X

Bedensel yas: Eskiden sahip olduğunuz ‘inceliği’ özlüyor musunuz?

Hiç eski fotoğraflarınıza bakıp tekrar aynısı gibi görünmek için can attığınız oldu mu? Ya da belki dolabınızda artık size olmayan bir pantolon buldunuz ama o bedene geri dönmek istediğiniz için asla atamıyorsunuz. Geçmişteki vücut formumuzun değişmesi doğal olduğu kadar da duygusal bir durum. Duygusal diyoruz, çünkü zayıflığın övüldüğü ve ahlaki açıdan daha iyi görüldüğü bir toplumda yaşıyoruz… Eğer siz de geçmişte sahip olduğunuz vücuda dair bir özlem duyuyorsanız “body grief” adı verilen bedensel yas ile mücadele ediyor olabilirsiniz.

Bedensel yas nedir?

Yas, sıkıntıyla ilişkilendirilen kaybın neden olduğu duygu olarak tanımlanır. Yas deyince aklımıza çoğu zaman sevdiğimiz birinin ölümü gelse de bunun dışında pek çok nedenden dolayı da yas duyabiliriz. İş veya gelir kaybı, reddedilme (sosyal reddedilme ve aileden uzaklaşma gibi), bir ilişkinin sona ermesi veya boşanma, bir hastalığın başlangıcı, her türden bağımlılık vb. gibi durumlar, yas tutma nedenlerinden bazıları olabilir.

Bedenimiz için de yas tutabiliriz. Uzmanlar body grief veya bedensel yas kavramını “vücut değişiklikleriyle birlikte algılanan kaybın neden olduğu sıkıntı” olarak tanımlıyor. Başka bir ifadeyle bedensel yas, eskiden sahip olduğunuz ‘ideal zayıflığın’ kaybında ortaya çıkar. Çeşitli kronik hastalıklar, yeme bozukluğu tedavisi gibi durumlar yaşayan kişiler bedensel yastan en fazla etkilenirken, herkes bu olumsuz duygularla mücadele edebilir. İnsanların bunu deneyimleyebileceği diğer durumları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Artık “zayıf” olarak tanımlanmadığını fark etmek,
  • Erişilebilirliğin eskiye kıyasla daha büyük bir sorun haline gelmesi (Örneğin, bir uçakta emniyet kemeri uzatıcısı almak zorunda kalmak veya kıyafet bedeninizin satılmadığı bir mağazaya gitmek),
  • Vücudun hakkında çok fazla iltifat almıyor olmak,
  • Aile ve arkadaşların sadece vücuduna bakarak sağlık alışkanlıklarına dair yorum yapmaları.

Bedensel yasın sadece kiloyla ilgili olmadığını da belirtelim; fiziksel gücünüzü veya hareketliliğinizi kaybettiğinizde de benzer duygular hissedebilirsiniz.

Bedensel yasın aşamaları

1969 yılında psikiyatrist Elisabeth Kubler-Ross, çığır açan kitabı “On Death and Dying”i yayınladı. Kitapta yasın beş aşamasını özetledi: İnkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme. Bunlara bir de bedensel yas açısından bakalım…

1. İnkar

İnkar, bedenimizin olduğu hali kabul etmeyi reddetmektir. Bu aşama genellikle mevcut gerçekliği anlamaya çalışırken acıyı en aza indirmek için kullanılır. Bu da bedensel yas söz konusu olduğunda, mevcut gerçeği değiştirmek için seçimler yapmak gibi görünebilir. Yani kişi, aç hissetmesine rağmen yemek yememeyi veya ağrı hissetmesine, başının dönmesine rağmen egzersiz yapmamayı seçebilir. Yüzeysel olarak bakıldığında, inkar olumlu bir özellik gibi yorumlanabilir. Ama gerçekte sağlık ve mutluluğu desteklemeyen seçimlere ve davranışlara yol açar.

2. Öfke

Öfke, olayların olduğu yer ile olması istenen yer arasındaki fark görüldüğünde ortaya çıkar ve acıyı “kontrol” yoluyla hafifletmek için kullanılır. Aynı zamanda fark edilen bu kayıp hissine verilen ilk tepkidir. Bu zorlayıcı duygu daha çok içe dönüktür. Olumsuz bir iç sese ve kendimize karşı oldukça acımasız öz değerlendirmelere yol açar.

3. Pazarlık

Bir sonraki aşama pazarlıktır. Bu, durumun gerçekliğinin görülebildiği, ancak kişinin hala bir çıkış yolu bulmaya çalıştığı ve umut ettiği dönemdir. Pazarlık aşaması, kayıp nedeniyle yeni bir acı hissetmekten kaçınmak için kullanılır. Bu, örneğin bu kez farklı olacağı umuduyla yeni bir diyete başlamak gibi görünebilir. Ya da tatilleri, doktor ziyaretlerini veya belirli aktiviteleri vücut istenen yönde değiştiğinde yapmak niyetiyle, yapmaktan kaçınmak veya ertelemek anlamlarına gelebilir.

4. Depresyon

Yasın bir sonraki aşaması depresyondur. Durumun gerçekliğinin kişiyi çarptığı yer burasıdır. Geçici ya da değiştirilebilecek bir şey olarak düşünülen durum, kalıcı olarak kabul edilir. Bu da üzüntü, umutsuzluk ve geri çekilme duygularına yol açabilir. Depresyon aşaması ne kadar berbat olsa da aynı zamanda daha iyi bir yaşamın başlayacağı evredir. Depresyon koza evresiyken kabul kelebeğin ortaya çıkışı olarak görülebilir.

5. Kabul

Kabullenme, yasın son aşamasıdır ve durumun gerçekliğinin görüldüğü yerdir. Bu aşamada durumdan hala memnun olunmasa da beklentiler yönetilebilir. Kabul aşamasında durumla savaşmak yerine, kendinizle nasıl konuştuğunuza bakın. İnançlarınızı ve bunların size nasıl yardım ettiğini veya nasıl zarar verdiğini keşfedin. Kendinize şefkatli olmayı öğrenin.

Bedensel yas ile nasıl başa çıkılır?

Bedensel yas hakkında artık fikir sahibisiniz. Peki bu duygularla nasıl mücadele edilir? İşte bedensel yas ile başa çıkmanın bazı şefkatli yolları.

1. Daha “zayıf” olmanın tüm sorunlarınızı çözmeyeceğini anlayın

Öncelikle kilosu nedeniyle ayrımcılığa maruz kalan insanlar için daha “zayıf” olmak muhtemelen farklı bir sonuç verse de, bunun sizin veya vücudunuzun değil, toplumun bir sorunu olduğunu; kilo vermenin zaten herkes için sağlıklı, iyi veya ulaşılabilir olmadığını unutmayın.

Kendimize sık sık “Eğer şöyle bir vücuda sahip olsaydım mutlu ve başarılı olurdum, insanlar beni daha çok severdi” gibi şeyler söylüyoruz. İşte bu arzular ve çağrışımlarla, hayatımızdaki boşlukları, peşinden koşabileceğimiz vücut değişikliklerinin eksikliğiyle ilişkilendirmeye başlarız. Ne yazık ki bu arayış beyhudedir ve sonu gelmez; aksine yenilgi ve umutsuzluk duygularını devam ettirir.

Başarıyı, anlamlı ilişkileri, sağlığı ve mutluluğu başka şekillerde bulmalıyız, bu ister hobiler yoluyla, ister sevdiklerimizle vakit geçirerek, ceza yerine eğlence için egzersiz yaparak veya başka bir şekilde olsun…

2. “İdeal zayıflığın” nereden geldiğini unutmayın

“İdeal zayıflık” fikrinin aslında ırkçı kökenleri olduğunu biliyor muydunuz?

1600’lerin başlarında, toplum belirli bedenleri arzu edilir, ahlaki ve ideal görüyordu. Campos, Sabrina Strings’in ‘Fearing the Black Body’ adlı kitabına göre, en nefret edilen ve istenmeyen bedenler şişman siyah kadınlarınkiydi. Yani bu aslında sağlıkla ilgili bile değil. Araştırmalardan vücut ağırlığının sağlığın tek göstergesi olmadığını biliyoruz; insanlar farklı ağırlıktaki bedenlerde sağlıklı olabilirler.

3. Düşüncelerinize meydan okuyun ve duygularınızın farkında olun

Uzmanlar bedensel yasla mücadeleye yardımcı olmak için aşağıdaki önerilerde bulunuyorlar:

  • Sıkıntıya neden olan düşünce ve inançlar etrafında farkındalık oluşturun.
  • Öğrenin ve yeniden öğrenin, yani bu düşünce ve inançlara meydan okuyun.
  • Onları gözlemlemeye ve onlara meydan okumaya devam edin, çünkü muhtemelen derinlere kök salmışlardır.
  • Deneyiminizle bağ kurabilecek ve deneyiminizi onurlandırabilecek insanlarla bağlantı kurun ve bu duygular için bir alan yaratın.

Ayrıca duygularınızı kabul etmenin ve onların sonsuza kadar sürmeyeceğini anlamanın da çok önemli olduğunu unutmayın. Bunun hakkında konuşmayı, günlük tutmayı, ağlamayı, acınızı sanat yoluyla ifade etmeyi, güvenli bir topluluk ve/veya terapist bulmayı, diğer değerlerinizle yaşamayı deneyin.

4. Kendinize karşı şefkatli olun

Bedensel yasla mücadele eden biri için en iyi teşvik, kendisine karşı radikal bir şefkat göstermesidir. Unutmayın, bu sizin tek bedeniniz, tek hayatınız. Bu yüzden vücudunuza karşı nezaket ve bağışlayıcılık geliştirmelisiniz. Vücudunuzla biraz sessiz zaman geçirmeniz, nefes almanız ve topraklama teknikleri uygulamanız için bu noktada size yardımcı olabilir.

Sonuç olarak şu anda vücudunuzla ilgili nasıl hissediyor olursanız olun, beden imajınızı şu anda olduğu yerden geliştirebilirsiniz. Bu hislerle tek başınıza başa çıkamadığınızı düşünüyorsanız mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurun.

İlginizi çekebilir: Bedeninizi olduğu gibi sevmek elinizde: Beden imajı nedir?

Kaynaklar: huffpost, seven-health

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale