X

Ben mıknatısı hikayesi: İstediğiniz şeyleri gerçekleştirmek sizin elinizde

Şu anda karşınıza çıkıyorum ve size kocaman bir mıknatıs olduğunuz gerçeğini iletiyorum. Bir mıknatıs evet yanlış okumadınız, kocaman gerçek ve çekim gücü yerinde bir mıknatıs. Nedir bir mıknatısın yaradılış olarak görevi diye soracak olursak, alacağımız cevap “çekmek” veya “çekim” olacaktır. Peki bir bakalım mıknatıs neyi çeker? Normal bir mıknatıs, içerisindeki moleküllerini etkileyebildiği cisimlere çekim uygular. Bu çekimin akışında iki kaynak vardır; birincisi çeken ve diğeri ise çekilen… Aslında biraz daha çekilen üzerinden yorumlamak istiyorum ilişkiyi… Çekenin yani kaynağın durumu, çekileni, yani etkileneni nasıl değiştirmektedir veya gerçekten değiştirebilecek güçte midir?

İşte bu basit fizik kuralını biraz daha inceleyelim istiyorum sizlerle birlikte. Kocaman bir mıknatıs verilmiş olsun bizlere ve şunu açıkça (bugün olmadığı üzere) paylaşmış olsunlar oyunun kuralı olarak, tek yapmanız gereken istemek… İsteyeceksiniz ve mıknatısınızı istediğiniz şeye doğru doğrultacaksınız ve o şey hayatınıza, size, yani mıknatısınıza gelecek… Yok canım dediniz değil mi içinizden, olur mu öyle şey? Evet, bu yazımda sizlerle birlikte bu gerçek olamayacak kadar basit ve net olan bir gerçeği yani kocaman birer mıknatıs olduğumuzu değerlendirelim istiyorum sizlerle.

Şimdi gelin hep beraber elimizdeki mıknatısı o çok istediğimiz pozisyona doğrultalım. Düşüncelerimizi bu mıknatıs ile aynı hizaya getirelim. Tüm gün boyunca bu işi bu işe girdiğimizde alacağımız hazzı o pozisyonda çalışıyorken hissedeceğimiz tatmini hayal edelim. Arkadaşlarımıza bu iş teklifini nasıl açıkladığımızı hayal edelim… İlk gün o binanın kapısından girdiğimizde adeta bir zafer havasının etrafımızı saracağını bilelim, o anda hissedeceklerimize odaklanalım… Ve işte mıknatısımız öyle bir düşünce gücüyle desteklensin ki biz bugünden henüz olmayan, bugün hayatımızda “tezahür” etmemiş olan fakat düşüncelerimizde çoktan gerçekleşmiş olan hayalimizi yaratalım…

Şimdi aynı örneğe başka bir bakış açısıyla yaklaşalım istiyorum. Elimizde kocaman ve güçlü bir mıknatıs var. Mıknatısımızı o istediğimiz pozisyona doğrultuyoruz. Diğer yandan kaçınılmaz düşüncelerimiz yanı başımızda… Tüm gün boyunca o pozisyonu kaybedebileceğimizi düşünerek endişe duyduğumuzu düşünelim. Bu pozisyonu alamadığımızda nasıl da yıkılacağımızı hayal edelim, kaçınılmaz olarak bu durumdan “korkar” hale gelelim… Yani henüz daha yaşanmadan, bugünden reddedildiğimizi o pozisyona layık olmadığımızı ve bu işi alamayacağımıza kabul vermiş olalım… O muhteşem mıknatısımız nasıl bu oluşu çekmeye çalışıyorsa düşüncelerimiz korkularımız endişelerimiz olmayacak inancımız aynı güçte itecektir. Peki ya sonuç diyeceksiniz; sonuç mıknatısımız ve düşüncelerimiz arasına sıkışmış bir dünya ve tabii ki isteklerimizin gerçekleşemeyecek olması.

Mıknatısımızı hayalimizdeki eşe doğrultalım daha sonra… İnançla belirleyelim gerçekten, tam olarak tanımladığımızda nasıl bir kişi ile mutlu olmak bizi de mutlu ederdi? Peki ya bu insan hayatımıza gelmezse? Ya onunla hiç karşılaşamazsak? Ya hiç buluşamazsak? Ya buluşur da anlaşamazsak? Ya gerçek bir birliktelik yaşamamız mümkün değilse? Ya kaybedersek? Ya mutsuz olursak? Ya yine hayal kırıklığı ile daha önce yaşadıklarımızdan da ağır bir hayal kırıklığı ile karşılaşacaksak? İşte tüm bu sorularımız düşüncelerimizin o muhteşem gücü ile gerçek sonuçlarını hayatımıza çekecektir… Her ne kadar mıknatısımız gerçek bir partnere doğrultulmuş olsa da, kalbimizden geçen, aklımızı dolduran “başarısız” ilişki mesajının hayatımıza yansıması da nasıl çekiyorsak yani nasıl inanıyorsak o şekilde gerçekleşiyor olacaktır… Odaklandığımız her olumsuz durum, mıknatısımızdan çıkan çekim gücümüzü, çektiğimiz şeyi ve dolayısıyla “çekilen” şeyi de şekillendirmektedir.

Kocaman mıknatısımızı bu sefer gelin düşlerimizdeki sağlıklı vücuda, düşmek istediğimiz kiloya veya niyetimiz olan tam sağlık halimize yöneltelim… Diğer taraftan kafamıza binlerce düşünce üşüşüversin; güzel değilsin, beğenilmiyorsun, istediğin kiloya asla inemeyeceksin, insen de o kiloda kalamayacaksın… Asla kilo vermek konusunda başarılı olamayacaksın, yeterince beğenilmeyeceksin, sağlıklı değilsin, sağlıklı olmadığın için eksiksin, istediğin sağlığa asla erişemeyeceksin… Kafamızda bu düşünceler ve inançlar hüküm sürerken tezahür eden gerçekliğin nasıl olmasını bekliyoruz? Sonrasında yeniden ve yeniden konuşuyor oluyoruz, şikayet etmeye devam ediyoruz, bu “sağlıksızlık” durumumuzu tekrar tekrar “sesli” olarak beyan ediyoruz… Sonuç ne oluyor dersiniz; neyi söylüyorsak neye inanıyorsak ve neyi “çekiyorsak” ona dönüşüyoruz… Şikayeti bırakıp da inanarak egzersizlerimize devam ettiğimizde ve sadece kendimize ne kadar güzel olduğumuzu söylediğimizde gerçekte muhteşem bir güzelliğe erişiveriyoruz…

Hemen kendimden bir örnekle açıklamak istiyorum… Son dönemde, bugüne kadar her ne yaşamış olursam olayım bir yana koyup, “sadece” olmak istediğim ilişkiye ve hayatımda gerçekten görmek istediğim kişinin özelliklerine odaklandım. Onun “tam olarak” nasıl bir insan olmasını istediğimi tekrar tekrar düşündüm… Onunla hayata dair neyi bulmak istediğimi, neye hayran olacağımı neyi seveceğimi… Ve işte bu akışın içerisinde öyle bir kişiyle karşılaştım ki bu “düşüncelerimi” hatta kurduğum cümleleri bile “tam olarak” bana söyleyebilmek kabiliyetindeydi… Öyle şaşırmıştım ki “biri sipariş” alıp siparişime karşılık olarak “tam anlamıyla” istediğim kişiyi bana getirmiş gibiydi… Onun var olduğuna, gerçekliğine, bana gelmekte olduğuna o kadar kalpten inanmıştım ki henüz benimle değilken bile burada olsaydı onunla neler yapacağımızı, nasıl yaşayacağımızı, neleri paylaşacağımızı düşünüyordum. Bugün kendimi son derece şanslı hissediyorum ve gerçekten tüm kalbimle de son derece şanslı olduğuma inanıyorum… Bu yazım ile bu sihirli adama yeniden ve yeniden teşekkür ediyorum…

Bugün bu yazımı okuyorsanız, elinizde kocaman “ben” mıktanısı olduğunu bir kez daha kendi kendinize hatırlatmanızı dilerim… Bu muhteşem güç hayatınızda belki bugün tezahür etmemiş tüm güzellikleri size getirebilecek ve hatta daha fazlasıyla sizi gerçekten donatabilecek güçtedir… Bugün olduğunuz yerde sadece “olmayanları” görmeyi seçtiğinizde yarın aynı “olmayanlar” ile karşılaşıyor olacaksınız… Gelin bizler kalbimizi “nasıl olmasını istiyorsak” o güzelliklerden tarafa çevirelim, onların bize bahşedilmiş olduklarına önce kalbimizle inanalım… Sonrasında ise hayatımıza olağanüstü güzellikleriyle akışlarına şahit olalım…

 

İlginizi çekebilir: Tek başına tam olmak: Hayatını tamamlaması için dışarıdan geleni bekleme

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale