X

Havaların soğumasıyla ‘bağlanma sezonu’ başladı: Bu sezonda nelere dikkat etmelisiniz?

Kimilerinin “kelepçeleme dönemi” olarak adlandırdığı bağlanma sezonu, özellikle sonbahar ve kış aylarında artan romantik partner ihtiyacıyla ilgili bir kavram. Görünen o ki; hava koşullarının sert olduğu bu çetin dönemde, birilerine bağlanma ve ilişkiye başlama ihtimali de artıyor.

Yapılan bir çalışma, erkeklerin kış aylarında yaz aylarına kıyasla kadınları daha çekici bulduğunu, bunun muhtemel nedeninin de yaz aylarında daha fazla kadın vücudu görmeye alışmaları olduğunu gösteriyor. Kış aylarında daha az kadın vücudu gören erkekler, aynı dönemde birini çekici buldukları zaman daha sık ilişkiye başlama eğiliminde oluyor.

Bir diğer çalışma ise sezon değişikliklerinin, psikolojik ve duygusal birçok etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Örneğin; kültürel veya dini önemi olan tatil dönemleri ve bayramlar, biriyle birlikte olma gereksinimini sosyal bir fenomene dönüştürüyor. Bu veriler doğum oranlarıyla eşleştirildiğinde çiftlerin, sonbahar ve kış aylarında çocuk yapmaya daha yatkın olduğu da açıkça görülüyor.

Özetle, sırf kışın kendimizi savunmasız ve yalnız hissetmemiz bile bizi zor koşulları birlikte atlatacak bir partner aramaya itebiliyor. Çünkü soğuk havanın etkisiyle sarılacak ve temas edecek birini bulma gereksinimi iyice yükseliyor. Elbette, bu tür bir ilişkinin uzun süreli ve sağlıklı bir birlikteliğe dönüşmemesi için hiçbir sebep yok. Ancak aynı dönemde karşınıza çıkabilecek sağlıksız ilişkileri önlemek için duruma dikkatle yaklaşmak da oldukça önemli.

İşte bu dönemde kendinizi veya partnerinizi hayal kırıklığından korumanıza yardımcı olabilecek ipuçları:

İlişkiye başlamak için acele etmeyin

Havaların soğumasıyla birlikte daha çok insanın evlere kapanması, sokakların pırıltılı ışıklarla süslenmesi ve Sevgililer Günü gibi özel günlerin yaklaşması, bağlanma sezonunun en büyük riskleri arasında. Çünkü bu tür çevresel faktörler birçok kişinin, evin sıcak ortamında sadece birlikte film izleyecek birini bulmak istemesiyle sonuçlanabiliyor. Aceleyle karar verenlerse genellikle uyumsuz oldukları kişilerle bağ kuruyor ve mevsim kıştan yaza döndüğünde ilişkiden aynı hızla çıkmak istiyor.

Dolayısıyla ilişkiyi aceleye getirmek kişiye sadece vakit kaybettirmiyor, aynı zamanda kalıcı bağ kurma umutlarının tükenmesine yol açabiliyor. Bu nedenle, bu tehlikeli sezonda bir birlikteliğe adım atmadan önce hislerinizin arkasındaki gerçek motivasyonu irdelemek isteyebilirsiniz. Böylece istemediğiniz bir ilişkiye emek harcamaz ve wellness gibi size ömür boyu katkı sağlayacak aktivitelere odaklanabilirsiniz.

İşaretlerin farkında olun

Bağlanma sezonu denilince hiçbir şeyi tek taraflı yorumlamamak da önemli. Yani, siz her ne kadar ciddi olsanız bile karşı taraf sadece mevsimi geçirecek birini arıyor olabilir. Bu sezonun bir diğer tehlikesi, yeterli çabayla sıradan bir arkadaşlığı ilişki moduna geçirme hızıdır. Özellikle romantik ve potansiyel bir aday, sizi aniden tatil planlarına ya da aile yemeklerine eklemeye başladıysa işaretleri görmek isteyebilirsiniz. Benzer şekilde aniden hayatınıza girmeye çalışan eski bir bağlantı da geleneksel olarak birliktelik baskısının yüksek olduğu bu dönemde, sizi yedeklemeye çalıştığını gösteriyor olabilir.

Kısa ve uzun süreli beklentilerinizi belirleyin

Potansiyel bir partnerle iletişime geçerken kurulan ilişkiden beklentileri belirlemek oldukça mantıklı bir çözüm. Çünkü bu tür beklentiler ne kadar erken belirlenir ve karşı tarafla açık şekilde konuşulursa incinme oranı da o kadar düşüyor. Taraflardan birinin ilişkiye daha ciddi, diğerinin sıradan yaklaştığı durumlar çabucak fark ediliyor. Nihayetinde, olmayacak bir birlikteliğe boşa enerji ve zaman harcama riski ortadan kalkmış oluyor. Karşılıklı beklentilerin uyuşması halinde ise ilişki ister sıradan bir kaçamak, ister uzun süreli ve derin bağ arayışı temeline otursun, çok daha tatmin edici bir evrede ilerliyor.

Romantizm ihtiyacını kabullenin

Bazen, ilişki ve romantizm arayışı mevsime göre değişiyor gibi gelse de aslında çok daha uzun süreli bir geçmişe sahiptir. Aslında bu motivasyonun altında basit kişisel tercihler yatar. Örneğin, kimileri sadece belirli bir tatil dönemini yalnız geçirmemek için partner ararken diğerleri, daha derin bir bağın özlemini çekiyor olabilir. Sizin durumunuz bunlardan hangisiyse onun farkında olmanız bu bağlanma sezonunu çiziksiz atlatmanızı sağlayacaktır. Çünkü bu ihtiyaçları kabullendiğiniz sürece duygularınızı ifade etmekten ve olaylara gerçekçi şekilde bakmaktan çekinmezsiniz. Sonuç olarak, karşınızdaki kişiye karşı hissettiklerinizi daha iyi anlayabilir ve iletişim hattını açık tutarak duygusal sıkıntıları önleyebilirsiniz.

Sağlıklı sınırlar belirleyin

Sağlıklı sınırların ne olduğu kişiden kişiye değişen bir kavram ama ilişkinin kalıcılığı adına her koşulda gerekli. Çünkü kişisel beklentiler ve rahatlık seviyesi değişse bile her durumda sınırı aşan bazı şeylerin olduğu bir gerçek. Genellikle kısa süreli ilişkilerde hareket alanı daha esnek olurken, ciddi ilişkiye dönme potansiyeli olan birliktelikler daha katı bir etkileşimi tetikleyebiliyor. Bu tür ilişkilerde sosyal medya kullanımı, fiziksel temas ve arkadaş çevresine dahil olma gibi birçok ara evre de nispeten stresli bir ortamda gelişebiliyor.

Bu sorunlarla en iyi şekilde başa çıkma mekanizması, hem kişisel hem de ilişki boyutundaki sınırları henüz ilk baştan belirlemekten geçiyor. Eğer kendinizi rahatsız hissettiğiniz bir davranış biçimi veya sosyal rutin varsa, henüz bu durum alışkanlığa dönmeden önce duygularınızı ifade etmeniz en iyi çözüm olabilir. Böylece karşınızdaki kişinin sınırlarınıza saygı gösterip göstermediğini en erken evrede anlayabilir ve birlikteliği sağlıklı bir zemin üzerine kurabilirsiniz.

Kaynaklar: wellandgood, forbesi coveteur

İlginizi çekebilir: Sağlıklı bir ilişkide olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale