X

Bir özgürlük hikayesi: Belki de varoluş amacın, özgür olmaktır

Özgürlük diyorum, özgünlük… Bir ağaç, bir kuş, bir böcek gibi özgür ve özgünlük… Ekosisteme en iyi gelecek şey benim özgürlüğümü ifade etmemde biliyorum. Yani ben özgürlüğü safi kendim için değil tüm Dünya’nın huzuru ve uyumu için de arzuluyorum. Herkesin özgür olduğu bir dünya diliyorum.

Özgürlük, en mutlu, en doğru yaşama biçimi… Kendini özgür hissettiğin şeylere bak, orada, adı üstünde ÖZ’ünde olanı bulacaksın. Dahası Öz’ünde halihazırda GÜR olanı… Ve tüm Dünya’nın senin bu ÖZGÜR’lüğünü ifade etmene ihtiyacı var, bunu hissediyor musun? Bunu hisset… Bundan şüphesiz emin ol. Ve iyi haberler gelmeye devam ediyor; “özgür olduğun alanlar, özgür olduğun bir yaşam senin için kolaylaştırılmış yoldur” diyor Allah, mukaddes kitabı Kur’an’da aç, oku:

Ve Rabbin bal arısına şöyle ilham etti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine yuvalar edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır.” Nahl Suresi 68-69

Arıya bir vahiyde bulunduğunu İnsan’a rehber olarak gönderdiği bir kitapta neden yazmış olabilir?

Belki de sana da vahiy (ilham) gönderdiği için olabilir mi, üstelik bu senin varoluş amacın olan bir ilham… Doğduğun, büyüdüğün, bu hayatta kendi ilhamını duyamadın mı? Duymaya fırsat bulamadın mı? Duydun da emin olamadın mı, kendine mi güvenemedin, hayata mı, Allah’a mı?

Özgürlük sana özgünlüğünü, o da sana yaşam amacının bilgisini getirecek ve sen bu yolda yürüdüğünde hem kendi doğana uygun ve mutlu, hem de dünya ekosistemine, varoluş ekosistemine uygun ve uyum (harmoni) içinde yaşayacaksın ve üstelik bu hiç de düşünüldüğü gibi zor veya gerçekleşmesi imkansız bir hayal değil, bilakis bu senin için KOLAYLAŞTIRILMIŞ YOLDUR diyor Rabbin ve BU asıl senin kaderin (Dharma’n). Ben bundan daha güzel müjde bilmiyorum.

Bu mesajı iyi ki duydum 2014 yılında bir ofiste saçma sapan robotik bir ruh halinde çalışırken… Bu ayeti duydum ve bir nefes aldım. Bir nefes girdi içime sanki ilk kez ve uyandım… Uyandım kendi özüme, kendi hayalime. “Benim bir hayalim var yahu!” Bu çalıştığım şirketin sahibinin, annemin, babamın, erkek arkadaşımın veya onun ailesinin değil, BENİM bir HAYALİM var. Ve o hayal aldı getirdi beni bugünlere.

İnanamazsınız belki ama işte kanlı canlı karşınızda bu satırları yazıyorum. Rotası tam zıtta çevrilmiş bir hayat. Bu hayat ki Öz’e, İç’e doğru…

Bu yolu seçtim ve zaman nasıl bu kadar HIZLI ilerledi anlayamadım. Her şey önüme, sanki önceki geçmiş yılların acısını çıkartır gibi yığılmaya başladı sıra sıra… O kadar çok bilgi, insan, ilham… mucize denilebilecek kapıların kendiliğinden açılışları, içlerinden geçmem ve yeniden yeniden… Çünkü bir an önce Şekillenmem gerekiyordu biliyordum kendi Özüme ait olana doğru. O zamana kadar büyüttüğüm kişiliğim eriyip yok olmalıydı çünkü sahteydi. Bulamamıştım öncesinde kendimi, sadece arada isyan ediyordum bir şeylerin doğru olmadığına dair bir hissimle…

İsyanlar birikti belki ama neye olduğu bilinmez bir umut hep içimdeydi, O ince işte belli belirsiz umut ipi bağlıyordu beni belli ki hayata. Sonra uyandım. Uyanışım bir hayli gürültü kopardı hayatımda. Eskiye dair bütün bağlar koptu. Yaşamınızın her alanındaki tüm bağların koptuğunu hayal edin, şu an ayaklarınızı bastığınız zeminin bile bir daha asla aynı olmayacak şekilde kaydığını… Ama uyanış bu, seçimi getirdi…

Tıpkı Morpheus’un Leo’ya “mavi hap-kırmızı hap”ı seçmeyi sorduğu gibi hayat o günlerde bana bunu sormuştu ve ben de halihazırda zaten doğamda olan seçimimi yaptım, ve elbette kırmızı hapı aldım (yani demem o ki zaten başka da bir seçim yapmam imkansızdı) ben de o mevcutta belirli olan zeminden ayağımı kaldırdım ve zeminin belli olmadığı o yere adımımı attım. Zeminin belirli olmadığı o yere adımı attığımda YOL, belirdi… Yürüdüm… Ve bu artık bende bir alışkanlık haline gelmiş gibiydi. Önüme baktığımda, artık her seferinde illa belirli olanı değil de belirsiz olanı tercih etmeye başladım. Belirsiz yollar daha heyecan verici ve daha öğreticiydi. Hayat budur diyordum. Zaten Allah’ı arıyorsam o eminim ki belirli olan bir yerde değildir…

Bugün, zorlandığım günlerde kafamın karıştığı veya belirsizlikten artık yorulduğumu hissettiğim günlerde kendime bunu hatırlatıyorum. Bu yola neden çıktığımı, hedefimin amacımın ne olduğunu. Allah’ın ipinden (bana verdiği ilhamdan) başka ipi tutmuyorum ki, kaybolmam imkansız. Arı’nın hikayesini hatırlıyorum… Özgürlüğüme ve özgünlüğüme sarılıyorum ve bu yolu ve bu ömrü O’na teslim ediyorum.

Ben Dilek Cantimur bana @creatingground Instagram sayfasından ulaşabilir, 7 Basamaklı Meditasyon Eğitim Programına dahil olmak veya bir biliçaltı dönüşüm tekniği olan Theta Healing için seans randevusu almak için dilekcantimur@gmail.com’a mail atabilirsin. Web sitemden www.creatingground.com’dan hayatımı nasıl ve hangi araçlarla dönüştürdüğümü görebilirsin ve belki de yolunun küçük bir süresinde birlikte bu araçları kullanmanda yardımcı bir yoldaş olarak beni seçersin.

Görüşmek dileğiyle, sevgiler…

İlginizi çekebilir: Yaratım serisi 3: Hayallerimizi nasıl gerçekleştirebiliriz?

Dilek Cantimur: Dilek Cantimur, 20 Kasım 1988, İstanbul doğumluyum. 2011 yılında Yeditepe Üniversitesi Uluslararası Finans bölümünü burslu okuyup onur derecesiyle mezun olduktan sonra 5 yıl finans sektöründe çalıştım, fakat daha sonra “özümü gerçekleştirebilme yolumun” bu olmadığını fark ettiğimde bu illüzyona bir son verip Özüme Ait olan Hayatı inşa etmeye başladım. Hem aldığım tüm meditasyon ve enerji eğitimlerinden hem de yüksek lisans eğitimim süresinde edindiğim bilimsel gerçekler neticesinde öğrendim ki Her Problem ve Hastalık ilk önce İnsanın kendi Zihninde yaratılıyor. Şimdi terapilerimde bu zihinsel nedenlerin keşfedilmesi, bilinçaltı blokajlarının dönüştürülmesi konusunda en etkili yöntem olan Theta Healing terapisini uyguluyorum ve bir de günlük hayatlarında uygulayabilecekleri basit fakat çok etkili 7 derslik Meditasyon programları sunuyorum. Ve hayallerimden birinin tezahürü olarak kurduğum “CreatinggrounD” merkezinde farkındalığa hizmet eden birbirinden farklı ve değerli etkinlikler düzenliyorum. Bütünün hayrına… Aşkla.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale