X

Affetmenin gücü, affetme süreci ve “Affetme & Serbest Bırakma Meditasyonu”

Tarih 5 Kasım 2003, Amerika Birleşik Devletleri tarihinin en büyük seri katili Seattle’da 48 kadını öldürmekten yargılanıyor. Gary Ridgway, tanımadığı bu 48 kadını çeşitli işkencelerle öldürmekten, kendisine yöneltilen suçlamaları ifadesiz bir surat ve soğukkanlılıkla kabul ediyor. En ufak bir pişmanlık veya üzüntü ifadesi yok, ne sözlerinde ne de görüntüsünde.

Mahkemenin son aşamasında öldürülen kadınların yakınlarına söz hakkı veriliyor. Kurbanların acılı yakınları tek tek kürsüye geliyor ve her biri Gary’e göz yaşlarının yanı sıra büyük bir öfke ve kin duyguları içinde aşağılayıcı, ezici, çok ağır sözler söyleyerek içlerindeki acıyı döküyor. Tüm bunlar karşısında Gary başta olduğu kadar sakin… Konuşan kişilerin gözlerine ifadesiz bir şekilde bakarak, en ufak bir pişmanlık veya rahatsızlık belirtisi vermeden dinliyor.

Sonra kurbanların yakınlarından bir adam kürsüye yaşlı gözlerle geliyor ve Gary’e bakarak; “saatlerdir size öfke ve nefret duyan onlarca kişiden her türlü aşağılayıcı sözü duydunuz ancak ben onlardan biri değilim. Bana tanrının yapmamızı söylediği şeyi en zor yoldan öğrettiniz” diyor ve devam ediyor, “Bay Ridgway AFFEDİLDİNİZ!”

Saatlerdir her türlü aşağılama ve hakarete maruz kaldığı halde hiçbir duygusal tepki vermeyen Gary, “AFFEDİLDİNİZ” kelimesini duyduğu anda gözyaşlarına boğuluyor…

Hayat, her birimizin farklı konularda zorlu sınavlardan geçtiği uzun bir yolculuk. Her birimizin sınavlarının zorluk derecesi ve kişide bıraktığı duygusal yara kendine has, kimi için sevdiği bir yakının yukarıdaki örnekte olduğu gibi zalimce katledilerek öldürülmesi, kimi için eşi tarafından aldatılmak, kimi için ortağı tarafından dolandırılarak her şeyini kaybetmek aynı derecede duygusal etkiler yaratıyor olabilir. Kimsenin hayatında neler yaşadığını, hangi süreçlerden geçtiğinin bilmeden bunu anlamak ve mukayese etmek mümkün değil. Ancak bildiğim tek şey, her ne yaşanırsa yaşansın bizi üzen, yaralayan, acı çektiren, hayal kırıklığına uğratan kişilere karşı içimizde taşıdığımız kin, nefret ve öfke duygularının kendimizden başka kimseye zararı olmadığı. Yukarıdaki hikayede gördüğüm en net şey ise affetmenin gücü.

Öfke ve kin, zehiri kendin içip başkasının ölmesini beklemektir” der Buddha. Affetmekle, affetmemek arasında duygusal olarak içine düştüğümüz en önemli çelişki ise; eğer affedersek bize kötülük etmiş kişiye iyilik yapmış olacağımız düşüncesidir. Acımızın ancak öç alarak ve o kişinin başına bin türlü kötülük gelmesini dileyerek dineceğini zanneder bir yanımız. “Bana yaptıkları cezasız mı kalacak yani?” deriz… Bu düşünceyi bilinçli farkındalıkla ve biraz mantıkla analiz edersek kendimize zarar vermekten başka bir şeye faydası (zararı) olmadığını görebiliriz aslında. Olan olmuş ve geri dönerek değiştirme gücümüz yok. Her ne sebeple olursa olsun içimizde tuttuğumuz, tekrar tekrar aynı olayları düşünüp duygusal olarak aynı acıyı kendimize yaşattığımız her an olumsuz duygularla hem zihnimizi hem de tüm hücrelerimizi adeta zehirle yıkarız. Geçmişten kopup özgürleşmek ve ileriye doğru umutla yürümek yerine, kurban bilinci içine, geçmişe hapsederiz kendimizi. Bir başkası için ne düşündüğünüzden, ne hissettiğinizden o kişinin haberi dahi yokken, olsa dahi belki umurunda bile değilken, siz orada takılı kaldıkça sadece kendinize zarar veririsiniz.

Şu üç noktayı özellikle idrak etmek, özgürleşmeye giden yolda önemli adımlardır;

  1. Affetmek yaşananları unutmak demek değildir. Elbette yaşadıklarınızı unutmayacaksınız ancak size verdiği duygusal acıyı dönüştürecek sağlıklı bir zihin ve bedene kavuşacaksınız. Yaşadıklarınızdan almanız gereken dersleri aldığınız için minnet duyup yolunuza devam edeceksiniz.
  2. Affetmek bu kişiyle görüşmenizi, hayatınızın içine almanızı gerektirmez. Sizin affedip   etmediğinizi bilmesine de gerek yoktur. Önemli olan sizin duygusal olarak hafiflemenizdir.
  3. Affetmek size acı veren, zarar veren kişiyi ödüllendirmek demek asla değildir. Affetmek karşınızdakine değil kendinize verdiğiniz bir hediyedir.

Bu konuda beni en çok etkileyen düşünce zehirlerinden birisi de şudur aslında; sana kötülük etmiş zarar vermiş olsa dahi bir başka insanın zarar görmesinin sana faydası nedir ve bir insanın başına kötü şeyler geldiğinde bundan mutlu olup kendini iyi hisseden kişi, iyi ve sevgi dolu bir insan olduğunu söyleyebilir mi? Bunu bir düşünmek lazım…

Affetmek bir süreç gerektirebilir yeter ki niyet edin ve kalbinizi açın.

İster kader ister karma diyelim, bazı olaylar kontrolümüz dışındadır, ancak çoğu kendi seçimlerimiz ve kararlarımızla yarattığımız deneyimlerdir. Bunun da farkında olmak ve sadece suçlamak yerine yaşananlarda bizim payımızın ne olduğuna bakıp kendi içimizde ki dönüşüme odaklanmak hayatımızı yepyeni bir boyuta taşıyacaktır. Yaşananlar ne kadar ağır olursa olsun, bu kişilerle bağımızı fiziksel veya enerji düzeyinde kesmedikçe huzur yoktur insana.

Affetmek bir süreç gerektirebilir yeter ki niyet edin ve kalbinizi açın. Aşağıdaki Affetme ve Serbest Bırakma Meditasyonu size bu konuda yardımcı olacaktır. Dilediğiniz sıklıkta ve dilediğiniz kadar farklı kişi için uygulayabilirsiniz. Her seferinde içinizdeki olumsuz duyguların hafiflediğini ve affetmenin mucizevi etkisini yaşamınızda fark edeceksiniz.

 

İlginizi çekebilir: Buddha’nın affetmek hakkındaki eşsiz hayat dersiBuddha’

Yazarın diğer yazıları için tıklayın. Yazarın diğer yazıları için tıklayın. 

Gülferi Yıldırım: Psikoloji ve Nörobilim Uzmanı. Mindfulness Eğitmeni İTÜ Elektronik Mühendisliği’nden mezun ve Yeditepe Üniversitesi’nden (MBA) İşletme Yüksek Lisansına sahip olan Gülferi Yıldırım, Üsküdar Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji ve Nörobilim Yüksek Lisansını tamamlamıştır. Aynı zamanda Kültür Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi olarak “İletişim ve Marka Yönetimi” dersi vermektedir. Kurumsal dünyada, 25 yılı aşkın süredir strateji, organizasyonel yapılanma, iletişim ve pazarlama konularında danışmanlık ve liderlik yapmaktadır. Her yıl İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Mutlu İnsan ZihinRuhBeden Festivali”nin kurucusudur. Kendini keşfetmek üzere çıktığı yolda Türkiye’den Güney Afrika’ya, ABD’den Peru’ya, Hindistan’dan İngiltere’ye ve Bali’ye pek çok eğitime katılmıştır. Bu eğitimlerden bazıları; Oxford, MIT (Massachusetts Institute of Technology), University of Massachusetts gibi dünyanın saygın üniversitelerinde aldığı mindfulness, meditasyon ve nörobilim temelli eğitimlerdir. Doğunun binlerce yıllık kadim bilgilerini, batı bilimi ışığında, kurumsal deneyimleriyle sentezleyerek oluşturduğu mindfulness temelli mutluluk, liderlik, yaratıcılık ve stres yönetimi eğitimleriyle kurumların ve bireylerin hedeflerine ulaşmalarına vesile olmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale