X

Bahar mevsimini karşılarken evlerimizde olumlu enerjiyi arttırmanın yolları

Çin metafiziğinin temel kavramlarından olan 5 Elementin felsefesi, mevsimlerin değişimini ve doğayı gözlemlemektir. 5 Element, etrafımızdaki yaşam enerjisini, hayatımızın her alanında harekete geçirir. Her elemente karşılık gelen bir yön, duygu, renk, mevsim, ses, form, organ gibi nitelikler vardır. Elementler arasındaki denge ise esastır. Bu 5 Element, birbirleri arasındaki döngüde, denge, düzen ve değişim sağlamak için yaşamımızı destekler. Her mevsimi temsil eden elemente uygun davrandığımız sürece de, hem mevsimi kucaklamış, hem de döngüde uyumlu bir şekilde hareket etmiş oluruz…

Yaklaşan Bahar ayı  “Ağaç “ elementinin karşılığı. Ağaç yeni başlangıçları, ilkbaharı, gelişmeyi ve büyümeyi sembolize eder. Etrafımızdaki mucizevi doğanın uyanışı, filizlenip, yeşermesi ve çiçeklenmesi gibi, içimizde de yeni kıpırtılar, coşkular, heyecanlar hissederiz. Doğanın yeniden uyanışını, hem ruhumuzda hem bedenimizde hissetmeye başladığımız günler kapıdadır…

Artık geceler kısaldı, günler uzuyor…  Bundan yararlanıp, güne erken başlamak, ilk önce güzelce bir gerinmek lazım. Bedenimizi gevşetmeli, rahat bırakmalıyız. Açık havada, güneşi tenimizde, rüzgârı saçlarımızda hissederek yürüyüşler yapmalıyız. İlkbaharın hayat veren  “Ağaç” elementine uygun olarak, hayatımızı olumlu düşüncelerle besleyerek güçlendirmeli, her günümüz için minnettar olmalı, eski, bize hizmet etmeyen duygu, kişi ve eşyalardan kurtulup yeniye yer açmalıyız. Tabii bunlar zihnimiz ve bedenimiz için olanlar…

Evlerimizin de, dönem dönem tazelenmeye, yenilenmeye ihtiyacı vardır. İşte Bahar ayı dediğimiz yenilenme ayı, bu işler için en uygun dönem.  Hepimizin evlerimizde uygulayabileceğimiz bu reçete ile hayatlarımızın farklı yönlerinde olumlu dönüşümü başlatmamız mümkün. 

Dağınıklıktan kurtul…

İşe en başta etraftaki dağınıklıktan başlamak lazım. Dağınıklık, yaşam enerjisinin, mekânlarımızda rahatça akmasını engellediği için, zihnimizde de aynı etkiye neden olup karmaşa yaratarak, zihnimizi bulanıklaştırır.  Hayatımızda sürekli ertelemelere neden olur. Hâlbuki biz yeni, coşkulu girişimlere yelken açmak için bekleyen bir mevsime girdik ve bunun bilinciyle yola çıkmalıyız.

Ruhuna iyi gelmeyen, eşyalardan kurtul…

Kıyamayıp atmadığımız, hediye geldi diye sakladığımız, sevmeden kullandığımız bütün eşyalar bizim enerjimizden çalar. Etrafımızdaki bütün eşyalar bizimle iletişim içindedir. Eğer bizde olumsuz duygular, hatıralar canlandırıyorsa yaşamımıza çekebileceğimiz olumlu enerjiyi bloke ederek kendimizi sabote edeceğimizi unutmamalıyız.

Yenilen…

Evlerimiz de bakım ister, sevilmek, ihtiyaçları giderilmek… Çünkü onlar da canlı varlıklar ve içlerinde yaşayan bizlerin ruhlarını, kişiliklerini, sevgilerini, özenlerini, tercihlerini, hayata bakış açılarını yansıtıyorlar. Mekânlarımıza ufak tefek değişiklikler katmak, bakımlarını ve tamirlerini yapmak yaşam enerjisini olumlu yönde arttıracaktır. Bahar mevsimi, niteliği gereği zaten yenilenmenin de dönemidir. Mevsimin itici gücünden yararlanmanın tam da sırası o zaman!

Sadeleş…

Çoğunlukla biriktirmeyi severiz. Bir gün lazım olur korkusuyla tuttuğumuz bir sürü şeyi sayabiliriz: Kitaplarımız, kıyafetlerimiz, kırtasiyeler, elektronik eşyalar, mutfak gereçleri… Hâlbuki bir gün bile lazım olmadığı gibi her tarafa yayılmaya başlayan bu ”parazitten” kurtulamadığımız her gün bizde bağımlılık duygusu yaratır.  Aynı zamanda da her gereksiz eşya zihnimiz üzerinde de bir “yük” oluşturur. Ve bu yük, biz ondan vazgeçmediğimiz sürece de büyümeye devam eder.  Özgürleşme hissinin verdiği hafifliği ve rahatlığı tatmak için Bahar ayının enerjisini kullanalım. Bahar temizliğini sadece evimizde, dolaplarımızda değil, bilgisayarımızda, telefonumuzda da yapmak için kolları sıvayalım.

Yaşam enerjisinin mekân içinde rahat akmasını sağlayıp ve hızını dengele…

Yaşam enerjisi evlerimize kapıdan girerek, mekân içinde dolaşmaya başlar. Eğer ki etrafta fazla eşya, gereksiz mimari ayrıntılar, karanlık ve kullanılmayan köşeler, kayıp alanlar varsa, enerji buralarda durağanlaşır ve rahat akamaz. Bu da hayatımızda coşkumuzu kaybetmemize tıkanıklıklara neden olur.

Yaşam Enerjisi, mekânlarımızdaki bu gezintisinde ne fazla hızlı akmalı, ne de çok yavaş hareket etmeli… Uzun ve dar koridorlar, akışın en hızlı hareket ettiği yerlerdir. Biraz yavaşlayıp dengelemek için, iyi bir ışıklandırmadan, duvarlara asacağımız tablolardan veya yere koyacağımız bir halıdan destek almak en iyisidir. Hızla akıp giden, dengelenemeyen bir yaşam enerjisi, hayatımızda önümüze çıkacak fırsatların da hızla uçup gitmesine neden olur.

Olumlu enerjiyi arttır…

Yaşam enerjisi ile dolu her şey pozitif enerjiler taşır. Evde çalan güzel bir müzik, gerçek çiçek kokusu, aromaterapi, neşe ve tabii ki bol bol kahkaha… Bunların hiçbirini hayatımızdan eksik etmemeye çalışalım.

Feng Shui’de hareketli su objeleri de, salonlar gibi aktif alanlarda olumlu enerjiyi çekmek için çokça kullanılır. Hatta araştırmalar, balıklarla dolu akvaryumların, endişe, kan basıncı ve ağrıyı azaltmada ve bellek kapasitesini arttırmada olumlu etkilerini göstermiş. Bu küçük canlıların dünyası ile ilgilenmek, seyretmek bile bazen insana meditasyon gibi gelebilir. Denemekte yarar var.

Evini her gün havalandır, güneşi içeri davet et

Güneş en güçlü enerji kaynağıdır ve 5 Elemente hayat verir. Evimizi sadece aydınlatmakla kalmaz aynı zamanda sağlığımız, fiziksel ve ruhsal bedenimiz üzerinde de etkisi büyüktür. Güneş, uyku döngülerimizi, saç büyümemizi ve bağışıklık sistemimizi destekleyen inanılmaz bir kaynaktır. Sabah kalkıp da perdemizi açtığımızda gördüğümüz ışıl ışıl parlak güneşin ruhumuzu da nasıl ısıttığını ve coşkuyla doldurduğunu unutmamak lazım. O zaman “Let the sunshine in”…

Gerçek bitkiler kullan…

Bitkiler yaşam enerjisi ile doludur. Onlar büyüyüp gelişirken canlı, dinamik ve sağlıklı bir “Chi” yayarlar. Yaşamlarımıza da gelişme, canlılık, iyimserlik getirirler.  Yapılan bilimsel çalışmalar, ev bitkilerinin 24 saat içinde hava toksininin yüzde 87’sini kaldırabildiğini de ortaya koymakta. Bu işin bilimsel tarafı ama aynı zamanda onlarla ilgilenmek, bakımlarını yapmak, ruh halimize de iyi gelmiyor mu? Daha üretken, odaklı, yaratıcı ve daha az stresli olmak için en basit yollardan biri de doğayı evlerimizin içine taşımak… Eve geldiğimizde bizi ve misafirlerimizi karşılayacak bir buket çiçeğin bile olumlu etkisi tartışılmaz. Siz de baharın renklerini, kokularını mekânlarınıza taşıyıp ruhunuzda uyandırdığı coşkuyu hissetmeye başlayın.

21. yüzyılda, hem bireysel hem de küresel iyileşme için, artık doğal kaynakları kullanmanın, çok uzun yıllar boyunca yavaş yavaş uzaklaştığımız doğaya geri dönmenin önemini, daha fazla hissetmeye başladık. Baharın olumlu enerjisi ile işe en azından yaşam kozalarımız evlerimiz ile başlayalım. Mekânlarımızı yaşatmaya, ilgilenmeye, sevmeye, ihtiyaçlarını karşılamaya, dengeli tutmaya çalışalım ki; onlar da onlara verdiğimiz olumlu enerjiyi bize yansıtsınlar.

Kadim bilgiler değerlidir ve her daim geçerliliğini korur; aynı Feng Shui de olduğu gibi…

Hepimiz için, yeni başlangıçlarla dolu, büyüten geliştiren bir Bahar olsun…

Bahar Gücüyener Pardorokes: 1970 yılında İstanbul’da doğan Bahar Pardorokes Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinin ardından Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2012 senesine kadar çeşitli mimari ofislerde, yurt içi ve yurt dışı projelerde, daha sonra da kendi mimarlık şirketinde aktif olarak çalıştı. 2013 senesinden itibaren ise kişileri, yaşadıkları mekânlar ile uyumlayarak mekânları düzenleme fikri gelişmeye başladı… 2013 senesinden itibaren mesleki bilgisine, Feng Shui öğretisini eklemeye karar verdi. Önce IFSA (International Feng Shui Association) Türkiye temsilcisi Master Esra Koyuncu’nun eğitimlerini tamamladı. Daha sonra Grand Master Raymond Lo’dan Klasik Feng Shui, Çin Astrolojisi ve I Ching eğitimlerini alarak danışmanlık derecesi kazandı. Y. Mimar Banu Olcay Akkiprik ile beraber “madeinfengshui” şirketini kurdu. O günden beri, ev ve işyerlerine, profesyonel Feng Shui danışmanlık hizmeti vermeye devam ediyor, mekânları, sahipleriyle dengeli hale getirmeye çalışıyor. “Aynı Feng Shui uzmanı gibi mimarın da amacı yaşanılan mekânları iyi işlev görecek şekilde tasarlamak, her mekânda var olacak faaliyete uygun dekorasyon ve düzenleme sağlamaktır. Yaşadığımız mekânlarda, yaşam enerjisini yok saymamız mümkün değil. Bu enerjinin, mekân içinde mükemmel şekilde akması, içinde yaşayanlara da mutluluk sağlık, denge getirir. Bütün tarihsel süreçte ve şimdi günümüzde yine hepimiz, huzur ve mutluluk peşinde değil miyiz?”

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale