X

Begonvil Çiçeği Bakım Kılavuzu

Begonvil, Güney Amerika’ya özgü canlı ve rengarenk bir bitkidir. Sıcağa ve kuraklığa dayanıklı olan begonvil hızla büyür ve özellikle dış mekanda bakıldığında ortama harika bir renk katar. Begonvil genelde dış mekanda bakılan bir bitki olsa da uygun şartlar sağlandığında saksıda da bakılabilir.

Begonvilleri mor, kırmızı, turuncu, beyaz, pembe ve sarı gibi çeşitli renklerde bulabilirsiniz. Bitkinin bu renkli kısımları çiçek gibi görünse de bunlar aslında çiçekleri saklayan yapraklardır. Yaprakların iç kısmında ise bitkinin gerçek çiçekleri bulunmaktadır. Begonvil çiçeğine dair merak ettiğiniz her şeyi ve begonvil bakımında dikkat etmeniz gereken püf noktalarını bu yazıda okuyabilirsiniz.

Begonvil Çiçeği Nedir?

Begonvil, genelde binaların dış cephelerini kaplayan veya bahçede bakılan bir bitkidir. Begonvilin çiçekleri olduğu düşünülen pembe, mor ve turuncu kısımları aslında iç kısımlarda bulunan küçük çiçekleri gizleyen taç yaprağa benzer yapılardır. Begonvil genelde dış mekanda yetiştirilen bir bitki olsa da begonvili iç mekanda saksıda yetiştirmek de mümkündür. Begonvil, doğru şartlar sağlandığında iç mekanda da büyüyebilir ve çiçek açabilir. Begonvilin genel özelliklerini ve ihtiyaçlarını bildiğinizde bitkilerinize hem iç hem de dış mekanda kolayca bakabilirsiniz. Begonvilin genel özellikleri ve ihtiyaçları şu şekildedir:

  • Botanik adı: Bougainvillea
  • Türü: Çok yıllık, çalı
  • Olgunlaştığında ulaştığı ölçüler: Dış mekanda 4,5-12 metre yüksekliğinde ve 4,5-12 metre genişliğinde, iç mekanda 60-180 cm yüksekliğinde ve 30-90 cm genişliğinde
  • Güneş isteği: Doğrudan güneş ışığı
  • Toprak isteği: Nemli ve drenajı iyi toprak
  • Toprak pH’ı: Asidik
  • Çiçeklenme dönemi: İlkbahar, yaz, sonbahar
  • Çiçek rengi: Pembe, mor, kırmızı, sarı
  • Kökeni: Güney Amerika

Begonvil Çiçeği Nasıl Bakılır?

Güney Amerika’ya özgü bir bitki olan begonvil, tropikal veya yarı tropikal iklim bitkisi olduğundan dolayı hem iç mekanda hem de dış mekanda bol miktarda su ve güneş ışığına ihtiyaç duyar. Begonvilin şeklini koruması için budanması gerekli olmakla birlikte bitkinin çok fazla budanması, çiçeklerin renginin soluk olmasına neden bulabilir. Begonvilin canlı ve sağlıklı olmasını sağlamak için budamanın en iyi yolu, bitkinin büyüme dönemini tamamladığı sonbahar aylarında aşırı olmayacak şekilde budama yapmaktır. İç mekanda ve dış mekanda begonvil bakmak için dikkat etmeniz gereken diğer noktalar şu şekildedir:

Işık isteği

Begonvil bakmak için doğrudan güneş ışığı alan bir yer seçmek önemlidir. Begonvil çiçekleri ve yaprakları çok soğuk ya da karanlık ortamlarda canlı olamayacaktır. Bu nedenle begonvillerinize iç mekanda bakıyorsanız, saksıyı koymak için güneye bakan bir pencere kenarını tercih edebilirsiniz.

Toprak isteği

Begonvil, toprağının nemli olmasını sevse de toprağın drenajının iyi olmasına ve hafif asidik olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca toprağın besin açısından zengin olmasına ve iç mekanda bakılan begonviller için saksı seçilirken saksının altında en az bir tane drenaj deliğinin olmasına özen gösterilmelidir.

Su isteği

Begonvil sularken sulamalar arasında toprağın yarısının kurumasına izin vermeli ve bitkinin çiçek açma döneminde uzun süre kuraklık çekmesine izin vermemelisiniz. Havanın soğuk olduğu zamanlarda ise her 10 ila 14 günde bir sulama yapabilirsiniz. Bitkileriniz doğrudan güneş altında değil, daha az güneş alan bir yerde yetişiyorsa daha az sıklıkta sulama yapabilirsiniz. Begonvillerin kök sistemleri sıcaklık değişimlerine karşı hassas olabileceğinden dolayı suyun ilkbahar aylarında çok soğuk olmamasına da dikkat etmelisiniz.

Sıcaklık isteği

Begonvil, 4°C ila 25°C arasındaki sıcaklıklara dayanabilen nispeten dayanıklı bir bitkidir. Bununla birlikte tropikal ve yarı tropikal bölgelerin bitkisi olan begonvil için havadaki nem oranı önemlidir. Bu nedenle evinizin nemi begonvil için yeterli değilse ufak bir nemlendirici cihaz ile bitkinin ihtiyacı olan nemi karşılayabilirsiniz.

Gübre isteği

Begonvil özellikle çiçeklenme döneminde besine ihtiyaç duyar. Bu nedenle bitkinizi çiçeklenme döneminde sıvı gübreyle 7 ila 10 gün aralıklarla besleyebilirsiniz. Piyasada begonvillere özel hazırlanmış gübreler bulabileceğiniz gibi tropikal bitkiler için hazırlanmış gübreleri de kullanabilirsiniz.

Begonvil Çiçeği Saksı Değişimi Nasıl Yapılır?

Begonvilinize saksıda bakacaksanız, ihtiyacınız olduğunu düşündüğünüzden daha büyük bir saksı seçmeye dikkat etmelisiniz. Begonvil hızlı yayılan ve ortam uygun olduğunda hızlı büyüyen bir bitkidir. Bu nedenle saksıda baktığınız begonvillerle başa çıkabilmek için ilkbaharda saksı değişimi yapabilir ve kökleri budayarak bitkinin büyümesini kontrol edebilirsiniz. Bitkiniz yeterince büyüdüğünde her iki yılda bir saksı değiştirmeyi düşünebilirsiniz.

Begonvil Çiçeği Nasıl Çoğaltılır?

Begonvil çoğaltmanın en kolay yolu, mevcut bitkiden dal kesmektir. Bunu yılın herhangi bir zamanı yapabilirsiniz. Begonvilinizden dal kesmek için yumuşak bir parça aramalısınız. Bunun için bitkinin yeni olmayan, ancak sertleşmiş de olmayan bir kısmını seçmelisiniz. Sonrasında bu parçayı 10-13 cm uzunluğunda ve üzerinde 4-6 tane düğüm olacak şekilde kesmelisiniz. Dallarda bulunan düğümler, yakın zamanda filizlenecek tomurcuklardır.

Dalı kestikten sonra ucunu köklendirme hormonuna batırabilirsiniz. Sonrasında daldaki yaprakları çıkarıp perlit ve torf karışımından oluşan toprağa dikmelisiniz. Saksının sıcak bir yerde olduğundan emin olmalı ve toprağın nemli olmasına dikkat etmelisiniz. Bunları yaptıktan sonra bitkinizin birkaç ay içinde kök salması ve gelişmeye başlaması gerekir.

Begonvil Çiçeği Nasıl Budanır?

Begonvillerin büyümesini desteklemek ve genel görünümlerini iyileştirmek için sararmış ya da ölmekte olan yaprakları ve bitki kalıntılarını temizlemelisiniz. Bitkide mantar ya da bakteriyel hastalıklar varsa bunların yayılmasını engellemek için temiz bir makas kullanmalısınız.

Çok fazla budama yapmanız, bitkinin zarar görmesine neden olabileceği için budamayı ölçülü bir şekilde yapmaya dikkat etmelisiniz. Begonvilinizin daha yoğun görünmesini istiyorsanız, zayıf görünen dalları budamalı ve hastalık riskini azaltmak için solmuş çiçekler ve bitki kalıntılarını temizlemelisiniz.

Begonvil Çiçeğinin Zararlıları Nelerdir?

Begonvil çiçeğine dışarıda bakıyorsanız, başta bitkinin yaprağıyla beslenen tırtıllar olmak üzere çeşitli zararlılarla karşılaşabilirsiniz. İç mekanda ise unlu bitlere dikkat etmelisiniz. Unlu bitler genelde bitkilerin gövdelerinde ve yapraklarında görülmekte ve bir araya geldiklerinde bulanık ve beyaz bir kütle halinde görülebilmektedir. Bunlar bitkinin yeni gelişen kısımlarından beslenir ve yaprakların sararmalarına ve ölmelerine neden olur. Begonvillerinizi unlu bitlere karşı korumak için haftada bir neem yağı kullanmayı düşünebilirsiniz.

İlginizi çekebilir:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale