X

Adalar ülkesi Filipinler’in kendine has bir köşesi: Dumaguete

Sabahın erken saatlerinde kalkıp gençlerle dolu “jeepney”e atlıyor ve sahile doğru yola çıkıyorsun. Herkesin yüzünde sabah mahmurluğu ve de gizlenemeyen bir heyecan okunuyor. Sahilde bekleyen tekne dalış için gelen gençleri toparlayıp denize açılırken sen de birkaç gün içinde bu botta yer almanın hayaliyle palmiye ağaçlarının altındaki hamaklardan birine uzanıp dalış ders kitabın elinde, dalış hocanı beklemeye başlıyorsun.

Burası “Dikkat, Hindistan cevizi düşebilir!” cümlesinin ciddi bir uyarı olduğu bir yer!

Dalgaların sesi ve hamağın sallantıları arasında palmiyelerden birinin üstünde gördüğün tabela bir kahkaha atıp nerede olduğunu bir daha idrak etmeni sağlıyor. “Dikkat, Hindistan cevizi düşebilir!” cümlesinin ciddi bir uyarı olduğu ve başka bir tehlike olasılığının aklına gelmediği bu yer Filipinler’in şehirlerinden biri, Dumaguete.   

Su altı canlılığı açısından çok renkli ve zengin olan Filipinler, dalgıçların hayallerini süsleyen dalış noktalarından birkaç tanesi…

Adaların ülkesi Filipinler’i keşfetmek için yola çıktığında karalardaki güzelliklerin ötesinde bütün gizemiyle seni bekleyen bir yer daha var; suyun altındaki dünya. Su altı canlılığı açısından çok renkli ve zengin olan Filipinler, dalgıçların hayallerini süsleyen dalış noktalarından birkaç tanesine birden ev sahipliği yapıyor. Yeni şeyler keşfetmek için taa bu kadar uzaklara gitmişken neden kendine yeni bir gezi hedefi koymayasın? Su altındaki gizemli hayat sadece bir dalış sertifikası uzaklığında seni bekliyor.

Dumaguete, Cebu adasının hemen yan tarafındaki pek de turistik olmayan adanın büyük şehirlerinden biri.

Bu yeni seyahat hedefi doğrultusunda en kaliteli eğitim, en uygun fiyat, dalış kursları ve hocaları hakkında en pozitif yorumlar ve en güzel dalış noktalarına yakınlığı gibi birkaç farklı kriteri baz alan birkaç günlük araştırmanın sonunda dalış öğrenmek için en iyi nokta belirleniyor; Dumaguete. Dumaguete, Cebu adasının hemen yan tarafındaki pek de turistik olmayan adanın büyük şehirlerinden biri. Filipinler’in hatırı sayılır üniversitelerinden birine ev sahipliği yapan bu öğrenci şehrinde bir hafta geçirmek turistler için hazırlanan göz boyamalardan uzak yerel yaşamını görmek için harika bir fırsatı yaratıyor.

Dumaguete’deki zaten az olan gezginlerin buluşma noktası şehrin en büyük hosteli olan Harold’s Mansiyon. Bu hareketli mekan ucuz konaklamanın yanı sıra çiçeklerle çevrili, manzaralı büyük terasıyla diğer gezginlerle tanışmak ve buradaki partilerde keyifli vakit geçirmek için de harika bir seçim. Aynı zamanda küçük bir dalış okuluna sahip olan bu hostel, hem dünyanın sayılı dalış noktalarından sayılan “Apo Reef”e günlük dalış turları düzenliyor hem de dalış meraklılarına sertifikalı dalış dersleri veriyor. Ders derken bildiğimiz dört duvar arası derslerle uzaktan yakından alakası yok tabii ki. Dalış hocasının anlattıklarını dalga sesleri eşliğinde dinleyip pratik için suyun altına dalıp çıkıp biraz güneşin altında kuruyup dinlenme sonrasında yeniden dalıp çıkmalarla geçiyor günler. Her dalışta denizin altında keşfettiğin şeyleri ve bunun heyecanını anlatmıyorum bile, bu başlı başına ayrı bir yazının konusu.

Palmiye ağaçlarının altındaki hamaklardan birine uzanmşsın, dalış ders kitabın elinde…

Suyla bu kadar haşır neşir olduğun günün sonunda şehre döndüğünde aklındaki tek şey karnından gelen açlık çığlıkları oluyor. Bu sesleri yatıştırmanın en güzel yolu koşarak “Neva’s Pizza”ya gidip kendini harika bir pizzayla ödüllendirmek. Burada, parmaklarını yedirecek kadar lezzetli el yapımı pizzalar, kimseyle paylaşmak istemeyip son dilimleri başkası almasın diye ellerinle saklayacağın kadar büyük bir bencilliğe itiyor seni. Pizzaların ortaya söylendiği masalarda herkesin çaktırmadan önüne çektiği tabakların bir sağa bir sola kayışını eğlenceli bir şekilde izliyorsun. Bu pizzaların harika tadının bir sırrı da var, alışılmışın aksine mozzarella yerine cheddar peyniri kullanılıyor ve bu pizzaya alışık olmadığın enfes bir tat veriyor. Genellikle ailelerin ve arkadaş gruplarının tercih ettiği, sıcacık bir ortamı olan bu restoranda kimse pizzalar arasında seçim yapamadığı için genelde menüdeki tüm pizzalar birden sipariş ediliyor ve masalar uçtan uca pizzayla doluyor. Oh, tabii ki dev sürahilerde Filipinlilerin favori içeceği buzlu çaylar da pizzalara eşlik ediyor. Bu restorana gelirsen menün belli, cheddarlı harika bir pizza yanında buzlu çay ve sonra elmalı tatlı ile taçlandırılacak. 

Bu pizzaların harika tadının bir sırrı da var, alışılmışın aksine mozzarella yerine cheddar peyniri kullanılıyor ve bu pizzaya alışık olmadığın enfes bir tat veriyor.

Gündüzleri şehri tanımak için dışarı çıktığında hareketli bir insan kalabalığıyla karşılaşıyorsun. Arabaların tek tük olduğu caddeler, motorlar ve “tricycle”ların vızıltısıyla dolu. Tricycle’lar; bir motorun, sonradan eklenen metal bölmeyle 5-6 kişinin sığabileceği havadar bir toplu taşıma aracına dönüşmüş hali. Şoförler jeepneylerde olduğu gibi, araçlarını rengarenk boyayıp kamyon arkası yazılarıyla donatarak romantiklikte ve dikkat çekicilikte birbiriyle yarışıyor.

Şoförler jeepneylerde olduğu gibi, araçlarını rengarenk boyayıp kamyon arkası yazılarıyla donatarak romantiklikte ve dikkat çekicilikte birbiriyle yarışıyor.

Şehirde minik birkaç alışveriş merkezi, küçük dükkanlar ve bol bol cafe ve restoran var. Şehrin tam göbeğinde gündüzleri bir pazar kuruluyor. Bu pazarda, el işi hatıralık objeler, kurutulmuş balık ve sebzelerin ağırlıkta olduğu yiyecekler ve hayal edemeyeceğin kadar çok çeşit muz bulabilirsin; bildiğin muzun kırmızısı, yeşili, sarısını ve hatta “saba banana” denen sadece pişirilerek yenebilen bir muz çeşidini de.

Buradaki pazarlarda hayal edemeyeceğin kadar çok çeşit muz bulabilirsin…

Bir öğleden sonrasını şehrin en kalabalık noktası olan Rizal Boulevard ve etrafı için ayırmalısın. Şehrin en popüleri olan bu cadde, deniz kenarında boylu boyunca uzanıyor. İlk durağın caddenin en meşhur pastanesi Sans Rival olsun. Burada denize nazır keyif yapıp pastanenin spesiyali “silvanas butter piece” isimli tatlıyı deneyip enerji depolayabilirsin. Sonrasında şehrin en tarihi yapısı olan “Dumaguete Katedrali”ne de bir göz atabilirsin. Eğer yılbaşına yakın bir zamansa bu minnak katedralin etrafında küçük bir panayır oluyor.

Yolun kenarları sıra sıra plastik masa ve sandalyelerle donatılıp seyyar bir restorana dönüşüyor.

Deniz boyunca uzanan Rizal Boulevard caddesinde özellikle gün batımında deniz ve güneşin renklerinin dansını görmek için uzun bir yürüyüş yapabilirsin. Tam da herkes bu caddeye akın ettiğinde yolun kenarları sıra sıra plastik masa ve sandalyelerle donatılıp seyyar bir restorana dönüşüyor. Masalarından birinde yer kapıp deniz manzaralı lezzetli bir akşam yemeği yiyebilirsin.

 

İlginizi çekebilir: Enerjisi hiç bitmeyenlerin ülkesi Filipinlerin salaş ve samimi adası Cebu

Gökçe Argun: Büyük küçük kaçamaklarla yeni yerler keşfetmekten daha güzel ne olabilir? Daha önce yürünmemiş sokakların, henüz tadılmamış yemeklerin heyecanı yaşanmalı diye çıktığım yollarda kuşlara özenip uçaktan atladığım, uzak bir köyde sessizce oturup iç sesini duymaya çalıştığım ya da okyanusa dalıp köpek balıklarını gözetlediğim anlar deneyimlerimin en vazgeçilmezleri. Bu hikayelerden etkilenip de yola düşenlerden biri neden sen olmayasın?

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale