X

Belirsizlik, aslında iyi bir şey olabilir mi?

Yarın hava nasıl olacak, toplantı nasıl geçecek, acaba ilk buluşmada bana nasıl davranacak, sınavdan geçebilecek miyim, işe kabul edilecek miyim, ilk maaşım geçinmeme yetecek mi, beğendiğim evi tutabilecek miyim, bu yaz o tatile çıkabilecek miyim, trafikte kalmadan gideceğim yere yetişebilecek miyim, tuttuğum takım akşamki maçta kazanabilecek mi… Zihnimiz şüphesiz ki sonsuz soruyla dolu ve hepsinin ortak bir özelliği var: Belirsizlik.

Hayatımızın genelinde mümkün olsa hepimiz belirsizlikten kaçınmak isteriz, kontrol etmek, sonuçları bilmek, tahminlerimizin doğru çıkmasını isteriz… Çünkü bilmediğimiz, kontrol edemediğimiz şeyler bizi huzursuz eder. Ancak son bilimsel araştırmalar belirsizliğin genel refahımız için hayati önem taşıyabileceğini gösteriyor.

Beynimiz belirsizliği sevmiyor ama ya onun için faydalıysa?

İnsan beyni binlerce yıldır güven arayışı peşinde. Atalarımız için belirsizlik, çoğu zaman hayati bir tehdit anlamına geliyordu: Hava koşulları değişirse mahsul olmayabilir, av gelmezse aç kalınabilirdi. Bugün hayatta kalmak için vahşi doğayla savaşmamıza gerek yok belki ama beynimiz hala aynı şekilde çalışıyor. Ne zaman bir şeyden emin olamasak, içten içe tehdit algılıyoruz.

Bu yüzden belirsizlik genelde kaygı, huzursuzluk, hatta korku yaratıyor. Bilinmeyeni kontrol altına almaya çalışmak, bizde güven hissi uyandırıyor. Ama bu çoğu zaman sadece bir illüzyon. Sanki fırtınalı bir denizde can yeleğine sarılmak gibi; bizi bir süreliğine rahatlatıyor ama fırtınayı dindirmiyor.

Bu yüzden belirsizlikle karşılaştığımızda tepkimiz genelde aynı oluyor: Ya kendimizi korumak için fikirlerimize sıkı sıkıya sarılıyoruz ya da bizi onaylayan sosyal çevrelere çekiliyoruz. Çünkü bu, içsel bir yatıştırma yöntemi. Ama acaba her zaman kötü mü belirsizlik?

Beynimiz belirsizliği sevmiyor olsa da belirsizlik onun için faydalı olabilir. İnanması güç ama öyle.

Belirsizlik, beyin gelişimini nasıl destekliyor?

Gazeteci Maggie Jackson, Uncertain: The Wisdom and Wonder of Being Unsure isimli kitabında şunu savunuyor: Belirsizlik, düşündüğümüz gibi bir engel değil; aksine yeni olasılıkların kapısını aralayan bir fırsat.

Araştırmalara göre, çok fazla kesinlik aslında gelişimimizi engelliyor. Belirsizlik ise bizi daha esnek, yaratıcı ve dayanıklı hale getiriyor. Nasıl mı?

Nöroplastisite ve adaptasyon: Beynimiz, yeni durumlara adapte olma yeteneğine sahip. Her yeni deneyim, beynimizde yeni bağlantılar kurar. Belirsizlikle başa çıkarken öğrendiklerimiz, bizi daha güçlü kılar. Kriz anlarında çözüm üretme kapasitemiz tam da bu sayede gelişir. Her bilinmezlik, yeni bir düşünme şekli yaratma şansı sunar.

Yeni olasılıklar: Belirsizlikle birlikte iki yol çıkar karşımıza: Korkuya saplanmak ya da merak duymak. Merak, insanı ileri taşıyan en güçlü motivasyonlardan biri. Merak eden biri, öğrenmeye, dinlemeye, değişime daha açıktır. Özellikle farklı görüşlerle çalışırken, kesin inançlarla hareket ettiğimizde tartışma çıkar. Ama “bilmiyorum” ya da “öğrenebilirim” dediğimizde, yepyeni bakış açılarına kapı açılır.

Zihinsel esneklik: Belirsizliğe tahammül geliştirmek, zihinsel esnekliği artırır. Bu da stresle daha iyi başa çıkmamıza, yaratıcı çözümler bulmamıza ve ani değişimlere daha hızlı adapte olmamıza yardımcı olur. Buna karşılık, sürekli kesinlik arayan bir zihin kırılgan olur; yeniliğe direnir, kaygıya yatkındır.

Kısacası, belirsizliğe tahammül etmek bizi daha güçlü, daha esnek, daha yaratıcı yapar.

Farkındalık: Belirsizliğin kilidini açan anahtar

Farkındalık, belirsizlikle baş etmenin en etkili yollarından biri. Çünkü bize şunu öğretir: Her şeyin cevabı şu anda elimizde olmak zorunda değil. Bilmediğimiz şeylerin içinde de kalabiliriz. Ve bu kalış, bir zayıflık değil, aksine büyük bir içsel güçtür.

Anda kalmak: Belirsizlikle ilgili stres genelde “Ya şöyle olursa?” sorusundan doğar. Yani geleceğe yapışırız. Oysa farkındalık, bizi şimdiye getirir. “Şu an ne oluyor?” diye sorar. Bu, zihni sakinleştirir ve netlik kazandırır.

Yargısız kabul: Belirsizlik, korku, kaygı, öfke gibi bir sürü duyguyu tetikleyebilir. Farkındalık, bu duyguları bastırmadan, yargılamadan sadece gözlemlemeyi öğretir. Onlarla savaşmak yerine, onların gelip geçmesine izin vermeyi. Bu boşlukta, merak ve yaratıcılık kendine yer bulur.

Direnç değil, dayanıklılık: Araştırmalar, düzenli farkındalık uygulamalarının psikolojik dayanıklılığı artırdığını gösteriyor. Belirsizlik karşısında direnmek yerine onunla birlikte hareket etmeyi öğrendiğimizde, daha esnek ve güçlü hale geliyoruz.

Cevapsızlıkla barışmak: Hayatta bazı şeylerin cevabı hemen gelmez. Bazı sorunlar çözülmez. Bazı süreçler sadece yaşanır. Farkındalık, o boşlukla birlikte durabilmeyi öğretir. O cevapsızlık halinde bile bir şeyler öğrenip büyüyebiliriz. Bazen bu, yas tutmayı gerektirir. Bazen affetmeyi. Bazen kendimize şefkat göstermeyi.

Belirsizlik, kaçınılması gereken bir düşman değil. Üzerine gidildikçe güç kazandıran bir öğretmen gibi. Onunla kalabilmeyi öğrendiğimizde, zihnimiz sertleşmez; aksine esner, genişler. Bu yüzden belirsizlikten kaçmak yerine onunla kalabilmek, zamanla en büyük gücümüz haline gelebilir.

Kaynak: mindful.org

İlginizi çekebilir: Değişim ve belirsizlikle baş etmenin 7 adımı

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale