X

Aşırı yemek yemenize neden olan 5 duygu

Duygular tek başına “iyi” veya “kötü” olamaz. Duygular, bizlere hayatımızın hangi alanlarında değişiklik yapmamız gerektiğini gösteren araçlar olarak kullanılabilir. Fakat aynı zamanda, onlara verdiğimiz yanıtlara göre duygular zehirli bile olabilir.

Uplifers olarak sizleri aşırı yemek yemeye yönelten duyguları sıraladık:

1. Hüsran

Okulda, işte, özel ilişkilerinizde veya hayatın genelinde hüsrana uğradığınızı düşünüyorsanız, bu duyguyla mücadele etmek yerine yemek yemeyi bir kaçış olarak görebilirsiniz. Her şeyin ötesinde “konforlu yiyecekler” diye bir kavram var. Yiyecek dediğiniz şey stresli zamanlarda konfor sağlayıcı, rahatlatıcı bir şey olabilir. Peki ya sonra?

Gün içinde bir sürü işi bitirdikten sonra akşamları sıkılıp atıştırmalıklara mı yöneliyorsunuz?

 

Hüsran veya bir başka deyişle hayal kırıklığıyla mücadelenin en basit yöntemlerinden biri nefes almak. Günün sonunda kendinize sadece 10 dakika ayırın, sessizce oturun ve nefesiniz dışında hiçbir şeye odaklanmayın. Bu şekilde hayal kırıklıklarınız için proaktif çözümler bulabilir ve kontrolünüz dışındaki sıkıntıları kendinizden uzaklaştırabilirsiniz. Bu herkesin yapabileceği bir egzersiz olduğu gibi, tek ihtiyacınız olan kendinize izin vermek.

Bu konudaki “Yemek için çıldırdığını söyle, sana ihtiyacın olanı söyleyeyim!” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

2. Bıkkınlık

Gün içinde bir sürü işi bitirdikten sonra akşamları sıkılıp atıştırmalıklara mı yöneliyorsunuz? Bundan kurtulmak için günlük sorumluluklarınızın dışındaki bazı şeylere odaklanabilirsiniz. Sizi eğlendiren veya öğretici şeyler gün sonunda hem üretken hem de sağlıklı bir rahatlama sağlamanıza yardımcı olabilir.

Boyama kitabı boyamayı düşünebilirsiniz. Boyama kitabı sadece çocuklar için değil. Özellikle internet üzerinden sipariş verebileceğiniz sayısız fantastik boyama kitapları var. Günün sonunda kalan zamanınızı geçirmek için harika bir yöntem.

Başka bir hobi edinmeyi de düşünebilirsiniz. Yemek pişirme, el işleriyle uğraşma, fotoğrafçılık, yoga veya enstrüman çalma iyi bir fikir olabilir. Önemli olan ilginizi çeken bir şey bulmak.

3. Korku

Duygusal nedenlerle yemeklere yöneliyorsanız, bu duygular arasında korku önemli bir yere sahip. Kendini yetersiz hissetme korkusu, toplulukların önüne çıkma korkusu, başarısız olma korkusu bunlardan sadece birkaçı. İlk başta ağzınıza bir şeyler attığınızda bu korku hissi geçiyor gibi gelebilir ancak ağzınızdaki yiyecek bittiğinde korku yeniden belirir.

Bir şeylerden korktuğunuzda yiyeceklere yönelmek yerine korkularınızı kağıda dökebilirsiniz. Korkularınızı yazıya dökmek, onları görmenizi ve yüzleşmenizi sağlar. Bu da zamanla sizi daha güçlü kılar.

Bu konudaki “Anoreksiya Nervoza: Yeme bozuklukları ve çarpıtılmış beden algısı” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

4. Yalnızlık

Bazı insanlar dışarı çıkış başkalarıyla sosyalleşmek yerine evde kalıp televizyonun karşısına geçmeyi veya film izlemeyi tercih eder. Evde kalmakta sorun yok ancak ekranın karşısına her geçtiğinizde bir pizza söylüyorsanız, orada bir sorun var demektir.

Bir şeylerden korktuğunuzda yiyeceklere yönelmek yerine korkularınızı kağıda dökebilirsiniz.

 

Dışarı çıktığınızda hoşunuza gidecek şeyler bulabilirsiniz. Kendinizi yalnız hissediyorsanız, harekete geçin. Birilerini arayın, arkadaşlarınızla buluşun. Yeni insanlarla tanışmaya çalışın.

Bu konudaki “Duygusal yeme bozuklukları: Nedenleri ve tedavisi” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

5. Utanma

Başka duygularla mücadele etmek için yemek yemeye sığınmak, bu sefer de utanç duygusuna neden oluyor. Neden böyle yaptın? Neden bu kadar şeyi yedin” soruları geldikçe, insan o kaçtığı duygular ve bir de üstüne utanma duygusuyla yüzleşiyor.

Bilinçli bir şekilde yemek yemeyi öğrenmek gerçekten de insanın aydınlanmasını sağlayan bir şey. Duygularınızı uyuşturmak için değil gerçekten kendinizi beslemek için yemek yemeyi öğrendiğinizde, o utanma duygusundan da kurtulursunuz. Bu aynı zamanda doğayı ve onun nimetlerini yeniden sevmenizi sağlar.

Yiyeceklere yönelmek yerine hissettiğiniz duygular neyse onları karşınıza alın ve oturun, onları dinleyin ve kendinizi hatalarınızla kabul edin. Hepimiz yanlışlar yapıyoruz. Bunların acısını yiyeceklerden çıkarmayın.

Kaynak:
Tiny Buddha

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale