X

Bir an dur ve fark et: Kendine yeterince şefkat gösterebiliyor musun?

Çok acayip bir şey fark ettim 10 dakika evvel!

Ne mi yapıyordum? Gülmeyin ama alt tarafı kurumuş olduğunu gördüğüm kollarıma nemlensin diye krem sürüyordum. Otomatik vitesteydim sanki… Hiç düşünmeden, görmeden, robotumsu bir halle krem sürüyordum. Bir anda uykudan uyandırılıyormuşum gibi irkildim. Benimki krem sürmekten ziyade kendime hoyratça davranmaktı. Hem kendime hem çevreme “kendine yumuşak davran” diyordum, “kendine nasıl yaklaşıyorsun?” gibi sorular yönlendiriyordum ama peki ya ben hangi noktadaydım? 

Kendine yeterince şefkat gösterebiliyor musun?

Peki neden kendime aynı şekilde yaklaşmıyordum? Kendime neden aynı yumuşaklığı, nezaketi göstermiyordum? 
 
Evet ben de elimden geleni yapıyordum kendi hayatımda ama hiç bu kısmı görmemiştim daha evvel: kendi bedenime nasıl bir yaklaşımdı o öyle? Aynı anda saçlarımı tararken halim gözümün önüne geldi hemen. Bazen saçlarım bile kopardı sertliğimden ve hızımdan, acırdı. Ama ben bu durumu kendimi bildim bileli normalleştirmiştim. “Alt tarafı” saç tarıyordum ne olacak? Ve “alt tarafı” krem sürüyordum. 
 
Meğer hiç öyle değilmiş. Aynı işlemleri başkalarına uygulasam, canları yanmasın diye biblo bebeklermişçesine yaklaşırdım biliyorum. Peki neden kendime aynı şekilde yaklaşmıyordum? Kendime neden aynı yumuşaklığı, nezaketi göstermiyordum? 
 
Cevap basit. Farkında değildim. Bu anlarda kendime nasıl davrandığımı hiç farkında değildim. Daha büyük anlarda, spiritüel çalışmalarda bilgeliği uygulamak önemli sanıyoruz. Krem sürmek ne ki amaan, geç! Ne alakası var şimdi bilgelikle bu anın! Bu noktada kendini sevmek falan ne alaka? 
 
Dur orada! Kal! Sakın geçme! Senin “ne ki” dediğin, başına küçümseyerek “alt tarafı” diye eklediğin anlar var ya hani sıradan bulduğun; aslında senin hayatını oluşturuyor Gamze’cim. Asıl o minnacık anlarda kendine olan tutumunla paralel oluyor o önemsediğin büyük anlardaki tutumun. 

Bu anlarda kendime nasıl davrandığımı hiç farkında değildim.

Farkında değildim. Bu anlarda kendime nasıl davrandığımı hiç farkında değildim.
 
Ve kremi daha yumuşak sürmeye başladım sonrasında. Tenimin her bir noktasını hissederek, yavaşça. Sanki bir bebeğin tenine dokunur gibi nezaketle sürmeye devam ettim kremi kollarıma. Gülümsedim kendi kendime. Evet hak ettiğim tam olarak böyle bir yaklaşımdı. E tabii hemen “aferin!”i bastım kendime! Bu kısım da çok önemli, atlamamak lazım dostlar! Kendimizi yermeyi çok iyi yapıyoruz da kendimizi sevme konusunda oldukça noksan yetiştirildik. O yüzden en minik sandığınız adımınızda bile kendinize kocaman alkış tutun! 
 
O zaman alkış Gamze alkış sana hem de en kocamanından! Ne güzel bir şey fark ettin sen bugün! Hadi o zaman beraber toparlayacak olursak:
 
1. Sıradan, minik diye küçümsediğin anların toplamı aslında senin tüm hayatını oluşturuyor. Farkındalık sadece büyük büyük anlarda olmuyor. Asıl böyle sıradan gibi görünen anlara kadar indiğinde, kendini sevmeye, kendine şefkat göstermeye dair öğrendiklerin tüm hayatına gerçek anlamda nüfuz etmeye başlıyor.
 
2. Başkalarından kendine karşı beklediğin tutum tam olarak yumuşacık, nezaketle yaklaşılmasıyken, hatırladın mı ilk senin kendine öyle davranman gerekiyordu. İlk önce sen kendine başkalarının sana davranmasını istediğin şekilde davran. Beyaz atlı prenses sadece kendinsin! Yanına prens kılığında yaklaşanlar sadece senin yansımandan ibaret olacaklar unutma! Eğer karşına gelenleri ayna gibi düşünürsek, sen kendini aynada nasıl görmek istiyorsun? İşte bunun cevabına göre yaklaş kendine. 
 
Anlaştık mı hepimiz? Şahsen ben anlaştım sevgili kendimle! Teşekkür ederim yoga ve meditasyon pratiklerim! Bana, manzaramı her geçen gün farklı pencereden gösterdiğiniz için! Ve tekrar teşekkür ederim sana kendim! Ne olursa olsun inatla, azimle kendi peşinden gittiğin için! Güzel kendim, canım kendim!
 
Gözümüz kör olmadan, kendimize her an giderek artan hayranlıkla bir ömür geçirmek dileğiyle. Kocaman sevgiyle…
 
 
İlginizi çekebilir: Nasıl bir hayat yaşamak istediğini düşün: Verdiğin cevabı yaşamaya ne dersin?

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale