X

Başkasının hayatını koşmak: Dünyaya bir kere daha gelmek üzerine

Ben de bu yazımda size hayata dair birkaç soru yöneltmek ve sizinle bu soruları cevaplamaya çalışmak istiyorum. Hepimize denk gelmiştir, hatta en çok da anketlerde bulunur bu tarz sorular. Gelin şimdi o soruları teker teker cevaplayalım… 

Geçtiğimiz cumartesi günü muhteşem güneşli havada bir sahil koşusu yaptım ki bu benim için özellikle ilham anlamında çok önemli bir aktivitedir.

Evet, uzun mesafe koşarken uzun süre düşünmeye de imkanınız olur, her şeyi düşünürsünüz, bir kere o anda terlemektesinizdir, koşmaktasınızdır, tüm kaslarınız çalışmaktadır, evet tam olarak o andasınızdır. Ama diğer yandan şu anda ne yapıyor diye düşündükleriniz vardır, gelecek ay için yaptığınız koşu planları vardır, belki bir buluşmada ne giyeceğiniz vardır, bugün karşınıza çıkan hoş bir kitapta okuduğunuz satırlar vardır, benim içinse genelde yazı konuları vardır, bu hafta sizlerle “paylaşmaya” değer yani benimle birlikte olacağınız her kelimenin muhteşem kıymeti vardır örneğin…

İşte tam bunlar aklımdan geçerken bu yazımın başlığına ilham veren bir an oldu, ben yanından geçerken bir adam, can-ım öğleden sonra güneşinin altında bir kayalığın kenarına oturdu. Yavaşça elindeki laleleri kenara bıraktı, nefes aldı, denize baktı, kokuyu içine çekti. Sonra çayından bir yudum aldı, tatlı tatlı gülümsedi… Yanındaki kovaya gitti sonra gözleri, eliyle kovayı yanı başına çekti, oltasını düzeltti ne de olsa bu onun saatiydi, onun balık tutma anıydı, ve tabi ki muhteşem keyif çayıydı…

Tüm bunlar benim yanından geçtiğim belki iki saniyelik koşu anına sığmıştı. Yani benim koşmaya devam ettiğim altmış dakikanın sadece iki saniyesine, bir günün en güzel keyfi sığmıştı, bir kişi çoktan gülümsemiş ve çoktan o keyif çayını içmişti. Sonra ben koşmaya devam ettim ve hepimizin kendimize sorabileceği çok naif bir soru sordum, en son ben Pınar olarak bu kayanın üzerinde “ne zaman” oturdum, yani gerçekten bu adamın hayatı durdurduğu, durdurup da sadece keyifle çayını yudumladığı gibi ne zaman denizin kokusunu içime çektim? Bir yere yetişme telaşı olmadan, zaman geçmeden, saat gelmeden, başkasını memnun etmek zorunda kalmadan, beklentileri karşılamayı düşünmeden en son ne zaman o hissi tattım?

Ben en son ne zaman kayalıkta oturan adam kadar “özgür” olabilmiştim?

Ben koşmaya devam ettim, sorulara cevaplar verdim tabii ki, tarihi hatırlayamadım öncelikle, evet kendim için çokça zevkli aktivite yapmaktayım ama yine aynı noktaya geleceğiz, ben de sizin içinizden geçenleri korkmadan sordum kendime, hangimiz daha özgürdü değil mi?

Ben ki kilometrelerce koşmaktaydım, görünürde “özgür olmamak” için bir sebep yoktu, peki ama beni bekleyen toplantılara, sorumluluklara, karşılanması gereken beklentilere, buluşmalara belki de “hata yapmamak” ve tabi ki mükemmel olmak haline ne demeliydi? Siz adam daha özgürdür diye içinizden geçirdiniz değil mi, evet adam bugün benden daha özgürdü ama yarın gideceği bir evi var mıydı bilmiyoruz, bir ailesi, bakmak zorunda olduğu belki hasta bir eş veya gece nöbet tutmak durumunda kaldığı bir iş, belki de sizlerle birlikte iki saniyelik keyfine şahit olduğumuz adam sandığımız kadar özgür değildi…

Gelin şimdi hep birlikte bu yazımın en başında sizlerle cevaplamaya çalışmak istediğim anket sorumuza geri dönelim, evet hepimizin aklının köşesinden geçmektedir bu soru sorulduğunda “gerçek” cevabımızı verebiliyor muyuz; dünyaya tekrar gelseniz nasıl bir hayat isterdiniz veya yine “aynı” siz olarak gelir miydiniz, istediğiniz bu olur muydu? Ve hatta değiştirmek istediğiniz bir şey olur muydu?

İşte bu soru bugün ben koştukça tekrar tekrar içimde döndü, ben mi daha mutluydum, kayalıklarda bir damla çay bir tatlı gülümseme ile bıraktığım adam mı, ben mi daha özgürdüm o bir anında güneşin mis kokusunu içine çekme özgürlüğünü kullanan adam mı, ben mi daha başarılıydım? Bacaklarımdaki ağrıya rağmen kendini devam etmek üzere programlamış olmakla, sadece balık tutmak fiilini gerçekleştirebilmenin her haline şükretmeye programlanmış olan adam mı, ben mi daha şanslıydım? Hayatta istediğim her şeye bir şekilde sahip olabilmiş olmakla, can-ım kayalıkta sadece keyfi için oturabilmenin ne ara ne pulla satın alınamayacağının canlı kanıtı olan sevgili adam mı ve ben mi daha kıymetliydim? Birden çok üniversite okumuş birden çok yüksek lisans yapmış kendi hayatını kurmuş bir birey olmakla, hayata bir saniyelik gülümsemesi ile böyle bir yazıya ilham olabilecek kadar mutluluğu içselleştirebilmiş olan kayalıktaki adam mı?

Her hayatın bizim göremediğimiz yüzü de bulunmaktadır adeta buz dağının deniz altında kala kısmı gibi.

Hepimiz işte “başkasının” hayatını koşarız o bir kez daha hayata gelsem sorusunu cevapladığımız anlarda; daha güzel olmayı isteriz belki daha çekici olabilirdim diye cevap veririz veya çok zengin olurdum deriz, daha geç anne olurdum, daha erken evlenirdim, üniversiteyi bitirirdim okulumu bırakmazdım deriz, daha çok seyahat ederdim para biriktirmek için bu kadar çok çalışmaz daha çok eğlenirdim diyebiliriz örneğin, anne ve babamla daha çok zaman geçirirdim, belki bu mesleği yapmıyor olurdum çok istediğim tiyatro oyunculuğu için eğitim alırdım, beni durduranları dinlemezdim diyebiliriz…

Yeniden dünyaya gelsek yaşamak isteyebileceğimiz öyle çok “hayat” vardır ki, dışarıdan baktığımızda belki şu an yaşıyor olduğumuz hayatımızdan daha değerli, daha özenilecek daha eğlenceli ve daha “yaşanılası” gözükür bizlere. Fakat işte her hayatın bizim göremediğimiz yüzü de bulunmaktadır adeta buz dağının deniz altında kala kısmı gibi…

Gelin şimdi kayalıktaki adamın hikayesini yazalım, belki bugün hayatını koştuğum kayalıktaki o adam, hafta başında öğrenmiştir ömrünün son demlerini yaşamakta olduğunu. Ortalama bir kişi olarak hayatına devam etmektedir, kimseyi üzmemiştir, çok fazla imkanı olmamıştır halen görmek istediği yerler vardır, öyle kendi halinde bir adamdır işte. Ama doktor söylemiştir bir kere o gözler kapanacaktır, belki yıllar sonra ilk defa sahildedir o öğleden sonra güneşinde, deniz kokusu içine çekilir, çay içilir, içi kan ağlasa da kısacık gülümseniverir, hayattır sonuçta değil mi ağlatmasını da bilir güldürmesini de… Dönecektir gün batımında o sevgili eşinin muhteşem sofrasına, bugün sevdiği yemekler yapılacaktır belki…

Sahile gelmiştir gizli gizli dertlerini anlatmaya, o da göz göze geldiği kadına bakarak içinden geçirir imkanın var iken koş kadın daha çok koş, içinden geldiğince yol hiç bitmeyecekmiş gibi, hayat hep seninle olacakmış gibi, son nefesin de olsa koş, bırakma, güneşi gör, hayatı gör, kuşları gör, denizi gör… Bir de durduğunda beni yaz hikayemi neden burada olduğumu neden gözlerinin içine baktığımı neden gülümsediğimi… Beni yaz kadın…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale