X

Akıllı telefonların çocukların dil gelişimi üzerindeki gizli etkileri

2007 yılındaki ortaya çıkışlarından itibaren akıllı telefonlar günlük yaşamın bir parçası haline geldi ve ebeveynler ile çocuklar arasındaki etkileşim üzerinde de etkili oldu. Araştırmalara göre ebeveynler çocuklarının yanındayken akıllı telefonlarını çok sık kullanmıyorlar ancak kullandıkları zaman bu durum telefona tamamen odaklanmalarına sebep oluyor. Bu da teknoloji kullanımı nedeniyle ebeveyn-çocuk arasındaki etkileşimin bozulması anlamına geliyor.

Bu tip bozulmalar çocuğun gelişimi üzerinde geriletici etkiye sahip. Çocukların okula başlamadan önce ebeveynleriyle evde bol bol vakit geçirdiklerini düşünürsek, bu durumun bu önemli yıllarda çocuk üzerindeki etkilerine göz atmak gerekiyor.

Telefondan dolayı ortaya çıkan bildirim sesleri çocuğun kelime haznesi gelişimini yavaşlatabiliyor. 18-25 aylık çocuklar ile yapılan bir araştırmada bildirim düzeyleri ve kelime haznesi gelişimi arasında negatif korelasyon görülmüş. ABD’deki 2 yaş çocukları ve anneleri ile yapılan bir başka çalışmada ise telefon aramalarından kaynaklanan bölünmelerin yeni eylem kelimeleri öğrenmeyi bölünmeyen etkileşimlere göre geride bıraktıkları görülmüş. 3-5 yaş aralığındaki çocuklarla yapılan başka bir çalışmada ise ebeveynlerin akıllı telefon kullanırken daha az bilgilenme amaçlı sorular sordukları görülmüş ve bu da çocukların daha az soru sorması ile sonuçlanmış. Yani teknolojik cihazların araya girişleri çocukların dil gelişimleri üzerinde etkili.

Ancak dil gelişimi ve ebeveynlerin cihaz kullanımı arasındaki ilişkide dikkate alınacak bazı başka faktörler de olabilir. Cihazlara odaklanmak özellikle bebeklik döneminde ebeveynin çocuğa değil telefona odaklanmasına sebep oluyor ve bu da çocukların göz takibini bozuyor. Araştırmalara göre akıllı telefon kullanımı ebeveyn-çocuk etkileşiminde göz temasını olumsuz etkiliyor. Gözlem çalışmalarına göre park, restoran gibi yerlerde telefonlarını kullanan ebeveynlerinin bakışlarını çocuklarından başka yana çevirdikleri ve bu nedenle minimum göz teması kurulduğu belirtiliyor. Başka bir çalışmada ise ebeveynler telefon görüşmelerinde göz teması kursalar da ekranı kullandıkları durumlarda göz temasını kesiyorlar.

Annelerin çocukla ortak yaptıkları eylemlerde daha fazla dil kullanma eğilimleri mevcut ancak akıllı telefonlar bu özel bağın bozulmasına sebep olabiliyor. Araştırmalara göre ebeveynler telefonları ile meşgul olduklarında çocukları ile çok daha az sözlü ve sözsüz iletişime giriyorlar. Özellikle bakıcıların mobil cihaz kullandıklarında çocuklarla çok daha az ortak dikkate sahip oldukları ve cihaza tam anlamıyla gömüldüklerinde bu etkinin en üst düzeyde olduğu belirtiliyor.

Artan miktarda araştırmaya göre bu durum ebeveyn tepkiselliğinde azalmaya yol açıyor. Japonya’da yapılan bir çalışmaya göre anneler ile 3-6 aylık bebekler arasında, emzirme esnasında telefona bakmaktan geri duranların göz temasını daha iyi kurdukları ve bebeğin emzirmesinin sona erdiğini fark etmekte daha iyi oldukları görülmüş. Ancak aynı anneler emzirme esnasında telefon kurcaladıklarında tepkileri hayli gecikmiş. Bu da erken gelişim aşamalarında telefonun ebeveynlerin bebekten gelen sinyalleri yorumlama kabiliyetlerini azalttığını gösteriyor.

Çeşitli gözlem çalışmalarında da bu konuda benzer şeyler gözleniyor ve telefonlarını kurcalayan ebeveynlerin tepkiselliklerinin azaldığı görülüyor. Özellikle bildirim adetleri arttıkça bu daha da öne çıkıyor. Sadece telefonun açık durması bile ebeveyn ile çocuk arasındaki bağ ile tepkiselliği azaltıyor. Dolayısıyla aktif bir akıllı telefonun varlığı bile ebeveynliği etkiliyor ve bilişsel olarak dikkat dağıtıcı etki gösteriyor, bu da dil gelişimine engel olabiliyor.

Bu durumun dil gelişimi üzerindeki etkileri koşullu tepkilerin baskılanmasından kaynaklanabilir. Koşullu ve tepkisel ebeveynlik dil gelişimi için önemli ancak kaynağı ne olursa olsun bölünmeler olduğunda bu etkileşim bozuluyor. Başka bir çalışmada bu nedenle hem akıllı telefon hem de kağıt üzerindeki görevler dikkat dağıtıcı olarak kullanılmışlar ve ikisi de ebeveyn tepkilerinde azalmaya yol açmış. Bu nedenle bu durum dil gelişimini doğrudan etkilemeyebilir ancak gelişimi için önemli olan süreçleri bozabilir.

Başka kanıtlara göre ise akıllı telefonlar bu etkileşimi her zaman bozmayabilir. Bazen ebeveynlerin akıllı telefon kullanımının dil gelişimi üzerinde olumlu etkileri de oluyor. Örneğin ortak dikkatte bir odaklanma noktası olabilir ve bu da cihaz hakkında ortak bir şey konuşurken kelime gelişimini sağlayabilir. Ekrana bakma veya fotoğraf çekme gibi daha üst düzey ortak dikkat aktivitelerini ekran kaydırmadan ayırmak gerekiyor. Bu nedenle akıllı telefonların dil haznesi gelişimi üzerindeki etkileri cihazın kullanım şekline göre değişim gösterecektir.

Akıllı telefonlar aynı zamanda duygusal ve pratik bir destek sağlayarak ebeveynlik stresini hafifletmeye yardımcı oluyor, çünkü bilgi ve sosyal ağlara erişim sağlamaya destek sağlıyor. Örneğin yapılan bir çalışmada akıllı telefonlar ile sosyal destek edinmenin annelerin yalnızlık hissinde ciddi azalma sağladığı belirtiliyor. Ebeveynlerin stres düzeyleri azaldığı zaman çocuklarla etkileşimleri de daha tepkisel oluyor ve daha uzun süre ortak dikkat geliştirebiliyor ve bu da ilişkilerinin kalitesinin artmasını sağlıyor.

Dolayısıyla sonuç olarak akıllı telefonlar ebeveynlerin dikkatini çocuktan başka yere çekebiliyor ve bu da tepkiselliğe ve önemli etkileşimlere engel olabiliyor ancak durum sadece bundan ibaret değil. Bu cihazların bağ kurmaya yardımcı olma potansiyelleri var çünkü hem ortak dikkate yardımcı olabiliyor hem de ebeveyn stresini azaltabiliyor. Teknolojik cihazlar ve dil gelişimi arasındaki ilişkiyi tam olarak anlamak için daha fazla araştırma gerekiyor. Akıllı telefon kullanımının yarattığı zorluklar ve fırsatların hepsini keşfederek daha sağlıklı ve etkileşimli bir ebeveyn-çocuk ilişkisi elde etmek de mümkün olacaktır.

Kaynaklar: psychologytoday

Abels, M., Vanden Abeele, M. M. P., Van Telgen, T., & Van Meijl, H. (2018). Nod, nod, ignore: An exploratory observational study on the relation between parental mobile media use and parental responsiveness towards young children. In E. M. Luef & M. M. Marin (Eds.), The talking species: Perspectives on the evolutionary, neuronal, and cultural foundations of language (pp. 195–228). Uni Press Verlag.
Bordeleau, S., Bernier, A., & Carrier, J. (2012). Longitudinal associations between the quality of parent-child interactions and children’s sleep at preschool age. Journal of Family Psychology, 26(2), 254–262.
Braune-Krickau, K., Schneebeli, L., Pehlke-Milde, J., Gemperle, M., Koch, R., & von Wyl, A. (2021). Smartphones in the nursery: Parental smartphone use and parental sensitivity and responsiveness within parent-child interaction in early childhood (0–5 years): A scoping review. Infant Mental Health Journal, 42(2), 161–175.
Bury, K., Jancey, J., & Leavy, J. E. (2020). Parent mobile phone use in playgrounds: A paradox of vonvenience. Children, 7(12), 284.
Corkin, M. T., Henderson, A. M. E., Peterson, E. R., Kennedy-Costantini, S., Sharplin, H. S., & Morrison, S. (2021). Associations between technoference, quality of parent-infant interactions, and infants’ vocabulary development. Infant Behavior and Development, 64(August), 101611.
Coyne, S. M., Shawcroft, J., Gale, M., Reich, S. M., Linder, L. K., McDaniel, B., Stockdale, L. A., & Booth, M. (2022). Digital distraction or accessible aid? Parental media use during feedings and parent-infant attachment, dysfunction, and relationship quality. Computers in Human Behavior, 127(February), 107051.
Elias, N., Lemish, D., Dalyot, S., & Floegel, D. (2020). “Where are you?” An observational exploration of parental technoference in public places in the US and Israel. Journal of Children and Media, 15(3), 376–388.
Gaudreau, C., Hirsh-Pasek, K., & Golinkoff, R. M. (2021). What’s in a distraction? The effect of parental cell phone use on parents’ and children’s question-asking. Developmental Psychology, 58(1), 55–68.
Hiniker, A., Sobel, K., Suh, H., Sung, Y. C., Lee, C. P., & Kientz, J. A. (2015, April 18). Texting while parenting: How adults use mobile phones while caring for children at the playground [Paper presentation]. CHI ’15: Proceedings of the 33rd annual Association for Computing Machinery conference on human factors in computing systems, New York.
Kildare, C. A., & Middlemiss, W. (2017). Impact of parents’ mobile device use on parent-child interaction: A literature review. Computers in Human Behavior, 75(October), 579–593.
Konrad, C., Hillmann, M., Rispler, J., Niehaus, L., Neuhoff, L., & Barr, R. (2021). Quality of mother-child interaction before, during, and after smartphone use. Frontiers in Psychology, 12, 929.
McDaniel, B. T. (2021). The DISRUPT: A measure of parent distraction with phones and mobile devices and associations with depression, stress, and parenting quality. Human Behavior and Emerging Technologies, 3(5), 922–932.
McDaniel, B. T., & Coyne, S. M. (2016). “Technoference”: The interference of technology in couple relationships and implications for women’s personal and relational well-being. Psychology of Popular Media Culture, 5(1), 85–98.
Nakagawa, H., Yoshida, S., Ohnishi, A., Terada, T., Funato, H., & Tsukamoto, M. (2019, September 9). Effect of using smartphone during breast-feeding. Conference session. UbiComp/ISWC ’19 Adjunct: Adjunct proceedings of the 2019 Association for Computing Machinery international joint conference on pervasive and ubiquitous computing and proceedings of the 2019 Association for Computing Machinery international symposium on wearable computers, New York.
Ochoa, W., Reich, S. M., & Farkas, G. (2021). The observed quality of caregiver-child interactions with and without a mobile screen device. Academic Pediatrics, 21(4), 620–628.
Radesky, J., Miller, A. L., Rosenblum, K. L., Appugliese, D., Kaciroti, N., & Lumeng, J. C. (2015). Maternal mobile device use during a structured parent–child interaction task. Academic Pediatrics, 15(2), P238–244.
Reed, J., Hirsh-Pasek, K., & Golinkoff, R. M. (2017). Learning on hold: Cell phones sidetrack parent-child interactions. Developmental Psychology, 53(8), 1428–1436.
Rothstein, T. M. (2018). The presence of smartphones and their impact on the quality of parent-child interactions [Master’s thesis, California State University].
Smith, K. E., Landry, S. H., & Swank, P. R. (2000). The influence of early patterns of positive parenting on children’s preschool outcomes. Early Education and Development, 11(2), 147–169.
Tomasello, M., & Farrar, M. J. (1986). Joint attention and early language. Child Development, 57(6), 1454–1463.
Vanden Abeele, M. M. P., Abels, M., & Hendrickson, A. T. (2020). Are parents less responsive to young children when they are on their phones? A systematic naturalistic observation study. Cyberpsychology, Behavior, and Social Networking, 23(6), 363–370.
Wolfers, L. N. (2021). Parental mobile media use for coping with stress: A focus groups study. Human Behavior and Emerging Technologies, 3(2), 304–315.

İlginizi çekebilir: Çocuklarda ekran zamanı yönetimi nasıl yapılabilir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale