X

“Ben”den “biz”e: Esenlik ve wellbeing yolculuğu

Wellbeing günümüzde daha sık duymaya başladığımız ve önemi giderek daha iyi anlaşılan bir kavram. İngilizce iyi, kuyu, kaynak anlamlarındaki “well” ve oluş, varlık anlamlarındaki “being” sözcüklerinin birleşmesiyle ortaya çıkmış. İngilizce sözlükteki karşılığı “mutlu, sağlıklı ve refah içinde olmak.” Sözcüğün etimolojisine baktığımızda su kuyusu, yaşam kaynağı gibi olmayı anımsattığını görüyoruz. Bir pınar gibi akma, canlılık kaynağı gibi olma haline işaret ediyor. Bu anlamda sözcüğü Türkçede en uygun biçimde esenliğin karşıladığını düşünüyorum.

Çigong, Tai Chi, Yoga gibi çalışmalar yapmış olanlara bedende duyumsanabilen esinti ve akış benzeri esenlik hisler tanıdık gelecektir. Araştırdıkça batı kökenli wellbeing kavramının doğayı, insanı ve evreni bir bütün olarak gören ve inceleyen doğu kökenli geleneklerden esinlendiği ve beslendiği de görülebilir.

Kısacası wellbeing, birçok boyutta bütünsel olarak ele alınması gereken bir kavram ve bütünsel sağlık, iyi oluş veya esenlik anlamına geliyor. Esenliğin boyutlarını temelde 4 başlıkta inceleyebiliriz:

  • Fiziksel,
  • Zihinsel,
  • Duygusal ve
  • Ruhsal (manevi, spiritüel)

Fiziksel esenlik, daha çok bedenimizle ilişkili. Nasıl beslendiğimiz, fiziksel aktivite düzeyimiz, uyku kalitemiz vs. fiziksel esenliğimizi belirliyor. Aktif olmak, doğru nefes alabilmek, yeterince su içmek, yeterli ve dengeli beslenmek, yeterince dinlenebilmek, zararlı alışkanlıklardan uzak durmak fiziksel esenliğimizi artıracaktır. Beden farkındalığımızı geliştirerek bedenimize ve enerjimize neyin iyi gelip gelmediğini duyumsayabilmek de bu konuda oldukça önemli.

Duygusal esenlik, duygularımızla ilişkimizin dengeli ve sağlıklı olmasıyla alakalı. Duygularımızın farkında olmak, kabul etmek ve işlevsel biçimlerde ifade yolları geliştirmek duygusal esenliğin temelini oluşturuyor. Empati ve şefkat geliştirmek, merkezimizde ve dengede kalabilmek de duygusal esenlik için oldukça önemli.

Zihinsel esenlik zihnimizin, beynimizin ve zihinsel yeteneklerimizin esenliğiyle ilgileniyor. Üretken ve olumlu düşünüş biçimleri geliştirmeyi, yaratıcılığı kullanabilmek için sürekli öğrenerek gelişme için merak ve istek duymayı gerektiriyor. Odaklanabilmek, dikkati sürdürebilmek ve hafızayı güçlü tutmak zihinsel esenlik için önemli. Esenliğin diğer boyutları için de disiplin, irade, kararlılık gibi zihinsel esenlikle ilişkili fonksiyonların önemi yadsınamaz.

Ruhsal esenlik ise anlamlı ve amaçlarımızın olduğu bir yaşam yaratmakla ilişkili. Kendimizi tanıyıp yetenek, istek ve değerlerimizi keşfederek potansiyelimizi ortaya çıkarabilmek manevi doyum ve esenlik için oldukça önemli. Beraberinde iç huzurun, güvenin ve dayanıklılığın da gelişeceğini söyleyebiliriz.

Esenliğin yukarıda saydığım boyutlarının bütünsel olduğunu ve birbiriyle doğrudan ilişkili olduğunu da belirtmekte fayda var. Duygularla düşüncelerin, fizyolojiyle psikolojinin, sağlam bir vücutla sağlam bir kafanın birbirini karşılıklı olarak nasıl etkilediğinin hepimiz farkındayızdır. Esenliğimizi geliştirmek için önerebileceğim faydasını gördüğüm pratikler arasında Qigong, Tai Chi, Yoga, Pilates, Fitness, Trekking, Meditasyon, Mindfullness, Kahkaha Yogası, Dans, Doğaçlama Hareket ve Drama çalışmalarını sayabilirim. Bu pratiklerin doğayla baş başa ortamlarda uygulanarak düzenlendiği kamp ve tatilleri de tavsiye ederim.

Esenliğin fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal boyutlarını bireyin içsel yansımaları olarak düşünebiliriz. Başta da belirttiğim gibi bireyi, çevresiyle, içinde yaşadığı toplumla bir ve bütün olarak kabul edersek bütünsel esenlik için dışsal faktörleri de göz önünde bulundurmalıyız. Bunları da çevresel, sosyal, finansal ve mesleki esenlik olarak adlandırabiliriz. Dışsal faktörler de bir anlamda içsel olanın yansımasıdır, görünenin görünmeyenden oluşması, kozmosun mikro kozmosun yansıması olduğu gibi bir bütünün iç içe geçmiş parçalarıdırlar.

Çevresel esenliği yaşadığımız ortamın, soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun, doğayla ilişkimizin sağlıklı oluşu belirliyor. Bedenimize ne kadar iyi bakarsak bakalım soluduğumuz hava, içtiğimiz su temiz değilse, yediklerimiz yapay ve toksikse bütünsel esenlikten söz edemeyiz. Aynı şekilde duygularımızla ilişkimiz sağlıklı değilse dışa yansıması olan sosyal alandaki esenliğin yani insanlarla ilişkilerimizin sağlıklı olmasını beklemek çok da olası değil. Odaklanma, irade, kararlılık, hafıza gücümüz sağlıklı değilse hedefler koyup bu hedeflere ulaşmak ve finansal esenliğe kavuşmak da kolay olmayacaktır. Yeteneklerimizle, değerlerimizle ve isteklerimizle uyumlu olmayan bir alanda çalışıyorsak işimizle ilgili doyum ve anlam hissetme, mesleki esenlik içinde olmak da zorlaşacaktır. Dolayısıyla bütünsel esenliğimiz de olumsuz etkilenecektir.

Özetlersek insan, benliğini oluşturan tüm parçalarıyla, çevresiyle, sosyal ilişkileriyle, bağlarıyla, gezegenimiz dünyayla ve tüm evrenle bir bütündür ve birlik içindedir. Mevlana’nın dediği gibi okyanustaki bir damla değil de bir damlanın içindeki okyanusuz aslında. Esenliğe de bu bütünsellik ve birlik bilinciyle bakılmalıdır ki anlamlı olsun. Wellbeing sözcüğüne dönersek ilginç bir bağlantı görürüz. İngilizcedeki wellness ve wellbeing sözcüklerinin karşıtlarına yani hastalık, hasta oluş anlamındaki illness ve illbeing sözcüklerine baktığımızda aradaki farkın I (Ben) ve We (Biz) olduğunu görürüz.

BEN, BİZ’e dönüştüğünde hastalık da esenliğe dönüşüyor. Belki de bu kadar basittir sağlığın ve esenliğin sırrı. Yaşadığımız salgın hastalıklar, iklim krizi, kuraklık, kıtlık, yangınlar, seller, afetler ve göçlerle birlikte aslında bir kriz yaşıyoruz. Kriz hastalığın dönüm noktası demektir ve beraberinde sağlıklı yönde dönüşme fırsatları da barındırır. Bütüne hizmet etmeyen anlayışlarımızı dönüştürmemiz gerekiyor. İnsanlık olarak sınırlı, izole, daralan BENcil bir benlik anlayışından kapsayıcı ve genişleyen BİZcil bir benlik anlayışına yani BİRLİK bilincine yükselmek bireysel ve küresel esenlik için tek yol. Bu yolculukta BİRlikte olmak dileğiyle.

Esen kalın…

Özgür Çağlar Çelik: 1982 doğumlu Özgür Çağlar Çelik, ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği mezunudur. Uluslararası şirketlerde satış ve proje yöneticiliği görevlerinde bulunmuştur, bir detoks ve bütünsel sağlık merkezinde genel koordinatörlük yapmıştır. 2000 yılından beri ilgilendiği kişisel gelişim çalışmalarını, 2014 yılından beri eğitmen olarak sürdürmektedir. Çin, Türkiye ve Avrupa’da çigong ve savunma sanatları eğitimleri almıştır. Tanrılar Okulu kitabının yazarının kurduğu, European School of Economics Üniversitesi'nin, Master in Leadership programını 2017 yılında, TPC Leadership Koçluk ve Mentorluk Sertifikasyon Programıyla Kahkaha Yogası Liderliği Eğitimini 2018 yılında tamamlamıştır. Çigong ve kahkaha yogası eğitimlerinin yanı sıra, bireylere bütünsel sağlık ve performans koçluğu yapmakta, kurumlara wellbeing, liderlik ve motivasyon eğitimleri vermektedir. Doğa, Esenlik ve Farkındalık odaklı etkinlikler ve kamplar düzenlemektedir. BARIŞ SANATI adlı bir kitabı bulunmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale