X

“Bile bile lades” sorunsalı

Geçen hafta bir sabah evden işe çıkarken İstanbulkartımı her zaman durduğu yer olan cüzdanımdan çıkarıp cebime koydum. Marmaray sırasında “aman cüzdanı çantamda buldum, kartı içinden çıkardım” gibi arkamdakileri bekletmeme sebep olabilecek herhangi bir kaosu engellemek istemiştim. Hayır n’lurdu ki azıcık bekleselerdi ama yok olur mu hızlı hızlı ilerlemek varken. Bu arada aynı cebime hızlıca telefonumu da attım ve kendi kendime “telefonu cebimden çıkarırken kesin kartı yolda düşüreceğim” diyerek evden çıktım. 100-200 metre gittim ya da gitmedim, elimi cebime attım ve ne oldu dersiniz? Bildiniz 🙂 Kart çoktan cebimden uçup gitmişti bile, şöyle bir etrafa bakındım tabii ki bulamadım. Ha bu arada “ya Ecehan fiziksel kart mı kaldı” sorunuzu duyar gibiyim. Tabii ki ben de biliyorum, telefonumdan dijital kart kullanmayı ama özellikle Yenikapı metrosunda bununla ilgili zamanında sorunlar yaşamıştım ve bu nedenle fiziksel kart da taşımaya başlamıştım artık. Ee Ecehan kızımız hayatta her türlü olasılığı hesaplayıp tüm önlemleri almakla ünlü bir şahıstır malum 🙂

Günlük hayattan bunun gibi sayısız örnek verebilirim sanırım. Salondan mutfağa giderken “kesin birini kıracağım ama ha şunu da alayım kalmasın ha bunu da” derken yarı yolda kırılan bardaklar, tabaklar ya da dökülen soslar… Çok hızlı evin içinde oradan oraya mekik dokurken “kesin bacağımı çarpıp morartacağım” dememin 2. dakikasında ani bir can yanması ve yere kapaklanmayla son bulan koşturmalar. Uyanmakla uyanmamak arasında bir yerde gidip gelirken uyuyakalacağımı bildiğim halde alarmı kapatıp “sadece gözümü dinlendireceğim” dedikten 1 saat sonra gözümü açtığım anlar…

İlişkilerimize göz atalım bir de, orada neler var dersiniz? Bize iyi gelmeyeceğini bildiğimiz halde eski bir sevgiliyle sadece bir “naber” ile başlatılan mesajlaşma, akabinde gerçekleşen görüşme, günün sonunda kendimizi kötü hissettiğimiz bir kapanış. Ya da eskilerde kalmış bir dostunuzla görüşmek için tüm koşulları zorlamanıza rağmen buluştuktan sonra bırakın artık eskisi gibi olmayı ortak bir tek konunuzun kalmadığını gördüğünüzdeki hayal kırıklığı.

Ortamın size hiç uygun olmadığını günün en başından bildiğiniz halde sırf sosyalleşmek ve yeni insanlarla tanışma şansınızı kaçırmamak için katlandığınız akşamlar. “Aslında çok da içime sinmiyor ama bir şans versem mi” dediğiniz iş teklifleri ve işe başladıktan 2 ay sonra gelen “Ya ben biliyordum, neredeyim, ne yapıyorum?” hissi.

Bunların hepsi çok tanıdık değil mi? İçimizde bir yerlerde yanlış giden bir şey olduğunu bilsek de “ya tam tersi olursa” düşüncesi, bize aksi yönde adım attıran şey aslında. Ah o umut var ya umut, hem bizi ayakta tutan inanılmaz bir güç ama bir yandan da canımızın sıkılmasına, yere düşmemize sebep olan hain bir arkadaş gibi.

Geçmiş tecrübelerimizden, yaşadıklarımızdan dersler çıkarırız çoğu zaman ve biliriz alacağımız aksiyonun aslında bize iyi gelmeyeceğini. Dilimizde çok güzel bir söz var bunun için, ben de sık sık kullanırım: “Bile bile lades.” Bilirsiniz lades oyununda karşınızdaki kişiye eğer o “aklımda” demeden bir şey verebilirseniz oyunu siz kazanırsınız. Buradaki durumda da farklı değil işte siz aslında kaybedeceğinizi bile bile verilen şeyi alırsınız ve sonra da oyunu kaybettiğiniz için kötü hissedersiniz. 

Ben çoğu durumda hala umudun yanımda yoldaş olmasını isteyen o kişiyim. Aksi yönde vereceğim kararın beni ne kadar etkileyeceğine bakıyorum önce. Hasar tespit tutanağı tutmak kendimizi bir nebze de olsa sağlama almak için yanlış değil diye düşünüyorum. Hala bodoslama bir şekilde “ben umut ediyorum kesin tersi olacak” diye girdiğimi düşünmeyin tabii. Doğama aykırı tahmin edersiniz ki bu durum 🙂 Karar verdikten ve uyguladıktan sonra benim için sonuçları kötü de olsa hep bir şey öğrendim ve iyi ki denemişim dedim çoğu zaman. Bu arada yaşayarak öğrenmek, bu hayatta en inandığım şeylerden biri. 

Hiç şans vermemek, adım atmamak daha büyük bir hayal kırıklığı olabilir belki ne dersiniz? “Denemeden bilemezsin” diye boşa dememişler. Hem umut da güzel şey, bizi ayakta tutan ve insan olduğumuzu hatırlatan yegane güç. Bu yüzden bırakın “bile bile lades” olsun bazen hayatta. Denemekten, bazen sadece belirsizliğe adım atmaktan korkmayın. Hata da yapsanız, sonunda kötü de hissetseniz bu sizin hatanız. Sıkıca sarılın önce hatanıza, sonra kendinize…

Sevgiyle kalın.

İlginizi çekebilir: Ağır çantalar, yorgun omuzlar

Ecehan Kaylan: 1990 Aralık ayında, İzmir’de başladı benim serüvenim. 10 senedir kurumsal hayatta özel şirketlerde çalışan, 33 yaşında beyaz yakalı endüstri mühendisiyim. 30 yaşımla beraber hayatın bana getirdiği değişimlerin, tecrübelerin ve terapi sürecimin de etkisiyle kendimi tanıma yolculuğum başladı. Evet, kendini tanımak konusunda biraz geç kalmış gibiydim ama belki de tam zamanıydı. Görünen toplumsal kimliğimin yanında özellikle son birkaç yıldır gördüm ki ben kendimi en iyi yazarak ve yazdıklarımı paylaşarak ifade edebiliyorum. Bu şekilde ayrı yollarda aynı duygularla yürüyenlerle bağ kurmaktan da çok keyif alıyorum. Kendinize her gün biraz daha yaklaştığınız yolcuklarınızın olması dileğiyle!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale