X

Başarısız olmuş gıda girişimleri

Sağlıklı yaşam denildiği zaman ilk akla gelen sektörlerden birisi gıda sektörü oluyor. Bazı gıda girişimleri doğal ve yenilikçi çözümleriyle pek çok insanın ilgisini çekerken bazıları da uzun vadede sürdürülebilir olmayı başaramıyor. Başarısızlığa sürüklenen gıda girişimlerinin arkasında uygulanabilir olmayan iş modellerinden tüketici ihtiyaçlarını anlayamamaya kadar birçok farklı neden bulunuyor. Bu yazımızda, zamanında wellness dünyasında önemli yankılar uyandıran fakat nihayetinde başarısızlığa uğrayan beş gıda girişimini derinlemesine inceliyoruz.

Juicero

Juicero, 2013’te teknoloji odaklı bir gıda girişimi olarak kuruldu. Bu girişim, taze meyve ve sebze suyu üretme amacıyla sektörde yerini aldı.

Juicero, sağlıklı yaşam trendleri arasında taze sıkılmış meyve ve sebze sularının bir yıldız gibi parlamasının farkındalığıyla yaratıldı. Girişim, organik beslenme konusunda hassas olan bireyleri merkeze koyarak sebze-meyve yıkamaktan makine temizliğine kadar birçok zahmetli işe çözüm geliştirmeyi hedefledi. Juicero, Wi-Fi bağlantısını bulunan bir meyve sıkacağını piyasaya sürdü. Bu ürün piyasaya sürülmeden önce çok uzun bir tasarım sürecinden geçti ve bu süreç hedef kitlenin sıkılmasına yol açtı. Ayrıca, bu uzun vadeli süreçten sonra insanlar beklentilerini tam anlamıyla karşılamayan bir cihaz ile karşılaştı. Bu cihaz, girişimin sunduğu önceden dilimlenmiş meyve-sebze paketleriyle çalışıyordu. Her ne kadar bu cihaz ilk bakışta fazlasıyla fonksiyonel gözükse de o döneme göre cihazın fiyatı çok yüksekti. 699 dolar gibi bir ücretle satışa çıkarılan cihaz, onu bekleyen bireylerin bütçesinin fazlaca üstünde bulunuyordu. Bununla birlikte, cihaza konulacak meyve-sebze kapsülleri için de haftalık bir ücret ödenmesi gerekiyordu. Sağlıklı beslenme trendlerine bağlı kalan kişiler, ilk olarak girişimin koyduğu yüksek fiyatlardan ötürü bu çözümden uzaklaştı. Daha sonra, Bloomberg girişimin cihazı olmadan da meyve-sebze paketlerinin elle sıkılabileceğini gösterdi. Bu görüntüler, bu cihazın gereksiz bir ürün olduğu algısını pekiştirdi. Juicero, bu görüntülerden sonra paketlerin verimli bir şekilde sıkılabilmesi için cihaza ihtiyaç olduğunu vurguladı. Girişim, aynı zamanda cihazının fiyatını 200 dolara kadar düşürerek hedef kitlesini kaybetmemek için uğraştı.

Juicero, 50 milyondan fazla yatırım almış olmasına rağmen 2017’de faaliyetlerine son verdi. Girişimin başarsız olmasının nedenleri arasında kötü iş modeli, sınırlı fonksiyonellik, yüksek fiyatlar, tedarik zincirindeki lojistik maliyetler ve sınırlı kullanıcı kitlesi gibi durumlar bulunuyor.

Dinner Lab

Dinner Lab, 2012’de yemek yeme faaliyetini sanatsal bir aktivite gibi ele almak isteyen insanlar için kuruldu. Bu girişim, Amerika Birleşik Devletleri’nde farklı bir yemek deneyimi yaratma amacıyla yola çıktı.

Dinner Lab, tüketicilere özel lokasyonlarda sürpriz şeflerle eşsiz akşam yemekleri sunan bir pop-up restoran konsepti geliştirdi. Bu konsept, 30 şehirde uygulamaya koyuldu. Girişim, tek seferlik yemek etkinlikleri düzenledi ve bu etkinliklerde en iyi restoranlarda çalışan şeflere yer verdi. Bu konsept için ilk olarak bir üyelik sistemi geliştirildi ve üye olan kişiler tek seferlik yemek deneyimine katılabildiler. Bir süre sonra, şeflerin sürekli değişmesinden kaynaklı lojistik zorluklar ve yüksek operasyonel maliyetler açığa çıktı. Kaliteli yemek toplulukları yaratmayı hedefleyen Dinner Lab, yemek saati gibi ufak problemlerle de karşılaşmaya başladı. Bunlarla birlikte, tüketici talepleri ve girişimin sunduğu deneyim de her zaman örtüşmedi. Bu durum sonucunda da müşteri memnuniyetsizliği hızla yükseldi.

2016’da kapılarını kapatan Dinner Lab, operasyonlarına devam ettiği süre boyunca yaklaşık 10 milyon dolarlık bir yatırım aldı. Yatırımını hiçbir zaman kara dönüştüremeyen girişim, kötü iş modeli ve finansal sorunlar yüzünden sektörde ilerleyemedi.

Kitchit

2011’de kurulmuş olan Kitchit, lezzetli ve farklı yemekler tatmak isteyen bireyleri hedef aldı. Bu girişim, temelde tüketicilerin yemek deneyimlerini zirveye taşımayı amaçladı.

Kitchit, yerel ve profesyonel şefleri tüketicilerin evlerine getirerek özel yemek deneyimleri sunuyordu. Bu konsept esnasında tüketicilere başlangıç, ana yemek ve tatlıdan oluşan özel bir menü temin ediliyordu. Ayrıca, vejetaryenlere hitap eden yemekler de hazırlanıyordu. Girişim, hazır yemek teslim eden veya yalnızca malzeme gönderen sağlayıcıların aksine malzeme teminatı, pişirme ve temizlik gibi tüm süreçleri üstleniyordu. Bu konsept lüks restoranlara göre daha uygun fiyatlı ve rahat olsa da uzun süre hayatta kalamadı. Girişimin bireysel deneyimlere odaklanması sonun başlangıcını getirdi. Büyük etkinliklere yönelik lojistik sorunlar ve iş stratejisinin birkaç kez değiştirilmesi de başarısızlığı somutlaştırdı.

8.1 milyon dolarlık bir yatırım alan Kitchit, pazardaki diğer büyük gıda sağlayıcılarıyla rekabet edemedi. Bununla birlikte, girişim işletme maliyetlerini karşılayacak kadar kar marjı da elde edemeyince 2016’da operasyonlarına son verdi.

Flowtab

Flowtab, 2011’de barlardaki uzun sipariş kuyruklarına çözüm üretmek için kuruldu. Bu girişim, sipariş verme işlemini hızlandırmayı amaçlayan mobil bir aplikasyonla yola çıktı.

Flowtab, tüketicilerin garsonlarla iletişime geçmeden sipariş verebilecekleri bir uygulama geliştirdi. Bu uygulama, kullanıcıların uzun kuyruklara girmeden cep telefonlarını kullanarak içecek sipariş etmelerini sağlıyordu. Kullanıcılar, uygulamada sipariş edebilecekleri içeceklerin bir listesini görüyorlardı ve bu listeden seçim yapabiliyorlardı. Sürecin başarılı bir şekilde işlemesi için uygulamanın mekanın iPad’ine bağlanması gerekiyordu. Bu bağlantı sayesinde siparişler mekanın POS sistemiyle senkronize ediliyordu ve ödemeler işletmenin banka hesabına iletiliyordu. Her ne kadar bu uygulamayla teknoloji restoran sektörüne pratik ve mantıklı bir şekilde entegre edilmiş olsa da girişim barlarla anlaşma yapmakta zorlandı. Tüketicilerin tek bir mekana bağlı kalmaması ve farklı mekanlar keşfetme isteği de çeşitli iş modelleri deneyen girişimi negatif bir şekilde etkiledi.

Herhangi bir yatırım alamayan Flowtab, POS sistemleriyle entegrasyonda sorunlar yaşanması, bar sahipleri için yüksek kurulum maliyetleri ve kullanıcı sayısının istenen düzeye ulaşamaması yüzünden başarısızlığa sürüklendi. Girişim, 2013’te faaliyetlerine son verdiğini duyurdu.

Refolo

2018’de kurulmuş olan Refolo, bitki bazlı beslenmeye odaklanan bir girişimdi. Bu girişim, bir yemek planlama uygulaması geliştirerek hayvansal gıda tüketmeyen veya tüketmek istemeyen insanları merkeze aldı.

Refolo, özelleştirilebilir bitki bazlı tarifler veren bir mobil aplikasyon geliştirdi. Kullanıcıların bu uygulamayı kullanabilmesi için aylık bir abonelik ücreti ödemesi gerekiyordu. Kullanıcılar, ödeme yaptıktan sonra istedikleri tariflere ulaşıyorlardı ve bu tarifler için gerekli malzemeleri Amazon Prime gibi teslimatçılar aracılığıyla sipariş edebiliyorlardı. Her ne kadar bu uygulama veganlar ve vejetaryenler için oldukça faydalı gözükse de Refolo planlanan şekilde sektörde ilerleyemedi.

Herhangi bir yatırım alamayan Refolo, kötü pazar uyumu sebebiyle başarısız oldu. Bir başka deyişle, tüketiciler bitki bazlı beslenmeyi çözmek adına para ödemeye hazır değildi ve sorun olarak görülmeyen bir duruma çözüm üretilmeye çalışıldı. Ayrıca, girişimin kurucusu bu durum üzerinde herhangi bir deneme yapmadığı için de başarısız olduğunu belirtti. Kullanıcıların bitki bazlı tarif bilgisine ücretsiz bir şekilde ulaşabilmesi ve doğru bir pazarın bulunamaması sonucunda girişim 2020’de kapılarını kapattı.

Kaynak: Failory, Forbes, Crunchbase, Tracxn

İlginizi çekebilir: Yerli organik gıda girişimleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale