X

Birikim ve yatırım araçlarında yeni trendler: Yastık altından kripto paralara birikim ve yatırım yolculuğumuz

Mutlu, üretken ve tatmin edici bir hayat sürmenin yolu, kendi kendimize yetebilmekten geçiyor. Finansal anlamda özgür olmak ve birikim yapmak ise, daha güvenli ve rahat bir yaşam sürmenin en önemli anahtarları. Özellikle içinde bulunduğumuz ekonomik olarak istikrarsızlığın ve beraberinde getirdiği belirsizliğin odağımızda olduğu bu zor dönemde kenarda bir miktar paranızın bulunması, borç altına girme stresi yaşamamanız, belirsizlik atmosferinde gelecek endişesi taşımamanız ve yaşam standartlarınızı koruyabilmeniz için çok daha önemli hale geldi. Peki birikim ve tasarruf yapmanın daha iyi bir yaşam sürdürmeniz üzerindeki rolü ne? Birikim yapmak neden önemli? Eski nesil yatırım araçları hala geçerliliklerini koruyor mu? Birikim ve yatırım trendlerinde yaşanan değişimler ve dijital gelişmeler nereye gidiyor? Y jenerasyonunun yatırım alışkanlıkları nasıl değişti?

Tasarruf, birikim ve yatırım nedir?

Tasarruf ve birikim yapmanın özellikle gerekli olduğu bir dönemde nelere yatırım yapabileceğinizi ve nasıl yatırım yapmanız gerektiğini araştırmadan önce yatırımın ve birikimin ne olduğunu anlamanız oldukça önemli.

Birikimin tanımı kişiden kişiye farklılık gösterse de, en basit haliyle kazancınızdan harcamalarınızı çıkardığınızda cebinizde kalan ve henüz harcamadığınız bir miktar nakit para birikim olarak tanımlanabilir. Birikim yapabilmek için, kalan paranızı kısa vadede harcamak amacıyla kenarda tutmanın da ötesinde, uzun vadeli olarak o paraya dokunmamayı ve doğru yatırım araçlarıyla nasıl artıracağınız konusunda stratejik bir yatırım plan yapmayı hedeflemeniz gerekiyor.

Teknolojide yaşanan gelişmeler ve dijitalleşme yatırım, birikim ve tasarruf alışkanlıklarımızda da önemli değişimleri beraberinde getirdi. Eskinin yatırım anlayışı olan “yastık altı birikimleri” dijitalleşen dünya ve gelişen teknolojiyle birlikte yerini kripto paralara bıraktı. Yatırım denildiğinde hepimizin aklına ilk gelen şey ev, altın, araba ya da döviz gibi maddi değeri zaman içinde artan şeylerken, bilgiye erişimin kolaylaştığı ve dijital araçları çok daha iyi kullanabildiğimiz şu dönemde bitcoin gibi dijital paralar ve borsa yükselişte olan yatırım araçları.

Altın

Geçmişten günümüze hiç eskimeyen ve popülerliğini kaybetmeyen en büyük ve en güvenli yatırım araçlarından biri de altın. Sınırlı bir kaynak olan, madenciliğinden işlenmesine kadar oldukça zorlu ve meşakkatli bir süreçten geçmesi gereken altının değeri geçmişten günümüze sürekli yükselişte oldu, bundan sonra da yükselmeye devam edecek. Kısa vadeli yatırımlarda karşı bir birikim aracı olmasa da, uzun vadede risk-kazanç dengesi en tutarlı yatırım araçlarından biri olan altına yatırım yapabilirsiniz. Vadeli mevduat hesaplarında da değerlendirilebilen altını uzun vadede karlı bir birikime sahip olmak istiyorsanız yatırım amaçlı değerlendirebilirsiniz.

Gayrimenkul

Gayrimenkul hem bizden önceki jenerasyonun hem de günümüzün birikim amaçlı yapılan, karlı yatırımlarından biri. Özellikle ülkemizde sürekli olarak artan nüfusa, dolayısıyla talebe bağlı olarak yükselen gayrimenkul fiyatları, ev, ofis, arsa gibi taşınmaz malları yatırım için cazip hale getiriyor. Gayrimenkule yatırım yapmayı düşünüyorsanız gayrimenkul satın alacağınız bölgenin gelecekte nasıl bir yer olacağı, son on yılda ne kadar geliştiği, ev ve kira fiyatlarının bu bölgede yıllar içinde nasıl değişiklikler gösterdiği gibi detaylı bir araştırma yapmanız gerekiyor.

Hisse senetleri

Bilgiye erişmek artık eskisinden çok daha kolay ve hızlı olduğu için, hisse senediyle yatırım yapmak son yılların en yükselen  yatırım trendlerinin başında geliyor. Hisse senedine yaptığınız yatırımdan kar alde edebilmeniz için sıkı bir küresel ve yerel ekonomi takipçisi olmanız gerekiyor. Yatırım yaptığınız şirketlerin küçük bir ortağı olmanız mantığına dayanan hisse senedi yatırımlarında tıpkı bir iş insanı gibi ülkeler arası ilişkileri, sektörel gelişmeleri, iş piyasasındaki değişimleri çok iyi analiz etmeniz, güncel raporları devamlı olarak takip etmeniz ve olası senaryoları önden tahmin edebilmeniz gerekiyor. Hisse senedi almadan önce bu yatırım trendinin özellikle ekonomi dünyasının çalkantılı olduğu ve belirsizliklerin hakim olduğu şu dönemde risk taşıdığının altını çizmemiz gerekiyor. Bu nedenle hisse senedi alacağınız şirketin güvendiğiniz, tanıdığınız ve değerinin artacağını öngördüğünüz bir şirket olmasına özellikle dikkat etmelisiniz. Birikiminizin tamamını tek bir şirkete yatırmaktansa öne çıkan ve gelecek vaat eden sektörlerde birkaç şirket belirleyip bölüştürmenizde fayda olacaktır. İçinde bulunduğumuz istikrarsız dönemde riskli bir yatırım aracı olduğu için, yatırım dünyasına yabancıysanız birikiminizin çok küçük bir kısmını bu yatırım aracında değerlendirmenizi önerebiliriz.

Kripto paralar ve Bitcoin

Dijital paralar son dönemin en çok konuşulan konularının başında geliyor. Görece yeni olsalar da uzun bir süredir hayatımızda olan dijital paraların yolculuğu, bitcoinin hayatımıza girmesiyle başladı. Bitcoin hala listenin en popüler ismi olsa da Ethereum, Ripple, Litecoin, NEO, IOTA başta olmak üzere yaklaşık 7000 farklı kripto para türü bulunuyor.

Kripto paralar, bir ürün ya da hizmet satın alırken kullanılabildiği için paraya, arz talep dengesine göre değerinde değişimler yaşanabildiği için de hisse senedine benzer yatırım araçları.

Bitcoin gibi tüm kripto paralar sanal olarak alınıp satılan ya da kullanılan paralar. Aslında tüm süreç alışık olduğumuz dijital bankacılık sistemindeki gibi: İşvereninizin maaşınızı banka hesabınıza yatırdığını, sizin de dijital bankacılık sistemini kullanarak gelen paraya hiç dokunmadan bir kısmıyla faturalarınızı ödediğinizi, bir kısmını ev sahibinize havale yaptığınızı, bir kısmıyla kredi kartı borcunuzu ödediğinizi ve banka hesabınızda çekebileceğiniz bir para kalmaksızın tüm harcamalarınızı dijital olarak gerçekleştirdiğinizi düşünün. Kripto paralarda da aynı durum geçerli. Peki, hali hazırda var olan para birimlerini dijital bankacılık kullanarak sanal olarak yönetebileceğimiz bir sistem mevcutken, kripto paralar nasıl ve neden bu kadar popüler oldu?

Kriptopara evreninde bankaların fonksiyonu tamamen ortadan kalkmış durumda. Taraflar kendi aralarında, üçüncü bir tarafın onayına ihtiyaç durmaksızın güvenli şekilde işlem yapabiliyorlar. Bu nedenle de banka sisteminin hacklenmesi, bankanın batması, paranızı kullanması ya da kişisel verilerinizin başkalarının eline geçmesi gibi riskli durumlar tamamen ortadan kalkmış oluyor. Bitcoin ya da başka bir kripto para almak istediğinizde karşınızdaki kişiyle hesap numaranızı paylaşarak kripto paranızı bu hesaba yatırmasını istiyorsunuz. Harcamak istediğinizdeyse sadece kendinize özel bir şifreyle paranızı dilediğiniz şekilde harcayabiliyorsunuz.

Kripto paralar global para birimleri oldukları için her yerde kullanılabiliyor ve değerleri dünyanın her yerinde aynı. Bu nedenle de herhangi bir ülkede yaşanan enflasyondan ya da devalüasyondan etkilenmiyorlar. Piyasadaki toplam kripto para miktarı bulut sistemde, yani herkesin bilgisayarıyla takip edebildiği, oldukça güvenli bir ortamda yer alıyor. Bu nedenle de sistemdeki tüm hareketleri anlık olarak izleyebiliyorsunuz.

Kripto paralar görece çok yeni oldukları için, değerleri diğer para birimlerine göre çok hızlı yükselebiliyor. Örneğin, 1 Bitcoin’in değeri geçtiğimiz yıl 50.000 tl civarındayken tam bir sene sonraki güncel değeri 80.000 tl. Bu nedenle de kriptoparalar harcama yapmaktan çok uzun vadeli yatırım amaçlı kullanılıyor.

Bireysel Emeklilik

Bireysel emeklilik sistemi ülkemizde görece yeni bir sistem. İşvereninizin zorunlu olarak yaptığı emeklilik birikimine ek olarak yapabileceğiniz bireysel emeklilik yatırım sisteminin en avantajları yanlarından biri devlet katkısı. Yatırdığınız miktar üzerinden hem faiz kazanarak hem de devlet tarafından yatırılan ek paraya sahip olarak birikiminizi değerlendirebileceğiniz, harika bir sistem olan bireysel emeklilik, kısa vadede çok bir kazanç getirmese de uzun vadeli düşünülen yatırımlar için oldukça karlı bir yatırım aracı.

Y Jenarasyonu neden birikim ve yatırım yapmıyor?

Söz konusu birikim ve yatırım olduğunda, günümüzde aktif olarak iş hayatında yer alan 25-40 yaş arası bireylerin, yani Y Jenerasyonunun yatırım ve birikim yapma konusunda kendisinden önceki jenerasyonlara göre daha az istekli olduğunu, kazandığı parayı ‘şey’lere değil ‘deneyimlere’ harcadığını söylemek mümkün. Peki, Y jenerasyonu neden gelecek için birikim ve yatırım yapmak yerine kazancını deneyimlere harcama kararı aldı?

İngiliz araştırma şirketi YouGov’un Y jenerasyonu olarak adlandırılan, 1981-1996 yılları arasında doğmuş ve günümüzde çalışma hayatının içinde aktif olarak yer alan katılımcılarla yapılmış olduğu araştırmanın sonuçlarına göre Y jenerasyonunda yer alan bireyler harcadıkları emeğe, zamana ve enerjiye kıyasla kendilerinden bir önceki jenerasyon olan ebeveynlerinden %80 daha az maaş alıyor ve enflasyona bağlı olarak artan yaşam harcamaları (kira, ev giderleri, mutfak masrafı, kişisel harcamalar) çok daha yüksek olduğu için ekonomik olarak daha kaygan bir zeminde hareket etmek durumundalar.

Aynı araştırmanın sonuçlarına göre Y jenerasyonundan olan bireylerin büyük bir çoğunluğunun bir emeklilik planı yok. Ortalama şartlarda yaşayan bir X jenerasyonu üyesi için ev sahibi olmak zor da olsa mümkünken, Y jenerasyonu üyelerinin aylık kazancı ve harcama dengesi göz önünde bulundurulduğunda ev alabilmeleri bu şartlarda neredeyse mümkün değil. Bu nedenle de Y jenerasyonu üyeleri birikim ve yatırım yapmaktansa, daha düşük bütçelerle mutlu olabilecekleri seyahat, elektronik eşyalar ya da kişisel zevke yönelik harcamalar yapma eğiliminde.

Ekonomik rekabetin fazlasıyla yüksek olduğu, değişimlerle gelen belirsizliğin hakim olduğu ve her şeyin çok hızlı değiştiği bir çağda iş hayatına atılan bu nesil için ‘çalışmadan para kazanma’ olgusu pek gerçekçi değil. Özellikle Amerika’da çok daha yüksek rakamlarda olan geri ödemeli öğrenim ve burs kredileriyle iş yaşamına borçlu olarak ekside başlayan Y kuşağı için para biriktirmek ancak bu finansal yükten kurtulduktan sonra mümkün olabiliyor.

Dijitalleşmenin beraberinde getirdiği sektörel değişimler de Y kuşağının birikim ve yatırım yapmasının önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor. Artık mezun olunan bölümün değil kişinin kendi edindiği beceri ve kazanımların değerli olduğu, kariyerde yükselmenin sürekli olarak gelişmeyi ve yeni şeyler öğrenmeyi gerektirdiği bir dünyada Y kuşağı bireyleri kazançlarını birikim yaparak değerlendirmektense kişisel ve profesyonel gelişimlerine katkıda bulunacağına inandıkları aktivitelere, eğitimlere ve deneyimlere harcamayı tercih ediyor.

Yatırım ve birikim yapma alışkanlığı kazanmak için öneriler

İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda, birikim ve yatırım yapmayı bırakı, var olan yaşam standartlarınızı sürdürmekte bile zorluk yaşıyor olabilirsiniz. Tam da bu sebeple paranızı nasıl daha akıllıca kullanabileceğinizi, az da olsa biriktirdiğiniz parayı en iyi şekilde nasıl değerlendirebileceğinizi ve tasarruf alışkanlığını nasıl edinebileceğinizi öğrenmeniz, zorlu yaşam koşullarıyla baş etmenize yardımcı olacaktır.

İlginizi çekebilir: Kakeibo: Japon bütçe ve tasarruf sanatı

Küçük de olsa ilk adımı atmak için kendinizi cesaretlendirin

Para biriktirme ve yatırım alışkanlığı kazanmanın en pratik ve kolay yollarından biri, günlük, haftalık ve aylık olarak küçük birikimler yapmaktan geçiyor. Para biriktirmeye ve tasarruf ederek yaşamaya yeni başlayacaklar için küçük adımlarla ilerlemek ve biriktirilen paranın miktarını ve sıklığını zamanla, yavaş yavaş artırmaya çalışmak, biriktirme davranışını alışkanlık haline getirmenin en kolay yollarından biri.

Her gün kenara 5 lira ayırarak başlayacağınız birikim yolculuğunuzda, birinci ayın sonunda bu miktarı 10 tl’ye, ikinci ayın sonunda 20 tl’ye, üçüncü ayın sonunda ise 30 tl’ye çıkararak yavaş yavaş birikim miktarınızı artırabilirsiniz. Biriktirme alışkanlığı kazanmak ve para biriktirebildiğinizi görmek, sizi daha fazla birikim yapmak için cesaretlendirecektir. Küçük adımlardan sonra, kazancınıza uygun bir birikim meblağı belirleyip her ay maaşınızı alır almaz birikim hesabınıza bu miktarı aktarmayı da alışkanlık haline getirebilirsiniz.

Harcamalarınıza tasarruf önlemleri getirin

Faiz ödemekten kaçınmak için kredi kartı borcu ya da fatura gibi gecikme faizi eklenebilecek borçlarınızı zamanında ödemeye dikkat edin. İhtiyacınız olmadığında market alışverişine çıkmayın ve gerekli olmayan şeyleri satın almayın. Dışarıda yemek yerine evde pişirmeyi alışkanlık haline getirin. Mümkün olabildiğince nakit para kullanmaya çalışın ve zorunlu durumlar dışında kredi kartı kullanmayın. Kredi kartı harcamalarınızı kontrol etmek için tek bir kart kullanarak bu kartınızın limitini düşürebilir, böylelikle hem gerekli durumlarda kartınızı kullanabilir hem de kalan zamanlarda nakit kullanmak konusunda kendinizi teşvik edebilirsiniz.

Yeni nesil yatırım araçları, para biriktirme yöntemleri ve finans piyasalarının güncel durumuyla ilgili araştırmalar yapın

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bilgiye erişimin kolay olduğu ancak her şeyin hızla değiştiği bir dünyada yaşıyoruz. Finans ve ekonomi dünyası da dijitalleşmenin beraberinde getirdiği hızlı değişimden fazlasıyla etkileniyor. Dolaylı da olsa finansal durumunuzu etkileyebilecek durumlardan haberdar olmanız, o anki duruma en uygun seçimleri yapmanız ve finansal kararlarınız konusunda sağlıklı adım atabilmeniz için oldukça önemli. Youtube kanallarından, podcastlerden, haber kanallarından ve bloglardan ekonomiyle ilgili günlük gelişmeleri takip edin. Ekonomiyle ilgili araştırma yapmak ve yeni şeyler öğrenmek finansal okuryazarlığınızın gelişmesine de katkıda bulunacaktır.

İlginizi çekebilir: Finansal wellness nedir: Finansal durumunuzun hayatınız üzerindeki etkileri ve finansal wellness uygulamaları

 

Kaynaklar: Mashable, Practical Money Skills, Para Analiz, Coin Market Cap

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.



Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale