmalama olm sen ne yıkılıyorsun lan ne moralini bozuyorsun. Otur bunların daha da iyisini çiz gene gel. Olmadı mı, haftaya daha da iyisini çiz gene gel… Bu işler böyle olur. Çalışmadan olmaz.” dedi verdi gazı. Bu benim bugün çizer olmamı sağlayan en büyük olay sanırım. Her zaman aklıma geldikçe teşekkür ederim Soner Abi’ye… Buradan da selam olsun ona! 🙂

 

Yağmur Aşık Mola: Yağmur Aşık Mola, 1993 yılında Aydın’da doğdu. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli ajans ve gazetelerde muhabirlik yaptı. Halen bir kamu kurumunda editörlük görevine devam etmektedir. Türkiye’nin en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı Nazilli’de hayatını sürdüren Mola, minimalizm, dijital detoks, sağlıklı yaşam konularında araştırmalar yapmış, çeşitli gazete ve dergilerde yazılar kaleme almıştır. İletişim: yagmurasik1@gmail.com https://www.instagram.com/yagmurmola/

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale