X

Başarıya ulaşmanızı sağlayacak en etkileyici motivasyon filmleri

Bazen izlediğimiz bir filmin etkisinden birkaç gün kurtulamaz, bize hissettirdiklerini herkesle paylaşmak ister, herkesin bizim aldığımız güzel enerjileri almasını isteriz. Bazen sadece bir film bile hayatımızı değiştirmeye yetebilir. Bunun nedeni filmin vermek istediği ders, filmde geçen sadece bir cümle ya da filmdeki herhangi bir karakter olabilir. Bazı filmleri ömür boyu unutmaz, o filmlerin yerini her daim ayrı tutarız. Hatta bazen sadece bir film, tüm umutlarımızı yeniden yeşertir, hayallerimizi gerçekleştirmemiz için bize adeta bir mentor olur.

Biz de Uplifers olarak yaşama dair en motive edici filmleri sizler için derledik:

Rocky

Motivasyon denince aklımıza ilk gelen film karakterlerinden Rocky tekrar tekrar izlenebilecek, hikayesiyle izleyen herkesi etkileyen ve motive eden filmlerin en başında geliyor diyebiliriz. 

Film, yoksul ve kimsesiz bir boksör olan Rocky Balboa’nın Dünya Ağır Siklet şampiyonu Apollo Creed ile unvan maçına çıkması yolunda Rocky’nin azmini, tutkusunu ve başarısını konu alıyor. 

Coach Carter (Koç Carter)

Mezun olduğu Richmond Lisesi’ne koçluk yapmak için geri dönen başarılı basketbol oyuncusu Ken Carter’ın koçluk yaptığı öğrencileriyle arasındaki bağı anlatan film, direnç, başarı ve motivasyonun en yoğun şekilde hissedildiği filmler arasında.

Kondisyonun ve defansın hücumdan daha önemli olduğunu savunan Koç Carter öğrencilerine de hem basketbolda hem de hayatlarında bunu nasıl uygulayacaklarını öğretmeyi hedeflemiştir. Tüm aile birlikte izleyebileceğiniz Coach Carter’ı izlediğiniz tüm süre boyunca hem heyecan hem de motivasyon sizinle olacak. 

Dead Poets Society (Ölü Ozanlar Derneği)

50’li yılların Welton Akademisi saygınlığı yüksek ve oldukça disiplinli bir okuldur. Fakat yeni İngilizce öğretmeni John Keating’in okula atanmasıyla okulda çok şey değişecektir.

Ölü Ozanlar Derneği, hayata dair güzel dersler veren, izleyene yoğun duygular hissettiren, imkansızın başarılabileceğini, sevginin ve dayanışmanın hayattaki önemini ve bir öğretmenin öğrencilerinin hayatını nasıl değiştirebileceğini en iyi şekilde anlatan ilham verici ve motive edici bir film.

The Theory of Everything (Her Şeyin Teorisi)

Ünlü İngiliz fizikçi ve bilimadamı Stephen Hawking’in kariyerinin ilk yıllarına, fiziksel kapasitesini giderek düşüren ALS hastalığının aşamalarına ve ilk eşi Jane Wilde ile ilişkisine odaklanan Her Şeyin Teorisi filmi, izleyiciyi çok derinden etkileyecek ve yaşamı her açıdan sorgulatacak çok değerli bir film.

Hayallerinizin peşinden ne pahasına olursa olsun gitmenizi ve sevginin tüm başarılarınızdaki yerinin önemini vurgulayan filmin etkisinden çok uzun süre çıkamayacaksınız.

Spirited Away (Ruhların Kaçışı)

Miyazaki’nin en ünlü animasyonlarından Spirited Away, babasının işi nedeniyle yeni bir şehre taşınmak zorunda kalan 10 yaşındaki Chihiro’nun yolculuk sırasında başına gelen ilginçlikler üzerinden ilerlemektedir. Spirited Away, motivasyonun en ilham verici haliyle karşınıza çıktığı nadir filmlerden bir tanesi.

Hayal gücünüzün sınırlarını zorlarken, bir yandan olaylara bakış açınızı tepe taklak edip, neye uğradığınızı şaşırtacak film, Miyazaki’nin filmleriyle henüz tanışmamış olanlar için başlangıç filmi olabilecek nitelikte.

İlginizi çekebilir: Animasyon filmlerinin ustası Miyazaki’nin unutulmaz filmleriAnimasyon filmlerinin ustası Miyazaki’

Million Dollar Baby (Milyonluk Bebek)

İşte bir klasik daha! 2005 senesinde yayınlandıktan sonra izleyenlerin dilinden çok uzun süre düşmeyen Million Dollar Baby, Maggie Fitzgerald isimli boksörün, uzun süredir kimseyle yakın olamayan başarılı dövüş eğitmeni Frankie Dunn ile buluşmasını konu alıyor. Film başarıyı ve geçmişin hayaletleriyle başa çıkma yollarını en etkileyici şekilde işlerken, izleyiciyi de tüm film boyunca ekrana bağlıyor.

Whiplash 

Bir şeyi gerçekten istemenin ne demek olduğunu, başarıya gidilen yolda çekilen zorlukların önemini ve “güzelliğini” bizlere tekrar hatırlatan Whiplash, bir orkestra şefiyle, genç bir bateristin arasındaki agresif ama güçlü bağı anlatıyor.

İster müzik hayatınızın bir parçası olsun, ister müzikle uzaktan yakından bağınız olmasın Whiplash izleyenlerin hayattaki tutkularını adeta yeniden canlandıracak.

Nightcrawler (Gece Vurgunu)

Los Angeles’ta polis muhabirliği yapmaya başlayan hırslı genç adam Lou Bloom’un suç dünyasına girmesini anlatan Nightcrawler, adrenalini en tepede yaşatan, aynı zamanda filmin başından sonuna kadar izleyicide merak uyandıran bir sürükleyiciliğe sahip.

Kötüyü ve iyiyi en derin ayrıntılarına kadar sorgulayacağınız Nightcrawler izledikten sonra içinizde tatlı bir başkaldırı hissi uyandıracak.

The Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli)

İzleyenlerin tekrar ve tekrar izlediği, asla eskimeyen klasiklerden bir diğeri de The Shawshank Redemption.

Karısını ve karısının sevgilisini öldürmekle yargılanan suçlu Andy Dufresne’nin Shawshank hapishanesine gönderilmesiyle başlayan film, en dipteyken bile tekrar yukarı nasıl çıkılacağını en etkileyici şekilde işleyen hayata dair önemli dersler veren filmlerden.

Spare Parts (Yedek Parçalar) 

Gerçek yaşamdan uyarlanan filmler her zaman bizleri daha çok etkiliyor. Spare Parts, dört tane lise öğrencisinin katıldıkları robot yarışmasındaki başarılarını konu alıyor. Film, gerçek bir eğitimin nasıl olması gerektiğine dair izleyenlerin kafasında farklı bakış açıları oluşturan, hem sevginin hem de dayanışmanın önemini tekrar hatırlatan dokunaklı bir film.

Chefs Table (Şeflerin Masası) 

Hep filmlerden gittik. Bonus önerimiz olan Chefs Table, 4 sezondan oluşan bir Netflix belgesel serisi. Her bir bölümü bir diğerinden etkileyici olan belgesel, tüm dünyadan en başarılı şeflerin işlerine olan tutkularını, çektikleri tüm zorlukları, yaşamlarının şaşırtıcı gerçeklerini en güzel görüntülerle ve müziklerle izleyiciye aktarıyor. Her bölümde başka bir duygu tadacağınız Chefs Table yaşamınızda tutku duyduğunuz her ne varsa onlara tekrar sımsıkı sarılmanızı sağlayacak.

İlginizi çekebilir: Hayata bakış açınızı değiştiren filmler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale