X

Bedeninizin navigasyonunu hackleyin

Zihninizdeki yolları değiştirerek bedensel iyileşmeyi nasıl başlatırsınız?

Geçen hafta bedenimizin bize gönderdiği mesajları ve bu mesajları duyduğumuzda kendi hikayemizi yeniden yazma ihtimalini konuşmuştuk. Bu hepimiz için umut veren bir düşünce. Peki, o hikayenin yazıldığı ana kumanda merkezine, yani beynimize bir yolculuk yapmaya ve o kalemi bilinçle elimize almaya ne dersiniz?

Belki de o aniden parlayan öfke, o tanıdık kaygı dalgası ya da o içe kapanma hali, sadece beynimizde çok iyi bildiğimiz, yıllardır kullandığımız eski bir yoldan ibarettir. En önemlisi, belki de o eski yolun yanına yepyeni, daha huzurlu ve aydınlık bir yol inşa etme gücü bizim elimizdedir.

İçimizdeki üç farklı ses: Beynimizin anlaşılır haritası

Bu yolculuğu anlamak için beynimizi basitleştirilmiş bir harita olarak görelim. Nörobilimci Paul MacLean’in üçlü beyin teorisi, bu haritayı okumamız için bize bir başlangıç noktası sunar. Elbette, modern nörobilim bize beynin ve sinir sisteminin bu modelden çok daha karmaşık ve iç içe geçmiş bir yapı olduğunu gösteriyor. Ancak Paul MacLean’in bu basitleştirilmiş teorisi, gündelik hayattaki içsel çatışmalarımızı ve otomatik tepkilerimizi anlamak için hala son derece işimize yarayan güçlü bir çerçevedir. Şimdi, içimizde birbiriyle sürekli iletişim halinde olan üç farklı ses olduğunu hayal edelim:

  • Sürüngen Beyin (İçgüdüsel Koruyucu): Beynimizin en ilkel kısmı. Tek bir görevi vardır: Hayatta kalmak. Otonom sinir sistemimizi (nefes, kalp atışı vb.) yönetir ve bir tehlike algıladığı anda o meşhur “Savaş, Kaç ya da Donakal” alarmını çalar. Mantıkla değil, güvenlikle ilgilenir. Geçen yazıda konuştuğumuz kortizol ve adrenalin fırtınalarının tetikleyicisi işte bu koruyucudur.
  • Limbik Sistem (Duygusal Beyin): Koruyucunun hemen üzerindeki bu katman, anıların ve yoğun duyguların merkezidir. Geçmiş deneyimlerden ders çıkarır ve bir durumu “iyi” ya da “kötü” olarak etiketleyip duygusal bir hafıza oluşturur. Otomatik tepkilerimizin çoğu, bu duygusal beynin geçmiş deneyimlere dayanarak verdiği hızlı kararlardır.
  • Neokorteks (Bilinçli Zihin): Beynimizin en gelişmiş kısmı. Mantık, planlama, dil ve en değerli yeteneğimiz olan öz farkındalık burada bulunur. Bilinçli zihnimiz, koruyucunun alarmını ve duygusal beynin tepkisini gözlemleyebilir ve “Bir dakika, bu gerçekten şimdiki zamana ait bir tehlike mi, yoksa sadece eski bir anının yankısı mı?” diye sorabilir.

Gündelik hayattaki içsel karmaşamız genellikle şuradan kaynaklanır: Sürüngen ve duygusal beyin inanılmaz hızlı ve otomatiktir. Bilinçli zihnimiz ise daha yavaş çalışır ve devreye girmesi için bilinçli bir çaba gerektirir. Biz o anlık molayı vermediğimizde, eski ve hızlı tepkiler yönetimi ele alır.

Alışkanlık yolları ve nöroplastisitenin gücü

İşte tam bu noktada, bilimin bize sunduğu en umut verici hediye olan nöroplastisite devreye girer. Bu, beynimizin deneyimlerimize bağlı olarak fiziksel olarak değişebilme, yeni sinirsel yollar kurabilme ve kendini yeniden organize edebilme yeteneğidir. Yani beynimiz, kaderimiz değil, şekillendirebileceğimiz bir potansiyeldir.

Tekrarlanan bir duygusal tepki, sıkça kullandığımız bir sinirsel yol oluşturur. Yıllarca aynı endişe tepkisini verdiğimizde, o yol artık geniş bir otoyola dönüşür. Beynimiz de enerji korumak için her zaman en kolay ve en bilindik yolu, yani o otoyolu seçer.

Ama iyi haber şu: O otoyolun yanına bilinçli bir çabayla yepyeni bir yol açabiliriz. İlk başta bu yeni yolu kullanmak zor gelebilir. Ama onu her kullandığımızda, biraz daha belirgin hale getiririz. Yeterince tekrarla, o yeni ve huzurlu yol bizim yeni ana rotamız olur. Eski yol ise kullanılmadıkça yavaş yavaş gücünü yitirir.

Yeni alışkanlıklar inşa etme sanatı

Peki, bu yeni yollar nasıl inşa edilir?

  • Fark et ve dur: O tanıdık duygu (öfke, kaygı, umutsuzluk) yükseldiğinde, ilk adım onu otomatik olarak yaşamadan hemen önce fark etmektir. Sadece bir anlık duraklama… “İşte yine o eski yolun girişindeyim.” Bu farkındalık anı, yönetimi otomatik pilottan alıp bilinçli zihnimize devrettiğimiz o kritik andır.
  • Yeni bir seçim yap: O duraklama anında, bilinçli olarak farklı bir şey yapmayı seçin. Belki derin bir nefes almak. Belki dikkatinizi odadaki beş farklı nesneye vermek. Ya da kendinize “Şu an güvendeyim” demek. Bu eylem, yeni bir sinirsel yol için atılan ilk adımdır. Başta yapay hissettirebilir, bu çok normaldir.
  • Tekrarla ve pekiştir: Bir kez yapmak yetmez. Bu yeni tepkiyi her bilinçli tekrarınızda, o yeni yolu biraz daha güçlendirirsiniz. Bazen yine eski yola sapacaksınız. Önemli olan, kendinize kızmadan, şefkatle fark edip yeniden yeni seçiminize dönmektir.

Bu yeni yol inşasının en güçlü ve bedensel araçlarından biri de harekettir. Çoğu zaman adını koyamadığımız somatik, yani bedensel ağrı ve gerginlikler, aslında Sürüngen Beyin’in ‘savaş ya da kaç’ komutuyla kaslarımızda biriktirdiği ama bir türlü tamamlanamamış enerjinin bir yankısıdır. Bilinçli Zihnimizi kullanarak egzersiz yapmayı, dans etmeyi veya sadece tempolu yürümeyi seçtiğimizde, en ilkel koruyucumuza beden diliyle net bir mesaj göndeririz: “Tehlike geçti, güvendeyiz, artık bu birikmiş enerjiyi serbest bırakabiliriz.” Hareket, teoriyi pratiğe döken, beynimizdeki düğümleri bedenimizle çözen en somut eylemlerden biridir.

Bu süreç, sadece zihinsel bir egzersiz değildir. Beyninizde yeni yollar inşa ettiğinizde, Sürüngen Beyninizin alarm düğmesine daha az basılır. Bu, tüm sinir sisteminize bir “rahatlama” sinyali gönderir. Bedeninizdeki kortizol ve adrenalin seviyeleri düşer ve bedeniniz, sürekli bir tehdit altında olmadığını, gerçekten “güvende” olduğunu öğrenir. Zihninizde yarattığınız bu yeni huzur, bedeninizde derin bir fiziksel rahatlamaya ve iyileşmeye dönüşür.

Siz, kendi iç dünyanızın mimarı, zihninizdeki yolların mühendisisiniz. Eski yollar sizi tanımlamaz; onlar sadece geçmişte sıkça kullandığınız rotalardır. Bugün, yeni ve sizi daha iyi hissettiren rotalar çizme gücüne sahipsiniz.

Yolunuza ışık olması dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Bedenin konuştuğunda duyabiliyor musun?

Mert Bağ: Merhabalar, ben Mert Bağ. Erken yaşlarda ilk olarak voleybol branşını hayatıma kattıktan sonra basketbolla tanıştım ve uzun yıllar basketbol ve voleybol branşlarında çeşitli takımlarda oynadım. 2012 yılında aktif sporculuk hayatımı bırakarak, Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünü bitirdim. Üniversitedeyken pazarlama, iletişim ve psikoloji alanlarında daha çok uzmanlaşmaya çalıştım ve birçok farklı spor branşını da tecrübe etme şansı buldum. Kısa bir süre spor pazarlaması alanında çalıştıktan sonra, 2017 yılından itibaren insan bedeni üzerine egzersiz, nefes, fiziksel ve zihinsel beden travmaları gibi alanlarda yurt içinden ve yurt dışından eğitimler alarak bu alanlarda çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kendi bedensel travmalarımı çözmek adına çıktığım bu yolculukta çok fazla farklı keşiflerin içerisinden geçtim ve insanı anlamaya dair her bilimsel alanın içerisinde dolanmaya çalışıyorum. O yüzden burada yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım şeylerde kendi geçtiğim yollardan, bu yolda karşılaştığım farklı öğrencilerim ve danışanlarımla tecrübe ettiğimiz deneyimlerden, araştırmış olduğum farklı konulardan bahsetmek olacak. Bir gün psikoloji ile ilgili bir yazıya denk gelmişken, bir sonraki yazıda egzersiz, bir sonrakinde biyolojiden, bir başka yazıda nefesten bahsetmiş olabilirim sizlere, insanın işleyişi ve bağlantılı olduğu veya yoldayken karşılaşmış olduğum ne varsa bütün bu deneyimleri sizlerle paylaşacağım. Bu uzun ince karışık bir adamın insanı, işleyişi ve evreni keşfetmek adına çıkmış olduğu bir serüven, bu serüvenin içerisinde durağımız şu anda burası. Burada olmaktan umarım siz de keyif alırsınız.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale