X

Bağımlı Birine Nasıl Yardım Edilir?

Bir arkadaşınız veya aile üyelerinizden biri bağımlılık sorunu yaşıyorsa bir süredir o kişiye nasıl yardım edebileceğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Öncelikle bağımlılıktan kurtulmanın kolay bir şey olmadığını kabul etmelisiniz. Bununla birlikte sevdikleri tarafından desteklenen kişilerin, yaşadıkları zorlukların üstesinden gelme ihtimallerinin daha kolay olduğunu unutmamalısınız.

Bağımlılıkların genel olarak başka bir sorunun sonucunda ortaya çıktığının farkında olmalısınız. Yani alkol ya da madde bağımlılığı olan bir kişinin öncelikle bu bağımlılığa neden olan sorunları çözmesi önemlidir. Yaşadığı sorunlar üzerine düşünmek ve konuşmak istemeyen ve bağımlılığı olan birinin arka planda daha ciddi sorunlar yaşıyor olması muhtemeldir.

Bu yazıda bağımlı birine yardım etmek için hangi stratejilere başvurabileceğinizi, yapmanız ve yapmamanız gerekenleri ve bu süreçte kendi psikolojik sağlığınızı korumak için neler yapabileceğinizi konuşabilirsiniz.

Bağımlı Birine Nasıl Davranmalı?

Bağımlı bir arkadaşınız ya da aile üyeniz varsa konuyla ilgili endişelerinizi sürekli dile getirmenize rağmen hiçbir değişiklik olmadığını fark etmiş olabilirsiniz. Sevdiğiniz bu kişiyle haftalar ve hatta aylar boyunca konuşmanıza ve ona defalarca şans vermiş olmanıza rağmen hiçbir sonuç alamamış olabilirsiniz.

Bağımlı birine karşı tutarlı ve olumlu bir mesaj belirlemeli ve bu mesajı geliştirip tekrarlamalısınız. “Seni önemsiyorum ve yardım almanı istiyorum” şeklinde cümleler kurun. Onu suçlamaktan, azarlamaktan ve onunla tartışmaktan kaçının. Karşınızdaki insanın yardıma ihtiyacı olduğunu unutmayın ve onunla konuşurken şu noktalara dikkat etmeyi unutmayın:

  • İkinizden biri alkol veya madde etkisi altındayken konuşmaya çalışmayın.
  • Kendinizi ve çevrenizdeki insanları fiziksel zararlardan koruyun.
  • Şiddet varsa polisi arayın.
  • Evinizi, ekonomik durumunuzu ve ilişkilerinizi koruyacak sınırlar koyun ve bu sınırları koruyun.

Bağımlı Birine Nasıl Yardım Edilir?

Bağımlı birine yardım etmeden önce kendi ruh sağlığınızı korumaya çalışmalısınız. Bağımlı biriyle arkadaşlık etmek ya da ilişki içerisinde olmak, oldukça stresli bir durumdur. Bu nedenle sizi zor bir sürecin beklediğini kabul edin ve gerektiğinde yardım almaktan çekinmeyin.

Bağımlı birine yardım eden kişilerin stres ile başa çıkma stratejilerini öğrenmeleri önemlidir. Bu stratejiler ile bağımlı olan arkadaşınıza veya aile üyenize yardım ederken karşılaştığınız stres faktörleri ile daha kolay başa çıkabilirsiniz. Bu nedenle derin nefes alma, meditasyon, bilinçli farkındalık, olumlu düşünme, yoga ve psikoterapi gibi uygulamalardan sizin için uygun olanlarını bulmalı ve stresinizi kontrol altına almalısınız.

Kendi ruh sağlığınızı ön plana koyduktan sonra bağımlı birine yardım etmek için aşağıdaki stratejilere başvurabilirsiniz:

1. Bağımlılık konusunda bilgi sahibi olun

Daha önce alkol ya da uyuşturucu bağımlılığı gibi bir sorununuz olmadıysa sevdiğiniz kişinin bu sorunla mücadelesini anlamakta zorlanabilirsiniz. Bağımlı kişiler normalden daha farklı davranışlar sergileyebilir. Bu nedenle öncelikle bağımlılığın bir seçim olmadığını anlamalısınız. Bağımlılık, kişinin beyin kimyasını değiştiren, günlük hayatını neredeyse her açıdan etkileyen, kişiyi hem psikolojik hem de fiziksel olarak zayıflatan bir durumdur. Bağımlılığı bir seçim ya da başarısızlık olarak görmemeniz, bu süreçte sizin de daha az yıpranmanıza yardımcı olabilir. Örneğin, “Beni sevseydi alkolü bırakırdı” gibi düşüncelere sahip olduğunuzda bağımlılığı çok fazla kişiselleştirebilirsiniz. Bunun yerine bağımlılığı bir hastalık olarak düşünmeli ve sorunla ilgili kalıcı değişiklikler yapmayı hedeflemelisiniz.

2. Kişiyi değil, sorunu hedef alın

Bağımlılığı olan kişiler hayal kırıklığı ve utanç dahil olmak üzere çeşitli duygular yaşıyor olabilir. Bu nedenle sevildiğini ve desteklendiğini bilse dahi duygularını ve deneyimlerini paylaşmıyor olabilir. Karşınızdaki kişi sizi inciten davranışlara ya da eylemlere sahip olsa dahi onu suçlamak yerine bilgilendirmeyi deneyebilirsiniz. Bağımlı birine empati ve şefkatle yaklaştığınızda iletişiminiz iki taraflı olarak daha iyi bir seviyeye gelebilir. Bağımlılığa dair çok fazla bilgi sahibi olduğunuzu düşünseniz dahi herkesin farklı bir süreçten geçtiğini kabul etmeli ve doğrudan bir konuda yardım teklif etmek yerine sevdiğiniz kişiyi desteklemek adına “Benim yapabileceğim bir şey var mı?” gibi sorular sormayı denemelisiniz.

3. Güven duygusu geliştirin

Sevdiğiniz kişi daha önce güveninize ihanet ettiyse aranızda tekrar bir güven duygusu oluşturmanız zor olabilir. Ancak güven oluşturmak, bağımlılığı olan kişinin değişmeyi düşünmesine yardımcı olmak açısından çok önemlidir.

Sevdiğiniz kişiyle aranızda güven oluşturmak için dikkat etmeniz gereken noktalardan bazıları şu şekildedir:

  • Eleştirmeyin ve ders vermeyin.
  • Bağırmayın ve abartılı tepkiler vermeyin.
  • Bağımlılık yaratan davranışlardan kaçının.

Herkesin bakış açısı farklı olduğu için siz yalnızca sevdiğiniz kişiye yardım etmeyi hedefleseniz dahi karşınızdaki kişi kendisini kontrol etmeye çalıştığınızı düşünebilir. Bu da bağımlılığın artmasına neden olabilir. Bu nedenle bakış açılarınızın farklı olabileceğini kabul etmeli ve stresinizi karşı tarafa çok fazla yansıtarak aranızdaki ilişkiyi zedelememelisiniz.

4. Küçümseyici davranışlardan kaçının

Bağımlılık sonucu sergilenen davranışlar nedeniyle karşınızdakine kızmanız normaldir. Ancak bağımlı birini hatalarından dolayı sürekli azarlamak, durumun daha da kötü hale gelmesine neden olabilir. Alkol ve uyuşturucu gibi maddeler, kişinin muhakeme yeteneğinin bozulmasına neden olarak mantıksız davranmasına yol açabilir. Bu nedenle karşınızdaki kişiyi bağımlılığı nedeniyle yargılamaktan kaçının ve ona karşı kullandığınız dile dikkat edin.

5. Sorunu görmezden gelmeyin

Hiç kimse sevdiği kişinin bağımlı olduğunu görmek istemez. Bu nedenle arkadaşınız, aile üyeniz veya sevgiliniz bağımlılık geliştirirse bunu inkar etmek için her şeyi yapmanız mümkündür. Bağımlılık belirtilerini görmezden gelebilir, bahaneler uydurabilir veya bağımlılığı küçümseyebilirsiniz. Veya ne yapacağınızı bilmediğiniz için bağımlılığı inkar edebilirsiniz. Ancak bağımlılığı olan kişiye karşı açık olmanız, kişinin tedavi için gerekli adımları atmasına önayak olabilir.

6. Bağımlılığı bırakmaya zorlamayın

Bağımlılık söz konusu olduğunda kişiyi zorlamak çoğu zaman işe yaramaz. Çünkü zorlamak yalnızca kısa süreli bir çözümdür. Bağımlılıktan uzun vadede kurtulmak için kişinin gerçekten motive olması önemlidir. Bağımlı kişinin davranışlarını kontrol etmeye çalışmamalısınız. Karşınızdakinin rehabilitasyon merkezine gitmesini istemeniz, aranızın daha da açılmasına neden olacaktır. Değişim isteyenin bağımlının kendisi olması gerektiğini unutmamalısınız.

7. Pes etmeyin

Sevdiğiniz kişi bağımlılığı için yardım almayı reddederse ya da bağımlılığından kurtulduktan sonra bağımlılığı tekrar başlarsa hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Ancak pes etmeyin. Bağımlılık, kişinin gerçek kişiliğini maskeliyor olabilir. Buna rağmen kişinin iyileşmesi ve ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi mümkün olabilir. Umudunuzu kaybetmemeniz, sevdiğiniz kişinin değişmesi için çok önemlidir. Bağımlılıktan kurtulmanın zor olduğunu, ancak imkansız olmadığını unutmayın. Bağımlılık, tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bu nedenle bağımlılıktan kurtulma sürecinde sevdiğiniz kişiye ilham vermeli ve onu hiçbir şeyin imkansız olmadığı yönünde motive etmelisiniz.

İlginizi çekebilir: Dr. Gabor Mate’ye göre ergenlik çağında bağımlılığın nedenleriDr. Gabor Mate’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale