X

Ayurveda’ya göre bedenimizi dengelemek için beslenmenin önemi

Antik şifa sistemi Ayurveda, her bireyin kendini iyileştirme gücü olduğuna inanır ve bize bu yönde rehberlik yapar. Bu rehberlik multi-disipliner bir yapıya sahiptir. Her bir disiplin kendi içinde, hem kendi başına iyileştirme gücüne sahiptir, hem de diğer disiplinlerle bütünseldir. Bu disiplinlerden nefesi geçen hafta anlattıktan sonra bu hafta kendi içinde kocaman bir dünyası olan Ayurveda’ya göre beslenmeden bahsedeceğiz.

Besinlerin de iki grup halinde 6 tane gunası bulunmakta.

Ayurveda’ya göre, bireyin sağlıklı bir hayat sürebilmesi için sağlam ve istikrarlı bir beslenme rutininin sürmesi esastır. Beslenme nefesin aksine her beden tipine göre farklılık göstermektedir. Tabii ki yine merkezinde benzerlikler ve zıtlıklar ilkesini alarak… Böyle bakınca aslında çok kolay, kendi beden tipinizdeki dosha oranlarını biliyorsanız, benzer ya da zıt özelliklerdeki yiyecekleri yiyerek dengelenmeyi sağlayabilirsiniz.

İşte tam bu noktada besinlerin tatları, gunaları, etkileri devreye giriyor ki bu temel ilkeyi doğru olarak uygulayabilelim. Ayurveda hepimizin bildiği acı, tatlı, ekşi, tuzlu tatların yanına, buruk, mayhoş ya da kekremsi ve keskin tatları ekleyerek 6 tür tat olduğunu söylemektedir. Buruk, mayhoş ya da kekremsi tatlara nar, nohut, bezelye, bamya, ceviz, bazen yoğurt, keçi sütünü örnek olarak verebiliriz. Bu tatlar birçok meyvede ve sebzede olgunlaşma durumuna göre bulunmaktadır. Mesela olgunlaşmamış muz ve elma buruk bir tada sahipken, börülce ve kereviz de mayhoş ya da tatlı olabilir.

Keskin tatlara bakacak olursak; roka, kinoa, çemen, soğan, patlıcan, turp ve kahveyi sayabiliriz. Bu tatları kendimize acı olarak kodlamış olabiliriz ama acı tatlar karabiber, kırmızı biber gibi tam olarak acı, yakıcı tatlardır. Hatırlarsanız elementlerin 20 farklı gunası vardı ve bunlar kendi içinde iki farklı gruba ayrılmıştı. Besinlerin de iki grup halinde 6 tane gunası bulunmakta:

1. Grup: ısıtıcı, kuru, hafif

2. Grup: serinletici, nemli/yağlı, ağır

Ayurveda hepimizin bildiği acı, tatlı, ekşi, tuzlu tatların yanına, buruk, mayhoş ya da kekremsi ve keskin tatları ekleyerek 6 tür tat olduğunu söylemektedir.

Bu özelliklere sahip besinlere örnekler verelim:

  • Isıtıcı besinler: baharatlar, ekşi meyveler, turp, sarımsak gibi tadı keskin ve acı sebzeler, kuzu ve dana eti.
  • Serinleticiler: kavun, karpuz, tatlı portakal ve mandalina, süt, peynir, yoğurt, salatalık, marul gibi su değeri yüksek meyve ve sebzeler.
  • Kuru besinler: nohut, fasulye, mercimek gibi baklagilleri, buğday, mısır, bulgur, pirinç gibi tahılları, kuru meyveleri sayabiliriz.
  • Nemli / yağlı yiyecekler: süt ürünleri, yağlar, kuru yemişler, salatalık, bamya, domates gibi sulu sebzeler, şeftali, karpuz, kavun, portakal gibi sulu meyvelerdir.
  • Hafif yiyecekler: elma, mısır, filizler.
  • Ağır yiyecekler: et, baklagiller.

Bu özellikler aynı zamanda yiyeceklerin beden üzerindeki etkilerini ifade eder. Yani ısıtıcı besinler bedendeki ısıyı arttırıcı özelliğe sahiptir, bedeninizde soğuma varsa tercih edilmelidir. Serinletici besinleri ise beden ısınız yüksekse tercih etmelisiniz. Eğer sindirim sisteminizde sorun varsa, zor çalışıyorsa nemli ve yağlı besinlerle sindirim sisteminizi dengeleyebilirsiniz. Beslenme seçiminde sadece beden tipinin özellikleriyle besinlerin nitelikleri ve tatlarını bilmek yetmez. Bedeninizin biyolojik ritmini, fizyolojisini bilmek, mevsim özelliklerini de göz önüne almak gerekir.

Beslenme seçiminde sadece beden tipinin özellikleriyle besinlerin nitelikleri ve tatlarını bilmek yetmez.

Özellikle dört mevsimi yaşayan ülkemizde mevsimlere göre beslenmeye, beden tipi özelliklerine göre bakalım:

Şu anda kış mevsimindeyiz henüz çok sert bir kışla karşılaşmamış olsak da kışın mevsimi Vata mevsimidir, yani Vata’mız yükselir. Bedenimizin kışın enerjiye daha fazla ihtiyacı olduğu için ağır, sıcak ve nemli besinlere ihtiyaç duyar. İlkbaharın gelmesiyle birlikte üzerimizdeki yağlanmayı, ağırlığı atmak isteriz bu nedenle Kapha azaltıcı, yeşil odaklı, yağsız yiyecekleri tercih ederiz. Zaten doğada bize kök ve yeşil sebzeleri, hafif meyveleri ilkbaharda cömertçe sunar. Yazın gelmesiyle birlikte bedenimizde Pitta etkili olmaya başlar. Pitta sıcak, hafif ve yağlı özelliklere sahip olduğu için serin, ağır ve kuru besinlere ihtiyaç duyarız. Yani ızgara, mangal sezonunu açar yanına yeşil salatamızı yapar, üzerine de tatlı niyetine kavun karpuzumuzu keyifle yeriz. Sonbahar rüzgarların ve soğumanın başladığı mevsim olduğu için Vata özelliklerine sahiptir.

Aslında bedenimizin ihtiyaç duyduğu her besini doğa ihtiyaç duyduğumuz zaman vererek bize kolaylık sağlamıştır. Ama artık gelişen teknoloji ve globalleşen dünya ile birlikte her istediğimizi istediğimiz zaman bulabiliyoruz. Durum böyle olunca da tek yapmamız gereken bedenimizi dinlemek, onun ritmine ve fizyolojisine uygun beslenme şeklini benimsemek kalıyor.

Beslenme tabii ki uzmanları tarafından daha derin anlatılacak bir konu. Ben burada sadece Ayurveda, bize beslenme konusunda hangi ipuçlarını veriyorsa onları size aktarıyorum. Eğer Ayurvedik bir detoks programı uygulamak isterseniz konusunda uzman kişilerden destek almanızı öneririz. Haftaya beden tiplerine göre beslenme çeşitliliğiyle bir araya gelene kadar dengede ve mutlu kalın.

 

İlginizi çekebilir: Ayurveda’ya göre beden tipiniz ve bilmeniz gereken özellikleriniz

Yazarın tüm yazıları için tıklayın.

Müge Murat: Tüm hikâye her beyaz yakalı gibi “İstanbul’dan gitmek istiyorum” ile başladı. Nereye giderimden önce “gitsem ne yaparım?” endişesi ile etrafı dinlemeye ve araştırmaya başladım. Ayurveda ile bu süreçte bir tanıştım. Hindistan’da bir bilim olması ve beden terapiyi derinleştirmesi nedeni ile dikkatimi çekti. 10 yıldır reiki yapıyorum, 2 yıldır ise yoga. Yoga ile tanıştıktan sonra enerjimin yükselmesinden güç alarak beden terapi üzerine uzmanlaşmaya karar verdim. Maya Akademi’de Türkiye Beden Terapi Derneği başkanı Ayla Örsan’dan anatomi, fizyoloji ve uygulama içeren dersleri aldım ve mezun oldum. Uluslararası 608 sertifikasına sahibim. Üç senedir temmuz ve ağustos aylarında Ayurveda öğrenmek için Hindistan'a gidiyorum. Kuzey ve güneyi olmak üzere 17 farklı şehirde Ayurveda’yı deneyimledim. Puşkar bölgesinde özel bir terapi merkezinde “Beden Terapi”, Kochi’de yağların ısıtılması ve dinlendirilmesi eğitimi ve sertifikası aldım. Kerala bölgesinde özel bir doktor ile beden tipi testleri ve hesaplamalarını çalışarak Ayurveda eğitimimi tamamladım. Geçen sene Bangalore’da özel bir Ayurvedik merkezde pançakarma (detox) programını deneyimledim. Hindistan’dan getirdiğim kitaplar ve yayınlardan Ayurveda bilgimi derinleştirmeye devam ediyorum. Tüm bunların yeterli gelmeyeceğini düşünerek anatomi ve fizyoloji bilgimi derinleştirmek için 2. üniversite olarak Tıbbi Dokümantasyon Yönetimini bitirdim. Ayurveda’nın bir alanı olan beden terapiyi Türkiye’de konumlandırmak ile ilgili sporcular ve beyaz yakalılar ile çalışmalar yapıyordum. Şu anda pandemi nedeni ile odağımı biraz daha okumaya ve araştırmaya ayırdım. Bu dönemde Kemal Hamamcıoğlu ve Özen Yula’da yazarlık ve hikâye yazarlığı eğitimleri aldım. Hem Ayurveda’yı hem de yazmayı seviyorum, bu nedenle de Ayurveda deneyimlerimi ve bana kattıklarınızı sizlerle paylaşıyorum. Bunların dışında bir de profesyonel iş hayatım var. Halen DRD Filo Kiralama şirketinde Kurumsal İletişim Yöneticisi olarak çalışıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale