X

Bir TEDx konuşmasının perde arkası: Samimiyet cesaret ister

En büyük hayallerinden biri toplumlara konuşmakken, çılgınlarca sahne korkusu olan bir mükemmeliyetçinin Tedx’e hazırlanış sürecinden inciler okuyacaksınız birazdan. “Aradığın hazine içine girmekten korktuğun mağarada bulunur” diyen Amerikalı yazar Joseph Campbell’ın sözünü arkama alaraktan atıverdim kendimi sahneye.

Süreçten çok sonuca odaklananlar bu satırları okur mu? Teklifi aldıktan ve sevinç çığlıkları attıktan hemen sonra, konuşmanın biteceği anın hayalini kurmaya başlamıştım bile. Ne kadar da mutlu ve tatmin olacaktım. Bu halimi fark edince hayatımda ilk ve tek kez “ilk sahne” deneyimim olacağını hatırladım. Ve sonucu bir kenara bırakıp sürece teslim olma kararı aldım.

Başlığına “Samimiyet Cesaret İster” dediğim halde, ilk adımım işi mükemmel yapma çabasına girmekti. En büyük hayallerimden biri ya, her şey kusursuz olmalıydı. Halbuki başlığına samimiyet dediğim bir konuşma en güzel, mükemmel durma çabasını bırakarak yapılabilirdi. Çünkü samimiyeti seçtiğimizde kusurlar, korkular ve diğer insani duygulara da alan açıyoruz, dolayısıyla mükemmelliğin zıttı bir hale bürünüyoruz. Mükemmel iş çıkarma çabasını bırakmak benim hayattaki en zor sınavlarımdan biri. Hayatımın çok uzun bir kısmı kırılganlıklarımı açarsam güçsüz duracağımı sanarak geçti. Yetersizlik hissimi gizleyeyim diye mükemmellik maskesi taktım. Her şeyi kusursuz, eksiksiz yapar, mükemmel bir iş çıkarırsam eleştirilmeyeceğime, takdir edileceğime ve dolayısıyla sevilip sayılacağıma inandım. Sonraları anladım mükemmelliğin aslında bir illüzyon olduğunu.

Daha önce hiç sahne deneyimim olmadığı için hazırlanış sürecinde bana ne öneriliyorsa onu yaptım. Önce konuşma metnini kağıda döktüm. Kendi üzerimden hikayelerle süsledim. İlk prova zamanımız geldi çattı. Çok güzel yorumlar da aldığım halde kafamdaki tek düşünce “geliştirilebilecek” yönlerimdi. Kendi hikayemi çok uzun tutmuştum, kısaltılmalıydı ve biraz daha genele vurulmalıydı, hatta veriler verilmeliydi. Daha konuşma tadında olmalıydı, benimki biraz sohbete kaçıyordu. Çok yeni ve dolayısıyla kendimi epey yetersiz hissettiğim bir alan olduğu için aldığım yorumları hemen uygulamaya koyuldum.

Ama olmadı. Teker dönmedi. Ve ben prova bile yapamaz oldum. Bana önerdikleri gibi metni yazdığım anda ona bağımlı hale geldim. Notlarıma bakmadan konuşmayı yapamaz oldum. Metne, yani bilgiye bağlı kalmak güvenli ve konforlu hissettiriyordu ama konuşma esnasında ağzımdan spontane dökülebilecek kelimelerin önüne geçiyordu. Konuşmam sohbet tadında olmazsa kendi hikayem, yani kendi deneyimim üzerinden anlatmazsam konuşan ben olmaktan çıkıyordu. O yorumu dinlersem Tedx standartlarına uyumlu bir iş çıkaracaktım ve belki daha çok sevilecekti. Ama ben olmayacaktı.

Ve ben en nihayetinde samimiyeti seçtim. Gelen yorumlardan bir tek, tane tane konuşma önerisini koydum cebime. Tam kendim olma rahatlığında değildiysem de elimden geldiği kadar “olduğum kadar”da kalmaya baktım. Sevilmeme, beğenilmeme riskime rağmen… Her birimiz o kadar biriciğiz ki! Hepimizin güçlü olduğu yanları bambaşka. Birine yarayan diğerine yaramazken, genelleme yapmak ne kadar da yanlış.

Diyeceğim o ki kalıba sığmayalım, kitabına uymayalım. Varsın daha az kişiye ulaşalım. Ama bizden olsun. Bütün kusurlarıyla, garipliğiyle… Samimiyeti ve şahsına münhasırlığıyla…

Umarım size kendinizi aynalarım ve kendinizden bir parça bulursunuz. Keyifle izlemeniz dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Yalandan pozitiflik vs. öz şefkat: İyi hissetmek için kendinizi kabul edin

Yasemin Yapanar: Yasemin, Savannah College Of Art And Design - Güzel Sanatlar ve Fotoğrafçılık mezunu. Dört yıl boyunca Bernaylafem İletişim ve Marka Danışmanlığı’nda marka temsilciliği yaptı. Ajans tecrübesi sonrası, etkinlik ve marka yönetimi alanına “freelance” devam etti. Dünya dalış rekortmeni Şahika Ercümen, Pizza Emirgan/Gizli Kalsın gibi markalarla çalıştıktan sonra kendini, annesi olduğu Kolektif House’ta buldu. Kolektif’in kuruluşundan itibaren marka/kültür ve pazarlama departmanlarını yönetti. Tasarım, üyelik ve IK departmanlarına dokundu. Farklı alanlarda marka/kültür, pazarlama ve IK danışmanlığı vermeye devam ediyor. Yasemin’in en büyük ihtiyacı kırılganlıklarımızın konuşulması, gölgelerimizin dile gelmesi. Tüm gayesi gayreti; kendini olabildiğince samimi bir şekilde ortaya koyarak, hayatta aynı yerlerde zorlandığımızın ilhamı olmak. Bu hayalinin ilk ürünü; ‘Bilinçli Geyik’ isimli podcast’inde vücut buldu. Karşınızda kusurları, kırılganlıkları, korkularıyla olduğu ve deneyimlediği kadarıyla soyunuyor. Ve bi' tık tiye alıyor hallerini/hallerimizi. Zaman zaman kendini atıyor ortaya. Bazı bazı da konuk ağırlıyor. Bir diğer yandan Instagram’da kısa farkındalık video’ları çekiyor, orada burada makaleler yazıyor. ‘Kırılganlık Paylaşımları’ buluşmaları organize ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale