X

Anksiyeteyi tetikleyen gıdalar ve iyi oluşu destekleyen şifalı bitkiler

Stres, yaşamlarımızın ayrılmaz bir parçası ve bir seviyeye kadar normal, sağlıklı bir tepki olsa da kronik bir hal aldığında tehlikeli hale gelebiliyor. Düzenli ve aşırı bir seviyede olduğunda stres, kaygıyı tetikleyerek fiziksel ve zihinsel sağlığa zarar verebiliyor. Bu nedenle stresi önleyecek ve kaygıyı azaltmaya, kontrol altına almaya yardımcı olacak tüm iyi yaşam düzenlemeleri kritik bir öneme sahip. Bilimsel araştırmalara ve uzman görüşlerine göre doğru beslenme de bu düzenlemeler arasında ciddi bir rol üstleniyor. Diğer bir deyişle, stresi ve dolayısıyla kaygıyı azaltmanın etkili bir yolu beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek ve neleri yemememiz veya az tüketmemiz gerektiğini bilmek.

Kaygıyı artıran yiyecek ve içecekler

Psikiyatrist ve Beslenme Uzmanı Uma Naidoo, bağırsakların ve beynin sürekli iki yönlü bir etkileşim içerisinde olduğuna, birinin diğerini doğrudan etkilediğine ve bağırsak-beyin bağlantısının doğru beslenme tarzı ile iyileştirebileceğine dikkat çekiyor ve ekliyor: “Yediğimiz gıdalar bağırsak-beyin bağlantısı yoluyla kaygıyı azaltmada ve/veya şiddetlendirmede önemli bir rol oynuyor.” Dr. Naidoo’ya göre stres semptomlarını azaltmak isteyen herkesin anksiyeteye neden olan gıdalardan kaçınması gerekiyor. Peki, hangi gıdalar anksiyeteye neden oluyor?

1. İşlenmiş gıdalar

Listenin ilk sırasında çoğumuzun tahmin edebileceği üzere işlenmiş, paketlenmiş gıdalar yer alıyor. Genellikle yüksek miktarda rafine şeker içeren işlenmiş yiyecekler, aynı zamanda çok sayıda koruyucu ve katkı maddesi de barındırıyor. Sık sık bu tür gıdaları tüketmek ise araştırmalara göre, bağırsaklardaki kötü huylu bakterileri, mikropları besliyor ve pek çok hastalığın ve stresin kaynağı olan enflamasyonu tetikliyor. Dr. Naidoo, işlenmiş, paketlenmiş, rafine şeker içeriği yüksek gıdalar yerine taze veya dondurulmuş meyve-sebzeleri, protein kaynaklarını ve mercimek, fasulye gibi bakliyatların tüketilmesini öneriyor.

2. Yüksek rafine şeker içerikli yiyecekler

Sofralarımızda yer verdiğimiz ve masum ya da sağlıklı olduğunu düşündüğümüz pek çok yiyecek türü, aslında ‘sinsi’ şeker içerikli. Hamur işleri, kekler, paketlenmiş ekmekler, granola barlar, ketçap veya hazır salata sosları tıpkı işlenmiş gıdaların çoğunda olduğu gibi yüksek miktarda şeker içeriğine sahip. Bu nedenle benzer türdeki yiyecekler aşırı şeker içerikleri nedeniyle lezzetli gelse de beyin ve bağırsak sağlığına zarar veriyor; iltihaplanmayı şiddetlendiriyor, ruh halini kötüleştiriyor ve kaygıyı artırıyor. Dr. Naidoo, “Şeker bağımlılık yapan bir madde olduğu için zamanla ne kadar az yersek canımız o kadar az çeker. Rafine şeker yerine avuç yaban mersini veya bir kare bitter doğal çikolatayı öneriyorum.” diyor.

3. Yapay tatlandırıcılar

Tatlandırıcılar, “şeker oranı düşük” veya “şekersiz” etiketli yiyecek ve içeceklere ekleniyor ve sağlıklı alternatifler olarak tüketicilere sunuluyor. Ancak, yapılan araştırmalar yapay tatlandırıcı içeren yiyecekler tüketen kişilerde tüketmeyenlere göre depresyon riskinin daha fazla olduğunu ortaya çıkarıyor. Ayrıca, farklı bilimsel çalışmalar da yapay tatlandırıcıların beyin için toksik etki yarattığına ve ruh halini düzenleyen nörotransmiterlerin beyin konsantrasyonlarını değiştirebileceğini gösteriyor.

4. Endüstriyel yağlar

Ne yazık ki gıda endüstrisinin sanayileşmesi, yüksek oranda işlenmiş, ucuz yağların geliştirilmesine yol açmıştır. Bu yağlar tipik olarak bol miktarda yetiştirilen mahsullerin (mısır, üzüm çekirdeği, soya fasulyesi, ayçiçeği ve palm gibi) yan ürünlerinin işlenmesiyle elde ediliyor ve omega-6 yağ asitlerinin miktarı artıyor. Omega-6 yağ asitleri vücutta, özellikle bağırsak ve beyinde fazla miktarda biriktiğinde ise enflamasyonu artırıyor, bu durum da stresin ve dolayısıyla kaygı seviyesinin yükselmesine neden oluyor. Uma Naidoo, endüstriyel yağlar yerine sızma zeytinyağı, avokado yağı gibi sağlıklı alternatiflerin tercih edilmesinin beyin-bağırsak sağlığı için önemli olduğuna dikkat çekiyor.

5. Kahve & alkollü içecekler

Kahve ile ilgili yapılan farklı çalışmalar olumlu-olumsuz pek çok sonucu ortaya çıkarıyor olsa da kahvenin kaygı halini tetiklediğini gösteren araştırmalar mevcut. Uzmanlar da kahvenin herkesi farklı şekilde etkileyebileceğine dikkat çekiyor ve kahve içerken herkesin kendini dinlemesini, vücut tepkilerini kontrol etmesini öneriyorlar. Öte yandan, alkollü içecekler için de benzer görüşler literatürde yer alıyor. Alkol, herkes üzerinde aynı etkiye sahip olmasa da aşırı ve sürekli tüketilmesi beyin sağlığını olumsuz etkiliyor ve daha gergin, endişeli bir ruh haline neden olabiliyor. Benzer şekilde yalnızca zihinsel değil, fiziksel sağlık için de alkol ürünlerinden kaçınmak gerekiyor.

İyi hissettiren şifalı bitkiler

Stres seviyenizi düşürmek ve kaygıyı azaltmak için kaçınmanız gereken gıdalar kadar beslenmenize dahil edebileceğiniz sağlıklı ve şifalı alternatifleri de değerlendirebilirsiniz. İster çayını demleyebileceğiniz ister yemek tariflerinize ekleyebileceğiniz, isterseniz de harici olarak farklı formlarda kullanabileceğiniz bitkiler ile stresi, kaygıyı, endişeyi azaltabilir, kendinizi rahatlatabilir ve iyi oluşunuzu destekleyebilirsiniz. Sertifikalı bir şifalı bitki uzmanı olan Ally Sands, doğanın şifalı gücünden hem ruhsal hem psikolojik sağlığımızı beslemek için faydalanabileceğimize dikkat çekiyor ve pek çok bitkinin iyileştirici özelliği olduğunu söylüyor. İşte Sands’in önerileri:

1. Lavanta

Lavanta stres atmak ve kolay bir uykuya dalmak gibi birçok faydaya sahip ve çok amaçlı kullanımı mistik inanışlara kadar uzanıyor. Sands’e göre lavanta, hem negatif enerjiden arındıran etkili bir araç hem de adeta bir tür sevgi ışığı. Lavanta keseleri, lavanta kokulu mumlar, tütsüler veya doğal lavanta yağı rahatlamanızı, kendinizi çok daha iyi hissetmenizi ve stresi kontrol altına almanızı sağlayabilir.

2. Melisa (limon otu)

Tıpkı lavanta gibi sakinleştirici bir etkiye sahip olan melisa, daha iyi hissetmek, stresi azaltmak, kaygı seviyesini düşürmek için tercih edebileceğiniz bir şifa aracı. Çay olarak tüketebilir, tütsü olarak yakabilir veya bakım maskelerinize ekleyebilirsiniz. Sands, “aromaterapik etkili banyolar yaratmak için de faydalanabilirsiniz” diyor.

3. Biberiye

Biberiye çok amaçlı kullanılan, kokusuyla, tadıyla, hoş dokusu ile iyi hissettiren, kelimenin tam anlamıyla mükemmel bir şifa deposu. Duygusal iyileşmeyi destekleyen, ruh halini yükselten, stresi azaltan bir etkiye sahip. Negatif enerjiyi temizlemek için evinizin bir köşesine asabilir, farklı yerlerde vazolara ekleyebilir, yemek tariflerinizde kullanabilir, çayını demleyebilir, kişisel bakımınıza biberiye özlü temizleyiciler, sabunlar ekleyebilirsiniz. Ally Sands’e göre iyi hissetme ve temizlik amaçlarının yanı sıra dişil enerjiyi yükseltmek için de biberiyeden faydalanabilirsiniz.

4. Nane

Hızlıca iyi hissettiren kokusuyla ve aromatik tadıyla gönülleri fetheden nane, harekete geçirici, canlandırıcı, enerjik bir bitki. Nane çayı, nane yağı veya taze nane yaprakları gibi farklı formlarda kullanarak iyi oluş halini destekleyebilir, kurutup mumlara ekleyebilir, tozlarından özel kokular yaparak yaşam alanlarınıza ekleyebilirsiniz. Kişisel bakım rutinlerinize de doğal nane yağı içeren ürünleri ekleyebilirsiniz.

5. Gül

Sands, bitkilerin şifalı gücünden faydalanırken güllere de mutlaka yer vermemiz gerektiğine dikkat çekiyor. Kalbe dokunan kokusuyla sinir sistemini iyileştirmeye yardımcı olan gülleri, duygularınızı dengelemek için kullanabilir, gül yaprakları ile kendinizi şımartmanın yanı sıra çok daha iyi hissedebilirsiniz. Gül suyunu kişisel bakımınıza ekleyebilir, gül reçeli ile ruhunuzu, damağınızı tatlandırabilir, öz sevgi ve öz şefkat pratiklerinizde gül kokulu tütsüler kullanabilirsiniz.

İyi oluş halini destekleyen daha fazla öneri için şu yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Stresle mücadelede en faydalı vitamin ve mineraller
Stresle mücadelede beslenme: Anksiyeteye iyi gelen 7 besin
Bağışıklık güçlendirici bitkiler ve bitki çayları: Kış aylarında içinizi ısıtacak bağışıklık dostu bitki çayları ve şifalı bitkiler

Kaynak: wellandgood, mindbodygreen

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale