X

Bilimsel araştırmalara göre su içmenin faydaları

Gün içinde yeterince su içmek gerektiğiniz hepimiz biliyoruz. Ancak nedenlerini biliyor muyuz? Su içmeden uzun süre hayatta kalamayacağımız bir gerçek. Gün içinde yeterince su içmek sağlık ve kendini iyi hissetme açısından çok önemli. Bunu görmenin en güzel yolu ise akademik araştırmalar. İşte gün içinde yeterince su içmenin önemini kanıtlayan bilimsel araştırmalar:

1. Su içmek performansınızı zirvede tutmanızı sağlar

Yeterince su içmediğinizde fiziksel performansınızda zorlanmalar olabilir. Öyle ki vücudunuzdaki suyun yüzde 2’sini bile kaybettiğinizde performansınız ciddi şekilde etkilenir. Bunun sonucunda yorgunluk, vücut ısı kontrolünün kaybolması, motivasyon düşüklüğü ve egzersiz sırasında fiziksel ve zihinsel açıdan aşırı zorlanma gibi etkiler görülebilir. Öte yandan araştırmalar gösteriyor ki gün içinde yeterli su içmek sadece bu olumsuz etkilerden korunmanızı değil aynı zamanda yüksek yoğunluklu egzersizlerden kaynaklanan oksidatif stresin azaltılmasını sağlıyor. Kasların yüzde 80’inin sudan oluştuğunu düşünürsek, bunun ne kadar önemli olduğunu kavramak daha kolay hale geliyor.

2. Su içmek beyin fonksiyonlarını destekler

Gün içinde yeterince su içmenin beyin fonksiyonları üzerinde çok önemli bir etkisi var. Araştırmalar, vücuttaki su seviyesinde yüzde 1-2 oranında gerçekleşen bir düşüşün bile birçok beyin fonksiyonunu harap ettiğini gösteriyor. Connecticut Üniversitesi’nde genç kadınlar üzerinde yapılan bir araştırma da bunu destekledi. Araştırma kapsamında egzersiz sonrasında vücuttaki sıvı miktarının yüzde 1,36’sını kaybeden kadınlarda konsantrasyon düşüklüğü, ruh halinde kötüleşme ve baş ağrısı atakları görüldü. Genç erkeklerle yapılan benzer bir araştırmada da egzersiz sonrasında vücuttaki su miktarının yüzde 1,59’unu kaybeden erkeklerde yorgunluk, anksiyete gibi olumsuz duyguların arttığı, hafızada yavaşlama görüldüğü tespit edildi.

3. Su içmek baş ağrısının tedavi edilmesine ve önlenmesine yardımcı olabiliyor

Su içmenin beyin fonksiyonları açısından ne kadar önemli olduğunu gösteren bir nokta daha. Birçok insanda migrenin temel sebebi, az su içme alışkanlığı. Son dönemde yapılan araştırmalar da su içmenin baş ağrısının tedavisinde ve önlenmesinde yardımcı olabileceğini gösteriyor.

4. Su bedeni besler

Suyun kendi başına herhangi bir besleyici özelliği olmasa da içeriğindeki mineralleri vücuda veriyor. Öte yandan mineralli sular vücudun ihtiyacı olan sodyum, magnezyum ve kalsiyumu karşılayabiliyor. Su satın alırken etiketleri inceleyerek mineral değerlerini göz önünde bulundurabilirsiniz.

5. Su bedenin ısıyı düzenlemesine yardımcı olur

Su, ısıyı absorbe etmesi ve vücuda aktarması bakımından harika bir kaynak. Öte yandan, insan vücudunun sıcaklığı düzenlemesi de su sayesinde oluyor. Su büyük bir ısı kapasitesine sahip olduğu için ani sıcaklık değişiklikleri durumunda vücuttaki hücrelerde siper görevi görebiliyor. Özellikle sıcak bölgelerde ve sıcak havalarda yeterinde su tüketilmesi gerektiği şeklindeki uyarıların temel sebebi de buradan kaynaklanıyor.

Günde ne kadar su içmeliyiz?

Yeterince su içmenin ne kadar önemli olduğunu anladık. Peki ne kadar su içmek gerekiyor? İnternet bu soruya yanıt veren binlerce yazıyla dolu. Birçoğunda da günde 8 bardak gibi bir ifade geçiyor. Ancak uzmanlar, günlük tüketilmesi gereken ideal su miktarının yaşa, cinsiyete ve koşullara göre değişkenlik gösterebileceğini söylüyor. Amerikan Ulusal Tıp Akademisi’ne göre yetişkin bir kadın günde 2,7 litre, yetişkin bir erkek ise günde 3,7 litre su içmeli. Eğer spor yapıyorsanız, günlük 30 dakikalık fiziksel egzersiz için tüketmeniz gereken su miktarına 350 ml daha eklemelisiniz.

Su tüketimi nasıl artırılır?

Gördüğünüz gibi aslında günde en az 2 litre tarifi biraz iyimser bir tavsiye. Eğer siz bu iyimser tavsiyeyi bir tutturamıyorsanız, o zaman gün içinde daha fazla su içmek için biraz çaba harcamanız gerekebilir. Bunun için iş yerindeki masanızın üstünde sürekli bir şişe veya bir bardak su bulundurabilirsiniz. Böylelikle şişeniz veya bardağınız her boşaldığında ayağa kalkıp doldurmak da biraz hareket etmek için güzel bir bahane olabilir. Dilerseniz teknolojinin nimetlerinden faydalanıp su içmeyi hatırlatacak uygulamalardan destek alabilirsiniz.

Kaynaklar:
Lifehack
Livestrong
Sciencing

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale