X

Blue zone tarifleri: Mutlu, sağlıklı, uzun bir ömrü destekleyen yiyeceklerle hazırlanan tarifler

Dünya üzerinde en uzun yaşayan insanların bulunduğu ‘blue zone’ olarak adlandırılan bölgede, kronik hastalıkların daha az görüldüğü, sağlığın daha iyi, mutluluğun, huzurun ise çok daha fazla olduğu biliniyor. Ve birçok araştırma, buradaki insanların yaşam tarzlarını ele alarak tüm dünyayla uzun ve mutlu yaşamın sırlarını paylaşıyor. Dilerseniz önce “Dünyanın en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı Blue Zone bölgelerinden uzun yaşamın sırları” yazımıza göz atarak blue zone bölgesindeki insanların uzun, sağlıklı ve mutlu yaşamlarının ardındaki etkenleri keşfedebilirsiniz. Çünkü, bu yazımızda onların ne yaptıklarından çok ne yediklerine odaklanacağız; yani blue zone tariflerine!

New York Times’ın çok satan kitapları arasında olan ve blue zone tariflerini paylaşan The Blue Zones American Kitchen: 100 Recipes to Live to 100 kitabında yer alan lezzetli, az malzemeli ve bütüncül sağlığı destekleyerek uzun ve mutlu bir yaşamın kapısını aralayan 5 tarif yazımızda. İşte bitki bazlı, besleyici ve ömrü uzatan bileşenlerle dolu o 5 tarif:

Mohawk fırında barbunya

Mutfaklarımıza sıkça konuk olan barbunyayı klasik formundan çıkarıp daha ‘tatlı’ hale getirmeye ne dersiniz? İşte bu lezzetli ve uzun yaşam dostu tarif için ihtiyacınız olanlar:

Malzemeler:

  • Yaklaşık 1 kilo barbunya
  • 1 büyük boy soğan, doğranmış
  • ¼ su bardağı koyu akçaağaç şurubu
  • 2 yemek kaşığı domates salçası
  • 2 yemek kaşığı hardal
  • Tuz, taze çekilmiş karabiber

Hazırlanışı:

  • Barbunyaları büyük bir tencereye koyun ve üzerini soğuk suyla kapatın.
  • Bir gece boyunca barbunyaları ıslatın ve ertesi sabah süzün.
  • Daha sonra üzerine su eklediğiniz barbunyaları orta-düşük ateşte kaynatın.
  • Al dente (Az pişmiş) hale gelene kadar 1-2 saat pişirin.
  • Barbunyalar yumuşayınca soğanı, akçaağaç şurubunu, salçayı ve hardalı ekleyin.
  • Hepsini karıştırın ve fırın tepsisine alarak yaklaşık 200 derecede pişirin.
  • Barbunyaları ara sıra kontrol ederek ve gerekirse su ekleyerek 8 saat boyunca pişirin.
  • Tuz ve karabiber ekleyip servis edin.

Gökkuşağı kızılcık ezmesi

Kahvaltılarınıza yepyeni bir soluk getirecek ve önce görüntüsü sonra tadıyla gönlünüzü fethedecek bir blue zone tarifi:

Malzemeler:

  • 4 su bardağı su
  • 4 su bardağı badem sütü
  • 400 gram taze cranberry (kızılcık) veya 200 gram kurutulmuş kızılcık
  • 3 su bardağı hominy grits* püresi

*Hominy grits, Güney Amerika’da kahvaltıda haşlanarak yenilen, iri öğütülmüş kabuklu bir mısır türüdür ve alternatifleri mevcuttur. Dilerseniz karabuğday ezmesi, polenta, nohut, tatlı mısır veya mısır unu lapası da kullanabilirsiniz.

  • 1 su bardağı akçaağaç şurubu
  • İsteğe bağlı kabak çekirdeği, ceviz, kiraz kurusu

Hazırlanışı:

  • Büyük bir tencerede su, badem sütü, kızılcıkları birleştirin ve yüksek ateşte kaynatın.
  • Isıyı orta-düşük seviyeye getirin, dilediğiniz püreyi ya da lapayı ekleyin ve sıvıyı emene kadar ara sıra karıştırarak 45 ila 60 dakika kaynamaya bırakın.
  • Akçaağaç şurubunu ekleyin ve karıştırın.
  • İsteğe bağlı kuruyemiş, sos veya kuru meyvelerle süsleyerek servis yapın.

Hindistan cevizli pilav

Pirinç, sofralarımızda sık yer verdiğimiz bir lezzet ama böylesi bir başka! Uzun, mutlu ve sağlıklı yaşayan insanların sırrı pirinci Hindistan ceviziyle harmanlamaları olabilir…

Malzemeler

  • 2 yemek kaşığı kurutulmuş Hindistancevizi parçaları
  • 3 su bardağı uzun taneli pirinç
  • 2 kutu şekersiz Hindistan cevizi sütü
  • 2.5 su bardağı su
  • 2 yemek kaşığı şeker kamışı

Hazırlanışı:

  • Orta-düşük ısıda küçük tavada, kurutulmuş Hindistancevizini altın rengi gibi bir kahverengi olana kadar soteleyin ve kenara alın.
  • Pirinçleri, Hindistan cevizi sütünü, suyu ve şeker kamışını bir tencereye alın ve kapağını kapatarak pişirmeye başlayın.
  • Pirinçler piştikten sonra kavrulmuş kuru Hindistancevizi parçalarını ekleyerek servis edin.

Kamboçyalı Hindistan cevizi sütlü mısır

Hindistan cevizinin blue zone’da çok sevildiği aşikar… İşte lezzetli ve zengin bir tarif daha:

Malzemeler:

  • 2 su bardağı taze mısır taneleri
  • ½ su bardağı şekersiz Hindistan cevizi sütü
  • 1/3 su bardağı şeker
  • ½ çay kaşığı tuz
  • ¼  su bardağı doğranmış Frenk soğanı

Hazırlanışı

  • Fırını 175 derecede ısıtın.
  • Mısır tanelerini bir fırın tepsisine eşit olacak şekilde yayın ve 10 dakika fırında pişirin.
  • Bu arada küçük bir tencerede Hindistan cevizi sütünü kaynatın. Şekeri ve tuzu ekleyip ısıyı düşük seviyeye getirin, 5 dakika daha pişirin.
  • Frenk soğanlarını da ekleyin ve 1 dakika daha pişirin.
  • Hindistan cevizi sütlü karışımı mısır tanelerinin üzerine dökün ve tepsiyi tekrar fırına vererek üzeri hafifçe kızarana kadar yaklaşık 5 dakika pişirin.

1620’lerin ‘Plymouth Succotash’i

Kaynak: today

Bu zengin tarifin ismi biraz yabancı gelmiş olabilir ama yüzyılı aşkın bir geçmişi var… Doyurucu, besleyici ve iştah açıcı bu tarifte neredeyse yok yok!

Malzemeler:

  • Yaklaşık 1 kilo hominy grits (veya yukarıda belirttiğimiz alternatiflerden biri)
  • Yaklaşık 200 gram haşlanmış barbunya (veya dilediğiniz bir fasulye türü)
  • Tuz

İsteğe bağlı malzemeler (dilediğinizi ekleyip çıkarabilirsiniz):

  • 2 şalgam, soyulmuş ve doğranmış
  • 2 havuç, soyulmuş ve doğranmış
  • 1 adet meşe palamudu kabağı veya küçük kış kabağı (winter squash), temizlenmiş ve dilimlenmiş
  • Birkaç avuç kıyılmış lahana veya şalgam yaprağı
  • 2 adet dilimlenmiş pırasa veya soğan
  • Birkaç avuç doğranmış marul, ıspanak veya roka (ya da hepsinin kombinlenmiş hali)
  • 1 su bardağı ceviz, kestane veya fındık
  • Taze çekilmiş karabiber
  • Doğranmış yeşil soğan
  • Taze nane veya maydanoz yaprakları

Hazırlanışı:

  • Büyük bir çorba tenceresinde hominy grits veya tercih ettiğiniz bir alternatifini, barbunyayı ve tuzu karıştırın.
  • Damak tadınıza göre isteğe bağlı malzemelerden eklemeler yapın ve eğer dahil ederseniz şalgam, havuç gibi sert sebzeler yumuşayıncaya kadar yaklaşık 10 dakika pişirin.
  • Daha sonra istediğiniz yeşillikleri (marul, roka, ıspanak ve benzeri) ekleyin ve birkaç dakika daha pişirmeye devam edin.
  • Dilediğiniz yeşil yapraklar veya dilimlenmiş yeşil soğan gibi eklemeler de süsleyerek servis edin.

İlginizi çekebilir: Şu mercimeği filizlendirsek de mi tüketsek filizlendirmesek de mi: Yeşil mercimekli salata tarifleri

Kaynak: wellandgood

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

İlgili Makale