X

Aklımın ‘hayır’ dediği hiçbir şeye ‘evet’ dememeyi öğrendiğim gün

Kalbimin hayır dediği hiçbir şeye evet demeyeceğim…

Çok severek takip ettiğim bir Instagram hesabında az önce karşıma çıktı bu yazı. Bu tarz sayfalara ‘genellikle’ yorum yapan biri değilimdir, ancak bunu görür görmez yorumları açtım ve ‘Sanırım ben de bu saatten sonra ‘aklımın’ hayır dediği hiçbir şeye evet demeyeceğim.’ diye yazdım ve tam da o an aklımda bu haftanın konusu belirdi.

Evet aklım hayır diyorsa, bundan sonra gönlümden ne geçerse geçsin benim cevabım da aklım gibi hayır olacak (galiba).

Biliyor musunuz bugüne kadar hep duyguları ile hareket eden birisi olmuşumdur. Yaptığımın mantıksız olduğunu bilsem de, sadece aklıma değil aynı zamanda kalbime de saçma gelse de gönlüm o yöne saptı ya, işte ben de gönlümün peşinden, onun seçtiği yoldan gitmişimdir hep. Ne geçti elime dediğimde pek de bir cevap bulamıyorum aslında. Ne kazandırdı bananın cevabı ise elbette öğrendiğim dersler demek isterdim de hiç de öyle olmadığını görüyorum bu yaşımda.

Hayatın bunca yıl kafama vura vura sokmaya çalışıp da başaramadığı dersleri görmezden gelip nasıl da her defasında aynı boşluğa düşebiliyorum, nasıl kendimi her seferinde aynı hataların içine sokabiliyorum ben de bilmiyorum doğrusu…

Halbuki ben değil miyim mantıklı nasihatler ve öneriler ile çevresindekilere yol gösterebilen? Empati yeteneğimi kullanarak, üzüleceğini bilsem de sevdiğim kişinin, durumu bir de karşı tarafın aklıyla ele alıp, her iki tarafın bakış açısıyla değerlendirip, ona uygun analizler yapıp fikirler verebilen?

Kendime gelince neden yapamıyorum peki? Kel miyim, yoksa kelin izinde miyim?

Vardır benim gibi, hatalarından ders almayıp her seferinde kalbinin sesini dinleyenler eminim. Benim de çevremde var, yok değil elbet. Merak ediyorum doğrusu, onların da benim gibi hayatlarının tüm alanları için mi geçerli hataları? Kendi hayatıma bakınca çünkü, yalnızca sevgili veya arkadaşlık ilişkisi değil ki demek istediğim. Hayatın her dalıyla benim derdim. Kimi zaman çalışma hayatı, kimi zaman aldığım hedefler, kurduğum düşler, bazen hareketlerim, çoğu zaman ise ilişkilerim…

Bir-iki örnek verecek olursam mesela ilişkiler ile ilgili, her ‘Seni asla üzmeyeceğim.’ diyen erkeğe emin de olsam yalanından, istisnasız her seferinde inanıyor olmam diyebilirim belki. Ya da dostlarımdan her an aynı özveriyi beklemem gibi. Neden her seferinde atıyorum kendimi o çukura? Neden her seferinde bu kadar güveniyorum insanlara? Hadi güvenme demeyelim de neden her zaman yanımda olacağını söyleyenleri her an her koşulda istiyorum hayatımda?

Hiç mi öğrenmedim herkesin benden ayrı bir hayatının olabileceğini? Ya da hiç mi öğrenmedim insanlara bu kadar özverili olmanın gereksizliğini? En önemlisi de hiç mi öğren(e)medim kırılganlıklarımın ve de alınganlıklarımın çoğu zaman yersiz, bir o kadar da sinir bozucu olabildiğini?

Bir dostun ‘Ben her zaman yanındayım.’ demesini neden bu kadar kişiselleştiriyorum ki mesela? Nasıl yanımda olabilir ki her zaman, Casper mı da belirecek her anımda yanımda? Neden sözcüklere bu kadar takılıyorum ki? Neden istemediğim şeylere hayır diyemiyorum ki? Neden, neden ve daha birçok neden sorusu, keşke sözcüğüyle birleşip neden kemiriyor ki beni her defasında?

Tüm bu nedenlerin cevabını söyleyeyim mi şimdi sizlere? Aslında tek bir neden var. O da kalbimin sözünü dinliyor olmam her ama her anımda. Yanlış da olsa söylediğim şey, kırgın ya kalp o anda, aklımın düşünmesine bile fırsat vermeden harekete geçiyor hemen. Ya da yanlış olduğunu bile bile yaptığım bir şey var mesela, ama kalp diyor ki:

“Yap! Çünkü ben öyle istiyorum, 3 günlük dünya sonuçta, sonra pişman olmak var işin ucunda…”

Akıl da gidiyor peşinden. Hayır, yapma demeye çalışsa da dinletemiyor sözünü hiç ona…

Ama dedim ya bugüne kadar bir faydasını görmedim ki kalbimi dinlemenin, neden o halde bu ısrarım hala?

Bir de aklın yoluna bakayım bari, kim bilir belki o daha mutlu eder beni. Belki de onun kararları daha güzel yönler verir hayatıma.

Ne dersiniz? Siz peki hangi yolu seçenlerdensiniz?

Hangisini dinlediğimizin bir önemi yok aslında. Mantıksız da olsa, başka canlılara ya da doğaya, yaşayan yaşamayan herhangi bir varlığa zarar vermediği sürece, yapmak istediğimiz neyse onu yapmak değil mi bizi güçlendiren, hayatımıza yön veren günün sonunda? Bir düşünün derim…

Sağlıklı ve bence ‘biraz da mantıklı’ günlerde buluşmak dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Umut varsa hayat da var

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale