X

Adrenalinden serotonine: Çocuk kitabı yazarı Bengisu Gençay ile keyifli bir sohbet

Bengisu Gençay, çocuk edebiyatına, Zem Sesini Arıyor adlı kitabıyla merhaba demiş bir yazar. Bu fantastik roman, herkesin seslerine göre gruplara ayrıldığı bir gezegende sesi olmadan doğan bir çocuğun öyküsünü anlatıyor. Kitabın karakteri Zem, sesini ararken akıl almaz maceralar yaşıyor. Renkli yol arkadaşları Do ve Tiz ile birlikte büyük bir gizemi çözüyorlar. Bengisu Gençay ile Epsilon Yayınları’ndan çıkan ilk romanı Zem Sesini Arıyor’u ve yeni kitabını konuştuk.

Uplifers: Merhaba Bengisu! Biz seni öncelikle Güney Amerika’dayken Uplifers için yazdığın yazılardan tanıyoruz. O sırada kitabın henüz yayınlanmamıştı. Nasıl gitti ilk kitap maceran?

B.G.: Yazdıklarımın yayınlanması benim için bir amaçtı, onu varılacak bir yer sanmıştım. Yanılmışım. Oraya vardığımda kitabın bana sadece bir kapı açtığını gördüm. Zem Sesini Arıyor, çocuklarla aramdaki ilişkiyi başlattı ama bağ kurmak ancak kitabı bir araç olarak kullanınca, onların romanın evrenini genişletmesine, esnetmesine izin vermeyi öğrenince oldu. Atölyelerle, yazar buluşmalarıyla, onların öykülerini, projelerini dinlediğim oturumlarla…Bunlar, Zem’in kitaptan dışarı çıkıp atmosferde dağılmasını, çocukların onu iyice solumasını sağladı.

Çocuk okur dediğimiz bir ayna aslında. Karşınıza geçip soruyor, “Şimdi ne yazıyorsunuz?”, ““Ne zaman çıkacak?”, “Konusu ne?”, “Aa güzelmiş.” Hatta, “Aa çok saçmaymış!” Bu kadar yalansız bir ilişkiye yürek lazım değil mi? İnsana, su gibi saydam olma sorumluluğu yüklüyorlar. Çok şey öğreniyorum buluşmalarımızdan.

Bu yüzden okullarda ücretsiz gerçekleştirmeye devam ettiğimiz Kendi Sesini Bulma Atölyeleri benim için çok değerli. Çocuklara atölyelerde bazı sorular soruyorum ve cevapları düşünüp eğer isterlerse benimle paylaşmalarını istiyorum. Cevapları bana günler, bazen aylar sonra e-posta olarak gönderiyorlar. Instagram hesabımda #SesiniArayanÇocuklar serisi yapıyorum. Böylelikle, her bir okurum, Zem’e dönüşüyor.

Uplifers: Yeni kitabının yayın hazırlığında olduğunu söylemiştin. Ne anlatacaksın?

B.G.: Hikaye kalıplarımız değişiyor. Mitolojik hikayelerden bu yana alışageldiğimiz kahramanın macera döngüsü kırılıyor. Genellikle erkek bir karakterin bir maceraya çağrıldığı, zorlukları heyecanla aştığı ve sonunda başarıp, güzel kadını elde ettiği yapılar nihayet son buluyor. Artık kahramanın macera döngüsü yok, kahramanların pozitif etki çizgisi var. Savaşarak başarı elde edip sivrilmek yerine bir arada, yeni bir yaşam ihtimalini araştırmak var. Adrenalin yerini serotonine yani heyecan yerini mutluluğa bırakıyor. Bu dönüşümü çok umut verici buluyorum.

İşte yeni kitapta tam böyle bir hikaye anlatıyorum. “Bizlere pompalanan tek başına parlama kültürü yerine yan yana, birbirini kabul ederek durabilmenin bilgeliğini koyabiliriz.” diyen bir hikaye bu. Sanılanın aksine görülmek, görmekle başlıyor. Benim kahramanım da başkalarını görmeyi, onların şarkısını duymayı öğreniyor. Ağlaya ağlaya, derin iç çekerek, hep gözümü kaçırdığım yanlarıma bakarak yazdım bu metni. Ama gülerek okunacak çünkü içinde bol bol mizah var.

Uplifers: Biraz yazılış hikayesinden bahsedebilir misin?

B.G.: Onu yazmaya oturduğumda kendime, “Bu metni bir şarkı besteler gibi yazacağım. Ayrı ayrı karakterler birer enstrüman gibi birleşip tek parça olacak ve uyum içinde çalacaklar. Kitabın kendine has bir sesi olacak.” dedim. Okuması için hiçbir şey söylemeden ilk gönderdiğim arkadaşım, “Güzel bir senfoni dinlemiş gibiyim.” yazdığında yayınevimle hemen paylaşmaya karar verdim.

Türü yine fantastik. İlk kitabım Epsilon Yayınları’ndan çıkmıştı, yeni kitap da aynı yayınevinin okul öncesi kitaplar için kurduğu Uçan Fil tarafından yayınlanacak. Orman Olmak; resimli, yaşsız ve kalıpsız bir hikaye. Kitabı dört kadın yayına hazırlıyoruz. Çizerimiz Gizem Gözde Uçar, editörümüz -aynı zamanda adaşım- Bengisu Yılmaz, genel yayın yönetmenimiz Aslı Tunç ve ben.

Uplifers: Çocuklar için yazan ve onlarla zaman geçiren biri olduğun için sormak istiyoruz, sence onların en çok neye ihtiyacı var?

B.G.: Onlarla, biricik sesleri arasından çekilmemize ihtiyaçları var. Bunu yapabilirsek gerisi kendiliğinden gelir zaten.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale