X

Aşk bilinmeyeni sever: “Ben her zaman sana aşıktım”

Bir ağaç bir kuşa nerelisin diye sormaz, yalnızca şarkısına eşlik eder.” Halil Cibran

Aşk bu, bilinmeyeni sever. Oysaki hayatımızın her alanında olduğu gibi her şeyi kesin ve dikkatlice bilmek isteriz. Elimizde deliller olsun isteriz. Bir sebep sonuç ilişkisi içinde olsun tüm olanlar. Olanlar kadar olmayanlar da… Sanki aşk böyle tanımlanabilirmiş gibi “anlamaya” çalışırız ısrarla. “Aramıyorsa mutlaka bir sebebi vardır”, “Benden hoşlanıyor mudur?”, “Şimdi buraya davet etsem olur mu?”, “Şunu yapsam mutlu olur mu?”, “Böyle söylersem ne düşünür?”.

Daha biz bu sorularımıza cevap bile bulamadan sonsuzluğunda kayboluruz. O çok bilinmeyenli bir denklem gibidir. Bir kere biz kendi tarafımızı bilirmiş gibi bir de diğer tarafın nasıllarına, nedenlerine veya nasıl olacaklarına cevaplar bulmaya çalışırız.

Aşk bu, bilinmeyeni sever. Oysaki hayatımızın her alanında olduğu gibi her şeyi kesin ve dikkatlice bilmek isteriz.

O bitmeyen “varsayımlarımız” vardır sonra… Örneğin, eğer bir yemek daveti almıyorsak, varsayalım ki hayatında başka biri vardır. Örneğin eğer bir yerde buluşmaya geç kalıyorsa, varsayalım ki yeteri kadar özen göstermiyordur sevgimize değil mi? Örneğin varsayalım ki “tam olarak” bizim istediğimiz şekilde davranmıyorsa, o zaman varsayalım ki bize layık değildir, bu ilişki zaten başlamadan bitecektir, başka ne beklemekteydik ki?

İşte ben bu yazımda sizinle aşktan önce, aşkı bilmeye fakat diğer yandan aşkın bilinmezliklerine yani iki çelişkinin hangi güzellikte bir arada olduğuna bakalım istiyorum. Bilinmezleri kadar bilinenleriyle de biraz aşktan konuşalım. O hiç kabul edemediğimiz bilinmeyenleri bir kabul edelim, belki bunun bir yolu vardır. Diğer yandan o aşk olan, henüz gelmeden sanki yıllardır onu aramışız gibi, o gerçek aşk ancak onunla ve yalnızca onunla gelecekmiş ve bunu hep “bilmişiz” gibi olduğumuzu da inceleyelim… Bizi neyin bu noktalara kadar taşıyabildiğine bir bakalım…

Aşkı bilmeye fakat diğer yandan aşkın bilinmezliklerine yani iki çelişkinin hangi güzellikte bir arada olduğuna bakalım…

Peki, neden aşkta bu kadar çok açıklamaya ihtiyaç duyarız bunu düşündük mü hiç? Neden karşımızdakinin her hareketi, her özelliği kendi “beynimizin” ve o küçük dünyamızın içinde bir karşılığa sahip olmalıdır? Neden bizce meydana gelenler, o belirsizliklerin, akışın, hayatın olduğu gibi aşkın öylece gerçekleştiği gibi kalmasına engeldir?

Çünkü aşkta güven aramaya başlarız, bu aşkı dönüştürür, bu aşkı ortadan kaldırır da götürür… Oysa aşk belirlenmek istemeyendir, sınırlarla tanımlanmaya ihtiyacı olmayan, başına sonuna “resmi” noktalar koyup da, işte bu an “sıfır” noktası diyemeyeceğinizdir… Bir başvuruyla elde edemeyeceğinizdir. O sadece olması gerektiği anda “oluveren”dir. Anlamanız, yorumlamanız veya eleştirmeniz gerekmeyendir. Kalbinize bakmanız yeterlidir…

Ama bizler bu noktada asla kalamayız, her zaman tüm detayları açıklamamız gerekir değil mi? Hele ki bazen kaybedemem bilinciyle veya o da beni seviyor mu sorusuna alacağımız cevabın korkusuyla ya kaçarız ya da o kadar çok sorgularız ki geriye ne aşk kalır ne de meşk…

Aşkta bilinmezler öyle güzeldir ki bir gül bahçesinin çeşitleri gibidir. Kocaman bir gezegene yeni ayak bastığımızı hayal edelim. İşte aşk bu kocaman gezegendir, belki yıllar alacaktır keşfi, öyle gizli bilinmezleri vardır ki ama biz daha oraya yolculuktayken bile bu aşk olanın bilincindeyizdir… İsmini bilmeden yüzünü görmeden ama o “çok büyük” bir cisme yaklaşır gibi oraya çekiliriz… Yörüngenin etkisidir biz hızlandıkça bizi daha da kendine çeker…

Aşkta bilinmezler öyle güzeldir ki bir gül bahçesinin çeşitleri gibidir…

Fakat bu kadarıyla bitmez hikayemiz. Evet, bir iniş yaptıktan sonra bilinmezle karşılaşırız. Kimilerimiz hoşlanmaz bu bilinmezden hemen haritalar oluşturur, rotalarını belirler bir şekle sokmaya çalışır ve hatta yepyeni gezegenin doğasını bile değiştirir. Kabul edemez onu olduğu güzelliğince…

Kimilerimiz daha temkinlidir, gezegene iniş yapar ama dışarıya adım atmaz, belki uzun zaman boyunca o uzay mekiğinin içinde oturur. Öylece beklerler, bazen bir ömür, bazen yıllar ve yıllar geçer, onlar “cesaret edeceğim bir gün” diye beklerken… Aşk nerede, nasıl bilinmez ama en azından bilinmezlikleriyle yaşamak vardır…

Kimilerimiz de indiği toprakları bir zümrüt gibi değerli görür. Çarpılır adeta. Bilir bu topraklar onun muhteşem serüveni olacaktır. Asla değiştirmek istemez, onları olduğunca sever, rengiyle, oluşuyla, bulunduğu haliyle… Hiç içinden gelmez değiştirmek, sınırlamak, tanımlamak, nasıl neden anlamaya çalışmak, sınıflandırmak, yeniden şekillendirmek… Sadece eşlik eder o gezegenin muhteşemliğine. Büyülenir her bilinmeyene dokunduğunda bu büyüyle yeniden efsunlanır…

Kimilerimiz indiği toprakları bir zümrüt gibi değerli görür. Bilir bu topraklar onun muhteşem serüveni olacaktır. Asla değiştirmek istemez, onları olduğunca sever, rengiyle, oluşuyla, bulunduğu haliyle…

İşte aşk bu yüzden bilinmeyeni sever. Dokunulmayanı, değiştirilmeyeni, olduğu gibi, muhteşem bilinmezliğinde, kendi kendine olabileni… Olmadığı bir şekilde oldurulmak için, sığ bir anlayışla nasılı nedeni açıklamaya çalışmadığını sever aşk… Bilir ki vardır, bilir ki o aşktır… Başka söze ne gerek vardır ne de hacet…

İşte bu yüzden aşk bilinmeyeni, henüz o daha gelmeden bile onun geleceğine emin olarak bilinmeyeni bileni sever… Bu yazım henüz aşk olmadan önce aşk “olduklarımıza” ve “ben her zaman sana aşıktım” diyebildiklerimize…

Kalben’in güzel sesiyle “Ben Her Zaman Sana Aşıktım”:

 

İlginizi çekebilir: Güven alanımızdan çıktığımız o an: Korkmadan sevdiğini söyleyebilmek

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale