X

Bilmek, değişim için yeterli değildir: “Bilirsem, değişeceğim” yanılgısı bizi neden değiştirmez?

Kendimizi “iyileştirmek” ya da geliştirmek isteme sürecinde kitaplar okur, danışman, öğretmen ya da şifacılardan destek alır, eğitimlere, inzivalara katılırız. Her birinin öncesinde içimizi müthiş bir heyecan kaplar, “Sonunda daha iyi olacağım” diye düşünürüz. Ancak süreç genelde sandığımız gibi ilerlemez. Peki neden?

Hastalığını yenmek ve daha iyi hissetmek için tüm bunları deneyimlemiş ve sonrasında işim gereği pek çok insanla çalışmış biri olarak fark ettiğim, gelişme önünde oldukça büyük bir engel olan bir yanılgıdan bahsetmek istiyorum.

Değişmeye niyet eden neredeyse herkes daha iyi versiyonuna ulaşma çabasında olduğunu söyler. Ancak yalnızca bu çabayı yaşamında pratik olarak gösterenler ulaşmak istediği versiyonuna ulaşabiliyor. Çaba sarf etmeyi kitap okumak, eğitime gitmek ya da danışmanlıktan bekleyen ve tüm sorumluluğu o satın aldıkları kitap, danışman, eğitim ya da şifa çalışmasına devreden kişiler bekledikleri değişimleri yaşayamıyor.

Bunun sebebi bir önceki cümlede saklı; sorumluluğu dışarıya yüklemek. Elbette değişmek için iyileşme unsurlarına başvurmak çok değerli, ancak burada unutulan çok önemli bir kıstas var; beynin çalışma prensibi.

Kişi o kitabı okurken ya da o inziva çalışmasında inanılmaz değerli bilgiler öğreniyor olabilir. O süreçte kendini otomatikman iyi hissetmeye de başlayabilir. Öyle ki hayatında olan biten olumsuzlukların nelerden kaynaklanıyor olduğunu keşfedip kendini aydınlanmış dahi hissedebilir. Ancak kitap ya da inziva bittiğinde normal hayata dönüşle beraber işler değişir. Kişinin yolu farkında olmadığı kocaman bir yol ayrımına çıkar; ya eskisi gibi yaşayacaktır ya da öğrendiklerini hayatına geçirecektir.

Çoğumuz ilk seçenekle devam ederiz. Çünkü öğrendiklerimiz bizi değiştirdi zannederiz. Oysa bilmek değişmek değildir, değişim maalesef alışkanlık kazanmadan, başka bir deyişle beynimizi programlamadan mümkün olmaz. Neden mi? Çünkü güzel beynimiz genelde kendisinin ve içinde bulunduğu vücudun işlerini kolaylaştırmak ve enerji tasarrufu yapmak için otomatik davranışa yönelir; genellikle değiştirmeye çalıştığımız davranışa… Bilinçaltı işletimini devreye sokar çünkü sürekli bilinçli modda olmak için enerjisi yeterli değildir.

Bilinçaltı işletim sistemi genel olarak temel yaşamsal fonksiyonlarımız, savaş-kaç modumuz, öğrendiğimiz davranış ve alışkanlıklarımızdan sorumludur. Bunlar ortaya çıkarken düşünmeyiz, çünkü o sırada bilinçaltımız devrededir ve otomatik pilotta hareket ederiz. Neredeyse tüm davranışlarımızın ve tepkilerimizin yaklaşık %95’i bu otomatik modda, yani bilinçaltı seviyede gerçekleşir.

Doğal olarak yeni öğrendiğimiz ve çok değerli olduğunu düşündüğümüz bir davranış ya da düşünce kalıbını bilinçaltına kaydetmeyi, başka bir deyişle alışkanlık haline getirmeyi başaramadıysak, o değiştirmek için çabaladığımız eski davranışımız ya da düşüncemiz otomatik olarak ortaya çıkar. İşte bu noktada ihtiyacımız olan bilinçli düşünme işletim sistemi vasıtasıyla yeni düşünce ve davranış alışkanlıkları oluşturmaktır. Başka bir deyişle o eğitimden, kitaptan ya da danışmandan aldığımız bilgileri hayatımıza entegre etmek üzere yeni ritüeller planlamaktır.

Değiştirmek istediğin o tek düşünce-davranış kalıbını düşün, yeni öğrendiğin ya da daha önce öğrenip etkisinde kaldığın öğretinin o kalıbı değiştirmek için sana tavsiye ettiği şeyi bugünden itibaren bir şekilde hayatına sok, düzenli bir şekilde uygulamaya başla. En az 45 gün bu ritüeli deneyimle. Sonrasında değiştirmek istediğin bir diğer alışkanlığa geç. Unutma öğretiler sadece araçtır, öğretmenler sana kapıyı gösterir, kapıdan geçmek senin seçimindir.

Kocaman sevgiler…

İlginizi çekebilir: Bakış açını değiştir, dünya değişsin: Düşünce simyasının formülü bakış açısı, umut ve güç Bakış açını değiştir, dünya değişsin: Düşünce simyasının formülü bakış açısı, umut ve güç 

İrem Ülgü Orhan: Berkeley, North Carolina ve Pennsylvania Üniversitelerinde bulunan Pozitif Psikoloji kürsülerinde, Pozitif Psikoloji alanında eğitimler almış olan İrem Ülgü Orhan, bu eğitimlerini şamanik öğretiler ile besleyerek, doğu batı senteziyle kendi mutluluk atölyelerini tasarlıyor. Bireysel danışmanlık pratiğinde, özellikle kişilerin hedefleri önünde engel oluşturan, farkında olmadıkları düşünce ve davranış kalıplarını fark ettirme ve değişim yaratmaya dayalı kendine has koçluk metodlarını kullanıyor. Amacını "Her geçen gün daha çok kişinin potansiyelini gerçekleştirmesine yardımcı olmak" olarak özetliyor. İrem kurucusu olduğu HUB Consulting şirketi ile koçluk, eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermenin yanı sıra, İrem Ülgü Orhan adlı Youtube kanalı aracılığıyla kendi alanıyla ilgili video içerikleri paylaşıyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale