X

BaliSpirit Festival 2019, 24-31 Mart tarihleri arasında “Yeniden Denge” temasıyla Bali’de

BaliSpirit Festival sadece bir festival olmanın çok ötesinde, tüm duyular için bir deneyim. Yoga, meditasyon, dans, nefes egzersizleri, şifalanma ve otantik ilişkiler sayesinde bu festival içten ve dıştan keşfetme, bağ kurma ve topluluk aracılığıyla bir dönüşüm alanı açıyor. BaliSpirit Festival bir yaratıcılık ve rahatlama, aktivite ve huzur, doğanın içinde insanın kendi yansıması ve beraberliğin olduğu bir alan!

1.000 kadar tapınağı ve her gün yapılan 1 milyon adak ile bilinen kutsal Bali adasındaki festival, holistik şifalanma merkezi diye bilinen ve Balice’de “tıp” anlamına gelen Ubud’da gerçekleşiyor. BaliSpirit Festival fikri, bundan 12 yıl önce kutlama, neşe ve zihin-beden-ruh bağlantısı yoluyla herkesin iyiliğine hizmet etmek için doğdu. Güçlü vizyoner ekibi ve kutsal Bali adasının ruhundan destek alan ve şimdiden Asya’nın en büyük ve en iyi yoga festivallerinden biri haline gelen BaliSpirit Festival, giderek büyüyor.

Uplifers olarak medya sponsoru olduğumuz BaliSpirit Festivali hakkında merak ettiğiniz her şeyi yazımızda bulabilirsiniz.

BaliSpirit Festival – www.urphotography.net

Ubud kendi başına sanatçılar, eğitmenler ve müzisyenler için spiritüellik sevgisini, öğretileri ve benzersiz performanslarıyla hareketin iyileştirici gücünü paylaştıkları bir destinasyon. BaliSpirit Festival her yıl sesin, şifanın ve hareketin simyasını taşıyan dünya çapından yetenekleri ağırlıyor. Sadece dans veya şarkı performansı sergilemenin ötesinde, kendi kültürlerinden, kalplerinden gelen mesajları ve dünyaya sundukları benzersiz katkıyı paylaşıyorlar.

BaliSpirit Festival kişisel ve dünyevi düzeyde tecrübe, bağ kurma ve şifalanma cenneti. Böylelikle derinden bir dönüşüm gerçekleştirmek mümkün. Dünyanın en bilinen eğitmenleri, düzenledikleri atölyelerde kendi bilgilerini paylaşarak içsel uyum, denge ve kolektif refah için yeni yollar sunuyor. Böylelikle kalpten kalbe bağlantıların naifliğine geri dönebilir, yeni dostluklar kurabilir, yeni fikirleri kucaklayabilir ve dengenin gerçekten ne anlama geldiğini somut olarak hissedebilirsiniz.

BaliSpirit Festival – www.urphotography.net

Taptaze bir şekilde enerji depolayarak, yeryüzü ve cennetleriyle bağ kurarak daha sağlıklı, canlı, yenilenmiş ve dengeli bir dünya yaratan yeni bir gerçekliğin parçası haline gelebilirsiniz.

Deneyim

BaliSpirit Festival’a katılmak, eskiyi geride bırakmak ve yeni olanı davet etmek anlamına gelir. İster tek başınıza seyahat edin, ister arkadaşlarınızla birlikte olun, sadece çeşitli spiritüel ve yogik disiplinden gelen 100’den fazla uluslararası sunumu deneyimlemekle kalmaz, aynı zamanda festivale katılan herkesle derin bir bağ kurabilirsiniz. Benzer düşüncelere sahip olan kişilerle sarılmak, gülümsemek festival deneyiminin ortak bir parçasıdır; bu deneyime katılmak ve samimi bir şekilde kendinizi ifade etmek gibi.

BaliSpirit Festival – www.urphotography.net

Çünkü festivalin asıl amacı şudur: Dünyanın dört bir yanındaki harika insanları bir araya getirmek, Bali’nin büyüsünü ortaya çıkarmak, unutulmaz deneyimler yaratmak ve dönüşümün kolay, eğlenceli, zahmetsiz bir şekilde gerçekleşmesi için yer açmak! Denge, birlikte katılarak başlar.

Jivamukti Yoga, Ashtanga, Vinyasa, Hatha veya Kundalini’ye veya Şamanik Akış Yogası, Kahkaha Yogası, Kakao Törenleri, Ses Banyosu veya Ekstatik Dans gibi daha eklektik atölyelerden birine katılın, bedeninizi tamamen yepyeni bir şekilde başkalarıyla iç içe hareket ettirmek için duyulan sevgiyi yeniden keşfedeceğinizden emin olun!

Festival alanındaki taze hindistan cevizi suyu ve adadaki besleyici ve organik yemeklerle birlikte sizi her anlamda güçlendirecek ve ilham verecek unutulmaz bir hafta olacak.

Aralarından seçim yapabileceğiniz birçok atölye çalışmasının ve kuracağınız bağlantıların yanı sıra BaliSpirit’in güzel ortamı size kendinizle bütünleşme, rahatlama, Savasana, meditasyon ve doğanın kendi durgunluğuyla bağ kurmanızı sağlayacak yürüyüşler için zaman tanıyor.

Yer ve Tarih

Festival 24-31 Mart 2019 tarihlerinde Ubud, Bali’de gerçekleşiyor. Bali’nin yemyeşil pirinç tarlaları ve ormanlık alanlarıyla çevrili olan festival alanı, Ubud’dan 15 dakikalık, Ngurah Rai Uluslararası Havalimanı’ndan 45 dakikalık sürüş mesafesinde yer alan Purnati Sanat Merkezi’nde yer alıyor.

İster birkaç günlüğüne, ister tüm festival süresince Bali’yi deneyimlemeyi planlıyorsanız civarda konukevleri, hosteller, oteller gibi birçok seçenek mevcut.

2019 Programı

Yeni bir müzik, dans konsepti ve sayısız eklemeyle birlikte daha büyülü ve sürprizli bir program sizi bekliyor. Bu yılki BaliSpirit Festival dünyanın dört bir yanından 150’den fazla katılımcının sunduğu atölye çalışmaları, dersler, konserler, DJ performansları, holistik şifalanma ve yogayı içinde barındıran mükemmel bir program ortaya koymak için büyük bir özenle hazırlandı.

12’nci kez düzenlenen festival; tüm zamanların favori performanslarını, eğitmenlerini, yaratıcılarını ve en heyecanlı uluslararası sunumları, yerel kahramanların bulunduğu sıra dışı bir programa sahip:

Yoga alanında Tymi Howard, Jeffrey Armstrong, Ronan Tang, Danny Paradise, Gwyn Williams, Chester Tan, Anshu Singh, Brian Siddharta, Deva Dwabha ve daha fazlasının uluslararası sunumları.

>>> Tüm program için tıklayın.>

Biletler

Eğer biletlerinizi hala almadıysanız, şimdi tam zamanı! Erken rezervasyon fiyatları Ocak sonuna kadar geçerli.

Üstelik geçen yıldan farklı olarak bu yıl aynı fiyata aldığınız biletle ekstra bir gün kazanmak mümkün! 12’nci kez düzenlenen festivalin büyüsü bu yıl 8 gün 7 gece boyunca sürecek.

Bunun yanında 3 günlük veya 1 günlük biletlerden tercih ederek müzik, sanat ve yoga aktivitelerine katılabilir veya 7, 3 ve 1 günlük biletlerle sadece müzik aktivitelerine katılabilirsiniz.

>>> Bilet rezervasyonu için tıklayın.>

BaliSpirit Festival’ın tüm kalbinizle tadını çıkarın!

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale