X

Aşk “sınırsızlığı” sever

Benim için normal hayatta yaşadığımız “sınırlılık” düşüncesinden esinlenmek, bir de bunu aşk halimize koymak oldukça zor, fakat gerçekten hepimizin bu konuda biraz daha derinlemesine değerlendirme yapmamız gerektiğini hissediyorum.

“Nereden bu hisse kapıldın” sorusunu duyar gibiyim, bunun için cevabım yaptığım gözlemler diyebilirim, kendi ilişkilerim diyebilirim veya sadece bugün ilişki (ben genelde ilişki sözünü kullanmayı sevmiyorum aşk daha hoş bir ifade oluyor) “günümüzde yaşanan aşk (!)” olmaları gelin hep birlikte sınırları ile inceleyelim. Bakalım bizler o muhteşem aşkımızı nasıl ve neler ile sınırlamaktayız? Bir aşk, sınırları ile birlikte mi gelmektedir hayatımıza, aşkın yarattığı sınırları aşmak mümkün müdür, aşkta sınır var mıdır, var ise bu sınırları kimler yapar kimler yıkar?

Aşk sınırsızlığı sever mi?

Öncelikle “sınır” kelimesinin anlamına bakmamız gerekir, sınırın olması veya olmaması durumunu tartışabilmemiz için. Sınır, kelime anlamı ile; komşu olanları “ayıran” çizgi, iki farklı kavramı “belirleyen” olarak tanımlanmıştır. Bir ayrım, bir çizgi, bir “sınır” çizmek demektir. Şimdi aşktan bağımsız olarak örneklerle başlayabiliriz, hayatımızda öncelikle kendi kendimize çizdiğimiz o “sınırlılık” hallerimiz nelerdir; hangi noktadan daha ileri gidemeyeceğimizi düşünürüz?

Örneğin bir dağdan paraşütsüz atlamak mı sınırdır bizler için, veya ne bizi çok utandırır açık açık duygularımızı ifade etmemiz mi, veya tek başıma Çin’e gidemem demekte miyiz, o macera benim için çok fazla kaybolurum, korkarım, benim sınırım budur diye mi geçiriyoruz içimizden? İşte bunun gibi belki farkında olmadığımız o kadar çok “sınırlılık” halimiz vardır ki; tüm bu sınırlar (evet dış etkenlerin de etkisi mutlaka yadsınamaz) yine “ben” kavramından kaynalanmaktadır.

İlişkilerimizi nasıl sınırlıyoruz?

Şimdi bunca “kendi kendine” sınırlılık hali üzerine muhteşem kompleksliği ile hayatımıza giriveren aşkı ekliyoruz. Hep birlikte bakacağız, hayatımıza aşk geldiğinde kendi sınırlılıklarımız ve diğer kişinin o can-ım aşkımızın sınırlıklıklarına neler yapıyoruz ve birlikte nasıl bir sınırlılık kavramı yaratıyoruz?

İlk olarak sınırlılığı tetikleyen en büyük etken yine kendimizce koyduğumuz “sahip olmak” yani sınır kavramının tanımından gelen “sınırlarını belirlemek” olduğunu görmekteyiz. Etrafımızda şöyle çiftler ile oldukça sık karşılaşırız; “o bensiz bir yere gidemez”, açıkça “neden” diye sorabilir misiniz (benim içimden geçer fakat nezaket kuralları içerisinde çok yakın arkadaşlarım değil ise tercih etmem)? Gelin birlikte soralım neden bir insanın “aşk” içerisinde olması, o aşk olmadan bir yere gidemiyor olması “sınırlılığını” getirmektedir?

Bu insanın bir yere gitme tercihi “aşk” halinde olması ile sınırlandırılabilir mi? Veya şöyle örnekler de görebilmekteyiz; “o gelemediği için ben de yıllardır düşlediğim X seyahatini yapmayacağım veya Y aktivitesinden vazgeçeceğim”. Bu ifadeleri söyleyen bir kişinin içindeki “aşk” kavramı, hayatına ne vermektedir? Ben sizler için hemen cevap vereyim, “aşk” der adamın kalbi; hayatıma koyulan “sınırlılık” bilincidir, artık yapamayacağım aktiviteler, vazgeçmek zorunda olduğum zevkler ve tabi ki “sahip olunma” hali, evet işte döner dolaşır konumuz yine aşk ile “sahipli” haline varıverir…

Örneklerimiz konumuz aşk olunca tabi ki bu kadar ile bitmemektedir. Aşk hali öyle kolay bir hal değildir, bir kere kendi sınırlarımız ile savaşmaktayızdır. Aşk olduğunda kendi sınırlarımızı geçeriz çünkü artık savaşılacak o diğerinin sınırlılığı vardır, onu çizmek, onun sınırlarını belirlemek vardır, onu “sınırlar” ardına hapsetmek de vardır. Aşk olmuştur bir kere, “bize” aittir, söz hakkı yoktur, bazı şeylerden feragat etmesi gerekir, örneğin kendi zevklerinden, onu hayata bağlayan şeylerden veya onu yaşıyor hissettiren anda olmasını sağlayabilen tüm akışlardan değil mi?

Bir de tam tersinden düşünelim, ya bizler “aşk” olduğumuzda kendi kendimize sınırlarımızı arttırıyorsak?

Samimiyetle kendimden örnek vermem gerekirse, deliler gibi aşık olduğum adamın hayatımdaki varlığı hem çok güzeldi hem de yıllar içerisinde çok sevdiğim aktivitelerden vazgeçmemi, belki çok sevdiğim arkadaşlarım için daha az vakit ayırabilmemi, belki arkadaşlarım ve aşk arasında tercihler yapmamı da gerektirmişti… İşte son geldiğim noktada ise ben kendim için o kadar çok sınır koymuştum ki, o sınırları neden koyduğumu, bu sınırlarla neden ve nasıl yaşayabiliyor olduğumu, bu sınırların “neden” hayatımda olduğunu “sorgulayabilmeyi” bile unutmuştum… Ve işte ben her ne kadar “yaşayabiliyorum” gibi hissetsem de en sonunda benim o delilik olan aşkım bu sınırlar içerisinde yaşayamamıştı…

Tüm bu sınırlılıklara aşk halimizde iki kişinin bir olmasının yarattığı sınırlılık halimiz de ekleniverir. Bu çift olmak sanatından kaynaklanan sınırlılıktır.

Şunu duyarız sık sık; “ben artık tek başıma X yapmıyorum, Y yemiyorum”. Bu, hayatını iki kişi olarak yani bir aşk içerisinde idame ettirmenin getirdiği “anlaşılmadan” günlük hayatımız da dahil olmak üzere hayata bakış açımızı da etkileyen çok önemli bir değişkendir. Sonunda ne olur hepimiz çok iyi biliyoruz. O muhteşem aşkımızın tüm çekiciliği kaybolur, bizler “o kişi hakkında her şeyi bildiğimize” inanmaya başlarız, çünkü o kişi bizden bağımsız bir tecrübe yaşamamaktadır, aşk ile çizilmiş sınırları kendi kendini beslemesini, kendi kendine tiyatroya gitmesini, bir arkadaşı ile buluşmasını, kendi kendine tatile çıkmasını, ve tek başına yürüyüş bile yapmasını engellemektedir değil mi, çünkü bu aktivitelerin tümü aşk ile yapılınca güzel olmaktadır. Fakat aynı akış altı ay sonra, bir yıl sonra, üç yıl sonra o kaçınılmaz sonu da yanında getirir; iki kişinin bitmeyen sınırları ile çizilmiş aynılık hali, bir olmak, birbirinden farklı olamamak, en önemlisi de kendini unutup gidivermek…

Bu yüzden aşkta sınırsızlık önemlidir; o aşk ki sizinle buluşması muhteşem bir çarpışmaya benzemelidir. Atomların birbiriyle çarpıştığında ortaya çıkan muazzam büyüklükteki enerjisi gibidir adeta, bu enerjide bir sınır yoktur, daha çok “sınırların” belirsizleşmesi vardır. Aşk işte nasıl bu enerji o ortamdaki en küçük parçacığı bile dönüştürmeye yetiyorsa sizi de dönüştürmelidir, sınırsızlaştırmalıdır.

Hayata “ben X’i yapamam, Y’den vazgeçiyorum” cümleleri ile bakmak yerine, “muhteşem bir cesaret” enerjisi adeta damarlarınızdan zerk edilmiş gibi hissettirmelidir. Ben “daha önce başarabileceğimi bile düşünemediğin X’i yaparım, bu aşk ile hayatımda hep korktuğum Y’yi yapmak cesaretini buldum” cümlelerine döndürmelidir. Aşk dalga dalga muhteşem güzellikte bir enerji olarak işte böyle en kuytuda kalmış hücrenize kadar “ben buradayım” ve “senin için buradayım” diye hissettirmelidir.

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sizler hayatınızdaki “aşk” algınıza ya da hayatınızdaki “aşk” varlığınıza bir kez daha sınırsızlıklar gözünden bakın. Bu aşk sizi ve sınırlarınızı yerle bir etmek üzere mi hayatınızda tezahür etmektedir. Aşk dediğinizde o muhteşem kimya enerji cesaret hissi damarlarınızdan adeta fışkırmakta mıdır, yoksa aklınıza gelen ilk şey; “ben o olmadan X yapamam, Y olamam” algısı mıdır?

İşte bu yüzden aşk “sınırsızlığı” sever. Sınırlarınızı geçer gidersiniz, sizi dönüştürür, her gördüğünüz anda o atomların çarpışmasını yaşatır, damarlarınızdan sonsuz bir enerjinin içinize doğru yayıldığını bilirsiniz ve böylece “aşk” gerçekten aşk ise dünya üzerinde hiçbir sınırınızın kalmadığını sonuna kadar hissedersiniz…

En güzel aşkların sizleri bulması dileklerimle…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale