X

Aradığımız cevaplar doğru sorularla yan yana oturur

Bana kalırsa tüm hayat doğru soruları aramak ve doğru sorulara ulaşmakla ilgilidir. Sonra yeni doğru sorulara götürecek doğru sorular bulmak… Ve bu böylece sürüp gider. Biter mi? Bitmez. Sonsuzdur.

İnsan nasıl yaşar peki?

İnsan, bunun tam aksine, biri ona soru sorsun diye bekleyerek yaşar. Ona öğretilen cevapları vermek için.

Okullara gider, başkalarının sorduğu sorulara aldığı cevapları öğrenmek için. Çoğunlukla sorudan pek bahsedilmeden sadece cevaplar konuşulur. Halbuki “hangi soruya, ne zaman, hangi durumda verilmiştir bu cevap” kısmı öğrenme sürecinin en gerekli aşamasıdır.

Tabii o kadar “vakit” yoktur çünkü daha öğrenilecek çoook cevap vardır. Balık tutmayı bilmediği için aç kalmaktan korkan birinin bulduğu her balığı istifleyeceği gibi istifler bulduğu tüm cevapları insan. Bunları nerede nasıl kullanacağını bilmeden.

İnsan bu yolda yıllarını harcar ama bu yıllar onu daha öğrenilecek çok cevabın var olduğu stresine sürükleyeceğinden kendini bir türlü yeterli bilgiye sahip hissedemez.

Ve keşfedilmeden öğrenilmiş tüm cevaplar ise yılbaşı ağacı süsü gibi güzel ama fazlasıyla sınırlı salınır durur kafasının üstünde. Yılbaşı zamanına ve çam ağacı mekanına sıkışıp kalmış süslü toplar…

“Dünya düz değildir hayır tam olarak yuvarlak da değildir. Dünya, kuzey ve güneyden basık, iki yanağı şişik bir portakal gibidir” derler.

Bu teoriye göre Dünya’nın kare olma ihtimali hiç yoktur. İki yanağı şişik bir kare olma ihtimali bile yoktur.

Ben en çok buna gülerim mesela, çünkü tüm formlar sadece bir düşünce ürünüdür. Hepimiz aynı anda dünyanın iki yanağı şişik bir kare olduğunu hayal edebilseydik gerçeğimiz bu olurdu.

Olmaz, okyanuslar karenin kenarlarından nasıl akacak? diye sorduğunuzu hayal eder gibiyim. Yani inşallah sormuşsunuzdur. Bunu hayal etmek bile beni mutlu etti. “Su akar yolunu bulur canım yer çekimi niye var” diye bir soruyla karşılamak isterim sorunuzu. Sonra siz yine bir soru sorarsınız ve ben de bir soruyla karşılarım onu. Bir bakmışız beyinlerimiz birbirine sorduğu sorularla öylesine yükselmiş ki birlikte bir an için bile olsa dünyanın iki yanağı şişik bir kare olduğunu düşünebilmişiz. İşte bu dünyanın iki yanağı şişik bir kare olma yolunda attığı ilk adımdır. Yeterince insan bunu düşünebildiğinde Kuzey Kutbu’ndan Güney Kutbu’na sepet uzatarak bir ekmek bir de günlük gazete isteyebilecek kadar şahane bir dünyamız olur belki ve beyinlerimiz böylesine özgürleştiğinde bedenlerimizi bile ayna karşısında kıyafet değiştirir gibi değiştirebileceğimize hiç şüphe yok.

“Sahile ineceğim, sarışın bir bikini body lütfen. Teşekkürler”. İşte bu kadar kolay.

Ahh ne çok isterim sadece sorular sorduğumuz bir eğitim sistemimiz olsun. En doğru cevabı veren değil en doğru soruyu soranın mezun olduğu bir eğitim sistemi (bu düşünce tohumunu da şuraya bırakıvereyim). Eminim o zaman kimsenin iş kaygısı da olmazdı. İş kaygısı ne soracağını bilmediği için yolunu kaybetmiş olmaktır. Halbuki soru sorma kapasitesi artmış bir beyin nereye giderse gitsin yaşamı bulacağını bilir. İşte aradaki fark bu kadar dramatiktir. 

“Daha çok soru sorun”

Eğitim sistemini eleştirdim diye bu yanlış anlaşılmasın lütfen. Belli ki şu anda hep birlikte düşünebildiğimiz bu olduğu için bu gerçeği yaşıyoruz. Bunun yanı sıra, her insan istediği her an kendi hayatında kendi gerçeğini yeniden inşa edebilecek kadar yücedir. Hiçbir eğitim sisteminin sonucunu yaşamaya kurban değildir.

Hazır cevaplarla bulanmış beyninizi yeniden eğitebilir ve sorular soran ve sorularıyla okyanuslar aşan zaman ve mekan kavramlarından bağımsızlığını kazanmış birine pekala dönüşebilirsiniz. 

Her şey, hemen şimdi, bugün bir başlangıç yapmak ve bunu alışkanlık haline getirmekle ilgilidir. Beynimizi genişletmek hiç öyle sanıldığı gibi zor değil, sadece gerçekten istemeyi ve her fırsatta pratik etmeyi gerektiriyor.

“Bundan sonra her gün beynimi sonsuz potansiyele ve beni aradığım cevaplara götürecek doğru sorulara açıyorum” diyebilirsiniz. Gözlerinizi kapatarak ve odağınızı beyninize getirerek bunu yaparsanız etkisi daha fazla olacaktır. Ben mesela bunu söylerken beynimin tüm yönlerde kocaman büyüdüğünü ve bir ağacın dalları gibi uzantılarının sonsuzluğa ulaştığını hayal ederim ve beynimin kapasitesinin arttığını gözlemlerim. Gezegenler ve uzayla ilgili araştırmaları takip etmek ve bilim kurgu filmleri izlemek de bende çok işe yarar.

Aylardır aynı problemlerle boğuşuyor ve bir türlü işin içinden çıkamıyor musunuz? Muhtemelen henüz doğru soruyu sormadığınız için. Öncelikle beyninizi daracık alana hapsettiğiniz yerden çıkartın ve bir süreliğine sonsuzluğa açın. Az önce bahsettiğim alıştırmayı yapabilir ya da kendinize sıkı bir bilim kurgu filmi açabilirsiniz. Tekrar döndüğünüzde yeniden sormayı deneyin. Tekrar ve tekrar….

Doğru soruyu bulduğunuzda doğru cevap anında kalbinizin tam ortasında beyazlar dolusu bir ışıkla birlikte gelir ve sizi ışıklar ötesi güzel bir ana ışınlar.

Doğru cevap her zaman her yerde bizimle, doğru soruyu sormamızı bekliyor ve o güne kadar sorduğumuz her soru bizi ona bir adım daha yaklaştırıyor.

Hayat güzel. Cevaplar sonsuz. Yeter ki soru soralım.

İlginizi çekebilir: İlham verici eleştiriler nasıl yapılır?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale