X

Bàofùxìng áoye: Yoğun geçen günün intikamını uykunuzdan alıyor olabilir misiniz?

Sabah erkenden kalkıp işe koştur koştur yetiştiğiniz; tüm gün neredeyse aralıksız çalışıp doğru düzgün bir kahve molası bile veremeden günü tamamlayıp eve yorgun argın geldiğiniz; ev işleriydi, kişisel bakımdı derken saati gece yarısı yaptığınız; yorgunluktan kıpırdayacak haliniz kalmamasına rağmen ‘Bari bir bölüm dizi izleyeyim…’  dediğiniz oldu mu? Tabii ki! dediğinizi duyar gibiyiz… Çünkü, muhtemelen hepimizin ortak sorunu olabilecek bir durumla karşı karşıyayız: İntikam amaçlı uyku ertelemeciliği ya da daha afilli ismiyle Çin kökenli Bàofùxìng áoye.

Neden Çin kökenli dediğimize ve bu kavramın hayatımızda ortaya çıkış nedenlerine yakından bakmadan önce gelin tanımını iyice anlayalım. İntikam amaçlı uyku erteleme veya literatürdeki adıyla ‘revenge bedtime procrastination’ aslında birçoğumuzun gün sonundaki yorgunluğa rağmen uyumamakta direnmesi olarak tanımlanıyor. Yani, kendimizi ne kadar yorgun hissetsek, uykulu gözlerle evde dolansak da kendimizi kolay kolay yatağa atmamamız; onun yerine film izlemek, sosyal medya hesaplarında gezinmek, YouTube paylaşımlarına göz atmak, podcast dinlemek, kitap okumak, resim yapmak, kısacası kişisel zevklerimize hitap eden eylemlerle uyku zamanımızı geçiriyor olmamız intikam amaçlı uyku erteleme alışkanlığını açıklıyor. Haliyle yatağa daha geç girip uyku saatimizi geçirdiğimizde ve yeteri kadar uyuyamadığımızda da ertesi gün kendimizi çok daha yorgun hissederek uyanıyoruz ve bu etki birikerek devam ediyor; sonunda ise daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Peki, bunu kendimize neden yapıyoruz? Neden yorucu bir günün ardından dinlenmek, erken yatıp bedenimizi, zihnimizi toparlamak yerine kendimize işkence edercesine uyumamakta direniyoruz? Ve bunun Çin ile ne alakası var?

Bàofùxìng áoye: Çinli çalışanların 996 sistemi

Bu uyku erteleme davranışının literatürde yer almasının ardında aslında Çin’deki çalışma sistemi yatıyor. Şöyle ki Çin’de çalışanların içerisinde bulunduğu 996 sistemi yani; haftanın 6 günü sabah 9’dan akşam 9’a kadar çalışma, Çinli çalışanların evlerine bitkin halde dönmelerine rağmen kendileri için bir şeyler yapma arayışına girmelerine neden oluyor; bu nedenle ne kadar yorgun olsalar da yatıp dinlenmek yerine bir miktar da olsa özgürlük duygularını besleyecek eylemlerde bulunuyorlar. Yani, gece geç saatler olsa da uyumayı reddediyorlar.

Çinli çalışanlar üzerinde yapılan araştırmalar da Bàofùxìng áoye kavramını ortaya çıkarıyor; yukarıda da bahsettiğimiz gibi uyku ertelemeciliğini. Ancak daha sonra bu durumun aslında yalnızca Çin’e özgü değil, dünya üzerindeki birçok insan tarafından deneyimlenen evrensel bir davranış olduğu açığa çıkıyor. Hele ki modern dünyanın çalışma koşullarını, sürekli meşgul olma halini, iş yerlerindeki aciliyet kültürünü düşünecek olursak birçoğumuz güç içerisinde uzun saatler mesai yapıyor, haliyle de eve geldiğimizde yalnızca kendimize ait bir alan ve zaman yaratma ihtiyacı duyuyoruz. Bu da gece uykumuzdan feragat etmemiz gerektiği anlamına geliyor. Ertesi gün daha yorgun uyanacağımızı bilsek de birçoğumuz o çok sevdiğimiz dizilerden birkaç bölüm izleme ya da Instagram’da gönderileri kaydırarak saatler harcama isteğimize karşı koyamıyoruz. Peki, gözlerimizden uyku akarken neden sürekli uykuyu erteliyoruz?

Uykumuzu neden erteliyoruz?

Erteleme davranışı genellikle sevmediğimiz, istemediğimiz, yapmaya cesaret edemediğimiz ya da bir türlü başlamak için ilham bulamadığımız işlerde karşımıza çıkarken –örneğin bir raporu bitirmek, tez yazmak, notlarımızı temize çekmek, içerik üretmek, buzdolabını temizlemek, yazlık-kışlık kıyafetleri ayırmak ve benzeri gibi- nasıl oluyor da uyku konusunda da yakamıza yapışıyor?

Araştırmaların dikkat çektiği sebep şu: Kişisel zaman ve kontrol eksikliği.Gündüz yaşamları üzerinde fazla kontrolü olmayan insanlar, gece geç saatlerde bir miktar özgürlük duygusunu yeniden kazanmak için erken uyumayı reddederler.” diyor Lu-Hai Liang, BBC’de yayınlanan bir yazısında.

Yani, hepimiz ne kadar yorgun olsak da uyumayı tercih etmektense kendimiz için bir şeyler yapacak zamanı yaratmaya ihtiyaç duyuyoruz; çünkü hayatımızın kontrolünün elimizde olduğunu hissetmek, özerkliğimizi pekiştirmek istiyoruz. Ama ne yazık ki bu duyguları pekiştirirken çok ciddi sağlık sorunlarının da önünü açtığımızı fark etmiyoruz. Aslında tam da bu yüzden ‘intikam amaçlı uyku ertelemeciliği’ olarak çevriliyor Bàofùxìng áoye. Çünkü, işte kaybettiğimiz zamanı geri alalım ve onu yalnızca kendimiz için harcayalım derken, sağlığımızdan intikam alıyoruz.

Akşamları birkaç bölüm dizi izlemek ya da sosyal medyada takılmak aslında sorun teşkil eden davranışlar değilken; bunlar için uykumuzu feda ettiğimizde işte o zaman zihinsel ve fiziksel sağlımız için sorun haline geliyorlar. İntikam amaçlı uyku ertelemeciliği aslında psikiyatrik problem ya da uyku bozukluğu olarak değil; bir tür davranış bozukluğu ya da erteleme alışkanlığı çeşidi olarak tanımlanırken uzun vadede ne yazık ki hem uyku bozukluklarına hem de ruhsal sıkıntılara neden olabiliyor.

Ortalama bir yetişkinin günde 7 ile 9 saat arası uyuması gerekirken, yeteri kadar uyumayan bireylerde:

  • Zayıflamış bağışıklık sistemi
  • Öğrenme yeteneğinde düşüş
  • Hafıza sorunları
  • Artan anksiyete ve depresyon riski
  • Kalp hastalıkları riski
  • Uyku bozuklukları
  • Daha fazla yorgunluk
  • Psikolojik rahatsızlıklar gibi çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor.

Bu nedenle, uykumuzu erteleyip yeteri kadar dinlenmek yerine başka eylemlerle zamanımızı harcadığımızda en büyük zararı kendimize veriyoruz.

Uyku ertelemeciliğini bırakmak için ipuçları

İyi haber şu ki, ‘revenge bedtime procrastination’ı yani intikam amaçlı uyku ertelemeciliği yenmek ve iş-özel zaman-uyku döngüsünü kurmak için yapabileceğimiz birçok şey var. Siz de sağlığınızı tehlikeye atmadan ve uykunuzdan taviz vermeden bàofùxìng áoye’yi durdurmak istiyorsanız aşağıdaki ipuçlarına göz atabilirsiniz:

1. Uykuyu cazip hale getirin

Nasıl ki birçok sabah yatağınızı, yastık-yorganınızı bırakmak istemiyorsanız geceleri de sizi çağıracak, davetkar bir uyku ortamı oluşturarak kendinizi uyumaya teşvik edebilirsiniz. Rahat pijamalar, konforlu nevresimler, uykuyu destekleyen ışık, rahatlatıcı kokular ve benzeri düzenlemeler ile yatak odanızı dayanılmaz bir çekicilikle buluşturabilir; uyku saatiniz yaklaştıkça kendinizi uykunun güvenli kollarına bırakmak için hazır olabilirsiniz.

2. Zevk aldığınız aktiviteler için zaman yaratın

Gün içinde yaşantınızdan daha fazla zevk almak için daha az uyumak zorunda değilsiniz. Kendinize gün içinde de zevkli eylemler için izin verebilirsiniz. Öğle arasında kısa bir yürüyüş yapmak, sevdiğiniz bir dostunuzla kahve molası vermek, iş arkadaşlarınızla işle ilgili olmayan konularda sohbet etmek, dinlendirici bir müzik dinlemek, ofiste sessiz bir alan bulup kısa bir nefes egzersizi uygulamak, eve gelir gelmez bedeninizi esnetmek… Kısacası size iyi hissettiren şeyler için uyku vaktinizi beklemenize gerek yok. Uzun saatler ayırmak yerine gününüzün farklı zaman dilimlerine küçük küçük zevkler serpiştirebilirsiniz.

3. İş-özel hayat dengesini kurun

Hepimizin iş yoğunluğu, çalışma saatleri birbirinden farklı. Bu nedenle iş ve özel hayat dengesini kurmayı sağlayacak, herkes için geçerli sihirli bir formül yok. Ancak zaman yönetimi ve sağlıklı sınırlar bu dengenin en önemli unsuru. Mesai saatlerinizi bilin; eğer sürekli o saatlerin dışında çalışıyorsanız yöneticinizle bu durumu konuşun ve saatlerinizi düzenleyin. Gerek iş gerekse sosyal arkadaşlıklarınızda sağlıklı sınırlar inşa edin; sizin sorumluluğunuzda olmayan, yapmak istemediğiniz işlere hayır demeyi öğrenin; başkalarına ayırdığınız zamandan önce kendi ihtiyaçlarınızı önceliklendirin. İşi işte bırakın; mümkün olduğunca evinize iş taşımamaya, onun yerine iş yerinizdeki zamanı daha verimli kullanmaya ve doğru zaman yönetimini yapmaya gayret edin.

4. Bütüncül sağlığınızı önceliklendirin

Eğer ne yaparsanız yapın gece uyumamakta direnç gösteriyor, eğlenceli, size zevk veren şeylerle ilgilenip yorgun uyanmayı göze alıyorsanız, o zaman kendinize bu davranışın uzun vadeli olumsuz sonuçlarını hatırlatabilirsiniz. Yalnızca sabahları zor uyanmak ya da yorgun hissetmek değil; zaman geçtikçe hem zihin sağlığınızı tehdit edecek olumsuz duygu ve düşüncelerle karşılaşabileceğinizi hem de bedensel sağlığınızı bozabileceğinizi; kalp rahatsızlıklarından uyku bozukluklarına çeşitli sorunlarla yüzleşmek zorunda kalabileceğinizi fark edin. Birkaç bölüm daha dizi izlemek ya da sosyal medya hesaplarını karıştırmak için sağlığınızdan olmaya değer mi? bunu bir düşünün.

Öte yandan uyku kalitenizi artıracak ve yaşamınızda iş-özel hayat dengesi kurmanızı sağlayacak rehber niteliğindeki paylaşımlarımız için aşağıdaki yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Uyku eksikliğinin nedenleri ve az bilinen etkileri

Kaliteli uyku, kaliteli yaşam: Derin bir uyku için 6 öneri

İş-özel yaşam dengesi nasıl kurulur: Bu dengeyi kurmanıza yardımcı olacak 3 ipucu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale