X

Asla tüketmemeniz gereken gıda katkı maddeleri

Yediğimiz gıdalara raf ömürlerini uzatmak, görünümlerini geliştirmek ya da tadlarını arttırmak için yüzyıllardır gıda katkı maddeleri ekleniyor. Peki bu katkı maddelerinin yediklerimize gerçekten bir faydası var mı? Gıda katkı maddelerinin kullanım amacı genellikle işlenme, paketleme ve depolamayı kolaylaştırmak olarak ifade edilebilir. Ancak marketten aldığımız pakette bir ürünün içinde hangi katkı maddesinin olduğunu nasıl bilebiliriz?
İşlenmiş gıdaların sağlığımız için zararlı olduğu, artık hepimizce bilinen bir gerçek. Bu gıdalar yapay kimyasallarla destekleniyor ve genellikle paketlerin üzerinde çok küçük fontlarla, farklı farklı isimlerde yer aldıkları için bunları tanımak oldukça güçleşiyor. Öte yandan sözü geçen bu kimyasal katkı maddeleri bitkisel kaynaklardan üretildiğinde bile zararlı olabiliyor.
Gelinen noktada gıda katkı maddelerinin modern beslenme düzeninde yaygın olarak kullanıldığını söyleyebiliriz. Yukarıda bu maddelerin yiyeceklerimize gerçekten bir katkısı olup olmadığını sormuştuk. Bu sorunun cevabı genellikle olumsuz. Bu yüzden yazının devamında asla tüketmemeniz gereken gıda katkı maddelerini sıraladık:

Kızarmış yiyeceklerde bulunan trans yağ gibi zararlı maddeler kolesterolden kalp krizi riskine kadar birçok hastalığa davetiye çıkarıyor.

İlginizi çekebilir: İşlenmiş yiyeceklerden kaçış: Tam gıda endüstrisi

Nitritler:

Sosis, jambon, tütsülenmiş balık gibi işlenmiş et ürünlerinde bulunan nitritler, aslında bir renk düzenleyici. Yani eski ve bayat etlere canlı ve taze bir görünüm kazandırmak için kullanılıyor. Karaciğer ve pankreas başta olmak üzere iç organlara fazlaca zararı olan bu madde, aynı zamanda bir kanserojen ve sindirim sistemine de ciddi zararlar verebiliyor.

Yapay tatlandırıcılar

Diyet ve şekersiz ürünlerde kullanılan aspartam maddesi, nörotoksin ve kanserojen özellikler taşıyor. Kısa süreli hafızaya ve zekaya zarar veren bu yapay tatlandırıcı beyin tümörü, diyabet, Parkinson, Alzheimer, kronik yorgunluk, depresyon, kaygı, baş ağrısı, migren ve daha birçok hastalığa neden oluyor. Nispeten daha yeni olan asesülfam ise henüz yeterince test edilmiş değil; ancak unlu mamüllerde ve sakızlarda kullanılan bu tatlandırıcının da böbrek tümörüne neden olduğu ifade ediliyor.

İlginizi çekebilir: Lifli gıdalarla beslenmenin 4 önemli faydası

Sülfüt

Genellikle şarap yapımında, şarabın uzun yıllar bozulmadan kalabilmesi için kullanılan sülfüt, genellikle zararsız olarak düşünülse de her 100 kişiden birinin sülfüt hassasiyetinin olduğu biliniyor. Sülfüt hassasiyeti olanlarda baş ağrısı, nefes alma zorlukları gibi rahatsızlıklar gözlemleniyor. Bazı vakalarda sülfüt, nefes yolunu kapatarak ölüme dahi neden olabiliyor. Sülfüt, şarap dışında kuru meyvelerde de kullanılıyor.

Yapay renklendiriciler

Araştırmalar asitli içeceklerde, meyve sularında ve salata soslarında kullanılan yapay renklendiricilerin çocuklarda davranış bozukluklarına ve zeka seviyelerinin düşmesine neden olabildiğini gösteriyor. Hayvanlarda yapılan araştırmalarsa yapay renklendiricileri kanser hastalığıyla ilişkilendiriyor.

Trans yağ

Yiyeceklerin raf ömrünü uzatması için kullanılan trans yağ, tüketilebilecek en tehlikeli maddeler arasında yer alıyor. Kızarmış yiyeceklerde ve margarin ya da kısmen bitkisel yağ içeren işlenmiş gıdalarda bulunan bu katkı maddesinin kolesterol, kalp krizi ve felç riskini arttırdığı biliniyor.

Potasyum Bromat

Un ve ekmekte hacmi arttırması için kullanılan potasyum bromat, hayvanlarda kansere yol açıyor. Ekmekte çok az miktarda bulunması bile insan sağlığı açısından ciddi sorunlara sebep olabiliyor.

Mısır şurubu

İşlenmiş ürünlerin hemen hepsinde bulunan bu rafine tatlandırıcı; kolesterol ve diyabet gibi hastalıklara davetiye çıkarıyor. Ayrıca hızlı kilo alımına neden olan mısır şurubu işlenmiş gıdalar, ekmek, şeker, tatlı yoğurtlar, salata sosları ve kahvaltılık gevreklerde bulunuyor.

İlginizi çekebilir: Mutfağınızda organik gıdalara yer açmak için 5 geçerli sebep

Kaynak:
foodnetwork.com
hungryforchange.tv
foodmatters.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale